insanı nasil tanirsiniz ?

Ya bizzat kendi yaşantı ve davranış deneyiminizle.. ya kendi oluşturduğunuz görüş ve tutumların rehberliğinde.. Bu bizzat KENDİ var oluşunuzla ortaya çıkan bir sonuçtur.

Fakat bunu tamamiyle ve kemaliyle kendi yaptıklarımız ve ettiklerimiz.. kurduklarımız ve kıldıklarımız diyemeyiz.. iki yaşında itibaren.. çevremizin ve kültürümüzün de katkıları bulunur.. ergenlikte itibaren öğrenim, araştırma ve geliştirme etkinliklerimizle benimsediğimiz kimselerin yazdıklarınız, yaptıklarının ve yaşattıklarının da katılımı olur.

Sonuçta bizzat ve doğrudan ve dolaysız bir İNSAN modeli.. mahiyetimizde bulunmaz ve muhtevamızda olmaz.

Bunlara VAR oluş DENİLEBİLİR mi ?

Var oluş konusunda girişimler ve başlangıçlar olmayınca ortaya çıkabilir mi yok ölüş.. aid oluş.. sahib oluş ortaya çıkabilir mi ?

Şayet benim gibi yaşamda kenardan köşeden kaldırımdan yürümüşseniz.. yolun ortasına arabaylı girip bir hızlı bir yürüyüş ve başarılı bir ilerleyiş ortaya koymamışsanız.. ortaya küçük bir şirket ve minik bir parti.. ne bileyim sıradan bir toplumsal bir kuruluş.. dernek.. örgüt.. vakıf.. çıkarmamışsanız.. ya da herkesin okuyacağı ve anlayacağı HAZIR açık ve seçik SEHİL yani anlaşılır dört beş kitap yazmamışsanız kim sizi nereden bilecek ?

Sizin kitaplarınızı ve içindeki fikirleri ve bilgilerini öğrenip yaşantısına uygulayacak kim olabilir ki kitaplarınız ve fikirleriniz bulunmuyorsa.. içinizde görevimi yaptım hissi duymazsınız.. çünkü benimiz ürününüz kadar onuruz olur ile programlanmıştır.

İşte iyi ki öyle olmamışım.. zira kendimce yalın var oluşumun ardından muhteşem bir şey ortayı çıktı.. çünkü YBA için yapılan reklam ve propagandalarla ortaya koymaya çalışırken YBA kendisini ortaya çıktı.. zira bu gün anlamıyorlarsa yarın anlayacaklar.. ve insanı tanıma ve kendini bilme kullanacaklar ve böyle böyle tablolar yapacaklar ve birbirleriyle YBA dili ile daha kestirmeden ve hızlıca ve kolayca tartışacaklar.

İnsandan başlayacaklar.. kendinden ya da benden değil... dişili.. erili.. bireyi.. toplumu.. aileyi.. ulusu.. yereli.. küreseli.. tanıyacaklar ve yahudiyi.. filistinliyi.. masonu.. marksisti.. müslümanı.. münafığı.. kafiri.. fasıkı.. bilecekler..

Kısaca insanı ve islami daha iyi öğrenecekler.. yaratılış kadar buyruluşun.. dayatım kadar deneyimin.. evrim kadar devrimin.. dürülüş kadar dirilişin bulunduğunu düşünecekler.. insan olmadan islam olamaycağını.. islam olmadan insanın kurtulamayacağını.. anlayacaklar.. diye düşünüyorum.

Ancak siz ESKİ bildiğiniz gibi falan ya da filanın HAZIRLANMIŞ fikir ve bilgilerini kitaplarını okuyarak (buna benim YBA tabloları hariç onun reklamı ve propagandası için yazdığım günlük dilin düz yazıları da dahildir) BİR VAR OLUŞ ortaya koymaya çalışırsanız kesinlikle SIRADAN bir insan ortaya çıkacağını ve bu ezber malzeme ile var oluşu ve insanı tanımaya ve kendini bilmeye yetmeyeceğini de hemen belirtmek isterim.

Saygılarımla.

Osmanziya.

16.10.2023 üçyol İzmir.





16102015
Tekrir-i zikir ve tecdid-i fikir olan NAMAZ İmamı Nursinin Sözler Mecmuasında 9.sözde beş bölümlük zamanın en kısa tarihi olarak betimlenmiştir. Bezm-i Elestten başlayarak harekat-ı salat ile hilkat.. vefat.. berzah.. kıyamet.. haşr.. hatırlatılarak bir hakikat-ı mirac olduğu anlatılmıştır. Hassasiyetin sekerine ve hissiyatın mekerine karşı bir anti-nisyandır ve tedavi-yi isyandır namaz. Rabıta-yı mevti en ciddi sağlayan ve huzur-u imaniyİ en samimi gerçekleştiren VAKT-İ SALAT.. bu belalı ve fitneli yaşamda istikameti gösteren yol taşları ve teneffüs odalarıdır.
Dinnur YAŞAR 16.10.2015
Ayinesi iştir kişinin lafza bakılmaz
Mustafa BUĞUÇAM 16.10.2015


Bu gün bu NAMAZ yazsını yazdım.. bir mesleki toplantı vardı.. ona yetişmek için ne öğle ne de ikindi namazını vaktinde kılamadım.. toplantıdan çıktığında akşam namazına çok az kalmıştı.. eve zor yetişdim.. bunun için de kendime ayinesi iştir kişinin lafzına bakılmaz dedim Ziya Paşa gibi.. akşam namazı on dakika kala eve yetişebildim.. öğle ve ikinde namazını kıldım.. evdeki millet ne şartlar altında bulunduğumu nazara almadan salak salak neden geçiktin diye hesaba çekince ben de solak solak ağızlarının payını verdim... namaz kılmaya başladığımdan beri kırk senedir vakit namazlarını asla kaçırmam.. bu bir zihniyettir.. namazı her şey gören bir zihniyet.. sünni zihniyet.. ibadeti ve namazı her şeyin üstünde tutar ve fakat itikad varmış.. ahkam varmış.. ahlak varmış.. cukka yiyormuş... faiz alıyormuş.. bunlar hep ikinci planda kalır.. bence din bu değil.. bazıları bu parçalanmış dini ve bunun diğer versiyonlarını yaşarlar.. ahkamı ve şeratı esas alıp diğerleri teferruat görenler.. ahlakı ve tasavvufu temel alıp diğerlerini ayrıntı bulanlar.. itikadı ve inancı kök yapıp diğerleri hafife alanlar.. büyüttükleri alanın körlüğünde kalıyorlar.. diye düşünüyorum.. ve hatta hakları kull hakka ve Allah hakkı diye ayırıp kendi öz benliklerinin hakk ve hukukunu düşünmeyenler.. kendilerine paçavra yerine koyup bunu en büyük fazilet sayanlar ise en büyük yanlışa düştüklerini sanıyorum. Benim namaza başlamama vesile olan bir kahraman İSMAİL ağabeyim vardı.. kültür bakanlığında hukuk müşaviri iken nasıl diye sordu.. dedim hiç bir vakti kaçırmıyorum.. dedi ki daha hala namazda mısın ? Ne demek istemediğini o zaman anlamamıştım.. vay be dedim bana namaza başlatan abim namazı KÜÇÜMSÜYOR.. hayır o namazı değil beni küçümsüyor imiş.. kıldığım namazların beni bir artışa.. bir başarıya imzaya.. topluma bir katkıya.. dine bir hizmete çevrilmemesini eleştiriyormuş.. insanlar kendi kişisel kurtuluşlarını en büyük bir iş sayabilirler.. bunun içinde dini kendilerine alet ederler.. kendi dinlerini umumun yolu sanırlar.. fakat toplum kendine ne kattığına ve orta kazanıma ne kadar katıldığına bakar.. Bu gün müslümanlar yıllardır hazır yiye yiye.. hazır teknolojileri kullana kullana.. keyiflerine baka baka bu günkü aciz durumu düştüler.. başarısız ve becerisizliklerine yahudilere.. masonlara.. münafıklara.. kafirlere bağlaya bağlaya onlardan daha kafasız hale geldiler.. belki onların ahlak fazilete.. dine kemalata dair başarıları yoktur amma dünyevi başarıları ve ilmi gelişmeleri vardır.. bizim ise onların yaptıkları bezde tarağımız yok.. öyle ise dünyanın bu günkü durumundan iki tarafta sorumludur.. öyle ile onların ellerinde kuvveti bizim elimizde hakk ile birleştirmenin yoluna bakacağız.. ki bu iş hepsinden daha ziyade zordur.. öyle ise aklımızı başımızı alıp ortak çözümü başlatacak diyaloglara girişmemiz lazım.. akıllı isek.. aksi halde ahiretimize güvenip şehitlikle her şeyin çözüleceğini sanıp kafa tutarsak ve birbirimizi girersek emin olan biz ahiretimizi kurtaramadığımız gibi onlar da dünyalarını kurtaramazlar. Benden söylemesi... Zaten gavurların akıllıları müslümanlara işid gazı verip ikinci bir HİTLER çıkartarak.. müslümanları biçmek hesabında... Allah akibet ve ahiretimizi güzel ve iyi etsin. Amin.
Mustafa BUĞUÇAM 16.10.2015




Daha yolculuğunun ilk baharında toplumun MALI hali getirmişler insanı ve bireye.. bunlarla yetişenler de insanlığı robot ve sayı ve mal haline getirmeye çalışıyorlar.


İÇİNDE OTUZA YAKIN DOSYA (TABLO ) BULUNUYOR

20231016_230454_2323.rar







20231017_012103_2323.rar



Düzenleyen osmanziya - 17-Ekim-2023 Saat 01:39