Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Din
 YöntemBilim Forumu | Diğer | Din
Mesaj icon Konu: UZAYLI DOSTLARIMIZ Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2554

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: UZAYLI DOSTLARIMIZ
    Gönderim Zamanı: 10-Haziran-2018 Saat 18:09
Uzaylı dostlarımız bizi korumak için kanatlarını germişler.. kendilerinin sevgi kollarına koşmamazı bekliyolar.. uzun da bir yazı yazmışlar…

Yazı o kadar uzun ki okumaya ne vaktim var ve ne de yoğunlaşma gücüm bulunuyor.. bu tür yazıları okumak suretiyle de bir birikimde hazırlığım var.. gençliğim 1970 ler de zamanında ruh ve madde dergisinin irademi teslim etmek isteyen misyonu da hoşuma gitmemiş sola meyillenmiştim.. fakat onların içinde kalmaya da özgürlüğüm izin vermemişti.. ancak uzunca bir süre risale-i nur ile uğraştım.. temel gökbilimleri ile uğraştım.. programcılık yapamasam bile bilgisayar diağramlarının arkasında program kodlarını bilecek kadar compter alanına aşinayım.. geçmişten gelen cin.. ruhani.. peri.. melek haberleri çağımızda başka bir şekilde sükun etti.. repitialanlar.. annunnakiler.. uzaylı yaratıklar.. ufo haberleri dışında fakat bu güne kadar dünya dışı bir uygarlıkla resmen haberleşemedik. 2018 ekiminde Huble televizyonundan altı yedi katlı teleskoplarla güneş sistemi dışındaki gezegenleri daha yakından tanıyacağız. Kuşkusuz fiziğimizin ötesinde bir meta fizik vardır.. yine kaçınılmaz bir şekilde psiğimizin berisinde bir para pisik bulunmaktadır.. fakat bütün bunlara karşın elimizde SAĞLAM ve SAĞLIKLI iki nesne var; birincisi akl-ı salihi oluşturan DEDUKSİYON (tümdengelim) ve İNDÜKSİYON (tümevarim) ikincisi lisan-ı salim olan BİLİM ve HUKUK.. bu nedenle bilimsel roparlar ve yargısal kararlar dışında hiç bir açıklamaya güvenmiyorum. Kur'an'ın haberlerini bile ancak bu dördünün onayından geçirerek anlamaya, açıklama ve yorumlamaya çalışırım. Bunun dışında anlatılan hikayeler benim için filimlerin senaryolarından öte değerleri yoktur. Çünkü gerçeklik oturduğumuz yerde kendini arzı endam etmez.. siz onu aramak ve bulmak zorundasınız. Hatta sağlam ve sağlıklı sözün içerdiği bilgi ve buyrukları.. kendimiz değerlendirmek ve denetlemek mecburiyetindeyiz. sözün taşıdığı değişken ve değerleri kendimiz imgelemek ve irdelemek zorundayız. Bu yüzden bilgilerin hem doğru hem gerçek olmasının kurallarını ve koşullarını aramak.. buyrukların hem iyi hem güzel olmasının ülkülerini ve ereklerini sorgulamak konumunda sözün değişkenlerinin uyarlı ve değerlerinin tutarlı olmasının gereksinimleri yargılamak durumundayız. Çünkü bunlara ilişkin, yeti, yetenek ve yetki içeren sorumluluk ve yükümlülük hepimize verilmiştir.


KAİNAT ve İNSAN Temel astronomi ve köklü hünamizma başlıklı bir DVD çalışmam var. Burada temel gök bilimlerini ilişikin olarak hazırlanmış dört tane ppt dosyası var. Dileyene ücretsiz Posta ile gönderebilirim. Bu çalışma gezeğenler arası uzay.. yıldızlar arası uzay ve galaksiler arası uzay görsel ve belgesel ve tarihsel olarak sunulmuştur.   OZ


Uzaylı dostlarımız konuşmaya şöyle başlıyorlar:

“Toplumdaki en büyük zorbalık sıkı yönetimin denetimi değildir. Bilincin psikolojik olarak yönlendirilmesiyle uygulanan denetimdir. Bilinç psikolojik olarak öyle bir şekilde yönlendirilir ki gerçeklik, onun içinde var olanların tutsak olduklarını bile fark edemeyecekleri bir biçimde tanımlanır. Yaşadıkları yerin dışında bir şey olduğunun bile farkına varmazlar. “
Bu ilk parağraf zaten işi bitiriyor.. daha sonra içerik hakkında söz konusu etmeye gerek kalmıyor.. lakin biz sizin için içerik hakkında konuşmaya söz verdik.. eleştireceğiz.

Size benzer tümceler vereyim;
“İnsanlardan bazıları da vardır ki, inanmadıkları halde "Allah'a ve ahiret gününe inandık" derler.
Onlar (kendi akıllarınca) güya Allah'ı ve müminleri aldatırlar. Halbuki onlar ancak kendilerini aldatırlar ve bunun farkında değillerdir.
Onların kalblerinde bir hastalık vardır. Allah da onların hastalığını çoğaltmıştır.
Söylemekte oldukları yalanlar sebebiyle de onlar için elîm bir azap vardır.”
Bunlar Bakara Suresinin 8,9 ve 10.cu ayetleri.. okumak isterseniz surenin linkini verdim:



Surenin başından 24.ncü ayete kadar okursanız GERÇEĞİN sadece kendilerince bilindiği.. savını ileri süren bir ZİHNİN.. diğer zihinleri hegemonyası altına almak emelinden başka bir amaç taşımadığını, eğer yeterince uyanık iseniz, anlarsınız.


Eğer ben Kur’anın ayetlerini namazımda kendim yazmış gibi okumasaydım.. onlardan feyz almasaydım.. onlardan yararlanmasaydım.. bu ve buna benzer mesajları veren her anlatımı reddederdim.. Tanrı’ya inanmazdım.. iyilik yapmak gereği de duymazdım..

Fakat bu mesajı veren GERÇEKTEN tanrı ise o zaman iş değişir.

O zaman sorun gerçekten TANRI’yı tanımak, O’na tanıklık yapmak, ona inanmak, güvenmek, bağlanmak ve KULLUK yapmak olur.
Ancak birileri her hangi biri TANRI’nın bu ve buna benzer tümcelerini kullanıyorsa.. artık ben bu tümceden sonraki tümceleri dinlemem.. ne kadar gerçekçi ve akılcı ve yararlı görünürse görünsün.. arkasındaki çapanoğluna bakarım.

Eğer bakaranın 24 ncü ayetine kadar olan tümceleri (ayetleri) okuyor ve bunlara inanıyorsak.. o zaman o tümcelerin sahtelerini ve taklidlerini ve benzerlerini ileri sürerek bizi düzen altına almak bahanesiyle yer yüzünde bozgunculuk çıkaranlara prim vermemek gerektiğini de inanmamız gerekiyor.

Kısaca gaybdan haber veren.. görünmez ve bilinmez konulardan ve alanlardan bir öykü anlatılıyorsa bu sadece ve sadece kitaplarla indirilen ve nebilerle gönderilen METİNLER’de yer almalıdır.

Bunun dışındaki her metni daha dikkatli, özenli, uyanık ve aydınlık bir şekilde ele almamız gerekecektir.

Uzaylı tarafından yapıldığını var sayılan mesajda bir komünistin ya da bir Müslümanın KAPİTALİZME yapabileceği eleştiriden fazlası yok.. yani bunu bir uzaylı değil yalancı bir dünyalı yapmış sanıyorum.. elbette teknolojinin insanı doğaya yabancılaştırdığını hepimiz görüyoruz.. ideolojilerin insanı insandan uzaklaştırdığını her normal ve yaratılışı bozulmamış insan görüyor. Ticaret ve siyasette bilimin iktisad ve hukukun adalet ilkelerinin zorlukla uygulanabildiğini hepimiz biliyoruz. Teknolojiye körü körüne bağlılığımızı.. ideoloji uğruna boşu boşuna savaştığımızı çoğumuz biliyoruz.

Bunun çaresi “dışarı”dan birilerinin müdahale, işimize burnunu sokup düzeltmesi değildir. Tanrı bile karışmadan bizim kendi kendimize geliştirmemizi ve düzeltmemizi ve iyileştirmemizi isterken ve bu işleri karışmayı bozgunluk saymışken, hatta Müslümanın, masonun ve marksistin bile işimize karışmasını doğru bulmamışken bir başka uygarlığın bir başka uzaylının gönlümüze ve aklımıza ve duygumuza ve frekansımıza bel bağlaması ve bizim ona bağlanmamız Allah’tan uzaklaşmaktan, onursuz kölelikten ve gerçekliği aramaktan vazgeçmekten ve kulluğun bireyselliğini bırakmaktan başka bir şey değildir.. diye düşünüyorum.     



Yazı da sürekli Frekanstan bahsedip, ışık ve aydınlıktan söze edip bir yerlere BAĞLANMAMIZ istenilmektedir… bunu ruh ve madde dergisinin ideolojisine bağlı medyumlar (spritüalistler) yapabilir fakat biz inisiyatifimizi Allah’tan başkasına vermeyiz.

Değerli Kardeşim şunu bilin ki bizim uygarlığımız deneme ve yanılma ile yürür.. savaşın kanı ve bıçağı ile de olsa.. Keza barışın ve uzlaşmanın ve dayanışmanın zeminde araştırma ve geliştirme ile ilerler.. sınav ve yarışın zorlu ve acımasız koşullarıyla değiştirme ve düzeltme ile yükselir.. biz öyle hazırlop uygarlık bulmadık.. altımızı serilen dilin ve dinin zemininde bilimi ve hukuku etimiz ve kanımız ve göz yaşımızla inşa ettik.. ticareti milim milim yürüttük laikliği bulduk..   ve siyaseti adım adım ilerlettik.. demokrasiye eriştik.. bilgi toplumu ve hukuk devleti ülküsüne Müslüman, mason ve Marksist ideolojilerin acımasız çatışmalarıyla yürüyoruz.

Bütün bunlara rağmen hepimiz İNSAN’ız.. beşeriyetin yapısından çıkan medeniyet ile bu büyük İNSANİYET yapısını emin ve güvenilir adımlarla inşa ediyoruz.. her ne kadar insan olmayan müslümanlar ve Müslümana düşman insanlar varsa da gelecekte insan olan Müslümanlar ile Müslümana düşman olmayan masonların ve Marksistlerin barış ve güvenlik içinde yaşayabileceklerine inanıyoruz. Keza insan olan masonlar.. insan olan Marksistler içinde bu barış, uzlaşma ve insan kardeşliği geçerlidir.

Ölçümüz insanlıktır.. Müslümanlık.. masonluk ve marksistlik, aynen dil ve din gibi, bir araçtan başka bir nesne değildir.. Bilim ve hukuk gibi dil ve dinde kötüye kullanılabilir.. ticaret ve siyasette kötü yapılabilir.. ancak asıl olan.. önemli olan.. değerli olan.. BİREYİN dünyanın bu kölelik ve kralık düzeni içinde.. kimliğini.. kişiliğini.. başarısını.. başatlığını.. bar arılığı ve başkanlığını kazanmasıdır. Bu hayrı berişye olan boruya.. ya da şerri beriyye olan bara takılabilir.. said olur, şaki olur. bu onun şansı ve yazgıdır.

Sınav, Tanrı’ya kul olma bilincini geliştirecek tapılası karılık ve kulluk edilesi kocalık aşamasına çıkacak kadınlığını ve erkekliğini elde edebilmesidir.

Kısaca Müslüman ışık, aydınlık, kazanma, koruma, arınma, aklanma, bağışlanma, kurtuluş ve kurtuluş gerekçesiyle ALLAH’tan başkasına bağlanmaz ve O’na bağımlı olmaz.

Bana gelince.. hiç kimseye kendime, bilgilerime, yetkinliğime, erdemime bağlanmasını istemedim.. kimseye de hocalar ve yazarlar gibi hazır bilgiler, buyruklar, öğütler ve örnekler vermedim. Sadece gereksinimini ve arayışına yol açacak sağlam ve sağlıklı bilgi ve buyruklar taşıyan sözleri aramasına ve bulmasına yardım edecek.. ÖZGÜN DÜŞÜNCELERE yol açan yeni bir düşün-me aracı, yeni bir BİÇİMSEL anlam sürücü ve yeni bir İÇERİKSİZ anlatım aygıtı olan Y öntem B ilimsel A naliz’i öğrenmelerini, kullanmalarını, yararlanmaları ve yaygınlaştırmaları önerdim.

Çünkü artık günlük bilimin ve bilimsel dilin üstündeki çok yönlü ve yanlı konular, alanlar, katmanlar olan felsefe ve din katmanında.. içeriksiz bilgi ve biçimsel yöntem alanlarında, insan ve hikmet konularında.. bize yeni bir “dil” gerekmektedir. Artık günlük dilin düz yazısı ile felsefe adıyla yapılan edebiyat kafi gelmemektedir, din adıyla yapılan vaaz yeterli değildir.

İşte bu yetersizliğin bir örneği uzaydan geldiğini ilan eden bu tür düz yazılardır. Buna benzer tüm mesajlar da, yukarıdaki gibi   sorgulamaya ve araştırmaya özendirme görünen lakin tüm bilginin katında bulunduğunu öne süren.. bir hava var. Bu hava içinde girilen İDE-LOJİ de sadece kendi fikrini özgür saymakta, sadece kendi mantığını sonsuz sanmaktadır. Oysa özgün bilim fikri ve özgür hukuk mantığı bu basma kalıplar ve düşünsel şablonlar içinde gelişemez. Bizi sınırlayan sadece katı yöntem ve kesin inançtır.. bunun dışında hiçbir düşünce (fikir) paradigması sallanmaz bulunamaz ve düşünme (mantık) doğması sarsılmaz olamaz.   

Evren ilimlerinde geldikleri birikimi kullanarak BATININ varlık ve irade medeniyetini bağlılık isteyen MATERYALİZM.. insan ilimlerindeki kazanımlarını alet ederek DOĞUNUN yokluk ve telkin medeniyetine bağlılık isteyen SPRİTUALIZM.. keza din ilimlerindeki ihtisası kullanarak SALTANATLARINA kulluk ve inisinasyon bekleyen tarikat ve TEOZOFİ.. keza dil ilimlerindeki uzmanlıklardan yararlanarak SULTALARINA bağımlılık ve illümünasyon isteyen barikat ve FİLOZOFİ.. ayaklarımın altındadır. Siz de YBA öğrenin.. onların üstüne çıkın.

Ancak sonuçta ve ozet olarak NAKIL en hasas ve en sahih olmasi gereke bir dini sorumluluktur.. felsefenin münkir ve fasid AKLI.. bilimin yarim ve evrimli LİSANI.. ve gunluk dilin sorumsuz ve yüzeysel KALBİ.. salih.. salim.. selim olmadıkça.. verdiginiz ayetin uyardıgi gibi hesab verdiricidir. Bu bakimdan son mesajdan sonra verilen tum nakil ve mesajlara.. bunlarin oluşumlarina kuşkuyla yaklasırim.


Bilgi, sevgi, saygı ile sağlıcakla kalın.
Osmanziya


        
Bu yazıların nedeni olan uzaylı dostlarımızın yazısı..

PLEİADES..... 🌍 ✨ 🌸 💦


En Büyük Zorbalığın Dışında

Bir toplumdaki en büyük zorbalık sıkı yönetimin denetimi değildir. Bilincin psikolojik olarak yönlendirilmesiyle uygulanan denetimdir. Bilinç psikolojik olarak öyle bir şekilde yönlendirilir ki gerçeklik, onun içinde var olanların tutsak olduklarını bile fark edemeyecekleri bir biçimde tanımlanır. Yaşadıkları yerin dışında bir şey olduğunun bile farkına varmazlar. Biz, sizlerin var olduğunu düşündüğünüz şeyin dışında olanı temsil ediyoruz. Bu, sizin kimi zaman göze aldığınız, bizimse sizin oturmanızı istediğimiz yer; toplumun size yaşayabileceğinizi söylediği yerin dışı.
Size sahip olduklarını düşünenler tarafından -hükümetten Dünya Yönetim Ekibine, uzaydakilere kadar- ağıldaki koyunlar gibi güdüldünüz. Frekans kontrolüyle bilgiden yoksun bırakıldınız. Frekansı istediğiniz istasyona ayarlayabileceğiniz bireysel bir alıcı verici olarak düşünün. Zekanın taşıyıcısı olan dalgaların yayınıdır bu. Frekans yayılımı sınırsızdır, iletilen zeki madde yelpazesi de sınırsızdır.


Frekans kontrolü, ulaşabileceğiniz istasyonların sayısını kısıtlar. Işık Ailesi’nin üyeleri olarak statik kaos yoluyla yeni frekanslar yakalamak ve fiziksel boyuta getirmek zorundasınız. Bu gezegendeki erişim menzili, umutsuz bir şekilde farkındalığınızın açılmasına gereksindiğiniz birçok şeyden ötürü uzun bir süre boyunca son derece kısıtlıydı. Siz kendi kişisel tarihinizi ve artık bırakıp değiştirmek zorunda olduğunuz etkisiz davranış kalıplarını öğrendikçe gezegenin nabzı da kendi davranış kalıplarına göre atar. Bir gezegen olarak tarihi son derece dramatik bir şekilde tekrarlamak üzeresiniz.


Sınırlama frekansını değiştirip kaldıracak, yerine bilgi frekansını getireceksiniz. Bilgilendirildiğinizde korku içinde olma gereğini aşarsınız. Kendinizi bilgisiz ve kontrol dışı hissettiğinizde bütünü anlayamazsınız. Her biriniz içinizdeki, varlığınızın -DNA’nızın- şifresindeki bir şeyi uyandırmaya geldiniz ve şimdi ona cevap veriyorsunuz. İşte bunun için yaşamınızın her alanında arayış içindesiniz.


Siz ve pek çok başkaları gezegendeki dönüşüm sürecine başladı. Elektromanyetik olarak değiştikçe frekansınızı ya da yayınladığınız melodiyi değiştirirsiniz. Sizi gelişmekten alıkoyan, kaos ve karmaşa ile sürekli zarar veren frekansı er geç bırakacaksınız. Kendi frekansınızı değiştirir, taşır ve korursanız er geç farklı bir biçimde titreşir, bu nedenle de çevrenizdeki herkesi etkilersiniz. Çevrenizdekiler frekans değişiminin ulaşılabilir olduğunu hissederler, değişim de o zaman bir dalga gibi gezegenin çevresini dolaşır. Gezegen, ulaşmak için çok çalıştığınız bu yeni frekansı kabul ettiğinde domino zincirinin ucundakiler de alacaklar onu. Bu yeni frekansın adı bilgi ve ışık. Kölelikten kurtuluş. Bilgisizlik ve yanlış bilgiden kurtuluyor, bilgilendiriliyorsunuz; ışığa çıkıyorsunuz.


Hepiniz bilgilenmek ve gezegene frekans değişikliği getirmekle görevlendirildiğiniz için Frekans Bekçileri olmayı öğrenmek zorundasınız. Belli bir bilgi alanına yükselip sürekli olarak orada kalmalısınız. Bunu hareket ya da dinlenme halinde isteyebilmek için de bedeninize hükmedebilir hale gelmelisiniz. Kendi içinize dönebilmeli, duygusal ve fiziksel olarak iyileştirilmesi gerekeni iyileştirmelisiniz. Başkalarına yolu gösterebilmek için benlik cangılından ayrılmaya, açıklığa çıkmaya başlamak zorundasınız. Kimi zaman başkalarına yolu konuşarak değil, sadece kendi frekansınızı koruyarak, işleyerek ve bunu yapma cesaretine sahip olara göstereceksiniz.
Sistem bozucular ve olası Frekans Bekçileri olarak uzmanlıklarınıza en çok gerek duyulan alanlara gideceksiniz. Işık Ailesi üyeleri olarak bedenlenen varlıkların çoğu Birleşik Devletler’e geldi çünkü burası en büyük gelişmeyi yapabileceğiniz ülkedir. İnkaların da yaygın olduğu bir ülke haline geliyor. Özgürlüğün ülkesi, gözü pekliğin yuvasında yaşadığınıza inanıyorsunuz, oysa gezegenin en sıkı denetlenen deneysel toplumunda yaşıyorsunuz. Buradaki zorbalığı izlemek ilginç çünkü duvarsız bir zorbalık bu. Bir ülke ve ortak bir bilinç alanı olarak Birleşik Devletler, bir şeylerin doğru olmadığının farkındalığına henüz ulaşmadı. Gerçekte Birleşik Devletler çevresi, kontrolün açık olduğu eski Sovyetler Birliği’nden çok daha sıkı bir denetim altında.
Birleşik Devletler’deki sistemden vazgeçmekten herkes korktuğu için vazgeçmek zorunda bırakılacaklar. Sistem yozlaşmış, çalışmıyor, yaşamı onurlandırmıyor, Dünyayı onurlandırmıyor. En önemli şey bu. Bir şey eğer yaşamı, Dünyayı onurlandırmıyorsa çökeceğine dair iddiaya girebilirsiniz, olacaklar büyük yankı uyandıracak.


Bilinç değişmek zorundadır. Bu, Tanrısal Planın bir parçası ve bu fırsat kaçırılmayacak. Çevrenizde maddi dünyaya aşırı dalış, metafizik dünya konusunda ise büyük bir anlayış eksikliği vardı, bunun için hayatta ön sırayı neyin aldığına ilişkin yeni bir öncelikler sıralaması olacak. Her şeye sahipken ayaklanacaklarını asla düşünmeyenler her şeylerini yitirdiklerinde ayağa kalkacak. İnsanlar inanılmaz potansiyellerinin bilincine varacak.


Gelecek bir iki yıl içinde bir bağlılık ve komünal işbirliği hareketi ülke çapında yayılacak. Siyasal ideolojiye ilişkin bölünmeye son vereceksiniz. Tasarlanmış bir bölünmedir bu. Bir halk ne zaman bölünse ve dikkatini ortak olmayan noktalara ya da kendisini diğerlerinden farklı olarak etiketlendirmeye yoğunlaştırsa, ortak noktaların keşfi en iyi biçimde saklanmış olur. Bölünme, insanları bir araya gelip çok güçlenmekten alıkoyar.


Özellikle Birleşik Devletler’de süren siyasal oyunların çoğu sizi bölmek için tasarlanmıştır. Yeni Çağa bakın. Yeni Çağın ne kadar bölünmüş olduğunu görüyor musunuz? Sizi ortak noktalarınızı görmekten alıkoyan her türlü şey söylendi. İnsanlar bunun farkına vardıklarında öfkelenmeye başlayacaklar. Size denetim ve bölme yöntemleri açıklandıkça öfke oluşacak Birleşik Devletler’de. Ülke bölünüyormuş gibi görünen olaylar gerçekleşecek, ancak insanların bir araya getirilmesi amacına hizmet edecek bu olaylar. Yeni bir gurur, yeni bir bütünlük anlayışı gelecek, çünkü bu zamanlar için tasarlanan bu.


Maddi alan, herkesin bağlı bulunduğu bir alandır. Birleşik Devletler’deki yaşam, cebinizde ne kadar para olduğu, hükümetin cebinizdeki paranın ne kadarını istediğiyle ölçülüyor. Bu da, vergi hepiniz için ortak nokta olduğu için hem en büyük zarara, hem de en yoğun bir araya gelişe yol açıyor. Hepiniz aynı Tanrıya tapınmayabilirsiniz ama hepiniz vergi ödüyorsunuz.
Ortadoğu krizi, akıllıca bir hareketle hükümetinizin istediğini elde etmesini, sizden izin isteme sorunuyla yüzleşmeksizin akaryakıt vergisini arttırmasını sağladı. Bütün bunların nasıl akıllıca düzenlendiğini görüyor musunuz? Biraz daha fazla verginin yığılmasıyla insanlar yaşamlarının niteliğini sorgulamaya başlayacaklar. Bu ülkede büyük bir öfke göreceksiniz çünkü insanlar kendilerini güçsüz hissedecek. İnsanlar sürmekte olan yönlendirmeyi en sonunda anladıklarında ve duygularıyla ilişkiye geçmeye başladıklarında öfke ilk gerçekleşen duygulardan birisi olur.
Çağdaş teknoloji, frekans kontrolünün en büyük silahlarından biridir. Size eğlence ve rahata ulaşmanın yöntemleri benimsetildi, tümü de frekans kontrolüne ilişkindi. Televizyonunuzdan kurtulmanızı hararetle öneririz. Bilincinizi gündelik olarak manipüle etmenin temel aracıdır televizyon. Deney öyle ince düzeyde ayarlanmıştır ki, televizyon kanalıyla yaratılan rahatsızlığa bilinçaltı olarak cevap verirsiniz. Kendisini televizyon seyrederek öldüren -ve bu sırada doktorları zengin eden- bütün bir kuşak var.


Kimi zaman özgürleştirici bilgi de yayınlanıyor -hatta belki bir Yeni Çağ gösterisinde bile olabiliyor bu. Yine de, ne kadar yükselebileceğinize, sınırsız olabileceğinize ilişkin bir televizyon gösterisini izlerken, bilinçaltı bir düzlemde sizi özgün düşünceden alıkoyan bir frekansa maruz kalıyorsunuz. Bu bilinçaltı etki, sizi hareketsiz ve bir “hayatta kal, dakik ol, sessiz ol, işe git” toplumuna bağlı kılıyor. Televizyon hareketsiz, oturulup aşırı yiyerek geçirilen bir yaşamın propagandasını yapıyor. Çevrenize bakın. Uyanın insanlar!


Televizyondaki bilinçaltı etkilerin çoğu, gezegen dışı varlıklarla bağlantı halinde geliştirilmiş bir teknolojinin ürünüdür. İnsanın bilincini bilinçaltı etkiyle bozmak dünya çapında bir program haline gelmiştir. İki, üç, dört televizyonu olan evleri düşünürseniz bunun son derece başarılı olmuş bir olan bir pazarlama programı olduğunu kabul edersiniz. Televizyondaki bilinçaltı etkilerden haberdar olan bazıları buna karşı bağışık olduklarını hissediyor. Bununla birlikte, televizyonun etkileri öylesine derin işleyen güçtedir ki, siz ne kadar açıkça bildiğinizi söyleseniz de teknolojinin titreşimsel frekansınıza yaptıklarını dengeleyemezsiniz.


Duygusal bedenlerinizden beslenen varlıklar olduğunu söylemiştik. Televizyonun onlar için ne kadar zekice bir araç olduğunu düşünün. Dünyanın her yerinden milyarlarca insan, beyaz camda seyrettiklerinden kaynaklanan duygusal besin salıyorlar atmosfere. Sinirlerinizi bozmak için o kadar çok savaş çıkarmalarına gerek yok artık -bunun yerine film yapmaları yeter!
Televizyon seyretmeye gereksinen insanlar zihinlerindeki bilgi bolluğuna ulaşmıyor ve çevrelerindeki her şeyin ele geçirebileceği bir hale geliyorlar. Aslında, evrimleşmeyi gerçekten istiyorsanız gazete okumayın, radyo dinlemeyin, televizyon seyretmeyin. Eğer belli süreler için medyadan özgürleşir, kaos, endişe, stres, hay huy ve ihtiyacınız olmayan her tür baştan çıkarıcılık frekansından ayrılırsanız durulmaya başlar içiniz. İçinizde neler olup bittiğini dinlemeye başlar, dünyada içinde kaybolmaksızın yaşarsınız. Temizlenirsiniz. Bunun ne kadar üzerinde dursak azdır!


Elektronik gereçler de frekansınızı bozar. Özel olarak frekansınızı bozmak için tasarlanmamış olsalar bile kimi zaman bir şeyin elektronik frekansıyla aranızda uyumsuzluk olur. Üstelik, dediğimiz gibi çoğu da, sizi belli bir frekans açılımında tutarak, güvenli, zararsız, etkisiz, üretken sığırlara dönüştürecek statiği yaratmak üzere tasarlanmıştır.
Ya bilgisayarlar? Birleşik Devletler’de piyasaya ikinci derecede hakim ürünü bilgisayarlar oluşturmaktadır. Kaçınız bilgisayar başında çalışıyor ve özellikle de büyük şirketlerin ana bilgisayarlarına bağlandıklarında baş ağrıları ediniyor? Büyük şirketler zihin denetiminin içindedir; kendileri için enerji elde etmek üzere sizin zihinlerinizi kullanırlar. Kişisel bilgisayarlar o denli güçlü değildir.

Önümüzdeki yıllarda bazı yeni icatlar çıkacak ortaya -piyasada reklamın yapılması için asla patent verilmeyeceği için yeraltı icatlar. Takasa dayalı bütün bir ekonomi olacak, bazı icatların ticareti insanlar arasında yapılacak. Frekans kontrolünün büyük bir bölümüne karşı atağa geçecek teknolojiler olacak. Bu teknolojiler havanızın ve suyunuzun niteliğini değiştirebilir, evinizi temizleyip kapatabilir, bu şekilde bir enerji bütünü haline gelebilirsiniz ve sizi hiçbir şey yaylım ateşine tutamaz. Olağanüstü şeyler başaran teknolojiler var. Teknolojinin size karşı nasıl kullanıldığını anlıyor musunuz? Sizin için kullanılmadı. Televizyon kendi başına mutlaka kötü değil ama kötü amaçla kullanıldı. Teknolojide yanlış bir şey yok. Önemli olan, teknolojinin nasıl kullanıldığı. Fark burada.


Kontrol altında olduğunuz diğer bir alan eğitim sistemi. Öğrettiğiniz şeylerin çoğu içtenlikten uzak. Çok çalışıyor, borç alıyor, özellikle bilim, matematik, psikoloji ve tıp araştırmaları alanında siz ayağınızı kapıdan içeri atmadan önce tarih olan bir şeyi öğrenmek için para ödüyorsunuz.
Sizi diplomanızdan ötürü ödüllendiren bir toplumda yaşarken ne yaparsınız? İşe şöyle söyleyerek başlayın: “Dünyamı ifade ettiğime inanıyorum. Varoluşumu tanımlamak için bu kimlik belgelerine gereksinmediğime inanıyorum. Kendi içimde eşsiz, bağımsız olabilirim.” Dünyayı dereceler olmaksızın keşfetmenin yöntemini ya da yolunu bulun. Eğitim, gerçekte bilginin peşinde olmaktır, bilgiyse çölde bir yürüyüşle de gelebilir. Bir kitabın sayfalarını karıştırarak edinilmesi gerekmez. Okulu biraz araştırmanın zararı yok ama size öğretilenin doğru olduğu fikrine rağbet etmeyin.
Duygularınızın temelinde çatışan konularla denetlenip bölünüyorsunuz. Çocuk aldırma-aldırmama konusu küresel değil milli bir konu. Bazen masum kurbanlar görünüşte kendileriyle hiçbir ilgisi olmayan olayların altında eziliyor ya da çil yavrusu gibi dağılıyor gibi görünebilirler. Kuşkusuz size öğretilen budur -güçsüzsünüzdür ve ancak tanrıların canı isterse kurtulabilirsiniz ama bu hiçbir zaman olmamıştır. Yaşamları bir kaza ya da şiddet sonunda ellerinden alınanlar bunu seçer.
Çocuk aldırmama-aldırma konusu Birleşik Devletler’de uyumsuzluk yaratmak üzere hükümet içindeki gruplar tarafından kasıtlı olarak ortaya atıldı. Böl ve ele geçir, insanlara sahip ol. Eğer insanların seçmesine, özgürlüğüne ve yaşamlarını sürekli olarak iyileştirme yeteneklerine izin verirsen onlara sahip olamazsın. Konu kürtaj bile olsa insanlar insanlara karşı çıktığında, bundan kontrolü elde tutanlar yararlanır.


Nasıl yararlanırlar? Burada, Birleşik Devletler’de kadınları kendi aralarında birleşmekten alıkoyarlar, erkeklerin birleşmesine izin vermezler. Korku içinde bırakırlar insanları. Bu konuları sürekli önünüze getirerek sizi bir kadının bedeninin doğurma süreci üzerinde hiçbir denetimi olmadığına inandırırlar. Kürtaja ihtiyacınız yok; eğer bunu istemiyorsanız hamile kalmanıza gerek olmaz. Nasıl mı? İradeyle. Bir kadın kendisine, “Şu sıra bir çocuk sahibi olmaya hazır değilim” diyebilir. Ya da diğer seçenek olarak, “Bir çocuğu kabul durumundayım” diyebilir. Kendinize sahip çıktığınızda kendi beninizle ne yapabileceğiniz konusunda hükümetin iznine gereksinmeniz olmayacaktır.


Büyük kentlerin sokaklarında şiddet, kontrolün başka bir incelikli yoludur. Birleşik Devletler’deki büyük kentler -Los Angeles, New York, Washington D.C. vb- enerjinin Kuzey Amerika kıtasına geldiği ya da şimdiye kadar gelmiş olduğu enerji kovaları ya da çukurlarıdır. Bu kentlerdeki şiddette artış oldu. Çünkü bilinmektedir ki huzursuzluğun sürdürülüp haber konusu yapılması bütün bir ulusu yönlendirmede uygun bir araç olabilir. Böyle şeyler fiziksel düzlemde kasten harekete geçiriliyor, eterik düzlemden de yardım görüyor çünkü ne kadar çok korku doğarsa sorumlular o kadar beslenir bundan.


Ailesiyle birlikte dışarı çıkan bir kadın saldırıya uğrar, görünürde masum bir kurban olan genç oğlu saldırganlarla dövüşür, bıçaklanır ve tatilinin ortasında hiç beklenmedik bir şekilde ölürse birçok insan arasında yayılan korku pek çoklarını besler. Ortadoğu’daki savaşın getirdiği korku olağanüstüydü.


Yaşam gücünüz elinizden alındı. İnsan ırkının bireyleri olarak ortak bir noktanız varsa o da duygularınızdan ötürü uğradığınız saldırıdır. Başkaları duygularınızla araçlarmış gibi oynadı, duygularınızla sahip olduğunuz gücü öğrenmenize hiçbir zaman izin vermediler.
Bütün bu öykü her zaman dönüp dolaşıp duygulara geliyor. Duygular sizi bir yerlere götürüp bağlantıya geçiren biletler gibidir. İnanılmaz ölçüde zenginsiniz. Duygulardan yana ne kadar varsıl olduğunuzun bir farkına varsaydınız. Düşük titreşimli varlıklar -onlara böyle diyebilirsek eğer- korku, kaos ve şiddete dayalı çok düşük frekanslı duygularla varolur.


İnsan iradesini insan zihni üzerinde kullanma yeteneği sizin son çareniz. Bedene iradeniz doğrultusunda hakim olma yeteneği tam da gezegenden sorumlu olan kişilerin anlamanızı istemedikleri şey. Bağımsızlaşıp kendi frekansını sahiplenenler çoğaldıkça burada yeni frekansı istemeyenler kaos, karmaşa ve karşıtlık yaratmak için karşıt bir frekans getirecekler. Bir toplumun büyük bir sıçrama ya da değişim eşiğinde olduğu her zaman tam karşıtı hareketler olur.
Bir konuya her zaman daha geniş bir açıdan bakın ki yansız kalabilin çünkü açı sürekli genişleyecektir. Gezegen bazı varlıklarla büyük bir yüzleşmeye doğru ilerliyor. Biz sadece buna işaret ediyoruz; biz korku yaymak için burada değiliz. Korku öbür takımın hissetmenizi istediği şey. Biz sizin değiştirmek istediğiniz her şeyi değiştirebileceğinizi anlamanızı istiyoruz. Bu, gelecekte bir sayı oyununa dönüşecek çünkü erk sahibi olacağınız bir yere gelmek için birlikte çalışacaksınız.


Işık Ailesi üyeleri olarak insanların, ışık sütununu imgeleyip, enerji yükleyerek, bedenin içine çekmek yoluyla, bütünüyle işler hale gelmesini istiyoruz. İsteyin. Her gün bir ışık kordonu ile çalışmaya niyet edin, ışık frekansları sizi bağlantıya geçirir, koruma ve bilgi ile doldurur. Işığın belkemiğinizin köküne, bedeninize ve Dünyaya ilerlediğini, solar pleksus (Güneş sinir ağı, Göbek şakrası ve çevresi. Ç.N.) bölgesinden bir çeşme gibi dışarı akarak ışıktan bir altın kalkan oluşturduğunu hissedin. Olanları belirlemek için solar pleksus bölgesini kullandıkça hissetmek yoluyla kavramayı öğreneceksiniz.


Dünyanın sahipleri, insanların duygularının buğday gibi hasat edilebilir bir ürün olduğunu anlamalarını istemiyorlar. Kendi hasadınızın bir ürün olduğunu anlamalarını istemiyorlar. Kendi hasadınızın sorumluluğunu üstlenirseniz buna siz karar vermedikçe başkaları sizden çıkar sağlayamaz, sizi kullanamaz. Belli bir frekans ve bağımsızlık içinde hareket ederseniz sizi kontrol etmek isteyenler sizinle ilgilenmez. Onların istediği, beslenmelerini sağlayan korku dolu, karmakarışık bir frekanstır. Gezegende korku ve kaos egemen oldu, o varlıklar çıkardı bu duyguları ortaya. Bu frekansı yaratmak için her yeri böldü ve ele geçirdi. Barış, sevgi ve bilgi ile hareket ederseniz bu yerin yapısını temelden değiştirir, frekans seçme özgürlüğünü gezegene geri getirirsiniz. 🙂
---Barbara Marcınıak-- ❣️-
(Kaynak;Koşulsuz Sevgi Sitesi)—


IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk