Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Din
 YöntemBilim Forumu | Diğer | Din
Mesaj icon Konu: Zaman MAĞARASI ve Namaz MAĞAZASI Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2604

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: Zaman MAĞARASI ve Namaz MAĞAZASI
    Gönderim Zamanı: 10-Ekim-2016 Saat 07:22

Zaman ve Namaz ile Mağara ve Mağaza



FATIHA dizini içindeki dosyalar


20161010_072147_FATIHA.rar



Battıkça daha da batırana BATAKLIK denilir.. başındaki "B"yi kaldırırsan geriye ataklık kalır.. işte bu atıllığın tam tersi bir ataklıktır ki bu batışa dini dilde BATIL adı veriliyor.. adam atıl değil hareket ediyor lakin yaptığı atılımlar onu boş bir yere batırıyor.. atıl.. atılım.. batıl.. bataklık.. boşunalık.. fakat iş bu dilde hareket ve maniplasyon ile bitmiyor ve icraata müsbet ve işe yarar ve boşa gitmeyen işler yapıp etmek.. kurmak ve kılmak.. eylemek ve etkinleştirmek gerekiyor.


Bu işe son günlerde "AT" adını verdim.. at'ı.. ar ve ad yanıyla müsbet olarak işletmek ve faydalı olarak çalıştırmak gerekiyor.


Artık kim dili daha daha ziyade YARARSIZ ve VERİMSİZ kötü ve YALAN ve YANLIŞLA kötüye kullanıp. sözüm ona atak olursa.. hakikatte bataklığa düşmüşse.. onun kazanacağı sadece süslü bir reklam ve soslu bir propaganda olur.. sonuçta ne kendine ne de başkasına bir yarar sağlayabilir. Böyle boştan bir dünyaya.. DİL BATAKLIĞINA.. vakit tüketen tartışma ve eleştiri alemine girmek istemiyorsam dilimi tutmam ve susmam lazım geldiğini biliyorum.. lakin yine de, metinde görüldüğü gibi, dillendiriyorum ?


Peki dil bataklığına düşmemek için ne gerekiyor;
sorunca yanıtlamak..
istenince konuşmak..
bildiğini söylemek..
açık ve seçik dillendirmek..
sağlam ve sağlıklı bilgi ve buyruk..
SALİH ve SAHİH ilim ve irade..
işe yarar örnek ve ögüt..
yanıt ve kanıt veren görüş
sorun çözen ve çare olan düşünce..
dile getirmek.. sonuçta dil bataklığına düşüren
sahte dil ataklığından vaz geçmek gerekiyor..


Peki bunu da biliyorum neden dillendiriyorum ?


işte bu bizi dil ve düş arasındaki İNCE bir çizgiye getiriyor...




Bu çizgi bizi.. dilin iş'i ile düşün de'sinin birleştiği
de"Y"işim BİLEŞİMİNE ve de"Ğ"iş'im BİLEŞKESİNE götürecektir.
DELİŞİM dediğim bir bir sürece götürecektir.


Birbirini besleyen Y mağazasına ve G mağarasına...


Mağaza NAMAZ'dır mağara ise ZAMAN...


Her ne kadar "zaman" mağaralarını alış veriş merkezleri kadar şenlendirmiş ve "namaz" mağazalarını mescidler gibi süslendirmiş ve kutsallaştırmış isek te sonuçta zamanın mağara olduğunu görmek için namaz mağazasına fatiha şerife sorusu ve zammı sure yanıtını yaşatacak bir atmosfere girerek ve DEYİŞİMin tadını çıkarmak gerekiyor.




Bizler henüz zamanı namaza değil.. namazı zamana götürebilme gücüne erişmemişler olarak şunu bilmeliyiz ki bu NAMAZI zamana götürmek biraz ( kırk gün ya da kırk yıl) zaman alacaktır.. aslında normal ve olağan bir şekilde ZAMAN namaza gider.. deneyim.. bilgi ve birikim olarak ancak bu doğrudan olmaz dolaylı olur.. fakat biz namazda doğrudan zamana geçerek ya geçmiş anılar meşgul oluruz ya da gelecek projelerle iştigal ederiz.. yani zamana dolaylı gitmiyoruz doğrudan zamana giriyoruz namazda.. ya geçmişteki zevkli bir anımsamanın çekimine kapılıyoruz ya da gelecekteki acil bir gereksinim imgelemesinden kurtulamıyoruz. lakin önemli olan bu zamana geçmiş ve gelecek imge ve anı taşınması değil namazdaki sözler ve tümcelerdeki bilgi ve buyrukları zamana götürebilme arayışına girebilmek ve başlatabilmek ve yaşamak ve yaşatabilmektir.


İşte bu zamanı namaza dolaylı getirebilmek ve namazı zamana doğrudan götürebilme yani ARD ZAMANLI zamandan namaza gidip gelmenin adına TESLİMİYET diyorum.. biz bu teslimiyeti Fatiha-i Şerife içinde İYYA KE NA’BÜDÜ olarak ifade ederiz. Bazılarımız bunu yapabiliyor.. fakat bunu yapmakla da iş bitmiş olmuyor.. peki İYYA KE NESTE’İN nasıl oluyor ?

İşte bazılarımız bu ard-zamanlı teslimiyeti yapmakla birlikte ve kendilerinin eşzamanlı islam MİZAN’ının ve amel NİZAM’ın yani İSLAMİYET’ini sağlama ve gerçekleştirme noktasına erişip ubudiyetini aşıp rububiyetine erişmiş düzeyine ve melikiyetine ulaşmış noktasına gelmiş sayabilir.. eğer bu yenilenen malikyet düzeninin mecazi ve tazelenen rububiyet ölçüsünün mevhume olduğunu anlamamış ya da unutmuş ya da göz ardı etmiş ise.. sancılı bir krallık doğuyor.. alem buysa kral benim diyen.


âlemler nedir.. zerre.. hücre.. ene.. ve zümre içeren her bir insan.. her bir birey.. her bir ferd.. bu ferdlerden müteşekkil.. kümeler ve topluluklar ve toplumlar.. kültler.. kültürler.. diller.. dinler.. milletler.. medeniyetler.. ümmetler.. cansız nesneler.. canlılar.. uslular.. canlı ve uslu kimseler.. kendilerine bir ad verdiğimiz “gerçekler”.. osmanziya.. mustafa buğuçam.. dinnur yaşar.. falan ya da filan.. kimi anarsan an.. tüm âlemlerin rabbi.. meliki ve ilahı Allah’tır. Yegane Yaratan’ın Yaratılanlar üzerindeki HALIKIYETİ ve Yegane Tapılan’ın kullar üstünde MABUDİYETİNİ.. İmamı Nursî..15 nci Şua’da ve NUN’u na’büdü nüktesinde anlatıyor ve bir salat-ı kübraya işaret ediyor. Külli tahiyyat-ı mübarekeyi tanımlıyor ve câmi salavat-ı mübarekeyi tanıtıyor.    


İslam coğrafyasındaki islam dünyasının islam âlem olmadığını ve bunun zamanın şimdi bulunmadığını YAŞANAN zamanın olayları gösteriyor.. ZAMAN gazetesine yapılanları görünce.. belki zamanın zamanı mı geldi diyorum.. ülkede külterel islamın zamanı bitti siyasal islamın zamanı mı geldi diyorum…

Ülkenin YENİLİKÇİ kültürel islamının.. siyasal islam haline gelmesi değil de ülke dışındaki GELENEKSEL siyasal islamın ulusal yenilikçi kültürel islamı mahvetmiye çalışması ve gelenekçi siyasal islamında GERİCİ askeri islamla ile engellenmeye çalışılması.. bir curcuna ve bir karmaşa görünüyor. Ya da   yenilikçi KÜLTÜREL .. gelenekçi SİYASAL.. gerici ASKERİ.. hepsi DÜNYA ÇAPINDA bir GELENEK-SİL bir hesabın uygulamasının etkisinde mi dir.. diyorum.. ve büyük bir olasılıkla bu böyledir diye düşünüyor.. peki şimdi ne yapmalıyız diye kaygılanıyorum.


ancak sonuçta dil bataklık oldukça üzerinde hiç bir bina yapılamayacak ve depremler karşısında din.. emek.. hürriyet ve barbış sarsılacak ve belki de yıkılacaktır.. okunduğu ve oturduğu yerden dünyayı düzeltmeye kalkanların kendilerini, YETERİ KADAR, düzeltmediklerini görünce.. ve bu buna benzer yazılarıma iki senedir bir eleştiri ve yanıt gelmediğine göre.. sadece aklı çalışan.. insanı.. düşünen.. islamı düşünen.. sadece ben olmadığıma acaba bir rüyada mıyım diye endişe ediyorum..


Sonra KENDİME DÖNÜP soruyorum.. bu İslamiyet ve teslimiyetle.. bu ibadet ve istiane ile.. bu halka ve hakka gidiş gelişle yeteri kadar kendini düzelttin mi.. davana kaç adam buldun.. hala BİLDİRİŞİMİ ile sözün büyüsünde.. İLETİŞİMİ ile dilin kuyusunda.. ETKİLEŞİMİ ile seslenmesin bataklığında mısın diye soruyorum.. ve diyorum ki kaç kişiyi İLERİYE götürebildin ?

Sonra ülkemde Öcalan, Perinçek.. Gülen.. Erdoğan gibi ileriye götüren insanların yaptıklarını görünce de.. hiç oralı olmuyor reklam ve propagandalarımı sürdürüyor ve uykuma devam ediyorum.

IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk