Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
İnsan Bilim
 YöntemBilim Forumu | İnsan Bilim | İnsan Bilim
Mesaj icon Konu: birlik ve teklik Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
Dinnur
Yeni Üye
Yeni Üye


Kayıt Tarihi: 09-Temmuz-2018
Gönderilenler: 10

Hak Puan : 0
Kidem : 5
OrtalamaHak : % 0
Irtibar :0

Alıntı Dinnur Cevaplabullet Konu: birlik ve teklik
    Gönderim Zamanı: 09-Temmuz-2018 Saat 05:57


Tanrı hem bilinmek istiyor hem gizleniyor, bun nasıl oluyor ?

İki tür insan var.. beleşciler ve arayanlar.. beleşçilere gizlenir.. arayanlara görünür.. "Semiallahü limen hamideh" iki mesaj içerir.. beleşçilere hamd etmeleri gerektiğini dolaylı haber verir.. "Allah hamd edeni işitir." demekle.. diğer taraftan da hamd etmek için onu arayanlara da müjde verir.. onları sevindirir.. hamdı işittiğini onlara duyurmakla.. kısaca duymak ve işitmek gibi. bakmakta ve görmekte aktif ve passif iki yanı olan bir eylemdir.

İzzet ve azameti ister ki esbab perdedar-ı desti kudret olsun aklın nazarında..
Tevhid ve celal ister ki esbab ellerini çeksin tesir-i hakikiden. İmamı Nursî.

Demek tanrı BİRLİĞİ ile gözleniyor, TEKLİĞİ ile gizleniyor.

Bu gün çok paylaşım yapan bir arkadaşımın gurubundan ayrıldım.. kendimde az paylaşım yapmak için ders aldım gibi sanki.. insanlar hangi amaçla olursa olsun kendini GÖSTERMELERİ'nin de bir ölçüsü olsa gerek.. bazı arkadaşlarım var.. günde bir ya da iki paylaşım yapıyorlar.. ancak okkalı bir paylaşım oluyor ve orada oldukça değerli katılımlar oluyor.. ancak buralarda da sonuçta müşterek bir çalışma ve ortak bir üretim göremiyorum.. belki bu benim kişisel değerlendirmem olabilir.. fakat YBA için beklediğim katılım.. katkı.. katma değer gibi bir zenginliği göremiyorum.. Hani o resmi toplantılarda olduğu gibi konuların belirlenip sonuçların.. katılanlar.. katılmayanlar.. kabul edilmiştir.. gibi hazır ve çabuk bir karar beklemiyorum elbette.. ancak ortak bir katılımla istikrarlı ve inhirafsız bir İSTİKAMETLİ bir gidiş umuyor.. yürünen hedefe ve ulaşılmak istenen amaca uzun soluklu bir gidişi arıyorum. İşte bunun için paylaşımları biraz azaltmak ve paylaşanları bıktırmamak ve kendimi de usandırmamak istiyorum.

Dünya iki yüzü olan bir nesneden ibarettir.. dalga-cık ve parça-cık.. dalga kısmı Planck ve kuantum.. parça kısmı Einstein ve izafiyet. ile formüle edilmiş.. Hawking bu ikisini birleştirmeye çalışmış.. düzenli parçacık ile rastgele dalgacık birliği ve tekilliği ile fizik bize iki pencere açıyor. Bu teolojimizde vahidiyet ve ehadiyet tecellisi ile de örtüşür. Kaldı ki bu gün deniz dalgaları ve bilardo toplarından başka tektil iplikleri de işe karıştı ve bu sicimleri de hayrı ve şerri beriyye ile karşılıyoruz. Sonuçta ortada kesin bir sonuç yok.. bize hep öğreniyoruz.. yani büyük resim henüz ortaya çıkmadı..

Evet, en genel yasalar istatistik yasalardır.. her şey olası ve değişkendir. Ancak değişmeyen bir "ben"imiz var.. emanet olarak.. olası ve değişkenleri o aynada "görüyor" ve "örüyoruz.

Filozoflar ikiye ayrıldılar öz ve varoluş olarak.. bunları da birbirine indirgediler bir yanda olanları.. ancak "öz"ü kabul etmiyorum.. enaniyet sözde “öz”ünün ayniyet ve hürriyet kanatları olan “oz” olduğunu savunuyorum. evrende nasıl parite varsa insan da dualite var.. insan esmayı ve evren hüsnayı göstererek Tanrı'ya ayna oluyor diye düşünüyorum.

İnsanda tekrir-i tecdid.. devam-ı ruh.. sebat-ı akıl.. aşk-ı beka.. tevehhüm-ü ebediyet gibi faktörler üflenen bir "RuH"un HüR olma projesini gösteriyor. Kültürün dil ve din kanatları da böyle ortaya çıkıyor. Bundan doğan bilim ve hukuk.. bundan doğan ticaret ve siyaset.. hep İKİLİK, birlik ve teklik arasında dolanıp duruyor bu ÇOKLUK dünyasında...

Yaşarken Tanrı Varmış gibi yaşıyorum.. düşünürken Tanrı Yokmuş gibi düşünüyorum.. yani zihnim DUAL çalışıyor ve bu yüzden rahat ediyorum.. böylece hem ona TESLİM oluyorum hem de İSLAMI yaşıyorum. Tanrı'ya karşı sesimi çıkarmıyorum haksızlık yapana kendim dahi olsa karşı geliyorum.

Mantık ile Nutuk arasında MEŞİET var.. mantık bölerken usul ile çalışır.. nutuk seçerken iman ile işler.. Tanrı bizim mantığımıza hapis olma..nutukumuzun da esiri değildir. Gereksinim dışında arayışı olanlar için de erekten öte bir amaçtır. Kitab, bizim düşüncemize ve dilimize inmiş ve indirilmiş (inzal edip tenezzül edilmiş) anlatımdır."Gerçek" Tanrı bu anlatılanların çok çok ötesinde.. koşulsuz Yaratan, kuralsız Yaradan, salt Tanrı.. Ruhuma hitap eder.. ruhum ile aklım, kalbim ve nefsimle koordineli hareket eder.

Ben İÇERİK olarak bir "evrim" içinde.. tarihi bilgileri yarım.. sosyal bilgileri yanlı.. fiziki gerçekleri yalan.. dini doğruları yanlış.. bir süreçte ilerliyor.. deneyip yanılarak.. araştırıp geliştirerek.. değiştirip düzelterek.. ne ile kültür ile; bir kapısı dil ve bir kapısı din.. bunların 6000 yıllık YAZILI birliktelikleri var.. 60 bin yıllıkta SESLİ birliktelikleri ve evrimi olsa gerek.. şimdi dil ve din birlikteliğinden oluşan KÜLTÜR bilim ve hukuku ortaya çıkardı.. mevcut ticaret ve siyasetle halı hazır teknoloji ve ideoloji ile bilgi toplumu ve hukuk devletini gidiyoruz.. daha dilin belirlediği dünya ve dilin tanımladığı din ile devleti nereye kadar götürürüz bilmem.. ancak sanırım yeni bir oluşum gerekiyor gibime geliyor.. şirket ve partilerin.. takım ve cemaatlerin tepsisinde ve tepesinde bir organizasyon olan devlet olmazsa olmaz bir nesne mi ? Bilemiyorum.. ancak ene'yi görmek ve beni tanımak istiyorsanız devlete bakın.. ancak bir içerik değil de bir BİÇİM olarak görmek istiyorsanız onu zerrelerin (atomların) bir uzviyet ve ukde ile hücre olması gibi.. enelerin bir uzviyet ve aile olarak zümre olduğunu anlarsınız.. ila cennete zümere ve ila cehenneme zümerayı açıklarsınız.. malum zamir ismi taşır..

güncel değil dinler.. doğru. İsa nebi ile peygamberimiz arasında 600 yıl geçmiş.. oysa iki 600 yüz yıl geçti.. bir yenilenme yok.. çünkü 400 yüz ilk gelişme yıllarını bırakırsak bir yıl düşünme (felsefe ve hikmet) durdurulmuş ve üç yüz yıl düşünce (bilim ve hukuk) dondurulmuş.. bir kültürün varisleri olarak yapacak çok işimiz var.. birbiri içinde olması gerekirken bir birine teğet olan üç kitabi ve semavi.. ilahi ve kudsi dinler.. ekonomik ve politik çıkarları korumak için bir alet ve araç yapmaktan başka bir işlevi yok demeyeyim.. sadece ibadet ve ahireti ilişkin bir TESLİMİYET ortaya koyuyorlar.. fakat dünyaya ilişkin bilim ve kuvvet ve adalet olan İSLAMİYETİ gösteremiyorlar.. gösteremezler.. çünkü bir araya gelemiyorlar. Ancak bundan sonra bir diriliş ve uyanış olursa belki İnşaallah.. yani ortada Tanrı adın eski üç din.. beşer adına yeni üç din (nasyonalizm, kapitalizm, sosyalizm) yerine ortak tek bir din olması ve bundan sonra ateistlerin korkmadan ve çekinmeden ben sizin taptığınız tanrıya tapmıyorum, diyebilmeleri gerekiyor.. Öyle ya.. gerçekten Tanrı varsa.. ateistlerin sözüyle yok olamaz ki!

açıkladım BEN öz değil.. öz, özek.. tek bir nokta ve merkez çağrıştırır.. oysa odak ve ocak iki nokta gerektirir.. bu mihraka özek'e kardeş olsun diye odak değilde "ozak" diyorum. Beni, atom gibi parçalanmak bir öz olarak düşünmüşler.. öyle varsayıldığı gibi olursa zaten TANRI'ya gerek yok onun yerine geçer.. zaten öyle yapmak ister vahdeti vucudcular.. hem materyalistleri hem spritualisteleri.. oysa ben şöyle düşünüyorum.. kişiler evreni çok iyi biliyorlarsa onu asıl insanı gölge yapıyorlar..özellikle batı uygarlığı.. bunu tersinden doğu uygarlığı insanı çok iyi biliyorlar onu asıl evreni gölge yapıyorlar.. tanrı'yı çok iyi bilenlerde bu ikisini gölge sayıyorlar.. Demek ki fikrimiz bulunduğumuz yere bağlı.. nitekim septikler yollarını meslek haline getirdiklerinde kuşkuyu esas kabul eden agnostik oluyorlar ve bulundukları yerden nihilizme kaçıyorlar. İşte kestirmeden dört nokta.. bunlardan dilediğinizi eşit olarak seçebilirsiniz.. eşit değiller ise zaten seçimde olmaz.. bu çok hoş bir durum... belki özgürlüğümüz var...

Ben buldum.. ayniyet ebediyeti ve hürriyet serbestiyeti veriyor.. insanların bir kısmı ebediyete aşık olunca serbestiyet gölgede kalıyor.. bir kısmı serbestiyete aşık olunca ebediyet gölgede kalıyor.. böylece dinci ve fenciler ortaya çıkıyor.. oysa ikisi de yok.. ne ebediyet var ve ne de serbestiyet.. sadece mülkün sahibi vekaleti meleklere vermiş.. emaneti de biz keleklere.. yani ayniyet ve hürriyet bizde ve ene deemanet.. ancak Yaratan teslim olup islamı yaşarsak ikisini birden (serbestiyet ve edebiyeti) vereceğini söylüyor.. çok keka bu.. ben bu öyküye inanıyorum.. ve ona göre yaşamaya çalışıyorum.



İştah ve iştiyak yuzeydeki bir alaka.. aşk ve merak ise derinden gelir.. derindeki solmamış ise yüzeydekileri de idare et.. derini artirirsan yüzedekiler de parlar.


Bilgi, sevgi, saygı ve sağlıcakla kalınız.

IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk