Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Din
 YöntemBilim Forumu | Diğer | Din
Mesaj icon Konu: mubarek geceler Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3561

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: mubarek geceler
    Gönderim Zamanı: 28-Mart-2021 Saat 22:31


 MÜBAREK   GECELER

 

İnsanların bireyleri gibi toplumlar ve kültürlerde tebdil ve tecdid kanununa tabi olarak değişirler ve yenilenirler. Bu değişme ve yenileme da bazen ileri gider çıkar ve bazen geri kalır düşer.. bunların  bir kısmı GELİŞME olarak görürken bazıları da bu “gelişme”yi tersiyle değerlendirir.

 

Bilgilerin doğru ve gerçekliği OBJEKTİF iken buyrukların iyiliği ve kötülüğü SUBJEKTİFTİR. Objektif (ortak ve nesnel) ve sübjektif (ayrık ve kimsel) kavramlarını bilmeyen ve metinden manayı ayıramayan kimseler bu dediklerimi anlamayacaklardır bile.

Enfüsi ve indi bir görüş ve düşünce ile afaki ve fenni bilgi arasında bir ayırım yapabilmek için o insan bir BİLİM tahsil etmesi ve üniversite zihin eğitiminden geçmesi gerekir desem bunu ayırımcılık yapmakla suçlamayınız.

 

Çünkü üniversite okumak bir insanı çağdaş ve bilimsel yapmadığı gibi üniversite okumamak da bir insanı gerici ve yobaz yapmaz. Ancak büyük bir çoğunlukla gericiler üniversite okumayan ve çağdaş eğitimle bilim ve düşünce ve uygarlık tarihinden ve gelişiminden habersiz kalmış kimselerdir..

 

 

Bu neden böyle.. çünkü diri öğrenme ve canlı düşünme BAŞARILAMADIĞINDA bilme gücümüz ve anlama yetimiz ve inanma yetkimiz dumuru uğrar. Bilimle saptandığı gibi beyindeki fikir devreleri donar ve kemikleşirde bu yüzden alışkanlıkları ve alışkınlıkları ve inançları değiştirmek zordur.

 

İnsanda DÜŞÜNCE ve İNANÇLARINI ayırt etme duyarlığı da kalmamışsa alışılmış görüş ve düşünceleri bırakmak.. eski bilgi ve inançlardan ayrılmak hayati tehlike sanılır. Yinelenenler ve yenilenenler arasındaki DEĞİŞİM sağlam ve sağlıklı olmuyorsa hayata her gün yeni bir renk katma yerini günler dünü kopyeleme ile geçiyorsa bu yaşantı ve davranışın görüş ve düşüncelere de mutlaka bir yansıması olacaktır.

 

 

Bu gün bende alıştığım bir davranış karşısında şaşırdım.. dinde abartılan gecelere bir yakınımdan muhalefet gördüm.. böylece ÜRETİMDE bedia ve TÜKETİMDE sünnet ile EĞİTİMDE şura ve YÖNETİMDE beyat dörtlüsünü gündeme getirmek istedim.. lakin yerim dar bunları burada açıklayamayacağım. Bu dört konunun her birindeki DEĞİŞİM’İ “bid’a” olarak gören ve “icad” çıkarma diye uyaran bir ZİHNİYET elbette “mukaddes”tir.. ancak TAKDİS ettiklerinin ne kadar MUKADDES olduğu tartışmasına giremiyorlarsa lütfen Risale-i Nur külliyetında LEM’ALAR risalesinin sonunda açıklanan FERDUN, HAYYUN, KAYYUM, HAKEMÜN, ADLÜN, KÜDDÜS olan esma-i Hüsna dan olan esma-i sitte’yi okusunlar.

 

 

O zaman görürler ki çoğalma kanunun beslenme kanunu TEMİZLER.. beslenme kanunu seslenme kanunu temizler.. seslenme kanununu sevinme kanunu temizler.. hatta bedenin BESLENMESİ de aşalma ve özümleme ve kirlenme ve temizlenme alt süreçleriyle anatomi ve fizyolojimizi temizler ki bundan dolayı hadesten taharet ve necesatten taharet denilen bir kural vardır.

 

Maalesef bu asırda insanlar dış temizliğe önem veriyorlar ve fakat iç temizliğe önem vermiyorlar.. cehalet ve taassubtan.. hükme peşin ve fikri sabitten.. suizandan ve gıybetten beynimiz, zihnimiz, şuurumuz ve aklımız öylesine kirlenmiş ki bid’ayı kable olandan.. telifi ihtiradan.. keşfi icaddan.. ayıramıyoruz.. hem bu yeni değil.. biz tam bin senedir DÜŞÜNME’yi durdurduk felsefe ve hikmeti kapı dışarı ettik.. üç yüz sene DÜŞÜNCE’yi dondurduk bilim ve hukuku buz dolabına koyduk.. bu yüzden bu günde dünkünün sünni ve şii kavgasına hadis ve Kur’an kavgası ekledik.. sevgi ve saygıdan sonra hoş görüyü içeri alamadık.. amentüden sonra gelen ve islamın beş şartından sonra gelen boş veriyi dışarı atamadık.. ehli kıble denilen kavramı kaldırdık. Çünkü kalbimizde insaf ve edeb.. aklımızda mizan ve hikmet kalmadı…

 

 

Bu yüzden SENİN dinsizliğinin neden çoğaldığını anlamıyorsun. Çünkü senin inanmadığın Tanrı’ya inanıyorlar.. senin inandığın tanrıya inanmıyorlar. çünkü sen sanrılarını tanrı sayıyorsun.. diyorum kendime bir türlü inandıramıyorum. Kimbilir belki bu yüzden yakınım benim mübarek gecemi BİD'A saydı kutlamadı…

 

 

 

 

DÜZELTİLMİŞ VE GENİŞLETİLMİŞ: Müşterek ve ortak dil ve dini bulamadıkça.. insanlar yollarını din.. dinlerini yol saymayı sürdürecekler.. SIRAT ya hizb olarak türlü fırk ve zümeleri ya da mezheb olarak çeşitli meslek ve meşrebleri gerektirir.. bu tanımladığım sırat ve yolların ayırdında bulunmadığımız sürece dinler EKONOMİK ve POLİTİK bir iktidarın ideolojisi yapılmaya.. felsefeler OTORİTER ve TOTALİTER sistemlerin dini haline getirilmeye gelmeye devam edecek.. ancak bu da normal ve olacağan.. çünkü GELİŞMEMİZ.. deneme.. yanılma.. birikim.. eklenlenme ile süren bir EVRİM'dir.. ancak evrimli birlikte devrimde de var.. buyruluşla birlikte yaratılışta var.. dayatımla birlikte deneyimde var.. dürülüşle birlikte dirilişte var.. "var"SÖZcükleri yerine oluyor ve bulunuyor demeliydim.. çünkü bizlerin ancak var "sayma" ve yok "sanma" yetisi var.. pardon bulunuyor. Birde hepleme ve hiçleme yetkimiz oluyor.. bunun dışında az VAR ya da çok YOK yüklemleriyle sınırlı, koşutlu ve kısıtlı konuşmamız gereken bir dilimiz ve bilimimiz bulunuyor. YOK tur ya da VAR dır.. demek dilin dırdırından başka bir iş değil.. öyle ise ŞU var veya Bu yok demek yerine müşterek dil ve dine göre YOL'umuzu aramaya ve bulmaya bakalım derim.. SÖZ'ümüzün sağlam ve sağlıklı bilgi ve buyruk içerip içermediğine duyarlık gösterelim.. tanrı tanırlık ya da tanımazlıktan çatışmasından Tanrı TANIKLIK noktasına yönelelim.. bunları yapmayanı da O'na havale edelim.. O'nun yerine geçip cezalandırmaya kalkmayalım.. bu da yukarıda dillendirdiğim TANIRLIK mesleğinde ilerlemek ile olur.. aksi halde adamı bırakırsın ta TANRILIK'a kadar gider ve bundan haberi bile olmaz.. Allah korusun.. bilgi, sevgi, saygı ve sağlıcakla kalınız.

 

Bu paylaşımımı bir Değerli Arkadaşım paylaştı.. paylaştığı yerdeki arkadaş “anlamıyorum” dedi ekle sen hastasın! Hatalısın diyerek yerde hastasın demek ağır hakaret iken bin işi salaklığa verdim.. dedim ki:

 

"İnnallahestafa ademe ve nuhan ve ale ibrahime ve ale imrane alelâlemin. Zürriyetin baz'uha min baz'. Vallahü semiun alîm. Ali İmran 33 ve 34.. Allah azze ve celle istifa eder mustafaları.. ferd ve birey olarak adem ve nuh.. aile ve toplum olarak.. Amma Muhammed Mustafa'dan sonra birey ve toplum dengesi sağlanmış olarak yürüyecektir.. yalnız başkasına kafir diyen kendisi olduğu gibi eğer o dediği kafir değilse.. bunun gibi ben hasta değilsem sizin sünnet ile tedaviye ve Kur'an ile şifaya çok ihtiyacınız var demektir. En azından ilme ve yaşa hürmetsizliktir.. Bey Kardeşim.. Mustafalar seçilmiş olur.. büyük olur.. küçülmez. Anlamakta zorlanabilirsiniz ancak anlamakta zorlandığınız beyan'ımı söylerseniz.. SÖZÜN işaretini tercüme (çeviri) ve TÜMCE'nin delaletini tevil (eviri) etmekten öte.. AÇILAMA (tasrih ya da teşrih) ve AÇIKLAMA (izah ya da irca ) yapmaya çalışabilirim. Bunları yazmaktan maksadım bilgi gösterisi yapmak değil.. anlam, anlama ve anlatımın o kadar kolay olmadığını göstermek içindi.. Evet YARATAN seçer.. kim YARADAN'a adanarak geliyor diye.. öyle YAR'dan atılanların hepsi yâr olabilselerdi ya da YAR'a adanabilselerdi.. yalvarı (DUA) ve yakarıya (HAMD) gereksinim kalmazdı... sonuçta YAZGI hükmünü icra edecek bizde böyle YARGI'larımızı ortaya koyacağız. Bizi bağışlayanız.. maksadı aşan anlatımllarım için. Sevgi ve saygıyla sağlacakla kalınız Aziz Kardeşim.. eleştirinİZ içinde teşekkür ederim.

 

Üstelik ekledim:

 

Müşterek ve ortak dil ve dini bulamadıkça.. insanlar yollarını din.. dinlerini yol saymayı sürdürecekler.. dinler ideoloji.. felsefeler din haline gelmeye devam edecek.. ancak bu da normal ve olacağan.. çünkü gelişmememiz.. deneme.. yanılma.. birikim.. eklenlenme ile süren bir EVRİM'dir.. ancak evrimli birlikte devrimde de var.. buyruluşla birlikte yaratılışta var.. dayatımla birlikte deneyimde var.. dürülüşle birlikte dirilişte var.. varlar yerine oluyor ve bulunuyor demeliydim.. çünkü bizlerin ancak var sayma ve yok sanma yetisi var.. birde hepleme ve hiçleme yetkisi.. bunun dışında az ya da çok.. var veya yok deme ile sürdürdüğümüz bir dilimiz ve bilimimiz bulunuyor. YOK tur ya da VAR dır.. demek dilin dırdırından başka bir iş değil.. var ve yok değil YOL'umuzu bakalım derim.. SÖZ'ümüzün sağlam ve sağlıklı bilgi ve buyruk içerip içermediğine duyarlık gösterelim.. tanrı tanırlık ya da tanımazlıktan size TANIKLIK noktasına yönelelim.. bu da yukarıda dillendirdiğim TANIRLIK mesleğinde ilerlemek ile olur.. aksi halde adamı bırakırsın ta TANRILIK'a kadar gider ve bundan haberi bile olmaz.. Allah korusun.. bilgi, sevgi, saygı ve sağlıcakla kalınız.

 

Neyse güç bela kusura bakma dedi bende dedim:

 

Aziz Kardeşim bu ilginç şaklabanlıkları ve taklaları YBA (Yöntembilim Bilimsel Analiz)in reklam ve propagandası için yapıyoruz.. yoksa içerikli bilgi vermek ya da bilgi içeriği tartışmak amacım değildir.. Hazır açık ve seçik Anlaşılır yazarak okuyucularını ve öğrencilerini düşünmekten uzaklaştıran ve sormayı unutturan yazarlar ve hocalar yüzünden millet ezberlerini tekrardan başka bir iş yapmaz hale geldi.. bu yüzden www.yontembilim.com sitemin FORUM kısmındaki düz yazıları ve tabloları kendim yazıyor kendim okuyorum...

 

 

 

 

 

 

 


IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk