Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
İnsan Bilim
 YöntemBilim Forumu | İnsan Bilim | İnsan Bilim
Mesaj icon Konu: insan hakkında.. hormonlar... Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2601

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: insan hakkında.. hormonlar...
    Gönderim Zamanı: 08-Mart-2021 Saat 00:28



İkinci kez paylaştım.. çünkü ikinci önemli bir yazı yazdım.. yazı sonunda ise yineleme ve yenilemenin DEĞİŞİM.. artırma ve arıtmanın GELİŞİM için gerekli olduğunu anlattım.




İNSAN hakkında BİLGİLERİMİZ dilimiz.. dinimiz.. dilimiz ve dinimizle oluşturduğumuz kültürümüz.. kültürümüzle ortaya çıkardığımız bilim haline gelmiş dil (koşullar ve yasalar).. hukuk haline gelmiş din (kurallar ve yasaklar) ile TECRÜBEDEN çıkan   teraküm ve telahuk ve tekamül yoluyla düzelttiğimiz ve geliştirdirdiğimiz ve KURAMLAR ve KURUMLAR ve bunlara dayanan ana disiplinler ve etkinlikler sayesinde.. DEĞİŞMEKTEDİR.. bu değişim bazen iyiye bazen de kötüye gidebilir.. sürekli iyiye gitmesi yanılsamadır.. ancak kuramlar ve kurumlar değişiyorsa koşullar ve kurallarda değişiyordur..

Bu tecrübenin RASTGELELİĞİNDEN ortaya çıkar.. rast gelen bazen rast gelmez de.. gelişi güzel olanın gelişi kötü de olabilir.. ancak biz hep iyiyi görürüz.. olanak deriz öl.an.ak demeyiz.. bu belki bizim iyimser ve kötümser olmamıza da bağlıdır.

İyimserlik ve kötümserlik.. iyi ve kötü olmaktan önemli bir durum. iyimser olan kötünün iyi yanları görür.. kötümser olan iyinin kötü yanlarını görür.. ancak görmekten önce örüm nedir ? örümden önce ölüm nedir ? Bu da bizi düşüncelerden ve duygulardan ve dileklerden önce İNANÇLARA getirir.

Bilgiler inançlara GÜÇLÜ bir şekilde bağlıdır.. hatta inancın bilgiye bağlılığından daha FAZLA bir şekilde bağlıdır. Çünkü inançlar umutlar ve beklentileri bağlıdır. Ancak inanç sahipleri birbirlerinin beklentilerini küçük görmekle mualleldir, sakatlanmıştır. Özgürlüğe inananlar ve dünyaya güvenenler.. ahirete ve sonsuzluğa inananları küçümserler.. ahirete ve sonsuzluğa güvenenler ve inanlar.. dünyaya ve özgürlüğe inananları küçümserler.. demek ki bir iyimserlik ve kötümserlikten başka küçümserlik ve önemserlik varmış.. bir de dışa dönükler ve içe yönelikler vardır.. dışa dönükler genellikle kötümser ve küçümserdir.. içe dönükler çoğunlukla iyimser ve önemserdir.. şimdi tüm bu konuşmalarımız İNSAN ÜZERİNE.. kimse üzerine.. bir de EVREN ÜZERİNE ve nesne üzerine konuşmalarda var..

Yukarıda dilden ve dinden çıktık bilim ve hukuka geldik.. san'at ve eğlenceyi unutmadan bilimden hikmete hukuktan ahlaka da gidebiliriz.. tüm bu yolculukta bize rehber olan USUL ve İMAN'dır.. yöntem ve inançtır.. işte bu İNANÇ tanrı tanırlık yolunda da olabilir tanrı tanımazlık yolunda da olabilir.. ancak nedense inanç deyince hep tanrı tanırlık akla geliyorda tanrı tanımazlık inanç sayılmıyor.. işte zurnanın zırt dediği yer burası.. burada bana göre ateistlere haksızlık yapılıyor.. onların inancı muhterem ve saygıdeğer görülmüyor.. oysa onlar mutlaka ahlaksız ve vicdansız insanlar demek değildir.. dindarlar arasında da erdemsiz ve acımasız insanlar var.. hem de çok sayıda.. dinsizlerin de bir dini olduğun anladığımızda İNSAN'a saygı başlamış demektir.

Eğer ortada insana ve insanlığa saygı varsa.. onun büyüğü olan islam ve islamlık da saygı görecek demektir.. demek islamlık ve islama saygı gösterilmiyorsa bu sefer insanlık bulunmuyor anlamına geliyor.. demek o ki insan olmak zordur.. islam olmak ondan daha da zordur.. ancak bizler, bilimin ve hikmetin başı iktisat.. hukukun ve ahlakın başı olan adalet vasıtasıyla , zorluklarla baş etmek üzere yaratıldık. Bunun için insana halife-i arz adı verilmiştir. Bu arızalarla muhalefet işini yapabilmek için Bilgi, sevgi, saygı ve sağlıcakla kalınız.

hormonlar

20210308_002122_HORMONLAR.rar

elliye yakın tablo bulunuyor bu rar dosyasında




Gurdijief Kuramı.. 4.yol olarak adlandirilmiş TELIFCİ bir yapı.. aksiyomatik ve sistematik ve metodik sonuçta SENTETIK bir insan binası.. köşe başı filozofu olabilir mi felsefesiyle.. tarihi sureç gosterecek.. bu gecen seneki yazim.. onun dorduncu yolu uzerine yazdigim başkaca yazilarimda var.
Zaten çağdaş uygarlik önceki mısır.. yunan.. roma.. islam ( arap.. fars.. türk ) uygarliklarinin dil ve din temelli Kultur anlam surucusuyle bina edilimiş bir ANLATIMI.. bu anlatim aygitiyla insanligin inşa edildigini görmemek için dilinde gömulmuş ve dininde bogulmuş olmak gerekiyor.
Gurdijief'çiler beni aralarina almadılar.. çünkü onlara FORMATLANMAMIŞ disket gerekiyordu.. oysa ben YBA ile kendimi formatlamış gorunuyordum. Hazmı zor bir gıda.. idim. Özümleyip beni kendilerine benzetmeleri kâbil degildim.
Acab YBA boyle bir formatlama ve şablonlama yapiyor olabilir mi ? Ya da insan aklin uslamlamasindan kurtulabilir mi ve vicdanın uzlaşmasindan kaçınabilir mi ?

07.03.2021 Üçkuyular

Yazmak okumayı gerektirir.. bu yüzden yapan bilir ve bilen konuşur demişti İmamı Nursî.. yoksa ilk inen ayetimi okumuştu.. 200 bin tablo için 2 bin parça yazım var.. bir tane bile kitabım yok.. kim beni nerden bilecek.. peki BEN ne yaptim.. kim bildim.. nasıl ve neden ve niçin konuştum.. bunu kendinizi ararsaniz.. beninizi bulursanız.. anlarsınız.

Dunyanın en zor iki sorusu ve sorunu anlam ve anlatımdır. Üçüncüsü olan.. A N L A M A YBA in hızli anlam sürücüsü ve kolay anlatım aygıtı ile daha çabuk ve daha INSÎ oluyor.. çünku insan lisandan.. hocadan ve yazardan büyuktur.

ENE ise insandan büyüktür.. onun hayalinden edebiyat vehminden bilim çıkar.. zikrinin ciddisinden hukuk fikrinin samimisinden hikmet doğar.. ne yazık ki onu ÖZ ile öldürüyorlar.. bir de bunun tam tersine.. EGO'yu vulva gibi büyütüyorlar.

Hasılı insan teniyle ve tiniyle.. canıyla ve beniyle.. tozuyla ve tözüyle.. kozuyla ve közüyle.. pozuyla ve dozuyla.. sozuyle (kalemiyle) ve sözüyle (kelamıyle).. sonuçta maliyle ve meliyle.. kıraatı kelamı ve kitabeti kalemi.. ameli malı ve emeli meliyle.. özdeşlik ve özgürlük emaneti verilim ENANİYETE yüklenme duygular ve zerreler kümesi olarak âlem A sı ve âdem T si ile adlar ve arlar ile kimseler ve nesneler yolcusu ve yükü taşıyan bir AT’tır.. onu açan da Fatiha-i Şerifedir..

07.03.2020 [ OZO ]

Enfus ve afak ile nazari ve ameli "in" PUT u ile mucerret ve muşahhas ile müteal ve mundemiç OUT "put"u arasinda kalan kimsel ve nesnel ile genel ve özel DÜNYA...




Yenileme

Safinaz Naz Trkm

Hücrelerinizi yenilerseniz dokularınızı,
Dokularınızı yenilerseniz organlarınızı,
Organlarınızı yenilerseniz Sistemlerinizi, Yenilersiniz.
Doğum anından itibaren yanlış yapa yapa bozduğumuz bedeninizi
BİLİNÇLENEREK doğruları yapa yapa
Eski
Sağlıklı
Kaliteli
Sağlam haline çevirebilirsiniz. Kendim için katıldığım ve çok fayda bulduğum her gün eşsiz bilgilerin verildiği gruba davet ediyorum katılmak isterseniz Messenger den yazınız...

Beslenme sadece aş-alım’ından ibaret değil.. fiziksel eksersiz ve kaliteli uyku da istiyor.


DOĞU VE BATI
Biz dinimizde sadece Kur'an hürmet ve Rasulullah'a muhabbet öğrenmedik.. 1400 seneden beri gelen başka kişilere.. konulara.. kitaplara.. sevgi ve saygıyı da öğrendik. Sadece Tanrı tanımakla kalmadık başka kutsalları da biliyoruz. Kitablara ve nebilere imandan başka melekler ve ahiret ve kader gibi çetrefilli ve çözümü zor iman konularımızda var. Ancak AMENTÜ'müz; her yer ve yıl ve çağda dil ve din etkileşimi olan KÜLTÜR ile YENİDEN yoğuruluyor. Çünkü bu altı iman esası inanıyorum diye geçip gidilecek konular değil görülecek, bilinecek, anlaşılacak ve inanılacak sağlam ve sağlıklı doğrulara ve gerçeklere.. bağlıdırlar.. iyi ve güzel gereksinimleri ve gerekçeleri.. barındırırlar. Bunlar toptan ve birden değil dünya ve ahirette bir süreç ve sonuç çerçevesinde açılırlar. Bu açılımlar tarih boyunca ortaya çıkan yeni teknikler, yöntemler ve diller gerektirirler.

İşte bize bu altı ana-hat içindeki ayrıntıları kim HAZIR açık ve seçik ANLAŞILIR sunarsa GDDY ile onu kolay ve çabuk aynı zamanda ucuz bir şekilde çabucak özümser ve hemen içselleştiririz. Sonunda ne olur biliyor musunuz ? İnsanlar sayısınca bir yol mu çıkar ? Keşke öyle olsa.. insanlar sayısınca din çıkar. Ortak dil ve müşterek din unutulur. İşte bundan dolayı Kalu beladan beri değil filan ya da filan bir milattan sonra din sahibiyiz. Oysa bilimsel bilgiler yalan.. tarihsel bilgiler yarım.. sosyal gerçekler yanlı.. dini doğrular yanlıştır. Bunları hepsini doğrultarak, düzelterek, değiştirerek ve geliştirerek ilerlemekteyiz. İşte İLERİYE GİDEN istikamet ve doğrultu budur.

Belki de bu alışkanlık ve alışkınlıklara koşullandırılmış.. yerinde olmayan yasalar ve yasaklarla kurallandırılmış olmamız yüzden çoğumuz dini yoldan ayıracak kadar metin ve mana farklılığına agah değiliz.
Kim bilir belki “metin” DOĞU’dur.. “mana” da BATI.. fakat biz bu ikisi yani CEVAB ve SUAL arasındaki bağlantıyı kuramıyoruzdur.

Çünkü ezberlerimizi bozamıyoruz.. fikir, fehim ve fıkıh ile de aramız iyi değil.

Osmanziya 05.03.2021 Üçkuyular – İZMİR
SALAH VE SIHHAT
Muslumanlar.. masonlar ve marksistler birbirin kafiri ve munafigi ve müminidir.. ideolojik etkinliklerinin ne hukukla ne bilimle bir alakası yoktur.. bu yüzden de suçlamalarınin ve savunmalarınin dava ne delille bir alakası bulunmaz.. yaptıkları EKONOMIK.. POLITIK.. IDEOLOJIK işlem ve eylemlerinin de salah ve sihhatla da bağlantisi olmaz. Sadece savaş ve barış arasındaki UZLAŞMAYI evrimler.. sınav ve yarış araindaki USLANMAYA.. devrimler.


Oysa hayat evrim ve devrimden başka yaratilış ve buyruluşu da barındırir.. dayatım ve deneyimi de ister.. dürülüş ve dirilişi de bekler. Fakat insanlar bilmeden YARATILIŞ ve EVRİM savaşları yaparlar.


Av.Turan KARAKAŞ Kultur Bakanliginda benim çok degerli bir hukuk müşavirim idi. Kamil bir insandir.

Islamdan once INSAN oldugum için solcular beni sevdiler.. islam olmakla insanligini unutanlar ise sevmediler. Ister solcu ister sağci olsun İNSANLİĞİNİ unutanları da ben de sevmiyorum.

Dinnur YAŞAR 05.03.2021

FİKİR SARAYI
İnsan dünyasını dil ve dinin birlikte oluşturduğu KÜL-tür MOD'larına göre inşa eder, yorumlar, düşünür, saptar ve inanır. Bunu yaparken hocaların ve yazarların HAZIR açık ve seçik ANLAŞILIR bilgileri ile yapar. Dil deyince sadece TÜRK dilini.. din deyince sadece İSLAM dinini kast etmediğini umarım ayırt etmişsinizdir.. ancak büyük bir olasılıkla değil.. çünkü insan kendi kültür köyünden kolay kolay uzaklaşamaz.. hatta KÖYLÜ ise bunun farkında bile değildir.
Elbette köylülere hakaret etmiyorum.. keşke köyde olsak ve köylü olarak kalabilsek.. çünkü KENTLİ olmak o kadar çok tutku ve güdü görünümü altında tutsaklık ve esaret gerektiriyor ki.
İmamı Nursi "Devletler ve milletler muharebesi tabakat-ı beşer muharebesine terki mevki ediyor, beşer esir olmak istemediği gibi ecir olmakta istemez" demişti.. yüz yılın başında.. ancak bu gün görüyoruz ki bu esaret ve tutsaklığı içselleştirdik ve özümledik.. seve seve kentin konforu içinde ayrılamıyoruz.. fakat asıl konfor kafamızın içinde inşa ettiğimiz SARAY.. saray kendimizin olsa bari.. bir klube bile yapamadığımız bilmeden hazır inşa edilmiş kubbelerin.. apartman dairelerinden birisinde yerleştiğimiz fark etmek artık olası değil.. artık giderek usulden ve imandan uzaklaştık.. hırsı ve hıfzı hayat yaşamızı bi şekilde bizleri yönlendiriyor.
Güçe tapan ya da güçten korkan.. çıkara banan ya da çanak yalan bir KENTLİ haline geldik... çok şükür ki bu yolda HAZIR açık ve seçik ANLAŞILIR bir anlatımla GDDY ile başkalarını bana bağımlı bir MÜŞTERİ haline getirmedim.. fakat ne yazık ki FİKİR BİNASI işçiliğine yani ÖĞRENİCİLİĞE de kimseyi soyunduramadık.. bu ikisi arasında bir yerde serseri serseri dolaşıyoruz.. kah böyle YAZARLIK yapıyoruz.. kah TABLOLAR’a YBA reklam ve propagandası ile adam toplamaya çalışıyoruz.

Mustafa BUĞUÇAM
04.03.2021 Üçkuyular-İZMİR




OĞUZ ATAY

Hazır BİLGİ
Açik GÖRÜ
Ve (en çok kullanılan BAĞ-LA-Ç)
Seçik KAVRAM
Anlaşılır YAZI

Hazır açik ve seçik Anlaşılır bir yazar.. Oğuz ATAY'ı tanımayan var mı ?
.
.
.
Ben onlardanım !


Elbette dünyaya ünlü yeni bir Ahmed Hamdi TANPINAR'ı tanimamak önemli bir cehalettir.


Ancak onun FIKIR penceresi ve SAN'AT sarayi
Dişında DÜNYAYI gorememekte ciddi bir gölge ve karanliktir.


Lütfen dediklerimi bu unlu ve degerli yetenege kıskanclik ve saygisizlik görmeyiniz.. bakiniz onu tanitan degerli bir linki de paylaştim.. bilin ve taniyin istedim.. sizleri zihninizde yeni yollari kendiniz açıp koca bir saray yerine KENDİ küçuk bir klübe yapilandirmaniza çağıriyorum sadece...






YUPERMEN

Bu dört resmi birden RASTGELE yükledim gelişigüzel koordinatik yerleştirmeden nasıl bir dörtlük çıkar diye merak ettim.. çıkmadı üçlü yerleştirme yaptı... iki gerçek bir gerçek ettiği ya da bir gerçeğin iki gerçek çıkardığı "Y" çizisi ile sorunu çözmeye çalıştınabiliriz.. soyut ve somut gerçekler. tümel ve tikel doğrular.. içkin ve aşkın güzellikler.. özel ve genel iyilikler.. etrafında bir bilgi ve buyruk yumağı.. kuşku ve kesinliği mekiği.. kullanarak ortaya çıkaracağımız örgü ve örtüler ile başımızda geçirdiğimiz çorabı ortaya çıkarırız.. sonra bu çorabı vucut çorabı haline getirerek pantolonun üstüne don giymiş YÜPERMEN profili de oluşturabiliriz

İSTİKAMET
İnsanın içinde yeni bir insan çıkmaz.. insanın içinde dilin namusu ve dinin nikahı çıkar.. dilin usul-i namusu vardır.. namusun ve nomosun iman-ı kanun-u iman vardır.. kanunun içinde lafzın ve logosun sabiti vardır.. nomos ve logosun derununda sabite-i kozmosun esma-i daimisi vardır ki kainatın hüsna eden budur. işte NİKAH dediğimiz isim ve kelimedeki bu sır.. ÇEKİCİ yenilikler karşısında yinelemeyi..ÇELİCİ değişimler karşısında sürekliyi.. BAŞTAN ÇIKARAN geçicilikler karşısında AYAKTA TUTAN kalıcılığı sağlayan gizemdir. Bu gizemli bilinmez, bizi felah için salaha çağırır.. salah için salata bağırır.. nusret-i inayet gelince için miftahı açılır ve dışın fethi saçılır...

Ancak insanlar ve geçici dünya ile kalıcı dünya birlikteliğinin uyum ve dengesini sağlayan vucud-u istikrarı ve ademi inhirafı isteyen ORTA YOL'u sağlamakta ve atalet ve batalet arasındaki ADALETİ yürütmekte ve vucud ve adem arasındaki İSTİKAMETİ sürdürmekte oldukça zorlanır ve bunlardan birisine yaslanarak.. dinlenir.. durur ve donarlar. Bunun için geçici hayatın bu önemli yarışında ve kalıcı şuurun alemin şu değerli sınavında Allah yar ve yardımcımız olsun. Öyle ise dirim bilim ve canlı hukuk için yapılacak her gayret ve himmet hem kendimize hem başkasına dönük bir MUAZZAM nimet ve ücret olacak hem dünyaya hem ahirete yönelik MUHTEŞEM hizmet ve külfet olacaktır...

işte bu yüzden günde kırk kez "ihdinassıratelmüstakim" deriz..
Şu resim.. resim haline gelmiş tablo.. yukarıda kavuşan sevgililerin aşağıda ayrıldıklarını görüne.. sağ görünün sola.. sağ duyunun sağa doğru ilerlediğini hayretle gözlemlersiniz.. ve bunların bu halinin alemi denge tuttuğunu bilirsiniz.. böylece yuka…
•     Şu resim.. resim haline gelmiş tablo.. yukarıda kavuşan sevgililerin aşağıda ayrıldıklarını görüne.. sağ görünün sola.. sağ duyunun sağa doğru ilerlediğini hayretle gözlemlersiniz.. ve bunların bu halinin alemi denge tuttuğunu bilirsiniz.. böylece yukarıdakiler hiç bir zaman tamamen birleşmeyecekler.. aşağıdakiler de hiç bir zaman tamamen ayrılmıyacaklar.. işte aile (zümre) dahil ene, hücre ve zerre bütün alemlerin teslimiyet yatayı ile islamiyet dikeyi ile kaim ve daim olduğunu anlarsınız.. eğer system / alem / belevi bozuk olsa dahi alem şeklinde olmasa bile dünya şeklinde yine varlığını sürdürdüğünü düşünürsünüz.. desem bile siz benim düşünce alemime girip fikir sarayıma hapis olmayınız.. kendi klubenizi özdeşce kurup özgürce yaşaşasınız kardeş kardeş.. arkadaş arkadaş.. yoldaş yoldaş.. dostu bulmak ise oldukça zordur. Zaten yoktur.. aslında dost olarak Allah yeter.özgürce yaşaşasınız kardeş kardeş.. arkadaş arkadaş.. yoldaş yoldaş.. dostu bulmak ise oldukça zordur. Zaten yoktur.. aslında dost olarak Allah yeter.
•     






GERÇEK
Savaş ve barışlar her zaman ard arda geler ard zamanlı olarak.. oysa yarış ve sınav her zaman vardır eş zamanlı olarak.. şimdi burada üç zaman var; Her zaman NOKTASI ... ard zaman YATAYI.. eş zaman DİKEYİ.. görüyor musunuz ? işte bu bizim bütün örmelerimizin başlangıcı...
•     Söz bilgi ve buyruk taşır.. saģlam bilgi hem gerçek hem dogru olmalidir.. bu durumda sol ust kosedeki somut ve tikel gercek yni elle tutlur ve gozle gorulur gercek sozun kendisi degildir diye düşünuyorum.
Soz mutlak alınırsa tablo salt gercegin kendisi degilde gostergesi olur..

Zaten tablolar gercegi ormek ve gormek icin kurgulanir.
Gercek.. dar anlamda (sol ust).. orta anlamda (sol görü) genis anlamda ( yukarida orulen tablo) ve de SALT anlamda yani nefsulemr.. gerceğin kendisi manasında dort tanedir ger ve çek

DÜŞÜNMEK
sÖz.. ÖGÜT.. ÖRNEK.. BUYRUK.. BİLGİ.. çeşitli içerikler taşır.. bu ayetlerde sözün daha çok DÜŞÜNÜLMEK için kullanıldığı belirtilmiş.. isterseniz bu ayetlerin numalarını alın ve arapça metninde bakın ne denilmiş ? Başta Tefekkür (fikir) ve tezekkür (zikr) olmak üzere İRADE'nin tedebbür (debr) ve tedekkür (dekr) ile tederrüb (derb) ve tederrük (derk) tarzlarını bulacaksınız.


YBA tanıtımı ve reklamı için yaptığım paylaşımlarda doğruluğu ve gerçekliği tartşılır içerikli görüş taşıyan bilgiler ya da bilgi içerikli düşünceleri paylaşırken hiç bir zaman yazar ve hoca olarak Osmanziya olarak kendimin propagandası yapmadım.


YBA ile İNSANBİLİM ve İSLAMBİLİM içeriklerine dair adlarımda ve sayfalarımda da esas amacım yine YBA öğrenmeye, kullanmaya ve yararlanmak için özendirmek ve başlatmak ve girişmek eylemlerine çekmek oldu..


Ancak insanların çoğu metin ve manayı ayırt edecek düzeyde bir taakkul düzeyine erişemediklerini.. erişenlerden içerikli bilgilerin ve görüşlerini ve düşüncelerini satmak ve pazarlamaktan başka bir emellerinin bulunmadığını.. içerikli olmayan biçimsel mantıksal ve matematiksel bilgilerin ise PARA KAZANDIRAN ve en azından öğretmenlik gibi özel bir meslek ve araştırma konusu olabildiğini.. sonuçta insanların sözlerin taşıdığı bilgilerin ve buyrukların sağlamlığı ve sağlığı konusunda YÜZEYSEL bir DUYARLILIK'tan başka ilgilerinin bulunmadığını düşününce neden reklam ve propagandalarımın işe yaramadığını anlamak zor değildi.. ancak buna rağmen yine gelecekteki arayanları ve düşünenleri iletilmek üzere yazılarımı ve tablolarımı siber uzaya yüklemeyi sürdürdüm.. ve sürdürüyorum. Fakat böyle de zaman zaman yakınıyorum.


Ancak bu konuda benim YAKINMALARIMA karşılık Samimi ve Ciddi insanların anlatımlarıma "ah bir anlasam" feryad ve KARŞI yakınmalarını da duyuyorum.


Ancak şunu da biliyorum ki ANLAMAK ve ANLATMAK birbirinden zor iştir.. anlatmak anlamaktan zordur.. yani anlamak daha kolaydır.. işte belki bu kolaylığa sığınarak anlatımımı yapmaktayım.. ancak bu iki olaydan daha zor bir olayı size söyleYEyim mi ?


ANLAMA


Evet, ANLAMA'ın bir yanı ANLAM ise değer yanı ANLATIM'dır.. anlamak bir bilinmeyenli denklem ise anlatım iki bilinmeyenli bir denklemdir.. ANLAMA ise üç bilinmeyenli denklem.. ANLAMAK ise dört bilinmeyenli hale gelen bir görme, bilme, anlama ve inanmadan ibaret DÜŞÜNME olayı olur, diye düşünüyorum.


Her ne kadar HAZIR açık ve seçik ANLAŞILIR yazan ünlü kimseler ve hocalar ve yazarlar bu işi çözmüş görünüyorlarsa da insanların sosyal, kültürel, politik ve ideolojik olarak neden bu kadar çatıştıklarını ve çeliştiklerini görünce durumu olumlamak ve savı savunmak zor görünüyor. AÇIKLAMALAR daki çeşitlilik YORUMLAR daki türlülük dilin ve dinin bir doğası ve olası sonucu olarak bizi BİLİM ve HUKUK temel çözümlerinde daha açmamız ve aşmamız gereken pek sorun ve engeller olduğunu ortaya koyar.


İşte benim esas yakınmam herkese değil dediğimi ANLAYAN ve KAVRAYAN "o" kişiyedir.. neden durumu kavrayıp bana yardıma gelmiyorsun ? Neden içerikli bilgilerini sıfırlayıp işe temelden başlamıyorsun.. senin ünün ve şöhretin ve servetin seni nereye kadar götürebilir ki ?


Her ne ise bu günlük bu kadar.. Umarım Anlaşanlar olur.. İnşaallah bilgilerini sıfılayıp YBA öğrenmeye.. kullanmaya ve yararlanmaya açık kimse (bakın kimseler demiyorum.. bir "o" kişi diyorum) çıkar.


Bilgi, sevgi, saygı ve sağlıcakla kalınız.


Osmanziya 06.03.2021





Bu mobbing denilen kavinin zaife baskısı yani güçlünün güçsüzü istibdadı ve bu yüzden doğan zulm ve haksızlık evrensel bir vetire.. insanın hayvana.. kadının erkeğe.. amirin memura.. patronun işçiye.. zenginin fakire.. ebeveynin evlada.. sağlamın hastaya ya da yaş güçleri tersine çevirdiğinde evladın ebeveyne yaptı ezme ve sömürme yoluna gitmesi bizim eşyayı istimalda ve eşhası istihdam göstertiğimiz bir ısraflı ve zulumlu bir tasarruf.

Bunun önüne geçilmesi de hukuki ve ahlaki bir problem.. dini ve vicdani bir sorun olduğu için çözümü de çeşitli toplum katmanlarının işbirliğiyle sağlanabilecek bir durumdur. Bilgi toplumu koşulları sağlandıkça ve hukuk devleti ülküleri elde edildikçe bu marazın halli çözüme kavuşturulabilir, diye düşünüyorum.
Şimdi elimizde mahkeme kapısındaki diğer haksızlıklar ve davalar gibi YASAL ÖNLEMLERDEN başka bir çare bulunmuyor..






Bakan ve bakılan arasında bir ilişkidir AK "an".. soylenenlerin bir kısmi yerinde ise bir kısmı degil.. bence olaya papaz ya da hoca.. ata ya da torun gözüyle değil.. KENDI gözumuzle örelim.. tüm ayriliklari ve sorunlari bitirdik.. kadin-erkek ayriligina mi sira geldi.. sanmiyorum.. çünku gelinen nokta.. sorunlarin bittiği degil başladiği yerdir...
Ak ve An uzerine şoyleyecegimiz o kadar çok söz var ki.. ben şundan başlamak istiyorum:



Konu bütünlüğünden ayrılıp büyütülürse DİYLEKTİKLE tüm konular kendisine bağlanabilir... bunun altından da başka amaçlar çıkar. Ancak yerinde olan ve isabetli bulunan orta yolu bulup sağlam ve sağlıklı bir yolda ilerlemektir.

Benim amacım ne kadındır ne de erkektir.. hedefim İNSANLIK’ta birleşmektir. Bunun içinde tartışma ve eleştirilerimizi sağlam (salih) ve sağlıklı (sahih) düzlemde ilerletmektir. Bu hem bilimin hem hukukun gereğidir. Osmanziya



KADIN;
annendir
bacındır
eşindir
kızındır
amma unutma o bir kadındır.
ERKEK;
babandır
abindir
kocandır
oğlundur
amma unutma o bir erkektir.


Eğer sen bu körü körüne kadınlık ve erkeklik savaşı veriyorsan.. unutma ki İNSANLIK denen birliği ve bütünlüğü kaçırıyorsun demektir.
Çünkü "insan" denilen nesne
dişil ve eril
ile
toplum ve birey
yanları bulunan AİLE'den çıkar.
Aile insanın bilimi ve toplumun birimidir.

Aile dışında kadın da zaiftir erkekte güçsüzdür
Aile dışında çocukta mahrum kalır.. dede ve nine de..
Allah erkekleri kadınsız.. kocaları karısız bırakmasın. Amin.
OSMANZİYA




Bakan ve bakılan arasında bir ilişkidir AK "an".. soylenenlerin bir kısmi yerinde ise bir kısmı degil.. bence olaya papaz ya da hoca.. ata ya da torun gözüyle değil.. KENDI gözumuzle örelim.. tüm ayriliklari ve sorunlari bitirdik.. kadin-erkek ayriligina mi sira geldi.. sanmiyorum.. çünku gelinen nokta.. sorunlarin bittiği degil başladiği yerdir...
Ak ve An uzerine şoyleyecegimiz o kadar çok söz var ki.. ben şundan başlamak istiyorum:





Düzenleyen osmanziya - 10-Mart-2021 Saat 07:32
IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2601

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: 09-Mart-2021 Saat 14:47


İLİM ve AMEL ve İHLAS

Görüş ve düşünceler ve hatta inançlarda önemlidir.. ancak bizim asıl başarımız bilgilerimiz ve sözlerimiz ve dilimiz ile değil yapıp ettiklerimiz kadardır. Elbette duyup düşündüklerimiz bir işe yaramıyor anlamına değil bu. Çünkü sonuçlar kendinden önceki süreçlerle ortaya çıkarlar. Fakat elimizde kalan SON UÇLAR olur.

Hatta bunlar bile son tahlilde.. bir süreç haline gelirler ki bu durumu şu hadis güzelce özetlemiş:
Helekennasü illel Âlminüne
ve helekel âlimune illel Âmilüne
ve helekel amilune illel muhlisine
velmuhlisine E'LA HATARIN A'ZİM..
nâs helak oldu.. âlimler kurtuldu.. âlimler helak oldu âmiller kurtuldu.. Âmiller helak oldu muhlisler kurtuldu hatta onlarda büyük bir HATAR içerisindedirler..

buna benzer bir uyarıyı duyan bir sahabe ümitsizlik belirtisi gösterince Rasulullah "Ya Muaz, sen bana ve Kur'ana tabi ol" müjdesini vermiş.

Demek ki eylemler ve işlemler bile kurtarıcı bir sonuç olmuyor nazar ve niyetim SAĞLAMLIĞI gerekiyor. Bu büyük bir süreç dünyada savaş ve barış içinde samimi bir sınavın ve ciddi bir yarışın bulunması.. bunun için bazen dünyadaki büyük savaş ve barıştan sıyrılıp içimizdeki sınav ve yarışa yönelmek gerekiyor.

Bu durumu âlemimizde arda arda gelen ZAMAN v NAMAZ döngüsü ile özetlerim.. namazda bilgi ve buyrukları zamana götürmek.. zamandaki eylemler ve işlemleri namaza getirmek.. pis getirdikleri pak olarak götürmek.. bu döngü içinde günde beş kez yıkanmak islam olmanın bize bağışladığı büyük bir fırsat..

İşte bu Rabbimizin bir fazladır.

Bilgi, sevgi, saygı ve sağlıcakla kalınız.

Osmanziya Üçkuyular İZMİR 09.03.2021
IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2601

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: 10-Mart-2021 Saat 07:20


AMBİGU

Temelimiz enaniyete emanet ayniyet ve hürriyettir.. kökenimiz vehim ve hayaldir.. cihetlerimiz ise sekizdir; yaratılış ve evrim.. dayatım ve devrim.. buyruluş ve diriliş.. deneyim ve dürülüş.. bunları nereden ve nasıl çıkartıyorsunuz derseniz dersiniz YBA. buradaonun reklamını yaptım.


Cambazlık ve sihirbazlıklardaki numaraları inancın kandırmasına ve inandırmasına BENZETMEK olağanüstü bir yanlıştır. HER sakallıyı baban sanma.. temsil ve teşbih bir numaralı bilgi aletimizdir.. fakat en kaba aygıtta budur.. kendini kandınmak işteyen İNANÇTAKİ teşbihe yapışıyor.. uyanık kalmak dileyen BİLGİDEKİ şüpheye tutunuyor.. lakin bu ŞBH nin nerede teşbih olduğunu nerede şüphe olduğun anlamak ise bir üst san'attır. Kırk yıldır külli alanda sıdkın esas şüphenin istisna.. cüz’i alanda şüphesin esas sıdkın tali olduğunu anlatmaya çalıştım. www.mustafabugucam.com.tr sayfamda anlatmaya çalıştım.


Bunun için kendi görüşünü ve inancını saptaman yeterli olduğu kadar bir üst otoriteye bağlanmakta gereklidir. Hatta neyin vacib olduğunu kimin kafi olduğunu anlamakta daha üst bir hikmettir. Sonuçta bilgi ve inanç konusunda aşırılıklardan kurtularak orta yolu bulmakta yöntem işidir.

Inançlar temeldir ancak köklü degildir.. iman usul uzerine inşa edilir.. usulle temellenmeyen inançlar ya yıkılmaya mahkumdur ya da hurafeye dönüşmeye eğilimlidir. Bu yüzden esastan önce usule önem vermek sözün içeriğindeki bilgi ve buyruğun sağlamlığı ve sağlığı konusunda duyarlı olanların yaklaşımı olmalıdır.

Bu yüzden içeriklerden sıyrılarak biçim konusunda.. yirmi yıldır nette www.yontembilim.com sitemin FORUM kısmında on bir yıldır da face de.. yaşamın renklerinin temelleri ve tanıncın boyalarının kökenleri üzerinde durdum. Lakin içerik satışı sapmaktan malıma (YBA) talip çıkanlar olmadı.. bende biçimi içerik hale getirerek ön yargı ve saplantılarımdan kurtulamadım vesselam.

Ambigu belirsizlik demektir.. genitalyal terim olarak cinsiyeti belirsiz ya da çift cinsiyetli hemafrodit olarak doğan bebekler için kullanılır.. bu fizik ve biolojimiz için olduğu kadar psik ve lojimiz içinde geçerlidir. Yirmi yıldır bu durumdan kurtulmak için uğraştım durdum.. zihinlerine sol ve sağ format atarak asude yaşamaya çalışanları da fazla önemsemedim.

Bir de zihinleri benim biletaral çalışanlrı şizo-freni olarak tanımlamaları yok mu.. demek ki adamlar bu işi litaratüre kadar götürmüşler.. bu durum bu güne kadar sürmüş olabilir.. ancak bu günden sonra olmayacaktır.

Dini ve hukuku kötü ve kötüye kullanarak Müslümanlık aldı altında sağcılığa ya da dili ve bilimi kötü ve kötüye kullanarak marksistlik adı altında solculuğa ve bu ikisinin arası ve ikisinin de münafığı sayılan masonluğa angaje etmek için türlü yollar bulmuş ve çeşitli araçlar kullanmış olabilirler.. ancak bundan sonra bu teizim.. ateizm.. deizm tartışmaları başka bir renge bürünecek ve yeni bir dünya gelecek.
KADER

Attıgin taş kaçirdigin kurbaga değmiyorsa.. veridigin ekmek kadar köfte gelmiyorsa.. ne taş RIZIKOSUNA katlanirim.. ne ekmek ŞANSINI kullanirim.. ancak boyle istisnalar oluyor.. seni beğenmeyen arkadaşı bazen böyle muhteşem buluyorsun..
Dogum ŞANSI ve ölüm RISKI elimizde ve irademizde olmayan Nİ'ME ve Bİ'SE.. onemli olan bizim seçtigimiz firsatlar ve tehlikeler.



NOT:

Bu tabloyu ve yazıyı burada başka bir yerde paylaştım ve buraya ekledim.. yani yineledim.. yani tekrar ettim. FAkat ne demişler: Ettekrarü ahsen ve lev kane yüzseksen.. yani yüzseksen kez yinelesen bile TEKRAR güzeldir. Kerir etmek kaç kerre olursa olsun bir fikrin ve amelin yerleşmesi için gerekli bir işlemdir. Tekrir etmenin karşısında ise tecdid etmek ve yenilemek vardır. Yinelemek ve yenilemek her türlü değişim, kurma ve kırma için şarttır.. yapmak ve yıkmak için gereklidir. YAŞANTI ve DAVRANIŞLARDA Alışkanlıkları ve alışkınlıkları yerleştirmek için vacib olduğu kadar GÖRÜŞ VE TUTUMLARDAKİ saplantıları ve ön yargıları kaldırmak içinde lazımdır. İşte bu yazı ve tablo bunu gösteriyor.. haklı değilmiş miyim ?
IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk