Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Dünya
 YöntemBilim Forumu | Genel | Dünya
Mesaj icon Konu: ZENGINLIK Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2554

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: ZENGINLIK
    Gönderim Zamanı: 20-Ocak-2019 Saat 02:52

ZENGINLIK



ZENGINLIK dizi içindeki dosyalar.

20190120_024652_ZENGINLIK.rar




Bir kardeşimiz şu paylaşımı yaptı;

Yoksulluğa “çare" bulunamaz; çünkü o kapitalizm hastalığının bir semptomu değil, tam tersine, kapitalizmin sağlıklı ve gürbüz olduğunun, giderek daha büyük birikimi ve çabayı teşvik ettiğinin kanıtıdır... Dünyanın en zenginleri bile, her şeyden önce, feragat etmek durumunda kaldıkları şeylerden yakınırlar... En ayrıcalıklı olanlar bile daha fazlasını elde etmek için çabalama mecburiyeti duyarlar...’
Zygmunt Bauman
Bizdeki zenginler Maltaya yerleşiyorlar.”

Dedim ki;
“Dünya zenginlik..
din ise özgürlük alanı..
kim dünyada fakir ve dinde esir olmak ister..
sonuçta dünya zenginler için ve din özgürler içindir..
akat ne yazık ki işler tersine olur.. dünya özgürler için din yoksullar için bir alan haline gelir.. acaib bir makenizma değil mi ? İşte bunu BEN kurdum.. yani gerçeği bir tür ördüm.. bu örgü üzerine eleştirerek ve tartışarak varsa "gerçek" üzerine daha yakın bir senaryo kurabilirsiniz”

Sanırım zenginler ve fakirler.. varsılar ve yoksullar.. MAŞODOV ihtiyaçlar pramidine göre gereksinimleri peşinde koşarlar.. onlar özgürlük ya da kölelik.. ile doğrudan alakaları yoktur.. zengin olurlarsa özgürdürler.. yoksulluk zaten gereksinim ve bağımlılık dolayısıyla özgürlük ve egemenlik vermez. Bu yüzden burjuva (agniya) ve proleterya (fukara) bu özgürlük ve kölelik sorunlarıyla da ilgilenmezler ancak okumuşlar ve aydınlar ve entelijensiya ve ulema bu konular konuşur ve düşünürler toplumlarında ve uluslarında hazır buldukları dil ve din ile ortaya çıkan aydınlıkla İDEOLOJİLERİ ortaya koyarlar.. bu fikir ve akıl perspektifi ile SOLCU ve SAĞCI olurlar.. toplumlar yoğun bir ekonomik gelişme göstermesine paralel olarak kesin bir politik yapılanma ortaya çıkarır.. bu da siyasal partileri çıkarır.. böylece çıkar ve yarar noktasında solun başında bulunan dinsizler ile sağın tepesine oturmuş hırsızlar.. halkın gücünü ikiye böler.. zaten DEVLET denilen medeniyet müesseseleri üzerine korulan TEŞKİLAT kamu güvenliği ve toplum uzlaşmasını ve ulusal barışı sağlamak için yasama yürütme ve yargı da KARAR organlarında bulunan açık ya da kapalı MAKENİZMALARI ortaya çıkarır ve böylece yasal ve meşru ve legal BÜROKRASI (ümera) oluşur ve artık ipler bugün YÖNETİCİLER elinde değil.. ULUSLARARASI ŞİRKETLER ve bu şirketlerin sahibi 22 aile dünya hakkında karar verir ve bunu devletler uygular.. bunun böyle olduğunu anlamak için müneccim olmaya gerek yok.. ancak yıldızları bakarak bunları görmeye çalışanlarda var.. tabi bu yıldızlar ünlü kadın ve erkekler.. zenginlerin EROTİK güçlerini beslerler.. arta kalan vakitlerinde de halkı oyalarlar.. her ne ise biz bu arada dört güç saptadır; etnik ve etik güç.. erotik ve emik güç.. bunları oldukça ayrıntılı bir şekilde resmettik.. tabi ince ince eleyenler için.. fakat ana hatlara bakanlarında görebileceği bir kavramsal tasarım yaptık..
Tabi bu kavramsal tasarımı açık ve seçik olarak günlük dilin düz yazısını çevirmediğimiz için anlayan olmayacak.. anlayan olmayınca eleştirende bulunmayacak.. anlamasa sorma yolunu seçin hiç olmayacak.. sonuçta burada bulunan 19 tablo izlenmemiş.. imgelenmemiş.. irdelenmemiş ve incelenmemiş olarak uzun bir süre kalacaktır.. ben diyeyim beş yıl sen say on yıl.. ancak o zaman bile okunsa eski emek ve özgürlük değerleri yerine EMİK ve EROTİK değerlerin geçtiğini emek ve özgürlüğün.. haklar ve hürriyetler şeklinde hala korunmamış olduğunu ancak bundan sonra artık partilerin bunları paravana etmesinin para etmeyeceğini anlamış olacaktır.. belki bundan kırk yıl sonra bilgi toplumu ve hukuk devleti ülkülerinin kuramsal tabandan uygulama tabanını çıktığını.. bu yüzden dil ve din uğruna etnik ve etik çatışmaların azaldığını ve hatta ortadan kalktığını düşünmenin hayali bir güzel.. olsun biz o günleri ufak bir ışık yapmışsak ne mutlu..
Her ne ise erotik.. emik, etik ve etnik zenginlik iyi bir zenginliktir.
Not: EMİK değeri anlamak için ETİK değere bakınız.. keza erotik değeri anlamak için de ETNİK değere bakınız.. rahat rahat görürsünüz.. çoğalma ve cinsellik yasasının nasıl birbirine bağlı olup insanların kendilerini birbirlerine benzmek ve benzetmek uğruna nasıl çaba verdiklerini.. bu uğurda yukarıdaki dört değeri parti yerine ne kurmuşlarsa.. ideoloji yerine ne yapmışlarsa.. bunları onlara paravana ve paratöner ettiklerine tanık olacaksınız.. böylece belki özgürlük ve hürriyet daha hakikatça ve emek daha hakça.. olacaktır. Kimbilir.

Bilgi sevgi ve sağlıcakla kalınız.
Osmanziya

NOT:

Zorluk ve kolaylık.. zorlukta kolaylık ve kolaylıkta zorluk var.. bu diyalektik yasa karşıtların birbiri içinde olduğunu söyler.. ve bu yasa İNŞİRAH suresinde teşrih edilir.. iki kez yinelen bu zorluğun (usr) içinde kolaylığın (ysr) bulunduğunu anlayan bireyler.. toplumlar ve uluslar KURTULUR.. buna Mustafa KEMALİN ünlü bir sözünde görürüz.. "Çalışmadan, yorulmadan, üretmeden (zorlanmadan) rahatlık (kolaylık) isteyen milletler (uluslar ve toplumlar demek istiyor) önce haysiyetlerini sonrada istiklal (bağımsızlık) ve istikballerini (geleceklerini) yitirirler"


Bu millet olarak değil ferd ve birey olarak dahi böyledir.. hazır bilgi.. hazır karar.. hazır karı.. hazır koca.. hazır ögüt.. hazır örnek isteyen ve bekleyen insanları hazırlayan hazır okunacak açık ve seçik yazan hocalar ve yazarlar.. bu toplumu öyle hazırlamış ki.. toplumu oluşturan unsurlardan (sosyal sınıflardan).. (bürokrası.. burjuvazi.. entelijansiye ve proletaryadan).. ulusu oluşturan ögelerden (dil ve din) ve medeniyeti oluşturan elementlerden (zürriyet.. mülkiyet.. akliyet.. amiriyet) ve ailenin ana çatısından (erillik ve dişilik, birey ve toplum) toplumsal katmanlardan (çocuklar, gençler, ebeveynler, hastalar, yaşlılar) haberimiz yok.. sonuçta toplumu anlamak için bu saydıklarım hakkında analiz ve çözümle yapmak olanağı da bulamıyorlar.Keza bunların varlık tabakaları (cansız, canlı, uslu, imanlı) ve varlık türleri (cemad, bitki, hayvan, beşer, cin) kategorise ve bölümleme ve sınıflama ve buna göre analiz ve tahlil yapma yetenekleri bile oluşmuyor.. hatta YARATAN ve YARATILAN arasındaki farkın bile ayırdında değiller.. boşu boşuna evrim ve yaratılış çatışması yaparlar.. körü körüne bilim ve din kavgası ederler..


İmamı Nursi bundan tam 90 yıl önce; "Hayatımızın bekası iman ve sıdk ve tesanüdün devamıyledir.. aklın nuru fünunu medeniyedir.. kalbin ziyası ulumu diniyedir.. hakikat ikisinin imtizacıyla tezahür eder.. iftirak ettikleri vakit birinden hile ve şüphe.. değerinden taassup tevellüd eder.. talebenin himmeti bu iki kanat ile pervaz eder" diyerek İmamı Gazali ve Mevlana gibi doğunun öncülerinin.. Aristo, Descartes ve Kant gibi batının müceddidlerinin dediklerini demişti.. lakin Gazali anlamamak bin yılımıza.. İmamı Rabbaniyi anlamamak iki yüz yılımıza.. mal oldu.. bakalım.. imamı Nursiyi anlamamak bakalım kaç yüz yılımıza mal olacak ?


İmamı Nursi demişti ki "devletler ve milletler muharebesi tabakat-ı beşer (sosyal sınıflar) muharebesine terki mevki ediyor.. beşer esir olmak istemediği gibi ecir olmakta istemez." ve bir körü körüne düşünen ezberci ve taklidci bir medrese hocası olmadığını ortaya koymuştu.. ne yazık ki dünyanın efendilerinin TAVŞAN KAÇ ve TAZI TUT oyunu ile bu ülkenin gelenekçi ve yenilikçi müslümanları birbirine düşman oldular.. kültürel islamcılar.. siyasal islamcılar ve askeri islamcılar dünyanın her yerinde birbiriyle kavga içinde.. fakat sadece müslümanlar değil aynı zamanda masonlar ve marksistlerde kavaga içindeler.. dünyanın efendileri de bu kavgaları ORGANİZE-REORGANİZE ediyorlar.. bizde suçu birbirimize yükleyerek körü körüne savaşıyoruz.. bir yerde konuşlanarak karşıyı suçlamaktan.. sorunlardan yakınmaktan ve bunalımlardan bağırmaktan başka bir iş yapıyoruz.. birileri de olayı AKIŞINA bırakıyor.. fakat hiçte akışına bırakamayacaklır hibrit ve kibrit bir savaşa doğru yol alıyoruz.. teknoloji ve idelojilerimizle doğadan ve insandan uzaklaşıyor ve yabancılaşıyoruz.. çözüm mü; YÖNTEMBİLİMSEL ANALİZ.. tabi ki HAZIR değil.. buradaki 19 tabloyu izlemek.. imgelemek.. irdelemek ve incelemek ZORDUR.. ancak bu zorlukta da KOLAYLIK vardır.. önce öğrenmekte zorlanacaksınız.. sonra kullanmakta zorlanacaksınız.. ancak bu iki zorluğu katlandıktan sonra ondan yararlanmanın kolaylığına iki kez kavuşacaksınız... İnşaallah.









NOT :2ZENGİN.. demek RENGİN demek gibidir.. zen kadın ve çicek.. ren boya ve renk.. ise zengin kadını çok ve rengin boyası bol olan demektir.. yani çok parası olan çok kadın alır.. bir yazıda yazdım dünyanın zenginleri bir gece iki üç kadınla beraber olacak biyolojik yiyecekleri ve güçleri buluyorlarmış.. her ne kadar halk arasında ve özellikle bayanlar arasında bu tür sözler ve gerçekler olağanüstü rahatsızlık verse bile İNSANI tanıyan ve onun BEŞER denilen bir hayvandan geldiğini bilen onun kızlık (şehvet) ve kızgınlık (gadab) gücünün yani erotik ve emik değerlerinin farkındadır.. bunları terbiye ve disipline etmenin zorluğunu bilenler.. zenginlerin olanak ve yeteneklerinin kontrol ve koordine etmekte zorlandıklarını dahi bilerler.. ve bir beşer ve insan olarak onları mazur ve masum görmeseler bile kuvvetli olduğunda hakka ve hukuka ve kurala uymanın ZORLUĞUNU bilmeliler.. bu arada emek.. özgürlük.. sonsuzluk.. erdem.. dürüstlük.. içtenlik gibi değerlerin, ebedi bir sınav ve uhrevi yarış gereği .. ikincil kaldığını da teslim etmelidirler. Bütün bunlara rağmen çok bilmişlik havası içinde yakınan ve beni suçlayan da olacaktır.. lakin her zaman söylerim: Sümsük ve sünepe müslümanlar.. biraz haşarı olmadıkça.. öyle iyilik ve güzellik ile.. aydınlık ve edebiyatla.. işleri çözülmeyeceğini anlamış olmalılar.. dünyanın YASASI kuvvettir.. ebediyat bizim gibi yaşlıları düşer.. ancak dünyayı ele geçirirken bir kavma kızgınlığınız sizi zulme düşürmesin.. adil olun.. bu takvaya daha yakındır.. Allahdan korkun.. Allah kimin ne yaptığını ve neden yaptığını ve niçin yaptığını daha iyi bilir.


NOT: 3
Zenginlik.. sadece para zenginliğini değildir.. bilgi genişliği ve makam yüksekliğini dahi çokluk ve bolluk demektir.. lakin nerede çokluk varsa orada da bokluk vardır.. boktan bir dünya.. normal bir dünyadır.. böyle bir dünya oyun ve eğlenceden.. birbirlerine süslenme ve nesnel ve kimsel çokluğuyla övünmeden ibarettir.. ancak bunlar bir çiftçinin mahsulatının çokluğuyla övünmesine benzer.. çoğu zaman malını satamaz, solar, sararız.. çürür ve bozulur gider.. ZENGİN mal ve hizmet sunumu.. bu amaçlarla yapar.. böylece elde edilen SERVET ve ŞÖHRET gözümüzü kamaştırsa da şu olguyu hiç unutmamamız gerekir; ilim, mal ve makam zenginliği ile elde edilen KUVVET hakkı korumak içindir.. yaşam hakkını elde tutmak içindir.. insan hakkını yitirmemek içindir.. bunun içinde insan olabildiğince iki yanlı olmaya çalışmalı.. HAKKI ve KUVVETİ birlikte elinde tutabilmedir.. özetle birinci zorluk KUVVET elde etmek için oluyorsa ikinci zorluk HAKKI, sadece zayıfken değil, kuvvetli olduğu zamanda istemektir ki bu iki zorluğa karşı gelebilmek ona hem dünyada hem ahirette bir kazanç ve getiri sağlayacaktır. Allah bu iki konuda bize ve size yar ve yardımcı olsun. Amin.





Düzenleyen osmanziya - 20-Ocak-2019 Saat 03:53
IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk