DÜNYANIN HALİ


petro-dolar-lar.. halk bankasına akacakmış.. para işe yarasa idi.. Amerika'nın işine yarardı.. yaramadı HAKKI bulamadı.. Arabistan'ın işine yarardı.. yaramadı KUVVETİ bulamadı.. görülüyor ki ne kuvveti bulmada ne hakkı kılmada Tayyib'in işine de yaramayacak.. Menderes ve Demirel ve Özal'ın topladığı Milletin RUHU ile iş yapan Usta, sanırım bunu ya görmüyor ya da unuttu.. parayı ve aleti kullanan insandır.. kuvvet, alet ve paranın doğrudan gücü yoktur. La havle diyen bir Müslüman bunu bilir lakin sınav dünyası unutur.

Cemaatten öteden beri gelen olumsuz sinyallare rağmen Usta'yı destekliyordum.. buna rağmen TAYYİBE gönül bağım vardır.. Ak partili adalet (hukuk) ve kalkınma (bilim) silahını kullanan ülkemin yeni gücü görüyordum.. lakin ülkenin dört gücünü.. beşeriyetin dört rengini.. uygarlığın dört köşesi toplayamadan kendi köşesine çekildi.. yaptığı atamalarla hukuk devleti gibi değil totaliter bir rejim ve otoriter bir güç gibi davrandı.. HUKUKÇU olarak benim anladığım budur.. başarı değil dostları düşmanlarını bile toplayarak hedefi ele geçirmektir nerede kaldı dostlarını ve vefayı terk eden muvaffak olsun.. tartıştım yanıtı gelmedi.. ya parti cemaatlaştı ya da cemaat partileşti.. bunun ikisi de olabilir.. ve buna karşı da liderlerinin bir önlemi bulunmayabilir veya etkisi olmayabilir veya düzeltmesi yetmeyebilir. Bunlar doğal süreçlerdir. Kafamızdaki var sayma ya da yok sanmalarla veya yan tutmalar ve alışkanlık sürdürmeler ile SİYASET yapılmaz ve siyasi görüş tartışılmaz.

Herkesin yan tutmasının bir gerekçesi ve orayı seçmesinin bir nedeni vardır ve bunu dayanan görüşü de saygındır. Ancak bu görüş olmaktan çıkıp dini bir inanç haline geldiği zaman işte orada hakaret yanlışlığı başlar, tekfir sorumsuzluğu başlar. Her ne ise ne söylesek boş.. eğer seçim imkanı olursa martta kararı derin millet verecek ve herkes eteğindeki taşı dökecek.. o zaman böyle lafz değil OY vereceğiz. Allah hakkımızda hayırlı olanı versin. Amin. 19.12.2013

Kardeşim bir yere yazdım.. seks ve siyaset eş değerdir.. yani kuvve-i şeheviye (kızlık) ve kuvve-i gadabiye (kızgınlık) denilen dişil ateşin ve eril öfkenin eserleri olan yaşantı ve davranışlarımızda her ikisi bir gereksinimizi karşılar. Bu hayvani ihtiyaçtan "insani" boyuta yükselmek için bunların üstüne çıkmak gerekiyor.. bu noktadan benim için erdoğanı tutmak ile güleni tutmak eş değerdedir.. yani bunlar bir kişisel seçim konusudur.. keza sağın bu iki lideri gibi türk solunun lideri perinçek ile kürt solunun lideri öcalan da aynı şekildedir.. İNSANİ nokta da bu liderlerinin hiç birinin birbirinden farkı yoktur. Çünkü “dil ve din ile emek ve hürriyet” insanların ortak değerleridir. Bazıları dili.. bazıları dini.. bazıları emeği bazıları hürriyeti gereksinimi karşılayan bir alet olmaktan çıkarıp TANRI ya da tanrısal bir AMAÇ derecesine getirdiklerinden, bunları kullanan bazıları, bu insani ortak değerleri para-vana ederek yukarıda ve başta durabiliyorlar.


Buna bağlı olarak insanların yanıldıkları bu karanlık nokta da, bu değerleri ve bu değerleri temsil eden kişileri olmazsa olmaz haline getirdiklerinde artık işin renge değişiyor ve KIZGINLIK başlıyor. Oysa kimse kimsenin dinin yaşamak ya da dilini konuşmak zorunda değildir. Kimse kimseye emeği ve hakkın eşitliğini dayatmaya ya da hürrriyeti ve hakikatın çeşitliliğini üstün tutmaya zorlamayaz. İhtilaf durumunda ve ya da bir sorun çıktığızım çözüm için BİLİM ve HUKUK’tan başka çare var mıdır ?


Sanırım sizde bayağı kızmışsınız.. amma ben siz bu dil ya da din.. emek veya hürrriyet hangisini tutarsanız tutunuz size kızamam.. bu sizin insani ortak değerinizi araç değil amaç görünüşünüzü yanlış bulsam bile sizin seçiminiz ve insanın tercihi olarak saygı duyarım. Sadece bu şekilde uyarırım. Değerlendirmek size aittir.
Bu siyasi değerler..idelojik değerler.. dini değerler.. yani dil veya din.. emek ya da özgürlük değerleri, aynı zamanda insanların kimliklerini tanımlayan ve kişiliklerini belirleyen somut ve belli olayları ve kişileri ile de bağlantısı olduğundan değerlendirme katmanı kişiler ve olaylar düzeyi olan halk için bu hürriyet ve laiklik.. meşveret demokrasi.. cumhuriyet ve insan hakları nazım hikmetten.. mihri belliden.. imamı nursiden.. necip fazıldan.. adnan menderesten.. atatürkten.. erdoğandan.. gülenden ayrılmaz.. ve bunun sonucunda bu kişilerin birbirleriyle.. olan TARİHSEL mücadeleleri onlarını bağlanan ve kurtarıcı görün kimselerin kimliklerine ve kişiliklerine yerleşirler.. yukarıdaki saydığım ortak insani değerlerle özdeşleşirler. Artık PERİNÇEK’e düşman olmak “eşitliğe” hasım olmak anlamını taşır. ERDOĞANI sevmemek Peygambere karşı koymak gibidir. GÜLEN’İ sevmek vatan hainliğidir. ÖCALAN’ı tutmak türk dilini çiğnemektir



İşte PUTLAR böyle meydana gelir.. bu fani liderler ölür fiderler gider tarihsel ününden ve hizmet ürününden ibaret NESNESİ kalır.. artık o nesne özgürlük ya çeşitlikle.. emek ya da eşitlikle birlikte koşulsuzlaşır.. kuralsızlaşır.. sonsuzlaşır.. saltlaşır.. tanrılaşır.. artık o adamı eleştirdiğinde ya da zaaflarını ya da başarısızlıklarını saydığında sanki o adamın Tanrı'sına sövmüş gibi olursun.. işte bütün bunlar hassasiyetin ve hissiyatın bağlandığı kuvve-i şeheviye ve gadabiyenin oyunlarıdır.. akılcılık ve gerçekçilikle ilgisi yoktur.


Artık bu kişilerle somut vatan ve müşahhas millet gibi değerlerle bir araya getirildiğinde körü körüne sevgi ve kin.. körü körüne inanç ve bağlılık.. sonucunda bu gün yaşadığımız düşmanlık ve hiyanet.. boşu boşuna savaş haline alır.. istersen bir bak.. bu gün parti ile cemaat tarafını tutan insanlar arasında dini görüş ve islami yaşantı bakımından bir fark var mı ? Bir de bakarsın hukuk guguk olur.. bir genarelle içeri girer.. bir hakimler.. kim güçlü ise hakka ve hukuka uymaz.. gücüne ihanetin bedelini karşı tarafa ödetir. Bu arada millet bölünmüş.. milli birliğin gücü kalmamış hiç önemli değildir. ELİNE SİLAH ALANLARI cezalandırırken karşı tarafta olanlar eline silah almamış olanları çeşitli bahanelerle ihanet diye cezalandırmanın hukukla.. illiyetle.. insafla.. milli birlik ve seferberliklikle hiçbir alakası yoktur. Bunun gibi milli birliğin temsilcisi olan resmi makamları da despot.. tiran.. sultan ve sair suçlamalarla hem ona hem onun PARTİSEL yandaşlarına hakaret etme hak ve hürriyetimiz bulunamaz.



Bu gerçekleri ve gerekçeleri nazara aldığımızda 10 sene birlikte yaşayan bu insanların LİDERLERİ yüzünden.. liderlerinin KOLTUKLARI yüzünden bu ülkenin yurttaşları birbirine CAN DÜŞMANI olmuşlarsa.. bunun akıl ile alakası yoktur.. şehvet (SEVGİ) ya da gazab (ÖFKE) kızgınlığı kör hissiyatından başka bir gerekçesi bulunmaz. Olsa olsa insanların bu özelliklerini bilerek kullanan üst aklın oyun kuruculuğu.. küresel güçlerin tezgahı ve gizli örgütlerin provakosyonudur. Bu yazıyı yazmama vesile olduğunuz için size minnettarım.



Özetle elimizde sağlam tutulacak sadece amusun nikahı ve kamusun namusudur. Bunun dışında kalan her bağlılık ve inanç.. koşul ve kural.. yasa ve yasak iyi niyetli olmayanlar tarafından kötü ve kötüye kullanılan bir DİL oyunudur. Birey katılımcılığını sui istihdam eden aletlerdir ve toplumun korumacılığını sui istimal eden naletlerdir.

Bilgi ve sevgi ile sağlıcakla kalınız.


Oncelikle ilginiz ve yanitiniz için teşekkur ederim. Savımı kanitlarıyle sundugumu saniyorum. Bir daha savımı yineleyim din ve dil ile emek ve özgürluk insanlıgin ortak degerleri olup siyasal partilere PARA-vana ve ideolojilere PARA-toner edilemez. Ancak bireyler bu dordunden bir ya da bir kaçını ELLERINE SILAH ALMADAN benimseyebilir.. koruyabilir ve savunabilir. Bunların hepsinin eşit derecede herkesi gereksinimi oldugunu düşünüyorum.

Ülkede olan çekişmelerin esasın Türk Okullarıyla İmamı Nursi'nin RNK temeli atılan YENİLİKİÇİ İSLAM'ın gücünden korkan dünyanın efendileri ÜLKE'nin yöneticilerini ülke dışında Gelenekçi İslam'a bağlantmak ve dayandırmak için bu oyunu oynadıklarını ehli hakikat biliyor.. Bir zamanlar birinci cihan harbine soktukları için kapatılan İttihat ve Terakki partisinin ülküleri olan hürriyet ve meşveretin Cumhuriyetin Kurulması Atatürk'ün eliyle gerçekleştiğini tarihi bilenler bilir. Yani demem o ki isimler siyasi ve ideolojik bir çekişmenin ötesinde bir gereksinimi ortaya koyuyor..

Perinçek ya da Öcalan.. Gülen ya da Erdoğan.. İmamı Nursi ya da ATATÜRK.. bunların cümlenin maksudi bir lakin DİRAYETLERİ muhtelif olan insanlar.. kimi dini açıdan.. kimi milli açıdan.. kimi hak ve müsavat açısından.. kim hakikat ve hürrriyet açısından.. hizmete ve hedefe ve gayeye çalışırken hadisenin karmaşasından ve olayın kompleksliğinden dolayı çatışırlar.


Ancak olay artık ulusal ve bölgesel olmaktan çıktı küresel bir boyuta geldi.. çatışma dünyada var.. fakat bizim GÜÇSÜZLÜĞÜMÜZDEN dolayı bölgemizde ve ülkemizde görülüyor sonuçları.. bir türlü MÜSLÜMANLAR kafaları güncellenemedi.. hala orta çağda yaşıyorlar.. boyunlarındaki kravata bakma.. keza museviler ve isevilerde öyle.. lakin "uydurulmuş" DİN onların ekonomi ve politikasından çıktığı için.. DÜNYA bakımından güçlüler lakin yahudilik ve hristiyanlık adıyla bizim gibi orta çağ zihniyeti taşıdıkları için.. bizi müselmanlar gibi kullanılıyorlar.. kimse din için bu savaşları çıkarmıyor.. ekonomik ve politik çıkarlarını korumak için çıkarıyor.. müselmanlar.. hristiyanlar.. yahudiler.. yani HALK kullanılıyor.


Düşünmeyen kitleler.. akıl etmeyen halk.. bu söylediklerimi de kendilerine hakaret sayan çoğunluk.. MİLLET MİLLET diye yüceltikleri "mel" ve "mil" ne olduğunu bilmeyen güruh ki ben de iki üç yıl öncesine kadar onlardandım.. oyları ile koyun gibi siyaaseten güdüldüğünden ve paraları iktisaden ütüldüğünden habersiz EKSERİYET yüzünden.. bu haldeyiz.. Her birimizin toplumsal etkisi olan üç nesnemiz buna belgemiz de diyebiliriz.. oy, para ve diploma.. bunları DİPLOMATÇA kullanmadığımız için başkaları HOYRATÇA kullanıyor.. yalan mı ?
OSMANZİYA
22.12.2016