Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Yöntembilim
 YöntemBilim Forumu | Yöntem Bilim | Yöntembilim
Mesaj icon Konu: ISTIKBAL goklerdedir... Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3481

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: ISTIKBAL goklerdedir...
    Gönderim Zamanı: 07-Ekim-2020 Saat 07:57


Kabiliyet.. kabli.. istikbal.. ikbal.. kabul.. kabbalist.. gizmeli ve bilinmez bu KIBLE kökü ile sırat-ı müstakımın yönü belirtilir lakin bu DOĞRU yolun ne kadar "doğru" olduğunu herkes bilmez.. sadece doğruyu değil GERÇEK içinde aynı durum geçerlidir. YBA "SAĞLAM Bilgi hem doğru hem gerçek olmalıdır." derken aynı zamanda SAĞLIKLI buyruk hem iyi hem güzel bulunmalıdır" da der.


Ve bunun arama ve bulmanın yöntemi olarak kendi hızlı anlam sürücüsünü ve anlatım aygıtının reklamını yapar. Bu aralar RAR dosyalarımızı webimize yükleyemiyoruz. İnşaallah kısa zamanda sorun çözülür. Yoksa bu dosya ile 130 tablo içeren bir RAR dosyası yükleyecektik.


Yukarıda KBL köküyle yazılan yedi sözcüğün her biri ayrı anlamdadır.. ancak hepsi ÖNCELİK anlamını içerir.. ancak öncelik anlamını içeren başka sözcüklerde var.. evvel, kadim, sebeb, gaye ve tüm bunları birlikte anlamaya ve anlatmaya "günlük dilin düz yazısı"nın (GDDY) nefesi yetmez.. o sade günlük dilin ihtiyaç ve tagaddisini sağlar.. ancak bilimsel dil, felsefi dil ve dini dil için SAĞLAM değildir.. halka yapılan retorik ve aydına edilen diyalektik ile dil kötü ve kötüye kullanılmaya musait bir yapısı var.


Dinnur YAŞAR ismimde TEFEKKÜR'e ilişkin tablolar ve resimler paylaştım.. merak eden onu inceleyerek YBA çok yönle ve yanlı konular, alanlar ve katmanlar için ne kadar yararlı ve verimli olduğunu görecektir.. çünkü örgüler açık ve seçik olarak imgelenmiş ve irdelenmiştir.




TÜRLÜ



AİLELER

Milletler.. medeniyetler.. imparatorluklar.. devletler.. şirketler.. partiler.. hepsi AİLE'den türeme.. çağdaş uygarlık ailenin kökünü kazıyor.. demek ki elli yıl sonra aile ve sonuçta böyle zengin aileler de kalmayacak.. gibi bir çıkarım yapabiliriz.


Ancak yaşam sadece çıkar ve çakarımla yürümüyor.. deneyim, birikim, eklemlenme ve sonuçta değişim ve gelişim de var. Son bin beş yüz senelik büyük değişime ve son üç yüz senelik hızlı değişime bakarak daha sofistike ve spesifik bir tarih felsefesi yapmaya çalışılabilir.. ancak mevcut kurama göre tarih tez, anti tez ve sentez adımlarıyla ilerliyor.

Kurama değil de ayrıca bir de Kur'an'a bakarsak bu kuramları biraz daha reel olarak ütopize edebiliriz. Bu durumda birincisi maymunlar cehenneminden yapay zeka cennetine giden futuroloji.. ikincisi torunların ve ataların geçmiş sorumluluk ve yükümlülüklerinin hesaplarını vereceği ve gelecek cennet ya da cehennemi inşa edeceği bir istikbal görünüyor.

Ancak hangisi olursa olsun şurası açık: İSTİKBAL GÖKLERDEDİR.. çünkü köklerimiz göklerde... bu arada Kainat ve İnsan.. Temel Astronomi ve Köklü Hümanizma DVD kitabımın reklamını da yapmış olayım.. Aziz Kardaşım.. isteyene ücretsiz göndeririz.

İt ürür, kervan yürür Aziz kardeşim.. ancak itler eski itler değil BİT'ler.. yani binary digit dedikleri ikili sayılara dayalı teknoloji.. Bizim
Turkoglu Necmettin
kardeşimiz bu temeli değiştiren yeni bir sayı ve mantık tabanı çalışmalar yapıyor.. bi umut.. belki bu itlerin kontrolünden çıkabiliriz.. İnşaallah.

Düşünce ve fikirden ziyade ZİHNİYET ve anlayış demek daha isabetli olur.. Düşünceler bir virüs ya da bakteri değil.. insan çoğu zaman benzetmelerin kurbanı oluyor. Yansıma.. benzeme (teşbih).. ansıma.. aynalama.. genelme.. tümelleme.. özümleme.. gibi farklı süreçleri ve olguları birbirine "benzetim" (temsil) ile özdeşleştirmek alışkanlığımızı bir "yineleme" olarak betimleyip işin içinden çıkmak istiyorum. Zihniyet deyince sol.. sağ.. dinsel.. bilimsel.. metodik.. aksiyomatik ve sistematik gibi çeşitli düşünce biçimleri akla geliyor. Hatta temeli dil ve dinden ibaret çeşitli yerlerdeki ve çağlardaki kültürleri biri ZİHNİYET olarak düşünebiliriz. Ancak bu düşünce sahiplerinin bir arada ve birlikte olması fotoğrafta resimlendiği gibi bir kıyma makinesinden diğerine akan solucanlar (enerjiler, dalgalar) olarak "görmek", düşünme ve düşünce noktasında emek ve çaba sarf etmemiş kimselerde, yanlış anlaşılmalara yol açabilir.

GERÇEKLER

Fiziksel gerçekler yanlıştır.. çünkü evrimlidir.. tarihi gerçekler yarımdır.. çünkü çevirilidir. sosyal gerçekler yanlıdır.. çünkü devrimlidir. dini gerçeklerin büyük bir kısmı yalandır.. çünkü evirilidir.



ALLAH azze ve celle

Bir defa ALLAH ismi celili ARAPÇA genel bir terim değil.. Yüce Tanrı'nın son kitabında verdiği bir özel ad.. malum özel isimlerin çeviri olmaz. Sanırım "bağışlamada" sorun yok.. yani hemen canını almasın.. ömürünün sonuna kadar mutlu ve kutlu yaşasın demektir. Azze ve Celle ye gelince.. azzi "izzet"den o da "Z" sesinden gelir. CELLE sözüne gelince onun "CL"sesinden geldiğini işitiriz ki cilve.. tecelli.. celal.. sözcüklerindeki kök çağrıştırır. Yüce Tanrı kudretinin izzeti ve rahmetinin hikmeti ile AZİZ.. CEBBAR.. MÜTEKEBBİR.. isimlerini isyancı kafirlere karşı kullanır.. SELAM.. MU'MİN.. MÜHEYMİN isimlerini teslimci mü'minleri karşı kullanır.. yani Zati Teala ve Tekaddes Hazretleri.. KUTSAL MELİK olarak kendini inek var sananların ve ya da güneş var sayanların düşüncelerinden tenzihen arı ve durudur. Zaten TANRI SALT ve MUTLAKTIR.. bizim dilimize ve düşüncemize kitabı ve rasulü ile inerek kendisini bize tanıtıyor. Bu tanımda ve tanıtmada biz bu terimleri böyle anlatırken hata yapabiliyoruz. ve insan her kelimeyi.. ister yerli olsun ister yabancı olsun.. ister arapça ister ingilizce.. ANLAMINI merak ve hürmet ile karşılamalı ve anlamını sözlüklerden hatta sözlükte yazmıyorsa kullananından öğrenmelidir. Çünkü her anlatım ve anlam.. olumsuzları da dahil.. bizim için bir ışık ve aydınlıktır. Özetle kudreti izzetle CELİL.. rahmeti hikmetle CEMİL mutlak bir KEMAL için azze ve celle ibaresini kullanırım. Nebi için Sallallahü aleyhi vessellim.. DUA sı ile anılmasıyla beraber Allah azze ve celle nin de bu HAMD ile anılması ne güzeldir.


TEFEKKUR

Kendime mütefekkir dedirtmek için değil.. milleti delirtmektir amacım.. çunku herkes başkasini kendine benzetmek ister.. zaten sizde delirmemek için bu tablolarımı fazla izlemiyorsunuz.. imglemiyor ve tahayyül etmiyor.. irdelemiyor ve tevehhüm etmiyorsunuz.. incelemiyorsunuz.

Fakat korkmayın kavramak ve fehm ile anlamak ve fıkh.. tefekkur ve düşunmenin iki kanadı.. tablolar bu TEFEKKÜR olayını ve hadisesini "resim"liyor ve resmin ne oldugu sol alt köşede gösteriliyor. Düşünce ve fikirleri resim ve çizge (bunu ben uydurdum) halinde gösteren YBA (Yöntem Bilimsel Analiz) tabloların suretlerinde görüldüğü bize hızlı bir anlam sürücü (divice) ve kolay bir anlatım aygıtı (diraver) barındıran bir YÖNTEM (belki de bir dil) sunuyor.

Ancak bu dili benden başka bir kimse öğrenmeye girişmediği için ve kırk yıldır bu işle uğraşdığımdan kendimi pek akıllı saymıyorum. Yarın belki öğrenmeye başladıklarında "dâhi" diyebilirler fakat bana şimdi benim gibi "deli"ler lazım... sonuçta dünyayı sağdan nebiler ve veliler ile soldan dâhiler ve deliler götürüyor.

Kafamda Rahmetli Ali UÇAR Ağabeyimin " Tefekkür şecere-i Tûba gibi tezekkür ise Firdevs-i A'lâdır." sözü çınlıyor. Biz bu DAİRE-i terbiye ve İDARE-i terbiye olan bu ağacı da buraya RESMİ olarak resmettik. ve on yıldır lisansı elimizde olan WORD’u resmi olarak kullandık.

Bilgi sevgi, saygı ve sağlıcakla kalınız
Osmanziya
07.10.2020 Üçyol-İZMİR

GAYYA

Hayat kendini gösterir.. güzelliği ile çeker.. iyiliği ile çeler.. cezb ve celbi ile zecr eden ve zorlayan hayat tecrübesinin çağırdığı bir davet ve çağrı.. çığlık çığlığa bağırdığı bir dai ve ihtiyaç ve taleb vardır. işte bu SES bir şehri yüz kere mezarlığa boşaltan ölümün çağrısıdır.
Doğumla hayat.. ölümle memat.. ikisi birlikte hayat sevincini ve ölüm bilincini bize vermekteki muradı varlığı fark etmek ve yokluğu kadr etmektir.

İşte biz buna şuur adını veririz.. hayattan YUKARI çıkan şuur.. hayata geri dönmeden daha yukarı olan İMAN'a çıkmak için bir basamaktır.. cemad ve hayat ve şuur ve iman.. işte bu vucudun dört basamağı bize gıdanan gayeye giden bir yolu.. açar.. bu yolda GAYYA düşmek tehlikesi de var.

İşte çağımızda bu cehennemdeki GAYYA kuyusu ağzına kadar açılmış.. ayetelkürsi den hemen sonra gelen 256 nci ayette "lâ ikrahe fiddini kad tebeyyenerrüşdü minel gayy." dinde ikrah ve zorlama yoktur.. kuşkusuz gayy'den rüşd.. ayrılmıştır, diyor.

Karanlıktan aydınlık.. batıldan hakk.. yanlıştan doğru.. yalandan gerçek.. çirkinden güzel.. kötülükten iyilik AYRILMIŞTIR.. ve biz bunları kolayca ayırt edebiliriz.. eğer aklımızı dinler ve düşünürsek.
Çünkü bu sayılan olumsuzluklar ve zararlar.. olumlulukları ve karları göstermek için hayata dahil edilmişlerdir.

Siyah amaç değil araçtır ve beyazı göstermek için var edilmiştir.. amaç ve gaye olan siyah değil beyazdır.. ancak iyiliğin ve kötülüğün asıl sırrına asıl ahirette muttali olacaksınız diyor enbiya 35…

Bu anlatım biraz fazla ve ağır oldu Değerli Abim.. gerekirse silerseniz ve asla gücenmem.. ve bunu yazmama vesile olduğunuz içinde size müteşekkürim.
Bilgi, sevgi, saygı ve sağlıcakla kalınız.





Düzenleyen osmanziya - 07-Ekim-2020 Saat 09:01
IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk