Değerli Metahan Kardeşimin katkısıyla

https://www.facebook.com/dinnuryasar/posts/pfbid0hCtK6FXjASmVVw2W54eVYDeVjLULDBtoE1AoxtEPguknaxc5gdoD2LbVQ4EDQcv3l?comment_id=1783300435360002¬if_id=1665650716943737¬if_t=feed_comment&ref=notif

https://www.facebook.com/dinnuryasar/posts/pfbid0hCtK6FXjASmVVw2W54eVYDeVjLULDBtoE1AoxtEPguknaxc5gdoD2LbVQ4EDQcv3l?comment_id=1783300435360002¬if_id=1665650716943737¬if_t=feed_comment&ref=notif





Kendimi dört ayaklı örümcek gibi hissediyorum.. daha üç ayağım görünüyor.. biri gizli.. fakat örümcekler altı ayaklı olur değil mi ? Eğer görünene öykünürsem.. gerçek'e benzersem.. benim örümcek olmam için iki ayak daha örmem gerekiyor.. örümceğin yuvası da örülmüştür ve kendisi de hücrelerle örülmüştür.. zümreler de enelerle örülmüştür.. ve böylece öre öre görülme gerçekleştiriliyor.. göre göre örülme sağlanıyor.. peki ne sollanıyor ? hatta sağlanarak ve sollanarak ne SALLANIYOR.. salınım yapan.. titreşen.. dalgalanan bu temevvüc okyanusunda tenevvüb yapıp nöbetleşe bir o yana bir bu yana gelen ben ve sen.. nerede gidiyoruz…
Ne sen beni bulabildin ne de ben seni.. belki sen beni buldun da ben seni bulamadım.. ama benim seni bulamadığım kesin.. ancak esin esin.. seslenmelerin ardında ki beslenme koşullarından ayrılmadıkça ve önündeki sevinmenin kurallarından sıyrılmadıkça.. sezinlemelerim.. esemelerin iç görüsü ya da iç güdü denilen motivasyon.. sürdüğü sürece.. anlam sürücüm yerine tespit ederek anlam aygıtım yanına gelecek ve süreç (vetire) sollanacak ve ileç (vesile) sağlanacak.. yani kaşıklı ve karşılıklı düşünmeye ve konuşmaya başlayacağız.
Ve diyeceğiz ki ne olacak bu melin ve mali.. hali ya da ulusun ve ülkenin seli ve salı.. kali.. hal ve kal ele ele verip havl edip.. omuz omuza verip.. kavl edip.. rap rap.. giden askerlerle sekerlenip.. kendimizi bi bo mu sayacağız.. hayır olsa olsa bobin olurum.. up uuuuzun bir ip yumağı.. köpek değil yani.. köpeklere neden bobi derler ?
Acaba benim küçüklüğümde köpeğimizin özel adı bobi idi de ben bunu köpeğin cins ismi mi sayıyorum.. her ne ise şimde nette ararım.. çorabımı bile nette ararım derdi alim.. örme.. ip.. corap.. arama.. ve başıma örülen düşünce çorabını çıkarıp.. dabi dabi daha önceden dil sepetini dDÜZELTİLMİŞ:
Kendimi dört ayaklı örümcek gibi hissediyorum.. daha üç ayağım görünüyor.. biri gizli.. fakat örümcekler altı ayaklı olur değil mi ? Eğer görünene öykünürsem.. gerçek'e benzersem.. benim örümcek olmam için iki ayak daha örmem gerekiyor.. örümceğin yuvası da örülmüştür ve kendisi de hücrelerle örülmüştür.. zümreler de enelerle örülmüştür.. ve böylece öre öre görülme gerçekleştiriliyor.. göre göre örülme sağlanıyor.. peki ne sollanıyor ? hatta sağlanarak ve sollanarak ne SALLANIYOR.. salınım yapan.. titreşen.. dalgalanan bu temevvüc okyanusunda tenevvüb yapıp nöbetleşe bir o yana bir bu yana gelen ben ve sen.. nerede gidiyoruz…
Ne sen beni bulabildin ne de ben seni.. belki sen beni buldun da ben seni bulamadım.. ama benim seni bulamadığım kesin.. ancak esin esin.. seslenmelerin ardında ki beslenme koşullarından ayrılmadıkça ve önündeki sevinmenin kurallarından sıyrılmadıkça.. sezinlemelerim.. esemelerin iç görüsü ya da iç güdü denilen motivasyon.. sürdüğü sürece.. anlam sürücüm yerini tespit ederek anlam aygıtım yanına gelecek ve süreç (vetire) sollanacak ve ileç (vesile) sağlanacak..
Ve karşılaştırmalı ve karşılıklı düşünmeye ve konuşmaya başlayacağız.
Ve diyeceğiz ki ne olacak bu melin ve malın hali
ya da ulusun ve ülkenin seli ve salı.. kali..
Hal ve kal ele ele verip
havl edip.. omuz omuza verip..
kavl edip.. rap rap.. giden askerlerle sekerlenip.. kendimizi bi bo mu sayacağız.. hayır olsa olsa SARILAN “bobin” olurum.. up uuuuzun bir ip yumağı.. köpek değil yani.. köpeklere neden bobi derler ?
Acaba benim küçüklüğümde köpeğimizin özel adı bobi idi de ben bunu köpeğin ÖZEL ismini CİNS ismi mi sayıyorum.. her ne ise şimde nette ararım.. çorabımı bile nette ararım derdi Alicim.. örme.. ip.. corap.. arama.. ve başıma örülen düşünce çorabını çıkarıp.. dabi dabi daha önceden dil sepetini de çıkarmam lazım.. ve ben belki de düşünce çorabını yani içerikli konuşma ve düşünme alışkanlık ve alışkınlığını bıraktım…
Çoğu kimsenin görmediği dil sepetini görüyorum da ondan mı böyle bi örme örme tutturdum ?
Kimbilir!e çıkarmam lazım.. ve ben belki de düşünce çorabını yani içerikli konuşma ve düşünme alışkanlık ve alışkınlığını bıraktım.. çoğu kimsenin görmediği dil sepetini görüyorum da ondan mı böyle bi örme örme tutturdum ?
Kimbilir!
Alakanıza teşekkür ederim Metehan Khan ilgilenmen üzerine yazımı düzelttim..
A
8 Yorum
• Dinnur Yaşar
Bu vesile ile osmanziya ismindeki bir yazı ve tabloyu da buraya yapıştırıyorum: Değişim (tebdil ve tebeddül) yineleme (tekrir) ve yenilemeden (tecdid) ibaret bir ZORLU bir süreçtir.. sağlam ve sağlıklı olmasının koşulları ve kuralları saptanması da bi…
Devamını Gör
•     • •
Yanıtla
•     2y
• Metehan Khan
Mecburi İkamet Zorunlu Halvet
.
Memleketteyimya hani...…
Devamını Gör
•     •
Yanıtla
•     1y
Metehan Khan
(Belki paylaşımınıza bir işaret olur;)
Dedim ki zabaanan uyanıp dünya ahiret saadetim kıymetli eşime;
Günaydın tatlım.
Rüyamda bir bahçedeydik seninle. İçerisinde çeşit çeşit bitkilerin çiçeklerin olduğu... Kare kare dikdörtgen dikdörtgen bölümlenmiş toprak. Uğraşıyoruz birşeylerle. O ara Nermin hanımmış, oda gelmiş oluyor ziyarete. Oturuyor bahçe içerisinde bi yere. Selamlaşıp merhabalaşıp. Üzerinde alt üst siyah genişçe pantolon gömlek bir kıyafet var. Uzunca ve hafiften kilolu iri yarıca. Oturuyor bahçede. O bölümlere ayrılmış yerlerin sınırları, toprağı son derece düzgün dar bir kanal açılarak oluşturulmuş içinden su akması için. Bir sulama tertibatıda var. Bende o minik sınır kanalı içindeki hortum demiyelimde küçük çaplı boruların vanasını açıyorum ki sulansın kanal içine dikilen bitkiler. Su yönünde oturmuş Nermin hanımda sudan etkilenmesin ıslanmasın rahatsız olmasın diye suyun akış yönünü çeviriyordum. Suyun boruları geçip her tarafı dolanıp tekrar başa yetiştiğini görünce kapatalım diyorum. O ara genişce bir saksının içinde civcivlerini çıkartmış olan bir ördek ayaklarımı gagalamaya çekiştirmeye yelteniyordu. Bende sana gülerek canım baksana şuna civcivleri var şurda çıkartmış diye gösteriyorum. Sende telefonla konuşuyormuşsun. Osman emmimi desem Dinnur amcamı Mustafa bey mi ne dememiz gerekiyorsa onunla. konuşmalarıda duyuluyor telefondan senle. Bende diyorum;
- Ooh oouuuoooh... ne güzel gonuş babam gonuş.
Kalkıp ordaki bazı süprüntüleri döküntüleri çimento torbası kağıdını falan çöpe atayım diye bakınıyorum. Nereye koysam derken Dışarıda çöp kovası varmış oraya mı atalım diye yürüyorum. Bahçeden dışarıya yönelince kalabalıklaşıyor ortam. Bizim köydeki odunlukta hemen yandaymış bahçenin. Oraya koyalım şimdilik diyorum. Sende gelmişsin. Yok dışardaki çöpe atalım derken o kalabalık güruh arasında sıkışıyoruz. Ben hieey huoop diye geri geri çekilirken sanada yol açmaya gayret edip bir kamyon mu tır mı o bahçe kapısına doğru manevra yaparak geri geri bizleri oradakileri sıkıştırıyordu. Ben hemen bahçeye yönelip sıyrıldım. Sana yol açmaya çalışırken canım burdan gel bu tarafa derken kalabalık içinde göremiyorum seni. Insanlarsa halen dışarıya doğru sıralanmış öğrenciler gibi dörder beşerli grupgrup Ardarda akıyor du o çöpe yada dışarıya doğru. Kamyonun sıkışıklığın farkında olmadan umursamadan...
Böyle birşeydi tatlım. Sonra düşününce o bahçenin sınırlarını düzenlenmesini falan Osman emminin tabloları varya hah onu andırıyor diyorum şimdi.
Demiştim.
(Şimdi bu Tabloyu az biraz inceleyince çöpe açılan kapıda bahçede ekilecek bölmelerde sulama sınırları kanallarıda belli diyebiliriz belkide.)
•     •
Yanıtla
•     1y
•     
Dinnur Yaşar
Metehan Khan Hayr dır İnşaallah.
•     •
o     Yanıtla
o     1y

•     
• • • • • • Metehan Khan

•     •
Yanıtla
•     30d