Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Dünya
 YöntemBilim Forumu | Genel | Dünya
Mesaj icon Konu: nesil Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3406

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: nesil
    Gönderim Zamanı: 15-Şubat-2021 Saat 23:54
DEĞİŞEN SADECE ZAMAN...
Sümer tabletlerinde "Bu gençlik nereye gidiyor" yazısını gördüğümden beri, gençleri sorgulamıyorum...diyor, Sümer Kraliçesi Muazzez İlmiye Çığ Hocamız...
*Bugünlerde gençler kontrolden çıkmış durumda. Kaba bir şekilde yemek yiyorlar. Yetişkinlere karşı saygısızlar. Ebeveynlerine karşı çıkıyorlar ve öğretmenleri sinirlendiriyorlar.”
Aristo MÖ 350...
*Günümüzün çocukları lüksü seviyor, kötü davranışları var, otoriteye baş kaldırıyorlar, yaşlılara saygıları yok, çalışmak yerine lak lak etmeyi seviyorlar. Çocuklar artık evlerinin hizmetçisi değil, tiranı...
Anne babaları odaya girince ayağa kalkmıyorlar, onlara itiraz ediyorlar, destek olmak yerine laklak yapıyorlar, şapır şupur yemek yiyorlar, bacak bacak üstüne atıyorlar, öğretmenlerine zulmediyorlar."
Sokrates MÖ 399...
*Günümüzün gençleri öyle umursamaz ki ileride ülke yönetimini ele alacaklarını düşündükçe umutsuzluğa kapılıyorum. Bizlere, büyüklere karşı saygılı olmayı, ağırbaşlı davranmayı öğretmişlerdi. Şimdiki gençler kurallara boş veriyorlar. Çok duyarsızlar ve beklemesini bilmiyorlar.”
Hesiod MÖ.800...
Tarihçinin Kalemi...
SEDEF DİNKÇİ...

inanılası degil.. metinleri kaynaklarimdan kendim çevirmedikçe de inanmam.. velev ki çevirdim.. söylenenler oyleyse.. bizim tez-anti-sentez adımlarini ve gelenek-yenilik dongulerini yeniden yazmamız lazım.. evrensel sinuzodial eğrilere yeni bir yorum getirilmeli...Dinnur YAŞAR


Sinüzodial eğri.. yılankavi dalgalanma evrensel bir çizgidir.. İmamı Nursi tarih yer küresinin yörüngesi gibi bir çizgi çizer diyor.. yani hep ileriye gitmez.. güneşin kemali anında zevali başlar.. fakat bizler kendi kültürümüzden uzaklığımız nedeniyle böyle ZAYIF zamanların zayıf insanları olduğumuz için haberimiz bulunmuyor. Ancak tek yanlı okuma ve yarı aydın bulunma da kaçınılmaz oluyor bazen. Sağ duyu veya sol görü zamanla yerleşiyor ve sağ duyuş ve sol görüş oluyor.. zamanla solun ve sağın cılkı çıkıyor.. sağcılık ve solculuk oluyor.. zaten yeşil, mavi ve kızıl ideolojiler giderek insanı insandan uzaklaştıran tek yanlı totaliter sistemler ve otoriter rejimlerle bin yıllık tahribatları ile son üç yüz yılda bu günleri hazırladılar. Tarihin indi çıktısıyla kutuplar teorik ve pratik olarak yer değiştirirler.. bir yazıda bahsettim.. bunları yeniden ele alalım.. diye.. anlayan ya da anladığını eleştiren ve anlamadığını soran çıkmadı.. ancak uygarlık bir bütün hatta birbirinin devamı.. bilmediğinizin yanında bildiklerimiz o kadar cücük kalıyor ki bu küçüklüğü akıl da eşlik edince YARIM tarihi bilenler ve YANLIŞ tabiatı belleyenler insana bütün bir resmi veriyor görünüyorlar.

YOLCULUK
lam ve line sırrı.. kelam'ın hattı ve kalem'in çizgileri.. aklıma çağdaş SİCİM kuramını getirdi.. bar ve çubuk.. boru. tel.. ip..kordon.. kablo ve sair metaryal ile bağlanan etkileşim ve iletişim hatları.. kara.. hava ve deniz yolları.. yer ve kök küresi kafeslediğimiz çizgiler.. fi amedim mümeddede sırını hissetiriyorlar.. ilişkilerin çizgileri.. bütün bu çizgi yumağının içinde kafeslenen zerreler.. hücreler.. eneler ve zümreler.. bize alemlerin yolculuklarını da gösterirler.. bu yolculuğun dikey ve yatay hatları burada gösterildi.. zamandan namaza.. namazdan zamana yolculuğumuz... bu arada nizamı ve mizanı dokuyoruz.. kimliğimizi ve kişiliğimizi okuyoruz.. yoksa yaşam sokup çıkarmaktan ibaret kalırdı.. bu noktada ise bitkiden daha aşağı kalırdık.. çünkü bitki kirli sokar temiz çıkarır.. biz pak sokar pis çıkarırız... çünkü besinimizi başkasından alır kendimiz yapamayız.. o zaman kendimizi şunu sormalıyız.. biz ne alıyor ve veriyoruz.. ne getiriyor ne götürüyoruz.. bunun yanıtı bulunmadığında mutfak ve tuvalet arasına bir BORU (şerri beriyye) olmak ihtimali var..
NmZ'DAN nAzİf olarak çıkıp nEsİf ile ZmN'a girmek.. sonra ZmN'a nUfUz edip nEfİs olarak NmZ'a girmek.. eş zamanlı ve dikey NZM ve MZN döngüsü yapmaktır.. bu yüzden alem (system, belevi) nizam (düzen) demek değildir. Düzenler bizim eserimiz.. özellikle bozuk düzen...
bir sene önce bir yolculuğum olmuş.. inegöl'den izmir'e.. yarında bir yolculuğum olacak gebze'den izmir'e.. çay kahve bahane gönül sohbet etmek ister der yarenler.. yer ve yıl değişir.. kimse ve nesne değişir.. fakat SÖZ değişmez... biz de paylaşalım dedik bir daha bu "alem"i...

Din tam ortada hayat ve rızik ustte.. akil şuur ve gaye olarak altta..mal amel olarak sagda nesil emel olarak solda durur..



Insan kelamin kiraatinden ibaret olmadıgi gibi kalemin kitabetinden de ibaret değildir. Malinın amelinden ibret aldigi gibi emelinin melindende ibret alır.

Çunku beyyine-i berriyye.. itibar ve tabirlerimizi razi ve marzi kilan SAIL bulundgumuz şerr ve hayır sınavindan.. NAIL oldugumuz hasene ve seyyie yarışindan söz ediyor.

Bu günun yetenekleri ve olanakları sual olunan şerri fail ve hayrı kabil ahseni takviminden nail bulunulan kesbi seyyie ve vehbi hasene ahseni amele giderken insandaki esmayı ve kainatta hüsnayı daha AÇIK SECİK ediyor. Bizde kendimizde meknuz mihrakı İsm- i A'zam olarak ifade ediyoruz.

Bu yolda Allah azze ve celle bizim ve sizin dava-yı HAMDIMIZI ibare ve dua-yı HÜDAMIZI ifade ederken mal ve hizmet sunumumuzu meşru.. kimlik ve kişilik sergimizi makbul.. iman ve Kur'an hizmetimizi insani ve islami etsin İnşaallah. Amin.


SEVGİLİLER GÜNÜ

Teşekkür ederim.. bilgi ve sevgi İLGİ'nin en başat iki ligidir. Birbirini besler ve destekler. Zaten İLGİ iki yönlü LG ve GL.. bu göle bu güller çok yakışmış.. gel diyorlar ne olursan ol gel.. umutsuzluk kapısı değil burası.

RENKARNASYON
Reankarnasyon gizlenmiş değil açıkça da söylenmemiştir.. yorumlar da herkesin seçimidir.. zaten din bir seçim, bir yorum, bir sınav ve bir yarıştır. Gerçeğin peşinde isek.. kendimizi kurtaralım.. dili kötü ve kötüye kullanmaktan vaz geçelim. Dinin panteist.. teist.. apanteist ana hatlarda binlerce yorumu vardır. Bunların birini gerçek diye sunan sadece cehaletini ilan eder. Bilim bile gerçeği görürken ve örerken asla kesin konuşmaz. Çünkü bilim tarihi binlerle yanlışın ortaya çıkartılması tarihidir, gerçeği bulma değil. YBA gerçeği örerken başkalarıyla tartışma olanağı sağlar.

Ben size teşekkür ederim.. İnşallah yapıtınızı okuyacağım.. kim bilir reankarnasyondan başka çok önemli başka tespit ve yorumlarınız vardır. Umarım tartışırız. Ancak Reankarnasyona inanmıyorum. Saptadığınız cümleleri reankarnayon olarak yorumlamıyorum. Bu konuda uzun ve somut tartışma ve konuşmalar yapmak lazımn. Bilirsiniz inanç konuları YORUM'lara bağlı düşünelerdir. Seçimlere ilişkin görüşlerdir. Bilimin yanlışları gibi dinlerin de yalanları vardır. Tarihi bilgilerin yarım.. sosyal bilgilerin yanlı olması gibi. Umarım bunları bir gün tartışma olanağı buluruz.


TARİH EĞRİSİ

Sinüzodial eğri.. yılankavi dalgalanma evrensel bir çizgidir.. İmamı Nursi tarih yer küresinin yörüngesi gibi bir çizgi çizer diyor.. yani hep ileriye gitmez.. güneşin kemali anında zevali başlar.. fakat bizler kendi kültürümüzden uzaklığımız nedeniyle böyle ZAYIF zamanların zayıf insanları olduğumuz için haberimiz bulunmuyor. Ancak tek yanlı okuma ve yarı aydın bulunma da kaçınılmaz oluyor bazen. Sağ duyu veya sol görü zamanla yerleşiyor ve sağ duyuş ve sol görüş oluyor.. zamanla solun ve sağın cılkı çıkıyor.. sağcılık ve solculuk oluyor.. zaten yeşil, mavi ve kızıl ideolojiler giderek insanı insandan uzaklaştıran tek yanlı totaliter sistemler ve otoriter rejimlerle bin yıllık tahribatları ile son üç yüz yılda bu günleri hazırladılar. Tarihin indi çıktısıyla kutuplar teorik ve pratik olarak yer değiştirirler.. bir yazıda bahsettim.. bunları yeniden ele alalım.. diye.. anlayan ya da anladığını eleştiren ve anlamadığını soran çıkmadı.. ancak uygarlık bir bütün hatta birbirinin devamı.. bilmediğinizin yanında bildiklerimiz o kadar cücük kalıyor ki bu küçüklüğe akıl da eşlik edince YARIM tarihi bilenler ve YANLIŞ tabiatı belleyenler insana bütün bir resmi veriyor görünüyorlar.

Maalesef.. her konuda bir şey söyleyenler genelde başkalarının zihin tembelliğine yol açarlar.. Bende İmamı Nursî'yi yirmi beş yaşımdan elli yaşıma kadar okudum.. hatta Osmanlıca olarak Külliyatın tamamını da yazdım. Gerek iman ve hidayet gerekse ibadet ve dini konulardan kendisinden çok istifade ettim.. ancak elli yaşından sonra felsefi okumalarım vesilesiyle özgün düşünebilme olanağı elde ettim. Bu nedenle eleştirel düşünce ile bazı felsefi düşüncelere katılmadığım gibi bazı dini inançlara da katılmıyorum. Sanırım bunu yukarıda biraz ifade ettim. Hazır açık ve seçik anlaşılır yazılarıyla sağdan ve soldan öğretmenler, hocalar ve yazarlar insanları soru sormakta tembelliği ve düşünmekte durgunluğa yol açıyorlar. Onların bağımlı FİKİRLER kimlikleri ve KİŞİLERE bağlı kişilikleriyle bireyselliklerine erişmekten alıkoyuyorlar. Bu handikaptan YBA ile kurtulmaya çalıştım.

ÇAĞDAŞ DUA
Bu "ışığı bol olsun" modern ve seküler yeni ve çağdaş duanin peceresinden bakarsak dunya ayin nuru gibi ikincil ışik..ahiret ise birincil ve asıl ışık olan ziya.. ziya ile nur arasındaki fark.. ışık ile aydinlik ilişkisidir. Aklın nuru fununu medeniyedir.. kalbin ziyası ulumu diniyedir. Fakat çoğumuz bu dördunun adini bilir anlamini bilmeyiz.

SEKİFE OLAYI

http://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=1629&PID=2536#2536


1400 senedir sunnı ve alevilere AYRI AYRI ezberletilen bu iki TARIH.. gibi tüm tarihler gibi hem yarım hem ihtilaflidir.. sorunsaldir ve problematiktir. Yani asla çözulemeyecek ve ruzu mahşere kalacaktir. Nasıl ki iman ve teklif ölunce ve ahiret başlayinca biter. Bu gibi suçlama ve karalama yargilamalarin kararıda o hesab gunu verilecektir.


Bunu unutup ihtilafli konular dillendirerek muslumanlari bolerek zayitlatmak karı akil degildir. Mahkemei kubraya kalmiş ve tarihsel olmakla yarimlaşmış konularin dillendirilmesi alişkanlıgin yinelemesi olan fikri sabitten farkli bir yonelim olamaz.. gurupsal saplantınin obsesyonundan fazla bir yaklaşim değildir.


Şimdi 3000.. 2000.. 1500 yıl geçmekle miadi 600 yil olabilen tum semavi dinlerin ekonomik ve politik hukumleri mulgadir. İbrahim ve Musa aleyhisselam arasında 600 sene olacak.. Musa ile İsa aleyhisselam arasında 600 sene olacak.. İsa Aleyhisselam ile Muhammed Aleyhisselatü vessalam arasında 600 sene olacak ondan sonra hiçbir kitap gelmeyecek.. elbette gelmeyecek çünkü Muhammed A.S.M.. son nebi ve son rasüldür. Ancak ondan sonra geçen altı yüz senedeki değişim.. geçen üç altıyüz senedeki değişimden daha mı az.. Peki ondan sonra geçen altı yüz senedeki değişim ondan daha mı az.. hele son iki yüz sene içinde eski Yahudi ve Hristiyan ve Müslamanlık dinlerin MÜNTESİPLERİ dünyevi sorunlara çare bulamadıklarından yeni dinler olan nasyonalizm, kapitalizm ve sosyalızm çare bulmaya çalışmadılar mı ? Peki bunlarda çare buldular mı ?

Hiç kimse, eski dinler ve yeni dinler, DÜNYAYI cennet yapamadı.. neden ?
   

Bin senedir tefekkur ve duşunmesini duduran.. felsefe ve hikmeti birakan bir kultur diri degildir.. uçyuz senedir fikir ve dusunceyi donduran.. bilimi ve hukuku işletip yurutmemiş mukallid bir entelijensiya mefluçtur. Ekonomiye çare ve politikaya çozum uretemez.


Dinlerin ibadete ve ahirete ve ahlaka donuk yonleri ise zamana ve mekana gore degişmeyen ebedi mahiyeti ve lubudur ki bu konu ve LÜB tartişma konumuz degildir. Sorun ne alevilik ne sunniliktir.. hatta ne Kur'ancilik ne hadisciliktir.


Problem tum semavi ve ilahi ve rasuli ve kitabi metinleri TEK BIR BELGE içinde toplamaktir. Bu belgelerden bilgi ve çare bulmayı.. bulgu ve çozum.. çikarmayi.. gelecegin insanlarina birakmaktir. Insanlar şıî ve sünnî.. yahudi ve hristiyan yapmaya çalişmamaktir.
Temel insan hak ve hurriyetlerine saygi gostermek.. din ve vicdan hurriyetini.. ifade ve teşebbüs serbestiyetini tanimaktir. Çünkü DINDE ZORLAMA YOKTUR. (K:2/256) Bana gore asil kaide ve kural budur.. köklü şeriat ve yasak budur.

Bu gun mezheblerin yararindan pek çok zararinin oldugunu ve yol olmaktan çikip adeta din haline geldigini dusunuyorum ve bir tur dincilige donuştugunu goruyorum.

Gelenekçi ve yenilikçi bir tartışmadan çok kulturel veya siyasal ya da askeri yapılanmalar ve çarpışmalar halinde ummeti pareledigini ve yaraladigini saniyorum. Çare olarak imam veya mehdi bekleyen insanlar yerine samimi ve ciddi beklenen muslumanlardan olmak gerektigini duşunuyorum.

Osmanziya 15.12.2021
IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk