İnsan hakkında kırk tablo

20190928_080245_INSAN.rar

Bu s=insan40.doc tablosunun yalın ve 00 NUMARALI ilk dosyalarını eklersek 42 dosya olur ve tablolar rahatlıkla 80 dosyaya kadar çıkartılabilir.. çünkü "insan" bitmez ve tükenmez bir imkan ve potansiyelin adıdır.

Ancak bu tablo hemen oluşmadı.. 1990 öncesini saymıyorum.. bu tarihden itibaren 30 yıldır YBA insan ve islam içeriği ile kendini göstermeye çalışıyor.. 90 öncesi bu çabanın hazırlığını da katarsak 40 yıllık memuriyet ve evlilik yaşamımda bununla uğraştım.

Şurası açıktır ki   insan, hikmet, felsefe, dil ve din gibi çok yanlı ve yönlü konular, alanlar ve katmanlar için hızlı bir anlam sürücü ve kolay bir anlatım aygıtı olan yöntembilimsel analizi gerektiriyorlar. Günlük dilin düz yazısı ile ancak halka retorik ve aydına diyalektik ile çekilmiş resimler sunulabilir. Bunların video ile diri ve canlı hale getirilmesi için felsefe ve din arasında ortak bir dilin inşa edilmesine gerek var ve YBA de buna aday bir çalışma.


Soyut ve saydam ve biçimsel olan yöntembilimsel analiz kendini inşa ederken, biraz daha somut ve muayyen olan insan, islam, kainat, toplum içeriklerini kullandı.. bu bilgi içerikleri ve içerikli bilgiler elbette ördüğümüz görüşler ve düşüncelerden ibarettir.. YBA reklam ve propagandasını yaparken ben bunları kullanıyorum.. ancak bu bilgi ve görüş ve düşünceler bu haliyle de düzenlendiği gibi değiştirilebilir.. düzeltildiği gibi denetlenebilir.. tartışılabildiği gibi eleştirilebilir.. ancak bu anlam ve anlatımların YBA dilinin öğrenilmesi, kullanılması ve yararlanılması ile bu iş daha çok ve çabuk.. daha kolay ve ucuz olur.

Burada ki suret-i ameliye (yaşantı) ve şekl-i muamelede (davranış) dan tarzı nazar (görüş) ve tavrı niyete (tutum) kadar insan bir bütün olarak gösterildi.. bu manzara ile de meşru hürriyeti (ÖZGÜR) ve makul ayniyeti.. (DÜRÜST) mümkün hakimiyeti (ETKİN) ve makbul hamiliyeti (İÇTEN) ile bir İNSAN inşaası kuruldu.. elbette KURAMSAL olarak.. ancak bu örgü sıradan bir RESİM değil canlı bir ilişki, diri bağlantı ve yaşayan bir ilgidir.. ve bunlar tüm coğrafi kültürler ve tarihi uygarlıklar ile işlenmiş ve işlenmektedirler. Bu okuma ve yazma bile bu canlı süreç (vetire) ve ileç (vesile) lerin bir parçasıdır. İster Müslüman ister mason ister Marksist olun hangi ideolojiye adanmış olursanız olun.. ister tanrı tanır ister tanrı tanımaz bulunun sonuçta her birimiz ve hepimiz İNSAN’ı inşa ediyoruz. Çünkü insaniyetin beşerin yapısından çıkan medeniyetin yapılandırdığı en yüksek kule ve en muhteşem bir binadır.. savaşları ve barışları.. sınavları ve yarışları ile evrenin göz bebeğidir; nebiler ve veliler.. dâhiler ve deliler… böylece cennet, cehennemden süzülmüş olarak çıkan bir mahsulattır.. bu bizim gereksinimizdir.. ancak bu alanda bizler bunun için değil RUHLARIMIZIN HÜRRİYETİNİ kazanmak için bu işlere mübtela ve meftun oldur.. bu fitne ve belalardan oluşan imtihan ve müsabakaların anlamını ENBİYA 35 şu üç cümlede özetliyor: Külli nefsin zaikatülmevt. Ve nebliküm bişşerri velhayrı fitne. Ve ileyna türceun.
Çünkü İnsanı inceleyen o kadar çok insanbilimleri var ki..
(MANTIK temelli Psikoloji, Sosyoloji ve Linguistik)
insanı ilgilendiren o kadar çok etkinlikler var ki..
(san'at ve hikmet ile fünun ve hukuk)

Fakat insanın KENDİSİNİ sorunluluk, sorumluluk, zorunluluk, gereklilik yanlarıyla   bu bilimlere ve etkinlikleri bırakılamayacak kadar değerli bir olanak, önemli bir var oluştur. İster adanışını gerçekleştirsin ister akışa tabi olsun.. kendini ancak kendi kurtarabilir, başkası değil. Bunun için “çaresiz seniz çare sizsiniz” denilir.. Eğer siz yarenize çare aramazsanız kimse onu oraya koyaycak değildir. Yalvarıp yakarmıyorsanız.. yar olmuyor ve yaranmıyorsanız.. yâriniz ve yaranız neden çağıracak ve bağıracaksınız ki.. sadece çekimlere ve çelimlere kapılarak sürükleneceksiniz.. o kadar.    

Bütün bunları onun gereksiniminden ( ihtiyac ve hacatından) fazla bir arayış (harrat ve taharri) .. hedefinden fazla bir gaye taşımasından dolayıdır.

Maşadov bu arayışı insanın KENDİSİNİ GERÇEKLEŞTİRME “gereksinim”i adını vermiş.. fakat bu fakir bunu bir hacat ve ihtiyaç ve gereksinim olarak görmez taharri ve harrat ve arayış olarak adlandırır. Çünkü nakşın itmamı ile kasrın ikmali birbirinden ayrıdır. Şuur hayattan farklıdır.. iman şuurdan ayrıdır.. marifet ve muhabbeti ile ötelere giden insanı teşhis ve tefrik etmeseydik onu evrenden hayvandan ve hayattan.. hatta tanrıdan ayıramazdık. Kendimizi tanrı sanır benliğimizde yiter giderdik. Ve böylece de nuktadan nutka çıkan naksı itmam nakşı içindeki ihtiyaç ve gereksinimimizin.. hal ve işimizin.. kal ve tadımızın.. hass ve duyarlığımızın.. yaşam ve hayatımızın insan, şuur, iman ve islam yönünü bulamazdık.

Şimdi size 42 nci tablo ile karşı karşıya bırakıyorum.
Bu günlük dilin düz yazısı ve tabloların paylaşımı sizleri YBA öğrenmey özendirmek ve teşvik etmek amacıyla yapılmıştır.. taki kendinizi YBA ile ile inşa ederek kendinizle beraber insanı tanımanız, bilmeniz ve sevmeniz içindir.

YBA öğreniniz, bu ilgi, sabır ve gayret sonunda göreceksiniz ki bu zorluk sizin BENİNİZİ tanıma ve ifade etmenize değecek ve kendinizi gerçekleştirmenize yardım edecektir.

Bilgi, sevgi, saygı ve sağlıcakla kalınız.
Osmanziya
28.09.2019 Üçyol İZMİR

      


Düzenleyen osmanziya - 28-Eylül-2019 Saat 08:49