Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta | |
Aktif Kullanıcılar Aktif Konular Üye Listesi Takvim Arama Yardım Skins Kayıt Ol Giriş |
Dünya | |
YöntemBilim Forumu | Genel | Dünya |
Konu: YBA reklam ve propagandasi | |
Yazar | Mesaj |
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3450 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Konu: YBA reklam ve propagandasi Gönderim Zamanı: 25-Aralık-2021 Saat 02:11 |
Malum reklam ticari mal ve hizmetlerini sunmak ve ekonomik amaçla.. ürünlerini satmak tanıtmak içindir.. propganda ise siyasi emel ve hedeflerini sergilemek ve politik bir amacına ulaşmak içindir. Sonuçta bir nesnenin "tanıtımı"nı sağlamak ve bir işin "beğenilme"sini sağlamaktır.. ve sonunda bu tanıtım ve beğeni ile paranızı ve oyunuzu almaktır. Peki YBA in reklam ve propagandası ne demektir ? işte bu konuda az önce bir yerde şunu yazdım: " Alakanız için minnettarım Değerli Kardeşim.. Kur'an-ı Mu'ciz-Beyan demeyi öğrendik Risale-i Nurdan.. Kelamullah ve Rasulullah'ı iki kanat bildik.. lakin "din"den başka bir "dil" bilmeyenlerden de olmadık.. Kur'an dörtten biridir.. Yaratan'ın yazdığı tek kitab değil Okunan.. rasul, insan ve kainat KİTABLARININ hepsini birden edile-i şeriyle bildik.. klasik kitap, sünnet, kıyas-ı fukaha ve icma-i ümmet kültürünü terk ettik. Zaten bunlar BİN senedir düşünme (TEFEKKÜR) ve felsefeyi durdurdular.. son üç YÜZ senedir bilimi ve hukuku ve düşünce'yi (FİKRİ) dondurdular.. bu yüzden diyanet papazları ve ilahiyat hahamlarından da yüz çevirdim. Dil ve din ile emek ve özgürlük yani ortak insani değerleri partilerine paravana ve ideolojilerine paratoner edenlerden de yüz çeviririm. Diri öğrenmeye cesaret ve canlı düşünmeye cür'et ederim. Zaten ehli kitap diri ve canlı öğrenmeyi ve düşünmeyi bıraktıkları için dünyanın sorunlarını çözemedikleri için yeni dinler olan nasyonalizm, kapitalizm, sosyalizm çıktı.. onlarda otoriter ve totaliter yeşil, mavi ve kırmızı ideolojiler içinde haps oldular. Bu yüzden bu ideolojilere angaje ve âmâde olan müslümanlar ve masonlar ve marksistlerle uğraşmam. İki derdim var; birisi insanı giderek doğaya yabancılaştıran teknoloji ve insanı insandan giderek uzaklaştıran ideoloji.. buna çare olarak YBA reklam ve propagandasıyla uğraşırım. On yıldır insanlar yazdıklarımı okusunlar diye yazılanlara eliştiri, görü ve sorularla katkıda bulunuyordum.. şimdi yazılarıma eleştiri, görüş ve soru ile katkıda bulunmayanların yazdıklarını da okumuyorum. Okumuşsam ve katkıda bulunmuşsam yine YBA dikkat çekmek içindir. Özetle Yöntem Bilimsel Analizle ilgilenmeyenle ilgilenmiyorum. Bunun adı kendine kapanmak denilse de kendimi açmak ve aşmak için başkaca bir yol bulamadığımdandır. " Peki bununla ne yaptım.. şayet okudu iseniz VAKTİNİZİ aldım.. beğendi iseniz KALBİNİZİ çaldım. Oyunuz ve paranız yine sizde kalsın.. teşekkür ederim, istemiyorum. Bir arkadaşıma dedim: “Tanrı seni korkuyla var etmiyor; korkuna seslenmiyor. Tanrı sadece bizim bilinçle var olmamıza olanak sağlıyor.” diyorsunuz ama KORKU .. çok yönlü ve yanlı bir duygu.. sevgi ve korku ile saygı ve kin.. ham duygular.. ancak bunları yaşantının deneyimi, duyum, düşünce ve dilek ile biçimlenir ve renklenir ve çeşitlenir. Korkuyu hiç analiz ettiniz mi ? Düşünce ve duyumu ve dileği lime lime edebilir, didik didik ederim.. lakin DUYGU okyanusunun sahiline bile varamamışım. Reklamlarda ve propagandalarda insanın bu dört tarafına; duyumuna, duygusuna, düşüncesine ve dileğini hitap edilir ve bir TALEP oluşturması ve bunu göre bir KARARA varması beklenir.. ekonomik bir gereksinimin hedefi, politik bir arayışın gayesi umulur.. alınan para ve oy ile bununla da servet ve şöhret elde edilir. Dünya bu kadar basit.. Peki ya benim istediklerim ve taleplerim nedir ? Sadece YBA tâlib olmanız.. Bu beni değil sizi zengin ve servetli eder.. YBA öğrenici olmanız beni değil sizi ünlü ve şöhret eder. Çünkü yaşım yetmiş.. büyük bir olasılıkla YBA tutulduğunu ve tutunduğunu görmeden gideceğim. Ancak sizinle bir İŞ yapabilmem için YBA talip olmanız gerekiyor. Bana öncelikle bir EDİTÖR gerekiyor. yazdıklarımı DÜZELTECEK birisi. Amma bunun için para veremeyeceğim çünkü kazanmıyorum.. kazansaydım seve seve verirdim. Sonra bana bir WEBMASTER gerekiyor.. Bunlar acil gereksinimlerim. Sonra iş büyürse bir SEKRETER gerekiyor.. Malı pazarlamak için MENECER gerekiyor.. Fakat her şeyden önce bana PARTNER ve ORTAK olacak amacımı benimsemiş TÂLİP ve ÖĞRENİCİ lazım.. Bunun içinde ortak ve öğrenicinin işini gücünü bırakıp YBA ile uğraşmasını elbette beklemem. İşini görsün amma günde yarım saat.. haftada 3 saat.. ayda 12 saat yani YARIM günlük zamanın YBA ayırsın. Bende zaten işimi gücümü bırakıp YBA ile uğraşmıyorum. Normal ve doğal yaşantımı sürdürüyorum. Sadece olması gereken bir işe yani PARA kazanma peşine düşemiyorum. Bu da benim acizliğim. Öğrenici YBA öğrenmenin, kullanmanın ve yararlanmanın önemli ve değerli olduğuna ikna olan kimsedir. İşte bu kanaati veremediğim için de ne öğrenci ne ortak yani MUHATAP bulamadığımdan KELAMIMLA ve KALEMİMLE yalnız kalıyorum. Şimdi bu yazıyı hem tahrir ve telif ediyorum.. hem tashih ediyorum.. düzeltiyorum.. hem yayımlayıp neşir ediyorum.. hem çeşitli ortamlarda saklamak zorundayım.. KİM BİLİR belki buna gereksinim var; çünkü daha YBA henüz oluşmadı.. oluşunca sahip çıkanlar zaten olacaktır vesselam. Bilgi, saygı, sevgi ve sağlıcakla kalınız. Osmanzmiya 24.12.2021 Üçyol-İzmir. Her reklam yazımın altına reklamını yaptığım çalışmanın dosyalarını atarım.. atmalıyım.. burada da öyle yaptım çok değerli üç çalışmaya burada bindirdim: 20211225_173308_TAHYAK.rar TAHYAK dizini içindeki TAHASSUS alt dizininde 15 tane dosya bulunuyor.. YAKLAŞIMLAR dizininde ise 44 tane tablo yer alıyor. 20211225_173332_CC15122021.rar 15.12.2021 tarihinide yapılan ÇARŞAMBA ÇALIŞMASINDAKİ dosyaların ve tabloların önemini ve değeri anlamanız oldukça zor.. sanırım gelecekte açılacaklar. 20211225_173516_MURAD.rar MURAD dizini içinde INSMIL VE ISLAM VE MURADIM alt dizinleri bulunuyor.. "insmil" dizininin içinde otuzdan fazla dosya yani tablo bulunuyor."islam" dizini içinde 20 tane tablo yerleşmiş.. "muradım" dizini içinde 23 tane tablo bulunuyor. Bu mekan benim çocukluğumun geçitiği evin civarı.. Niğede ilinde bulanan Sungur Bey Camii oturduğumuz evin tam karşısında idi.. bu yapının hem güncel hali hem 1928 de acınası hali.. Cumhuriyetin bu ülkeye ve bu ulusa ne verdiğini gösteriyor.. nasıl bir ülke alınmış nasıl bir memleket haline getirilmiş.. her ne kadar insan gurbete gitse de Ankara.. Siirt.. Ordu-korgan.. gebze, izmir gibi 50 yıldır GURBETTE olsam da memleketimiz gözümüzde tütüyor.. eskiden insanlar DOĞDUKLARI yeri vatan edinirdi.. bizim çağımızla birlikte sanırım DOYDUĞUMUZ yer ve yerler vatanımız oluverdi.. şimdi KONUŞTUĞUMUZ yer vatanımız oluyor.. örneğin bir oğlum Vietnamda.. eğer bir iyi bir yabancı dil biliyorsak işimizi ve eşimizi oradan bulabiliyoruz.. ELLİ YIL sonra geldiğimiz yer.. artık vatan vatan dolaşmaya gerek yok.. bulunduğun yerde DÜNYA ÇAPINDA işler yapabiliyorsun.. paran ve merakın varsa dünyayı çok rahat dolaşıyorsun..
Hatta buradan siber uzaya yüklediğimiz bilgiler, belgeler, dosyalar ve tablolar ile net ortamına kayıtlı işlerimiz ve başarılarımız ile şimdiden ve bugünden geleceğe ve istikabele gidiyoruz. Belki bu günkü kimseler bizi anlamasalar bile gelecekte bu verileri anlayacak insanlar çıkacaktır Düzenleyen osmanziya - 26-Aralık-2021 Saat 18:47 |
|
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3450 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Gönderim Zamanı: 25-Aralık-2021 Saat 17:48 |
Değerli Kardeşim.. ilginize ve eleştirinize teşekkür ederim.. gerçekten bilgelik ya da bilginlik.. öğrencileri ve yapıtları ile belli olan bir sonuç ve ünvan.. YBA bânisi olarak bu fakirin böyle bir ünvanı bulunmuyor.. zaten olsa etki ve meyveleriyle belli olurdu.. ancak Yöntem Bilimsel Analiz dediğim çalışma başlıbaşına bir teknik ve yöntem.. hatta bir dil olduğunu savunuyorum. Az önce özel olmadığnı ve bu nedenle paylaşabileceğimi düşündüğüm bir metin paylaştım sayfalarımın birinde onu YBA reklamı amacıyla burada arz ediyorum: Alakana teşekkür ederim Ali Ağabey, YBA çekirdeği Rahmetli Necati Öner Hocanın Ankara felsefesinde bana verdiği SUNUM imkanıyla ortaya çıkmıştı.. ancak ondan önce de zatı alinizin ARAŞTIRMA dergisinde yazarlık imkanını vermesiyle filiz vermişti.. İki ERZURUMLU'nun vesilesi.. sonra oğlumun Mehmet Ali BUĞUÇAM'IN yaptığı çalışmalar ve Kadir CANLI Beyin yontembilim.com sitesini inşasıyla ilerledi.. II Filoloji Kongresine çocuklarım ve yakın arkadaşlarım Nermin Yazıcı TEKİN katkılarıyla katıldı.. Kongre Başkanı Mesut KULELI hocanın diğer arkadaşlarını bunun dille alakası yok demesine rağmen onları ikna etmesiyle kongreye katılda ve Tam Metin kitabına girdi.. https://webyonetim.bandirma.edu.tr/Content/Web/Yuklemeler/DosyaYoneticisi/437/files/2nd%20BICOASP%20Proceedings%20Book.pdf bundan sonrası artık benim gibi YBA ÖĞRENİCİ (tâlib)olacak kimselerle gelişecek.. bilinen bir teknik ve anlatım olmadığı için YBA öğretmeni ve öğrencisi bulunmayacak haliyle.. yirmi yıldır ÖĞRETİCİ olmadığıma göre artık hepimiz ÖĞRENİCİ'yiz.. her yıl buna ilişkin programı webimde yayımlarım K ve P Projesi diye http://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=94 Sonuçta bu iş kırk yıldır.. Hanniibal’ın ROMA’yı fethetmesinde benzedi.. etrafında dolaşıyor dolaşıyor.. bir türlü giremiyoruz roma’YA.. çünkü dünya dediğiniz gibi ROMAN’dan ROMA’ya geçemiyor.. amma umutsuzluk yok.. Ya ROMAN bizi feth eder ya da biz ROMAN’ı Paylaşımla ilgilenen arkadaşlara Aytaç Özüdoğru ve Yüksel Böyükdikmen ve Dinnur YAŞAR'ın "daimi" beğenicisi Aynur Yıldırım Tasbolat pardan Aynur Dağ ve Hürriyet Tekdurmaz ve Sadettin Akyerden pardon Sadettin Çıkrıkcı kardeşlerime teşekkür ederim. Malum benden okumuşsunuzdur.. bu güne kadar SORU'yu bilinenlerden çıkarılan BİLİNMNEZ.. YANIT'ı da bilinmeyenlerde bulunan BİLİNEN olarak tanımlarım. Bu tanımlara bu gün bir yenisini ekledim. Soru KUŞKU (şüphe) den doğar. Yanıt ise MERAK (görek)ten çıkar. Dikkatinizi çekmiştir.. yeni bir sözcük uydurdum.. "hedef" EREK dediğim gibi bundan sonrada da "merak"a GÖREK diyeceğim. Demek güdüsü görek olan ereklere MERAK adı veriliyor. MERAK kelimesi arapça “R” sesinden çıkar ve yazılarımda sürekli Rüyetten.. Rüyadan.. Riyadan.. Rabastan.. RASATtan.. Rahastan.. Rasihten.. Rasinden.. nazaR’den.. basaR’dan söz ederim. Bu sözcüklerdeki RA sesi görme ile alakalı.. hani ünlü tanrı RA.. başka bir ünlü mason üçgenin gözü.. elbette ne üçgen ne de göz masonların malı değil.. fakat bu simgeyi kullana kullana.. nerede bir üçgen ve göz nesnesi görülse bu artık gizemli ve bilinmez olmayan binlerce yıl geçmişi olan ÖRGÜT’ten öte TEŞKİLAT akla geliyor. Bu ORGANİZASYON ekonomik ve siyasi bir teşkilat değil KÜLTÜREL bir oluşumdur. Her ne kadar bu kültürel örgütün ekonomik ve politik ve askeri uzantıları olabilirse de asıl olan onu hangi gereksinimlerin ortaya çıkardığını anlamaktır. Kanımca onun var oluşunun iki gerekçesi bulunuyor. Birincisi KÜLTÜREL ihtiyaç.. ikincisi POLİTİK gereksinim. Musevi, İsevi ve Muhammedi DİN’lerde ona ellenme yasak.. buna dokunma haram.. şunu düşünme küfür.. bunu aklına getirme dinden çıkarsın.. gibi kısıtlama ve sınırlamalar içinde kalan aydın buna karşı koymanın yolunu kendi aralarında özgürce konuşmak ve rahatça düşünmek için böyle GİZLİ bir sohbete ve “muhavere” gerek duymuşlar HAVRALAR.. KİLİSELER.. CAMİİLER dışında bir külüp oluşturmuşlar ki bu kültürel gereksinime ihtiyaç duyulmadığında yani dilin bilim haline geldiği gibi dinin de hukuk haline geldiğini anlayan aydın.. dini yüksek yeri olan AHLAK’ın tahtına yerleştirdiğinde.. ilk kitap benim.. sen sonraki kafirsin.. son kitab benim.. sen önceki kafirsin.. suçlamalarını bıraktığında taşlar yerine oturacak ve masonluk sıradan bir teşkilat haline gelecektir. İkinci POLİTİK gereksinim. Bilirsiniz Hristiyanlık İseviliğinden önce Müslümanlığın adı YAHUDİLİK idi.. keza Muhammedilik dininden önce Müslümanlığın adı da HRİSTİYANLIK idi.. yani bu arada yaşayan insanlar resmen MÜSLÜMAN iken bizler toptan kafir olarak boyar ve şablonlarız. Zaten halkın diline bakarsan Müslümanlardan münafıkları ve kafirlerden insanları ayırmakta mümkün değil.. tüm Müslümanlar toptan Müslüman.. tüm insanlarda toptan kafir oluyorlar ki bu SAÇMA düşünce aydın bir insana yakışmaz. işte böyle saçma düşüncelerden biride GERÇEK bir YAHUDİ’nin annesi Yahudi olmalıdır.. Yani Yahudilikte soy babadan değil ANNE’den gelir. Bu durumda anne ve babası YAHUDİ olmayan insanları SİYONİST ideolojiye angaje etmek için böyle bir çare bulmuşlar. Görünen lions ve roteryenler ve görünmeyen mason oluşumlara ANNE ve BABASI Yahudi olmayan insanları bağlayabilmek için bu kültürel bir ihtiyaçla kurulan ÖRGÜT kullanılmış. Bundan da kurtulmanın çaresi YAHUDİLİK adı altında kötülenen dini ve islami geçmişimizi karalamaktan vaz geçmek. Kur’an beni israili suçlarken onu düşman edininiz diye değil geçmişte ve mazide ve tarihte Müslümanlar şu şu şu hataları yapmış.. ey çağdaş Müslümanlar.. Hristiyanlar ve Yahudiler sizler bu hataları yapmayın.. “ülaike a’la hüden minrabihim ve ülaike hümülmüflihun.” ayetinin kapsamında Müslümanları hocaları, Hristiyanları Papazları ve Yahudileri hahamları ile baş başa bırakmaktır. Zaten samimi ve ciddi din adamları insanları AHLAK’tan başka bir iş öğütlemezler. Az bir kısmının hainliğini de kendi hallerine bırakın kendi kendilerini kandırsınlar. sanırım sorumluluğun büyük kısmı her birimize düşüyor.. dini dinsizlerin eline koz olarak vermekten kaçınıp onun dozunu ayarlayıp kendi pozumuza geçelim.. tenimiz ve tinimiz.. benimiz ve canımız.. tozumuz ve kozumuz.. tözümüz ve közümüz.. usumuz ve uzumuz.. ile meşgul olalım.. su’uyuz ve us’uzla uğraşalım. En iyisi SuuS’alım fakat ne yaparsınki DİL bu.. böyle konuşuyor. Din’e çatıyor.. zaten KÜLTÜR’ün temeli de bu dil ve din’dir. Ha benim asıl muradım bu değildir ki yazıya başlarken.. diyecektim ki arkadaşlar lütfen yazılarıma anladığınız sözlerde ELEŞTİRİ.. anlamadığınız tümcelerde SORU.. dilediğiniz kadar görüş, düşünce ve bilgilerinzle KATKI.. yapınız ki benim ve sizin buraya harcadığınız vakit boşa gitmesin.. bende kazanayım.. sizde kazanın.. kazan-kazan üretimi sağlansın. Bildiğimiz kelimelere bilmediğimiz kelimeler katalım ki her bir KELİME bir IŞIK.. ışığımızı artıralım. Sağlıcakla kalınız. Düzenleyen osmanziya - 27-Aralık-2021 Saat 07:37 |
|
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3450 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Gönderim Zamanı: 27-Aralık-2021 Saat 13:13 |
Aziz
Kardeşim.. YBA analizi değerlendirmekte ancak sizin gibi nadir
arkadaşlarıma mahsus bir durum.. sizin daha önce "yahu adamı neden
anlamıyorsunuz.. açık ve seçik tane tane yazmış" demenizi hiç
unutmuyorum. YBA
anlamamaktan yakınanlar kesinlikle haklılar.. bunun bir sebebi çünkü
bir dilin kodlarını bilmiyorsanız.. ifade size ya bir gürültü (sesli
ise) ya da bir görüntü (yazılı) olacaktır.. ancak şu da var ki YBA ile
yaptığım çalışma bana has özel bir yetenek ve kişisel bir başarım
değildir. Bu demektir bu YBA herkes öğrenebilir ve kullanabilir ve
yararlanabilir. İşte
bu şuna benzer; bizim bedenimizde DNA kodlarımızı taşıyan on trilyon
hücre bulunuyur bununla beraber çoğu sindirim sisteminde olmak üzere yüz
trilyon (baketeri ve diğer mikroorganizma) YABANCI hücreler var. Belki
zihnimizdeki bilgilerde buna BENZEYEBİLİR.. dışarında çalışma ve alışma
ve öğrenme ile doldurduğumuz bilgiler temelli USUL ve köklü İMAN
bilgilerini yani ilkeleri ve ülküleri örtüyor.. insanlar bunların
bulanıklığında zihinlerinde bulunan YBA kullanamıyorlar. Bir
sebeb bu.. diğeri bende YALITILMIŞ olarak çalıştığımdan ve köklü bir
edebiyat ustalığım bulunmadığından derdimi anlatamıyorum.. diye
düşünüyorum. Konu soyut
ve zor.. üstüne üstlük çoğu yazılarımı TASHİH süzgecinden geçirmeden
yolladığımdan ağırlığına sevimsizlik ekleniyor. Terzinin diktiği kötüdür
onu gösteren ütüdür, gerçeğini hiç nazara almıyorum. Çirkin kadın
yoktur güzel görünmesine ve makyajı bilmeyen kadın olur hakikatini göz
ardı ediyorum. Soyut kavramların ancak SOMUT örneklemelerle
görüneceğini unutuyorum. Sanki herkes YBA dilini biliyormuş gibi
davranıyorum.. ancak buna da mecburum.. GDDY (günlük dilin düz yazısını)
kullansam YBA nasıl açığa çıkarabilirim ki ? Açık ve seçik yazarsam
insanları nasıl düşündürebilirim ki.. hep bilineni yazsam özgün olanları
nasıl bulabilirim ki..
Her ne ise.. bu ve daha bilmediğim nedenlerden dolayı YBA bir yerde
özellikle ben tüydükten sonra ortaya çıkacak.. lakin sormak için beni
bulamayacaklar.. kaderin böyle çok işleri var.. herkes kaderine razı
olacak.. bende ve beni arayanlarda... Sağlıcakla kalınız. |
|
Forum Atla |
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |