Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Din
 YöntemBilim Forumu | Diğer | Din
Mesaj icon Konu: KABAĞINDA SAHİBİ VAR Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3411

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: KABAĞINDA SAHİBİ VAR
    Gönderim Zamanı: 28-Ocak-2020 Saat 23:02
KABAĞINDA SAHİBİ VAR


İLAHİ ADALET


Vaktiyle bir derviş berbere gidip:
Vur usturayı berber efendi, der.
Berber dervişin saçlarını kazımaya başlar ve diğer tarafa usturayı vuracakken, mahallenin kabadayısı içeri girer.
Doğruca dervişin yanına gider, başının kazınmış tarafına sert bir tokat atarak:
Kalk bakalım kabak, kalk da tıraşımızı olalım, diye bağırır.
'Dövene elsiz, sövene dilsiz’ olan, halktan gelen, her şeyin haktan geldiğine inanan derviş, sabreder. Fakat kabadayının tıraş esnasında da dili durmaz, sürekli alay eder derviş ile:
'Kabak aşağı, kabak yukarı.'
Nihayet tıraş biter, kabadayı dükkandan çıkar. Henüz birkaç metre gitmiştir ki, kontrolden çıkan bir at arabası yokuştan aşağı hızla üzerine gelerek kabadayıyı altına alıp sürükler. Kabadayı oracıkta feci şekilde can verir.
Berber dervişe bakar, sorar:
Biraz ağır olmadı mı derviş efendi?
Derviş düşünceli bir şekilde cevap verir:
Vallahi gücenmedim ona. Hakkımı da helal etmiştim. Gel gör ki, kabağın da bir sahibi var. O gücenmiş olmalı!
Ne demiş Yunus Emre;
"Olsun be aldırma Yaradan yardır.
Sanmaki zalimin ettiği kârdır.
Mazlumun ahı indirir şâhı,
HERŞEYİN BİR VAKTİ VARDIR."


Bu öykü büyük bir olasılıkla olmamıştır.. benzerleri olabilir ancak küçük bir olasılıkla bu olayın aynısı da gerçekleşmiştir ya da gerçekleşebilir. Ancak bu gibi ibretli hikayelerle bize yüksek ve ibretli hakikatları anlatılır. Nitekim bilimde de böyle olmamış düşünsel hikayeler vardır.. örneğn Shröndinger'in kedisi gibi.. Einstein'in asansör benzetmeleri gibi.. zaten "gerçekler" çoğu bizim matematiksel kuram ve örgülerimizdir. Yaratan küfrü imhal eder, mehil verir ve fakat zulmu ihmal etmez ve yapanın yanına koymaz. Nitekim bu gün başına gelen felaketlerle acıdığımız kimseler, yaşlılar, ünlüler zamanında kimse bilmez zulumleri ve tecavüzleri bulunur. Bazıları korunmaya çalışılsa da umulmadık zamanda karşılıklarını bulurlar. Bazı suçlar ilçede görülür büyük suçlar da şehirde yargılanır. Bunun gibi küfür ve kizib (yalan) ahirete bırakılır lakin zulum ve adaletesizlik ile israf ve iktisatsızlık dünyada ceza ve karşılığını bulur. Kırk yıldır olanlarla hem bizim bin yıllık tembelliğimizin hem bir zamanlar batıya yaptığımızın cezasını çekiyoruz.. yarın da tembelliğimizden sıyrıldığımızda batının bu gün bize yaptığı sosyal depremlerden ve fay hatlarından yaptıklarını burunlarından getireceğiz. Yani GÜÇ kontrollüdür.. kontrolsüz güç güc değildir.. zulumdur ve israftır.. hak ayrıdır.. hakikat ayrıdır.. keza halk ayrıdır.. kuvvet ayrıdır.. keza adalet ayrıdır.. intikam ayrıdır.. yine bağışlama ayrıdır.. cezasını verme ayrıdır.. Tüm bunlar bir dizi spesifik davranış ve sofistike yaşantı ister. Avukat gibi retoriksel savunmanın ve felsefeci gibi diyalektik kanıtlamanın bir yararı yoktur. Herkes ve hepimiz ettiğimizi buluruz. Ne edersek kendimize ederiz kendi kendimize...

Hak ve Batıl'dan başka hak ve hakikat.. hak ve hürrüyet.. hak ve halk.. hak ve kuvvet.. var ve fakat ancak en güzeli şuradadır;
Lâ ilahe illallahü el-melikü el-HAKK el-Mübin
Muhammedum Rasulullah sâdık-ül-va'dül-emîn.



HAK VE BATIL.. ne haram dır ne de helal.. ne emirdir ne de nehiy.. hak ve batıl "hakikatı" saptarken ortaya çıkar.. hakikatta şudur ki istikameti bulup dalaletten ayrılmaktır.. ya da hayırda istikrar edin şerre inhiraf etmemektir.. ya da atalet veya bataletten hidayet ile sıyrılıp dalalete düşmemektir.. ya da inayet ile bekayı ve ahireti ihtiyar edip fenadan ve dünyadan kurtulabilmektir.. yoksa falan partiyi ya da cemaatı hakk görüp geri kalanını batıl ilan etmek kendini kandırmaktan başka bir şey değildir..desem de inanma bir de kendin düşün... örneğin güneş VEGA yıldız takımına doğru gidiyormuş.. acaba gittiği istikamet hak mı batıl mı ? :)


•     latife yaptım Özbağlı Abdülhakim Altuntop kardaş.. hakikat ile hak ve batıl ayırımına dikkat çekmek için.. ancak Yaratan'ın emrine uymak konusunda ne güneş gibi mahkumuz ne de başıboş hareket etmek hürriyetimiz var.. irademizi ifrat ve tefrit arasında…


emir ve nehiy.. haram ve helal.. haramdan içtinab ve emri imtisal.. peş peşe gelen etkinlik.. yapılan işte Yaratan'ın razı olduğu hak teslimiyet ve islamiyet ile gadab ettiği atalet, batalet ve dalaleti bulmak dördüncü bir faaliyettir. Ezberlemişler bir HAK ve BATIL kişilere ve işlere yapışıtırıp duruyorlar. Oysa her kişinin bir eğitim.. deneyim.. gelişim.. oluşum süreci vardır ve bu süreçte kişinin kendi habbelerini kubbe başkasının kubbelerini habbe yapmak noktasında tercihleri durumu belirler. Başkasının küçük günahlarıyla uğraşıp kendi büyük günahlarını görmeyen.. ne kendini geliştirir ne başkasının gelişmesine fırsat vermez. Bu başkası kendi eşi, çocuğu ve personeli olursa sonuç daha da vahimdir.

Hakk belli olsaydı bu kadar insan birbirlerini haksızlıkla suçlamazdı.. çok şükür bizim Hâkim ve Hakîm bir HAKEM'imimiz var.. yarın mahşerde mahkeme-i kübra da mizan-ı terazisinde zerre miskal hayır ve şerlerimizi tartacak.

Fakat siyaset ŞEYTANI.. kendi siyasi görüşümüze uyan şeytanı melek.. uymayan meleği şeytan görüyor ve gösteriyor. Yandaşlık denilen olay akıldan ziyade duyguya baktığı için ekonomik ve politik çıkarlar penceresinden HAKK pek te net olarak görülmüyor.

Bir zaman hakk ve batıl aras iyice açılır.. bir zamanda hak ve batıl arası iyice kapanır.. açıldığı zaman seçmek kolaylaşır.. kapandığı zaman seçmek zorlaşır.. fakat en güzeli hiç bir siyasi oluşumu KALBEN tutmamaktır.. ta ki onun yaptıkları zulumlere ortak olmayalım.

Benim yaklaşımım elli yıl içinde ekonomik ve politik hedeflerden vaz geçerek kültürel ve sosyal hedefleri yönelmektir. ilim ve iman ve islam çalışmalarını herkese açabilmektir. Kaldı kı bizim uğraştığımız USUL hizmeti.. bu üçünden de daha nesnel.. daha ortak.. daha genel ve daha tümel.. usul ve yöntem ve metod dediğimiz sözlerdeki sağlam ve sağlıklı bilgi ve buyrukları tanımlamanın inceliğinde ve saptamanın duyarlığında olmaktır.

Biz değil bu ülkenin parti ve cematini.. türkünü ve kürtünü.. sağını ve solunu.. bütün dünyanın kadınını ve erkeğini toplamaya.. birleşmeye ve bütünleşmeye talibiz. Amelimiz ve gücümüz bunu yapmaya yetmeyebilir ancak niyetimizi ve projemiz YBA.. bu hedefe yöneliktir.

Bilgi, sevgi, saygı ve sağlıcakla kalınız.

OSMANZİYA

Düzenleyen osmanziya - 28-Ocak-2020 Saat 23:08
IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk