Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta | |
Aktif Kullanıcılar Aktif Konular Üye Listesi Takvim Arama Yardım Skins Kayıt Ol Giriş |
İnsan Bilim | |
YöntemBilim Forumu | İnsan Bilim | İnsan Bilim |
Konu: ogut ve mezheb | |
Yazar | Mesaj |
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3438 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Konu: ogut ve mezheb Gönderim Zamanı: 14-Haziran-2021 Saat 01:08 |
ÖGÜTLER Buyruklar, öğütler, kararlar ve yol göstermeler elbette yararlıdır. Ancak duyumlari düşünce yönetir ise duyguları dilekler yönlendirir.. lakin duyum ve duygularin da bir sevdigi ve istedigi bulunur ve bunları disipline ve revize etmekte zorlanirsin.. çogu zamanda evdeki hesap çarşiya.. yazgıdaki de yargıya uymaz. Bu nedenle biricik olan insanı yine tekil olan kendin tanımalısın. Bu yüzden ögütlerin fazla bir etkisi yoktur. Ancak bazı öğütlerin tersi kışkırtmalar vardır ki bunlar tuzak olan saptırmalar içerir.. örneğin "iyilikse eğer her şeye değer" hoş görünür.. ancak iyi bir amaç için kötü araçlar kullanılabilir mi ? İyilik yapmak için hırsızlık yapılabilir mi ? Demek ki iyi bir şey yapmak her şey yapılamazmış.. başka bir aptal söz: " Cesaret mi doğruluk mu ?" Heva ve hevesleri aşk edinip sadakat ve emanet olan doğruluğu yıkmayı ancak aptallar cesaret olarak nitelendirir. Buna benzer başka bir slogan: "Aşk yaşamı cinayet ölümü sıradanlıktan çıkarır." Tabi burada aşk dediği fuhuş.. gayrı meşru ilişki. insanın mala, cana, namusa ve onur konusunda elindekileri savunması ve başkalarınınkine saldırmaması.. öyle OLAGANÜSTÜ bir olay ki bunun farkında olmayanlar ancak bu sözü söyleyebilir. Hayata tesadüf ve anlamsız.. ölümü rastgele ve amaçsız.. yaşamı ve ölümü anlamsız ve amaçsız görenlere hayat ve ölüm sıradan gelir.. öyle ise İNSAN kendini tanımalı.. ancak KİŞİ önce insanı mı bilmeli sonra kendini tanımalı mı.. yoksa tersi mi.. bu konuda bir ÖGÜT veremeyeceğim.. şu da var ki iki birlikte, beraber ve iç içe gidiyor vesselam. MEZHEB TARTIŞMALARI Bir mezheb tartışması paylaşımında.. Yâ Rabbî sen beni reklamcılardan ( mezhebsizler den) koru.. ben propagandacılarla (mezhebçilerle ) başa çıkabilirim. Filimler de adamları yaşlandırıp sonra genç haliyle iki karakter elde ettikleri gibi dinde bu iki tip anlayışla dini yönelişi çatıştırıyorlar.” dedim. Gerçekten de genç mezhepsizlerle yaşlı mezhebçiler çatışması.. iktidar ve muhalefet çatışmasına çok benzer.. iktidarın standarlarına karşı muhalefet patentlerini dile getirir.. burada hem yinelenen standartların hakkı vardır.. hem yenilenen patentlerin hürriyeti vardır.. fakat taraflar bunu görmezler.. çünkü onlar sadece kendilerini görürler.. böylece matlub olan orta yol kayboluyor. Farklılıkları birleştirerek daha güzel ve zengin sonuçlara ulaşma imkanı azalıyor. Başka bir paylaşımda ise şunları söyledim: Maksad yazmak değil de okunmak olunca.. roman rom-an olmaktan oluyor ram-an olmaktan çıkıyor.. Read Only Memory.. Random Access Memory.. ROM bellek makinan temel girdi çıktı düzenini taşıyan hafızasıdır. BİOS (basic input output system) denilen yazılımını taşır. RAM bellek ise rom ise manyetik olmayan elektronik bellektir.. elektrik kesilince ram bellekte kalmaz.. bu yüzden makinada verileri manyetik bellek o hard diske alır. Yada disket ve flaş gibi harici belleklere. Burada makinan bir numarası ROM bellektir ve fakat kimse bunun farkına varmaz.. yazılım ve donanım parçaları ile uğraşır. Hatta ROM bile bir köledir makinanın KERNEL (çekirdeğine ve onun yollarına bağımlıdır) mezhebliler ve mezhebsizler yaşlılar ve gençler.. standartlar ve patentler.. iktidar ve muhalefet sermaye ve emek ve sonuçta bu KRAL ve KÖLE ilişkisi işi kimselerden nesneler kadar yayılır: ROM bellek ve RAM bellek.. Beyin ve Beden.. bu liste uzar gider. Bu durum bize gösterir ki SORUN yanlara ayrılmakta değil yolda doğru yönü bulmak için düzenli ve düzeyli tartışmalar ve eleştiriler yapamamak veya yapabilmekte doğuyor. Bu konuda samimi ve ciddi olamamaktan çıkıyor. Bunun çözümü de sağlam ve sağlıklı bilgi ve buyruklara erişmek noktasında duyarlığın bulunmasına dayanıyor. İşte YBA bu yolda bize hızlı ve kolay bir ARAÇ haline geliyor. İşte bu neden habire YBA reklam ve propagandasını sürdürüyorum. HAFIZA ve ZEKA Makinanın “DONANIM” olarak iki tür BİLGİ İŞLEM ünitesi bulunur; 1 - MERKEZİ AYGITLAR ANA KART VE EKRAN KARTI İŞLEMCİ (CPU) BELLEKLER 2 - ÇEVREL AYGITLAR Girdi: KLAVYE-MAUS-MİKROFON Çıktı: MONİTÖR-HOPÖRLER-YAZICILAR Hafıza görevi yapan BELLEKLER ve zeka işlevi olan İŞLEMCİLER Sonunda bizim mantık, hafıza ve zekamıza yardımcı olmak için yapılmışlardır. Ancak zamanla yardımcı olmaktan çıkan bunların yerine ikame edilmeye başlayınca ortaya bir YAPAY ZEKA hakimiyetinin de ortaya çıkacağı kuşkusuzdur. Bu durumda ne yapacağız.. Yardımcı ettiklerimize bağımlı mı olacağız.. Biz kral iken onların kölesi mi olacağız ? Bunun için bu öğüt ve mezheb konusunda yazdıklarımın bu noktadan bir daha gözden geçirilmesi gerekmektedir. Romancı okunmak için mi yazsın.. Peki biz kendi yaşam öykümüzü nasıl yazıyoruz ? Düzenleyen osmanziya - 14-Haziran-2021 Saat 01:24 |
|
Forum Atla |
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |