Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Yöntembilim
 YöntemBilim Forumu | Yöntem Bilim | Yöntembilim
Mesaj icon Konu: dil ve dusunce Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3397

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: dil ve dusunce
    Gönderim Zamanı: 22-Haziran-2022 Saat 22:05




Dilsiz düşünülebilir mi ?


20220622_220459_DILVEDUS_ayrik.rar

DILVEDUS dizini içindeki dosyalar



DİL OLMADAN DÜŞÜNMEK MÜMKÜN MÜ ?
BİR TARTIŞMA KONUSU OLARAK ÜZERİNDE
ÇOK UĞRAŞILMIŞTIR

Bu konudaki yazı ve linki dizin içinde BİLİM ADAMLARININ BİR ÇALIŞMASINI dilsiz dus.doc dosyasında paylaştım..

dil ve düş.. dile getirme ve dillendirme ile düşe götürme ve dillendirme çok yönlü ve yanlı bir olay.. üstelik birde dilin belirlediği dünya ve düşün ya da dilin belirlediği din bulunuyor.. kısaca DÜNYA ve DİL ve DİN.. öyle kolay çözülebilecek bir sorun değil.. ama yine YBA ile analiz etmeye çalıştık...

Bu arada beyin ve bedeni unutmuyoruz.. bedenin ve beynin sağını ve solunu.. Richard Peynman'ın Fizik Yasaları kitabından öğrendik.. bu sağ ve sol oldukça derin bir fizik konusuymuş..

Bu konuda ilk etapda 33 dosya yaptık sonra 95 dosyaya kadar çıkarttık… dosyalardaki tabloları versiyon sırasıyla yalından karmaşığa kadar inceler ve izlerseniz.. imgeler ve irdelerseniz. Bu tedkik ve tetebbu..   bu tahayyül ve tevehhüm sizi boşa çıkarmayacaktır.

Bu konuda sizi iki ünlü ismin görüşünü söylemeleyim.. birincisi dil bilimini kuran Seassaure diğer bilgi felsefenin Einstein’i Wittgenstein.. Sasur diyor ki dil ve düş bir kağıdın iki yüzü gibidir, kağıdı yırtarsanız.. ikisini de yırtmış olursun.. bu şu demektir dili ve düşü birbirinden ayırmak olası değil. Vitgenştein ise düşüncenin sınırları dilin sınırları içindedir. Bunu ünlü “Felsefe metafizik ve mantıktan (lojikten) ibarettir, temeli lojiktir.” Sözüyle anlatıyor. Mantık ve nutuk yani düş ve dilin YEDİ katmanlı bir yapı olduğun nukta’nın nutka intikal ettiğin tüm çalışmalarımızda göstererek dil ve düşün arasını kağıdın iki yüzü kadar doğu ve batı kadar YBA ile açtık.. İncelerseniz görürsünüz. Ördüklerimi katılır ya da katılmazsanız.. bu ayrı bir konu.. ancak insanın dilden ve düşünceden fazla bir kimse ve nesne odağı taşıyan ÖZNE olduğu şimdiye kadar ki yazılarımızda göstermeye ve onun ar yükü ve ad yolcusu taşıyan bir AT bulunduğunu kanıtlamaya çalıştık.

Bilgi, saygı, sevgi ve sağlıcakla kalınız.





Düzenleyen osmanziya - 22-Haziran-2022 Saat 22:07
IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3397

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: 22-Haziran-2022 Saat 22:16
Doğan Hocam, "eğitim sisteminin özü, yaşayışta olabildiğince tüketicileştiren, dilde sığlaştıran, tefekkürde kuraklaştıran yapısıyla varlığını korudu." demişsiniz.. lakin sağ ol-Ma-sun'lar Hazır açık ve seçik Sehil yani ANLAŞILIR yazan ve konuşan yazarlar ve hocalar da bu seyir defterine katkıda bulundular maarifin.. teşhis ile tecrid.. tesmiye ve tarifi birbirinden ayıramayan aydınlarda.. metni manadan ayıramayan okuyucuları saymıyorum bile.. amma tüm bunlara toptan çözüm olmas başlangıçta ve girişimde çare:YBA
Dilsiz düşünülebilir mi ?

https://www.gazeteduvar.com.tr/dil-olmadan-dusunmek-mumkun-mu-haber-1570161
Araştırmacılar, kelimelerin akıl yürütme işlevi açısından gerekli olmadığını iddia ediyor.
20 Haziran Pazartesi 2022   Saat: 15:39

Joanna Thompson
İnsanlar on (veya belki de yüz) binlerce yıldan beridir düşüncelerini dille (lisanla) açığa vuruyorlar. Bu, türümüzün ayırt edici bir özelliği; öyle ki, geçmişte bilim insanları dil kapasitesinin bizi diğer hayvanlardan ayıran temel fark olduğunu öne sürdüler. Ve onlar hakkında konuşabildiğimiz sürece, birbirimizin düşüncelerini merak ediyoruz.

ABD’nin Las Vegas kentinde bulunan Nevada Üniversitesi’nde insanların düşünceleri nasıl formülleştirdiklerini inceleyen bir araştırma psikoloğu olan Russell Hurlburt, verdiği demeçte, “‘Her düşünceniz için bir kuruş veririm’ gibi bir önerme, bence insanlık kadar eskidir” diyor. Bununla birlikte, acaba bilim insanları düşünce ve dil arasındaki ilişkiyi nasıl inceliyorlar? Ve kelimeler olmaksızın düşünmek mümkün mü?
CHOMSKY YANILMIŞ OLABİLİR
Birkaç on yıl boyunca süren araştırma sonucunda bulunan yanıt, şaşırtıcı bir şekilde, “evet”. Mesela, Live Science’ın daha önce aktardığı üzere, Hurlburt’ün araştırmaları, kimi insanların bir iç monologa sahip olmadıklarını, yani kafalarında kendileriyle konuşmadıklarını ortaya koymuştu. Ve öteki araştırmalar, insanların sözsüz mantık problemleri üzerinde çalışırken beyninin dil bölgelerini kullanmadıklarını ortaya koyuyor. Ne var ki, onlarca yıldan beridir, bilim insanları yanıtın “hayır” olduğunu düşünüyordu; (onlara göre) bu akıllı düşünme durumu, cümle kurma yeteneğimizle iç içe geçmişti.
Massachusettes Teknoloji Enstitüsü'nün (MIT) McGovern Enstitüsü’nde sinirbilimci ve araştırmacı olan Evelina Fedorenko, verdiği demeçte, “Öne çıkan iddialardan biri, dilin temelde daha karmaşık düşünceler oluşturmamıza imkân tanıyacak biçimde oluştuğudur” diyor. Scientific American’ın bildirdiği kadarıyla, bu fikir, 20. yüzyılın ortalarında Noam Chomsky ve Jerry Fodor gibi efsanevi dilbilimciler tarafından savunulsa da son yıllarda, gördüğü desteği yitirmeye başladı. Ulaşılan yeni kanıtlar, araştırmacıları, nasıl düşündüğümüze ve dilin bu süreçte üstlendiği role ilişkin eski varsayımları yeniden değerlendirmeye yöneltti.
“Simgeleştirilmemiş düşünme”, kelimeleri kullanmaksızın gerçekleşen bir bilişsel süreç türü. Hurlburt, bir meslektaşıyla birlikte, 2008 yılında ‘Consciousness and Cognition’ (Bilinç ve Bilişsellik) adlı dergide, bunun gerçek bir olgu olduğunu doğrulamak için onlarca yıl süren araştırmalar yaptıktan sonra bu terimi icat ettiklerini ifade etti.
KELİMELER DÜŞÜNME SÜRECİNDE BİR SINIR ÇİZMİYOR
Dil ve bilişsellik eğitimi, kısmen, tarif edilmesi gerçekten de güç olduğu için herkesin bildiği üzere fazlasıyla meşakkatlidir. Hurlburt, “İnsanlar çok farklı içsel deneyimleri tarif edebilmek amacıyla aynı kelimeleri kullanır” diyor. Örneğin, bir kişi pembe fillerin geçit törenini içeren görsel bir fikri aktarmak amacıyla, görsel olmayan ve pembe file odaklanan iç monologlarını dile getirmek için kullandıklarına benzer kelimeleri kullanabilir.
Bir diğer konu ise, ilk etapta dilden bağımsız bir düşünceyi ayırt etmenin zor olabilmesi. Hurlburt, “İnsanların büyük kısmı, (kafalarının) simgeleştirilmemiş düşüncelerle meşgul olduğunu bilmiyor” diyor ve ekliyor: “Bunu sık sık yapan insanlar bile farkında değil.”
Ve insanlar kişisel düşüncelerine bu denli sıkışıp kaldıkları ve diğer insanların zihinlerine doğrudan doğruya ulaşamadıkları için, kendi zihnimizin içinde devam eden düşünme süreçlerinin evrensel olduğunu varsaymak cazip gelebilir. Bununla birlikte, Fedorenko’nunki gibi kimi laboratuvarlar, dil ve düşünce arasındaki bağlantıyı gözlemlemek ve ölçmek için daha iyi yollar tasarlıyorlar. Fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRI) ve mikroskopi benzeri modern teknolojiler, araştırmacılara, insan beynindeki hangi kısımların farklı işlevlere karşılık geldiği hususunda fazlasıyla iyi bir resim sunuyor; mesela, bilim insanları artık beyinciğin denge ve duruş becerilerini kontrol ettiğinden, oksipital lobun ise görsel işlemlerin büyük kısmını gerçekleştirdiğinden haberdarlar. Ve sinirbilimciler, bu daha geniş loblar içinde, uzun süreli hafıza, mekânsal akıl yürütme ve konuşma gibi becerilerle bağlantılı daha özel işlevsel kısımlara daha da yaklaşarak onu haritalandırabildiler.
BEYİN HARİTALARI FARKLI SONUÇLARA İŞARET EDİYOR

Fedorenko’nun gerçekleştirdiği araştırma, bu tür beyin haritalarını dikkate alıyor ve onlara aktif bir bileşen ekliyor. “Şayet dil, akıl yürütme bağlamında önemliyse, bu durumda akıl yürütmeyle meşgul olduğu esnada sinirsel kaynaklarda bazı örtüşmeler olmalı” diye bir varsayımda bulundu. Farklı biçimde söyleyecek olursak, eğer dil düşünmek için gerekliyse, bir kişi bir problemi çözmek için mantığını kullandığında dil işlemeyle bağlantılı beyin bölgeleri aydınlanmalıydı.
Kendisi ve ekibi, bu iddiayı sınamak amacıyla katılımcılara bir sudoku bulmacası ya da birkaç cebir sorusu gibi çözmeleri gereken, kelime içermeyen bir mantık problemi verdikleri bir araştırma yürüttü. Araştırmacılar daha sonra, bulmacayı çözdükleri esnada bu insanların beynini bir fMRI makinesi kullanarak taradılar. Araştırma ekibi, katılımcıların beyinlerinin dille bağlantılı bölgelerinin problemleri çözdükleri esnada aydınlanmadığını, diğer bir deyişle, kelimeler olmadan akıl yürüttüklerini keşfettiler.
Fedorenko, Hurlburt ve diğerlerinin yaptığı bazı araştırmalar, dilin ‘afazi’* gibi belirli nörolojik durumları anlamak bağlamında özellikle önemli bir bulgu olan insan bilişselliği için gerekli olmadığını ortaya koydu. Fedorenko, “Dil sistemini bir şekilde ortadan kaldırdığınızda da akıl yürütmenin işlevinin büyük kısmı fazlasıyla iyi işleyebilir” diyor. Yine de, “Bu, dil aracılığıyla daha kolay olmayacağı anlamına gelmiyor” diye ekliyor.
*Afazi, beynin sol yarı küresinde dilden sorumlu bölümlerin hasar görmesi sebebiyle oluşan bir bozukluktur. Sözlü ve yazılı iletişimi veya her ikisini birden etkiler. Afazinin genellikle ana sebebi inme veya kafa travmasıdır. Ancak beyin tümörü veya ilerlemiş nörolojik bir hastalık sonucunda da gelişebilir.
________________________________________
Yazının orijinali Live Science sitesinden alınmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)

Açısal çap.. sıfırlanıyor.. secde edince.. iki metre boyunda beden dikeyi, kırk bın kilometre yer küresi yatayına yapışıyor.. secde edinci tüm göz ve kulak ve ağız alıcıları ile el ve ayak ve dil vericileri de kapanıyor.. var oluşan çoğalma.. beslenme.. seslenme fonksiyonları da.. zaten üç katman.. kıyam.. ruku ve secde.. kıyamda ilmen yakin.. rukuda aynel yakin.. secde de hakkal yakin..


IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3397

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: 22-Haziran-2022 Saat 22:23
96 tablonun buraya yüklenmesi buranın yükünü artıracağından bir iki tablo bindirerek açığı kapatmaya çalıştım.



Bu gün benim için özel bir gün.. atılla, ravza, mustafa, kevser, hümeyra'dan sonra BU GÜN MERYEM'imiz de geldi..

Hoş geldin.. safa geldin.. uğurlar getirdin OLGUN ve BUĞUÇAM ailesin Yavrum.. bahtiyar olasın.. saliha olasın..

IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3397

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: 22-Haziran-2022 Saat 22:29
Aslında bu bir İNSAN resmi.. üç gün once YÖNTEM BİLİMSEL ANALİZ (YBA) çalışmam İNSANBİLİM ekiyle yayımlandı.. bu da insanbilim çalışmasına tamamlayan bir tablo..


Bu çalışmadaki 96 tablo buyük bir yükü olduğundan bu tablolardan sadece ikisini buraya bindirdim.

Bu 96 tablo versiyon sırasıyla yalından karmaşığa doğru incelendiğinde.. dilin ve düşüncenin yapılanış.. termodinamik yasalar içindeki sibernetik yasalar.. sibernetik yasalar içindeki semiotik yasaklar.. cemad içindeki hayat, hayat içindeki şuur ve şuur içindeki iman.. anlamına geliyor.




IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk