Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Din
 YöntemBilim Forumu | Diğer | Din
Mesaj icon Konu: din ve felsefenin çakıştığı alanlar Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2554

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: din ve felsefenin çakıştığı alanlar
    Gönderim Zamanı: 17-Mart-2019 Saat 00:51


FELSEFE VE DİNİN ÇAKIŞTIĞI ALAN
YÖNTEMBİLİM

Günlük dil ile bilimsel bilgi.. felsefi bilgi ile dini dil.. bunlar birbiri içine öylesine girmiş ki bunları ayırmak için yapılan çabalar ortaya YÖNTEMBİLİMCİLERİ çıkarmış.. örneğin ARİSTO.. idealistler ve sofistlerin aralarını bulmak için ilk mantık kitabı olan ORGANON'u yazmış.. örneğin DEKART.. analitik düzlemin matematik kullanımı ile günlük dilin mantığı olan MEKAN UZAMI ile bilimsel dilin matematiği olan ANALİTİK DÜŞÜNCE'yi bir araya getirmiş.. örneğin KANT empristlerin ve deneycilerin MEKAN VE ZAMAN kategorileri ile rasyonalistlerin ve akılcıların NİSBET VE CİHET kategorileri aklın köşeleri olarak almış.. bu fakir de zihne dört köşe taşını yerleştirdi.. HASSASİYETİN mekan ve zamanı ile HİSSİYATIN mana ve gayesi.. bu dördünü öğreniriz.. kullanırız ve tepe tepe yararlanırız.. lakin bunların "NE" olduğunu ve "KİM" bulunduğuna asla bilemeyiz.. çünkü LİSAN bu dördünün çevrelediği alanda döner NASIL'i arayıp HANGİ'yi bulabilir ve KAÇ'I bilebilir lakin ne hal dili ne da kal dili ile bu "neden" (mana) ve "niçin" (gaye)i asla bilemez ve bulamaz.. ancak bunu insanda lisanda ötesi latifeleri aracılığı ile arar.. SONUÇTA bizler kimseler ve nesneler dünyasında haps olmuş adlar (isimler) ve arlar (harfler) ız.


DÖRT dil ve bilgi KATMANI


Düşünceden DÜŞÜNME'ye geçmek kolay değil.. konuyu Tanrı Tanırlık ve Tanrı Tanımazlık bağlamından koparmakta öyle.. diğer taraftan günlük dil.. bilimsel bilgi.. felsefesi dil ve dini bilgi.. katmanlarını tanımlanması ve kurulması ve her bir katmanın alanlarının ve konularının betimlenmesi gibi bir klasifikasyon yapılarak ortaya bir BİLİMLER TASNİFİ çıkarılması gerekiyor.. yani kültürümüzün bir büyük resmi olmalı.. olmalı ki başka kültürlerin bilimler tasnifi ile karşılaştırılabilsin.. bilimsel doğmalar ve dini doğmalar yerlerine oturtabilsin.. genelde sizin dillendirdiğiniz kaygı bir özgün yapı ve özgü bir içerik ortaya konulsun.. benim tabirimle görülmeyen gerçek örülsün.. ancak uygarlığın birinci kayısı günlük bilgi ki bu tarih ve hukuk ve edebiyat bu temel üzerine yükselir.. ikincisi ilkeleri, kuralları, araçları ve kaynakları ile yerleşmiş ve kurumsallaşmış olan BİLİMSEL bilginin korunması ve bu bilgiye göre çıkartılack inavosyon ( bilgiden ekonomik değer ve sosyal yarar sağlanması) dır. Bunun dışındaki felsefi dil ve dini bilgi sadece akademik bir alandan fazla önemi yoktur.. kısaca RESMİ filoloji ve teolojiden öte bir SİVİL filozofi ve teozofi onları fazla ilgilendirmemektedir.. bura raziyiz.. fakat bundan fazla ve öte olarak bu sophos'u de belirlemeye ve kontrol etmeye çalışan bir zihniyet bizim kendi yaklaşım ve davranışımızla ortaya çıkıyor. Yani zihniyetler kendini diğer zihniyetlere karşı YALITIYOR.. içine sokmuyor.. düşünüyor ve tefekkür ediyorsun.. hatta bununla özgün bir çözüm bile buluyorsun.. lakin bir yan buna FELSEFE (dinsizlik) olarak suçluyor diğer yan METAFİZ (din) olarak karalıyor. Örneğin Geçen gün İzmir de ülkenin dört bir yanından gelen FELSEFE ÖĞRETMENLERİ DERNEĞİNİN kongresine katıldım.. burada sunduğum (Osmanziya ismimle)bildiriyi verdim.. geçen gün bir yetkilisini aradım çalışmalarınız olduğunda geleyim.. dedik toplantı yerimiz ve günümüz belli değil.. olunca size haber veririz.. türkiyeyi izmiri toplayan bir derneğin hadi tarihi bırakalım.. belli bir yeri olmaması çok garibime gitti.. halbuki bir derneğin izmirde şube açmışsa yeri olmaması yasal olarak olası değil.. ancak kağıt üzerinde göstermişte gerçekte işlemiyor olabilir her ne ise.. demem o ki biz kafamızdaki ideolojik (dini) şablonu çıkarmadıkça zaten BİLİM yapmamız mümkün değil.. nitekim biz biz yıl düşün-meyi (felsefe ve hikmeti) durdurmuşuz.. üç yıl da düşün-ceyi (bilimi ve hukuk) dondurmuşuz.. sizlerde kırk yıl önce benim yaptığım gibi.. kafanızı "bilgi" doldurmaktan fazla bir şey yapmıyorusunuz.. tamam belki ateş yapmak için odun toplamak lazım.. ancak YBA gibi çakar çakmaz çakan çakmak bulmuşsak.. bi de topladığınız odunlara bunu demek lazım  


NEDENSELLİK

Yirminci yüzyılın ilk çeyreğinde Nedensellik.. kozalite.. illiyet.. denilen ilke mantiki empristler (Viyane Çevresi Ekoli) tarafından metafizik olarak ilan edilmiş ve olgusal bir yasa olarak görülmemiştir. Nitekim islam dünyasında İmamı Gazaliden beri tabiat yasalara ADETULLAH olarak adlandırılmış ve kültürümüzde illete MUKARENET adı verilmiştir.. yani sebeb ve neticenin yan yana bulunması bir gözlem verisi olarak alınmış ancak sebebin sonucu kesin ve mutlak olarak belirlemesi düşünülmemiştir. Nitekim einsteinin izafiyet ve nedensellik belirlemesinden başka kuantum belirsizliği başka karşıt bir yasa olarak ortaya çıkmıştır.. Bu durumda en genel yasal olarak olası istatistik yasalar olarak öngörülüyor ve belirlilik ve nedensel determine ise bunun özel bir hali olarak alınıyor. Bu konuda Bertrand RUSSELL şu örneği verir.. bir tavuk her gün sahibinin önüne arpa atmasına bakarak bir ömür boyu arpa geleceği nedenselliğini çıkarabilir.. lakin bir gün sahibi elinde bir bıçakla gelerek bu nedenselliği bozar.. bunun gün gibi biz her gün doğan güneşimizi beş milyar yılı geçmiş bir o kadar kalmış diye ömür biçeriz.. lakin hiç umulmadık zamanda bir kara delik çıkıp güneşi yutuverir ya da gezegenimize bir gezgen çarpar uzaya dağıtıverir.. herkesi yakan ateş Hazreti İbrahimi yakmaz.. Allah ona ya naru küni berden ve selama emrini verir.. tabi bu imanı vetireyi kabul etmeyen için onun sarılacağı vasıta nedensellik bilgisidir. Ancak bilim nedensellikle çalışır.. genel için en sağlam bilgi nedenselliktir.. hatta Tanrı Tanırlık içinde nedensellik gerekir.. fakat aynı zamanda ondan Tanrı Tanımazlık dahi çıkarılabilir.. ancak bu çıkarmalar BİLİMSEL BİLGİ ile olmaz.. dini bilgi ile olur.. felsefesi bilgi ile olur.. ideolojik bilgi ile olur.. biz her zaman netice varsa sebebi ararız.. sebeb varsa neticeyi ararız.. hatta buna benzer başka ilişkilerde vardır.. vasıta varsa gayeyi ararız.. gaye varsa vasıtaya ararız.. menba varsa hedefi ararız.. hedef varsa kaynağı ararız.. sav varsa kanıtı ararız.. kanıt varsa savı ararız.. eylem varsa adı ararız.. ad varsa eyleme ararız.. doğa varsa tarihi ararız.. döne (tarih) varsa doğayı ararız.. yapı varsa işlevi ararız.. işlev varsa yapıyı ararız.. öz varsa var oluşu ararız.. var oluş varsa özü ararız.. işte tüm bunlar dışarıda olmayan ama bizim zihnimizde ve içimizde bulunan ŞEKİLLER'dir.. ancak biz bu şekilleri dışarı yansıtırız ki dışarıdaki SURETLER'i ortaya çıkaralım.. ve bu suretler ve şekiller.. hattlar ve haddler.. bu levnler ve sıbgalar.. bu aksler ve hadsler.. öylesine birbirine karışmıştır ki bunları ancak YBA hızlı anlam sürücüsü ve kolay anlatım aygıtı ile kırk yılda ortaya çıkarabildim.. dili ve dini kültürümüzün bu iki bileşinini didik didik ettim.. (ki bunu başka filozoflar başka başka adlarla yapmışlar.. örneğin Kantın uzam ve düşünce yarımı.. siz Spinoza da bunun bir benzeri çıkartabilisiniz.. Husserl'in neotik ve neomatik özleri.. dilthey in anlama ilimleri ve açıklama ilimleri.. ) ve tüm bu biçme dair içerikli bilgiler kıl kadar gözümde yoktur.. saydığım filozoflar kuramlarıyla içerikte oluşturmuşlar ve okuyanları hayran bırakmışlardır.. lakin bizim böyle bir saray yapıp içeride insanları dolaştırma hevesimiz olmadı.. çünkü o saraylar zamanında sonra hemen geçersiz hale geliverdiler) yeter ki YBA öğrenmeye, kullanmaya ve yararlanmaya adanmış tâlipleri olsun. (Not: kozalitenin karşısında bir de finalite ya da (yazgı).. fatalite..akibet (yazgı).. amaçsallık var)



PORMO VE MAFYA VE TERÖR
porno
KADININ
mafya
ERKEĞİN
kötü ve kötüye kullanılması
terör ise AKLIN.
Bunlardan porno ve mafya hepsi içimizde var.. fakat bunlar yavaş yavaş çürütüyor.. fazla şeker ve fazla yağın bedeni azar azar batırması gibi fazla şehvet (kızlık) ve fazla gazab (kızgınlık) toplumu içten içe çökürtir.. ahir zamanda bir de buna TERÖR eklendi.. devletlerin ve ideolojilerin doğrudan savaş yerine dolaylı savaş yani düşük yoğunlukla harb ve terör ile netice almaya çalışması.. ve toplumlar için bir manüple vasıtası etmesi nedeniyle böyle tetikçileri ve etnikçileri kullanacak ETİKÇİ'ler çıkacaktır.. ne yapalım onların ahlaki MAKYEVELİST.. yani amaç için her araç mübah ise olacağı da bu bulamaçtır. işte bu nokta da dinin ORTA YOL tavsiyesini tutturmak gerekiyor.. az şehvet ve az öfke kadar çok şehvet ve çok öfkede zararlıdır.. aşırı ileri (İFRAT) ve aşırı geri (TEFRİT) dört uç birbirini besler.. yaşam dakik bir süreç (VETİRE) ve ömür hassas bir ileç (VESİLE) VE bu iki araç (VASITA) araç ile birlikte.. bize dördüncüsü aratıyor ?
ve-tire.. ve-sile.. va-sıta... v ?
FITRat ile FARTat
FTR ve FRT
TR ve RT
Türk ve Kürt gibi
Birbirinin tersidir..
Birbiriyle uyuşmaz KALLEŞ durumundan çıkarıp..
ikisi arasında hattı vasatı bulup KARDEŞ yapmak
hepmizin görevidir.. çünkü iki komşu nerede ise birbirinin akrabasıdır, veresesidir.
VE-RESE
Bu bizim malazgirtten beri kültürel mirasımızdır.




Bilgi, sevgi, saygı ile sağlıcakla kalınız.

Osmanziya

Düzenleyen osmanziya - 17-Mart-2019 Saat 02:19
IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk