Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta | |
Aktif Kullanıcılar Aktif Konular Üye Listesi Takvim Arama Yardım Skins Kayıt Ol Giriş |
Dünya | |
YöntemBilim Forumu | Genel | Dünya |
Konu: sabir | |
Yazar | Mesaj |
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3450 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Konu: sabir Gönderim Zamanı: 29-Haziran-2016 Saat 16:42 |
SABIR SABIR dizini içindeki dosyalar 20160629_163951_SABIR.rar Sabır acı bir ilaçtır.. sabır hayatın yüküdür.. sabır şuurun ağırlığıdır.. Sabır Güzel Türkçe’mize katlanma olarak çevrilebilir.. dayanma ve direnme içiren bir katlanma.. güçlüklere ve acılara katlanma.. zorluklara ve sorunlara katlanma.. zaten yaşam içerisinde.. yaşam evresinde.. yaşam sürecinde zorluklara ve güçlüklere katlanmayı öğreniriz. Sorunluluğumuzu geçimle çözerken ve sorumluluğumuzu seçim ile karşılarken.. kendimize ve başkalarına katlanmayı da öğreniriz.. denemeler sonucu olan yanılmalara sabır olmasa nasıl katlanırdık.. değiştirme ve düzeltmeleri nasıl üzerimize alırdık katlanma olmasa.. çünkü bu işlerin sonunda geliştirmenin nimetlerinden yararlanma ve iyileştirmenin meyvelerini devşirme var. Diploma olmasa.. okul eğitimi yapılamazdı.. iş bulurken işe yaramasa diploma almak için eğitim ve öğretimin zorluklarına katlanmazdık.. ve iş ise başlı başına bir zorluktur.. eğitim ve öğretim.. uygalama ve deneyimlerle daha uzman ve kaliteli hale gelir. İşimiz zorluklarına katlanırız çünkü onunla hem aş.. hem eş.. hem onur ve hemde özgürlük sahibi oluyor ve artısıyla da egemenliğimizi sağlıyoruz.. işimiz üretim kapatisitesini artırmaya çalışıyoruz.. çünkü biliyoruz ki ürünümüz kadar onurumuz vardır. Bunun için deriz ki; ÇALIŞMA’nın uşağ olmadan bilginin efendisi olamayız.. Çalışma.. uğraşma.. didinme.. çabalama.. çapalama.. hem katlanma ve basır işe yürütülen eylemler ve etkinliklerdir. Nimetin külfeti sabır ister.. ücret almak için hizmet yükünü sırtlanmak gerekir. Sabrı en çok isteyen etkinliğimiz ne hikmettir ne de san’at.. ne bilimdir ne de hukuk.. elbette bunlar çalışma ve uğraşma ile elde edilirler.. bunlara uğruna nesnelerin yüküne ve kimselerin nazına katlanırız.. ancak din ve ahlak söz konusu olduğunda yük ve ağırlık daha da katlanır ve artar.. yoğunlaşan bu katlanmaya çoğu kimse dayanamaz.. genelde dindar sayısı azdır bu yüzden.. çünkü din bizden hem kendimize baş kaldırma hem tanrıya baş eğme ister.. GELECEK masiyeti ve günahlara baş kaldırma.. kendimizle savaştır.. GEÇMİŞ musibetlere ve sevablara karşı koyma.. haline razı olma.. kendimizle savaştır.. Tanrı ile barışmak için kendimizle savaşmamız gerekir.. bu yüzden bu zor işe çoğumuz kalkışmadığımızdan.. kalkışamadığımızdan açık ya da gizli TANRI ile SAVAŞ halindeyiz.. Gibi görünür sabır.. çünkü TANRI ile SAVAŞILMAZ.. SAVAŞILAMAZ.. İki türlü sabır vardır.. biri TESLİMİYET ikincisi İSLAMİYET. Teslimiyet Tanrı’ya tapmak.. islamiyet ise O’na kulluk yapmaktır. TESLİM OLMA.. kendine baş kaldırmak ve Tanrı’ya baş eğmektir. Benzer ve Başkası.. ben ve baş.. bu ikisi aynı mı ? ayrı mı ? Ben baş ise sen baş olur musun ? Sen baş isen ben baş olur muyum ? İkimizden birisi kuyruk olmazsa nokta çizgi olabilir mi ? Sonunda bu gibi gizemli sözlerimi anlamanız ya da anlamaya çalışmak size gerdi.. yordu.. gerilmeye ve yorulmaya katlanmak sabır değilmidir ? Yazımı buraya kadar okumak sabrını göstererek emek verdiğiniz için teşekkür ederim.. 29.06.2016 Çarşamba bu gün acı bir gün geçirdik.. ülkemiz acı bir günler geçiriyor.. bölgemiz yirmi beş yıldır çok acı günler geçiriyor.. inanın dünyanın başka yerlerinde olan insanlarda bu ülkede ve bu bölgede yaşananları gördükçe onların da uygarlıkları ve insanlıkları acı çekiyordur.. nasıl bir deprem olurda diğer ülkelerde insanlar duyarlıklarıyla üzülüp acı çekiyorlarsa.. bu SOSYAL AFETLERDE de öyle oluyor ve bu yüzden sosyal medyamız ağırlaşıyor… İSTANBUL 9. Kez saldırıya uğruyor.. artık bu iş iç ve dış nedenleriyle düşünülmeli ve konuşulmalıdır.. küresel saldıraları unutmadan ulusal savunma yapılmalıdır.. artık insanlığın kalitesinin ya düşeceği ya yükseleceği bir dönemeçteyiz.. islamlığın değil artık insanlığın tehlikede olduğunu anlamalıyız. DEVLETLER artık açık savaş yapmıyrlar KAN-CIK savaş yapıyorlar.. ülkeler arasında ayrılıkları körüklüyerek düşük yoğunluklu savaş yaptırıyorlar.. silah sanayinin çalışması için.. böyle dağdan indirdikleri teröristlerle şehirlere kontrol altına almaya çalışıyorlar.. Böylece dünyaya yeni bir harita çizmek istiyorlar. Büyüklük uğruna küçükler heder ediliyor. Parçalar bütüne feda ediliyor. Bireyler toplum uğruna harcanıyor. Bu temel zihniyet yanlışı yıkılmazsa insanlık ayakta kalamayacaktır. Bir ferdin öldürülmesi tüm canlılığın yıkılmasdır.. bir bireyin dirilmesi bütün canlılığın diriltilmesidir. Bu anlaşılırsa hem birey hem toplum dirilecektir. BİREYLER ise ya kolay yol istiyorlar ya da kızgınlıkla kendilerine en zor yola (canlı bomba) atıyorlar.. sonunda dünya ya da ahiret cennetlerini getirmek için.. “kolaylıklar için zorluklara katlanırız”.. ancak akıl ve bilgi bulunmuyarsa ya da feraset ve basiret yoksa.. neyin kolay neyin zor.. neyin geçici zorluk neyin kalıcı kolaylık olduğunu bilebilir mi insan ? Duygularından kurtulmadıkça düşüncenin yolunun açılmadığını öğrenmedi mi insan ? Hazır para ve hazır bilgi ve hazır kararın sonradan hınzır minnet.. muzır akibet ve çürük mevye ve sonuç çıkardığının deneyimini almadık mı ? BAŞKASINA zorla güzellik ve iyilik olmaz.. ancak KENDİMİZ zora katlanarak iyilik ve güzellik elde edebileceğimizi öğrenmiş olmamız gerekir. Kızmanın köpürmenin belki bir nefes aldırması açısından ve sövmenin ve saymanın kendimizi rahatlaması bakımından bir yararı olabilir ancak sorunun çözümünde hiçbir yararı yoktur. Güçlüklerin acılarına katlanılması yanında zorlukları sorunlara.. sorunları sorulara.. soruları yanıtlara.. yanıtlara çözümlere.. çözümlere kolaylıklara çevirmek gibi 5 KAT’manIı bir işe KAT’lanmak bizi KANAT’landıracaktır. Sabır ile .. nimetin külfletine katlanılması suretiyle yapılan “hizmet”-i hayat ücretini ortaya çıkaracak.. bu ücretin de aslında bir nimet-i şuur olduğu anlaşıldığındta bu da bizden yeni bir külfet ve hizmet isteyecektir.. ki bu da yeni nimet ve ücretlere yol açacaktır ki işte bu istikamet yolun din’in mahiyeti.. varlık yapısı ve neliğidir. Din bizim geliştirmemiz için.. hikmet ve san’at ile funun ve hukuk.. etkinliklerimizi AHLAKİ boyuta çıkarmamız anlamına gelir.. bize verilen ayniyet ve hürriyet emanatlerini İKTİSAD ve ADALET yolunda kullanmnamızla dünyamız daha ferah ve mamur olacak.. ahiretimiz daha yüksek ve yüce hale gelecektir. Ancak Din sözcüğün duyunca zihnimize öyle büyük zorluklar.. güçlükler.. acılar.. sorunlar karanlığı çıkıyor ki insanların bundan kaçmasını da yadırgamıyorum.. belki din bu kadar zor değildir.. benim gibi insanlar zorlaştırıyor olabilir… Bu zor işlerde.. güç eylemlerde.. Allah yar ve yardımcımız olsun. Amin. Sağlıcakla kalın. OSMANZİYA Sentaks / sözdizimsel / BEYANÎ eksikliklerim VE semantik / anlambilimsel / MAANÎ yetersizliklerim için düz yazıdan özür dilerim http://sites.google.com/site/yontembilim/ http://sites.google.com/site/insanilim http://groups.yahoo.com/group/BAKARA/ http://groups.yahoo.com/group/oku-ikra/ http://groups.yahoo.com/group/yontem-bilim/ http://groups.yahoo.com/group/insanbilim/ www.yontembilim.com www.insan-bilim.com |
|
Forum Atla |
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |