Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta | |
Aktif Kullanıcılar Aktif Konular Üye Listesi Takvim Arama Yardım Skins Kayıt Ol Giriş |
İnsan Bilim | |
YöntemBilim Forumu | İnsan Bilim | İnsan Bilim |
Konu: usr ve yusr | |
Yazar | Mesaj |
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3438 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Konu: usr ve yusr Gönderim Zamanı: 21-Temmuz-2022 Saat 20:46 |
20220721_204805_USR.rar USR, INSAN2022, HAKIKAT dizinleri içindeki dosyalar... ZORLUK ve KOLAYLIK usr ve yusr Çarşamba Çalışması yaptıktan sonra bu t=dunya başlıklı çalışmayı çalışmaya katılan arkadaşlarla arkadaşlarla paylaşmış ve Perşembe sabahı yaptığım t=solen isimli tablo ile birlikte vatsaptaki elliye yakın arkadaşlarımla aşağıdaki ELVEDA başlıklı yazı ile paylaşmıştım: ELVEDA Amazonda levha ve tablolarıyla birlikte YBA in KURUMSAL kısmı yayımlandıktan sonra.. www.yontembilim.com da forum kısmında iki bin yazı ve yirmi bin tablo ile bu çalışmanın örnekleri ve emsali ve uygulaması bulunduktan bundan sonra artık KENDİMİ SORUMLU hissetmiyorum.. yapabileceğimi yapmaya çalıştığımı sanıyorum ama MUVAFFAK olmuş saymıyorum. MÜNAFIK olarak ölmekten de Allah azze ve celle ye sığınrımım. İSTİNKAF etmek.. nkf ve nfk arasında nkt ve ntk arasındaki gibi bir fark bulunmalı.. ama ben şu anda bilmiyorum.. YBA nutka gelemedi.. bende vfk (muvaffak) olamadım.. görünen bu.. nerede iki sene olacak.. ben öğretici olamadım siz öğrenici olamadınız.. benim öğrenici olduğum kesin.. öğretici olamadığımda kesin.. ancak sizin öğrenici olamadığınızda kesin.. öğrenci olmak ile öğrenici olmak arasında fark bellidir.. öğrenci, kolay kolay öğrenici olamaz.. ben de öğrenicilikten ÖĞRETİCİLİĞE geçemedim.. YBA öğretmeye muvaffak olamadım.. ancak gelecekte öğrenicilerden birinin öğretici olarak YBA in öğrencilerini ve öğretmenlerini ortaya çıkacağını biliyorum.. ben arkadaşlarımla böyle olmaya istedim.. fakat istemekle olmuyor.. zaman ve zemin izin vermiyor.. kaderin engelleri oluyor.. kendimizin kusurları oluyor.. ancak en önemlisi bu tabloda aşağıda bulunan İLİM kısmını yeteri kadar umursamıyoruz.. kültürel, sosyal, ekonomik, politik ve askerie katmanları o kadar önemsiyoruz ki ilme sıra gelmiyor.. bu da zaten SINAV olarak aşağıya konulmuş.. dünyayı isteyen ilme sarılsın.. ukbayı isteyen ilme sarılsın.. dünyayı ve ukbayı isteyen yine ilme sarılsın.. diye bir ögüt duymuştum.. çok şükür sarıldık ve boğulmadık.. ancak SİYASET bilimini öğrenmediğimizden etrafımıza dört beş tane olsun.. ÖĞRENİCİ bulamadım.. yaptığım da işte böyle YAKINMAKTAN ileri gitmeyen feryadlar.. sonuçta herkesin derdi madda ve manevi.. kişisel ve ailevi.. boyundan büyük ve bu yüzden de boguluyoruz.. ancak yine söylerim.. yine söylerim.. asla HAZIR açık ve seçik SEHİL yani anlaşılır konuşan ve yazan hocalardan ve yazarlardan olmayacağım.. sadece reklamı kesip.. kesememde birazcık azalatıp.. KENDİME bakacağım.. İnşaallah. Elveda bu başlıklı yazıdan sonra bu sabah İNŞİRAH suresinde iki kez yinelenen "inne mealusru yüsra" ZORLUKLA beraber "kolaylık" vardır.. tümcesine ilişkin USR dizindeki tabloların sonucu sunu resim halinde yüklemiştim. Değerli bir Arkadaşıma bu USR dizinindeki tabloları webine yükleyeceğimi söylemiştim. Bu vesile ile buraya bindirdiğim USR dizinin içinde ayrıca HAKIKAT ve INSAN2022 dizinleri içindeki tabloları da ARAŞTIRICILAR için haber vermek istiyorum. Kim bu “araştırıcılar” ? Bir defa üniversite de “eğitim” yanında BİLİM yapanlar.. bilim adamları… ikinci YARGI sınıfı içinde hakimler ve ona kamu davasının bilgisini hazırlayan savcılar.. Ücüncüsü Yazarlar için ARAŞTIRMACI olanlar. Dördüncüsü ilk ve orta eğitim içinde ÖĞRETMENLERDEN araştırmacı olanlar. BEŞİNCİSİ benim gibi böyle yukarıda saydığım bir görevi olmadığı halde “insan”ı ya da “evren”i ya da “kitabı” inceleyen.. imgeleyen.. irdeleyen DELİLER.. Bu deliler bunu ne için yaparlar ? Para ve servet kazanmak için mi ? Yoksa şöhret kazanmak için mi ? Birincisi değil ikincisi olabilir.. saltanat, makam, servet ve şöhret çekici hedeflerdir.. insanlar yansız ve etkisiz kalamazlar.. Hanım pazardan gelirken lokma döktürmüşler rahmetli Nevzat ULU’ya.. kabir kapısına kadar gelen ve oradan öteye geçemeyen ÜNLÜ olmaya neden isteriz ? Sanırım bütün bunlar insan için bir YEM.. bu dördünü elde ederken diğer insanlarla olan İLİŞKİLERİNDE.. kendini tanıyor ve insanı biliyor. Bu tanıma ve bilgilerle de kendini değiştiriyor ve geliştiriyorsa.. mal ve hizmet sunumu.. erdem ve yetkinlik serimi.. sırasında kendinin ve insanın “ne” olduğu ve “kim” bulunduğu sorularını yanıtlamak için dışındaki “GERÇEK” veya içindeki “İNSAN” konusunda elinde bir MODEL, örnek, mizan, başlangıç gerekmez mi ? Felsefe okumalarımı yaparken Ord. Prof. Hilmi ZİYA ÜLKEN dışında birincil okumalar yapamadım.. ikici elden öğrendim.. hep ikincil bilgilerden yararlanırız kültürümüzün bizi hazır olarak sunduğu.. Bu günlerde birincil elden.. o da çeviri elbette ve ikincil el sayılır.. Platonun SİMPOSİUM (Şölen) kitabını okuyorum. . milattan 2400 yıl önce yazılmış bir kitab.. artık nasıl bir kültürse bu.. Platon’um akedemisinde yetişmiş ARİSTO.. İskender diye bir talebe yetiştirmiş 23 senede Akdenizi bir YUNAN gölü haline getirmiş.. zaten bundan üç bin sene sonra inen KUR’AN-ı Mu’ciz-ül-Beyan zamanında bile dünya akdeniz çevresinden ibaret biliyordu.. yani İskenden 23 senede dünyayı ele geçirmiş. Kitapda Platon hocası SOKRAT’ı anlatıyor. Çağdaş var oluşcu Filozof Karl Jaspers diyor ki biz Yunanlı Hekim Hipokratı geçtik fakat yunanlı Filozof SOKRAT’ı geçemedik.. hatta ondan iyi bir filozof de değiliz.. Sonra bu Yunan medeniyetini üstüne ROMA medeniyeti biniyor ve bunun üstüne de İSLAM medeniyeti biniyor.. Yani birbirini indirgenemez bu farklı medeniyetler üzerine ÇAĞDAŞ MEDENİYET (İngiliz Alman ve Fransız karması) biniyor.. ve biz bugün telefonunuzda kullandığını ANRDOİD işletim sisteminin adını bu ŞÖLEN kitabında buluyoruz. Ne demek istediğimi de kitabı okuyunca anlarsınız.. ben şunu demek istiyorum.. şu veya bu milletin.. ve dilin.. şu veya bu dilin ve kültürün.. size MODELLEDİĞİ ussallaştırdığı ve benimsettiği.. aklileştirdiği ve ikna ettiği.. makulleştirdiği ve inandırdığı .. emprik veya emperatif temelli.. materiyal veya spritüel kökenli.. realist veya idealist kaynaklı.. “insan” üzerinden mi KENDİZİ tanıyacaksınız.. ki bunun içinde bu temeller üzerine yazılmış KURAMLARI farklı nazarı ve niyeti ve zannı değişik bir GURUP kitabı okuyacaksınız.. sonra İNSAN OLARAK birbirinize küfredeceksiniz ve hatta sırası geldiğin devletlerin savaş emriyle birbirinizi öldüreceksiniz.. dil adına.. din adına.. vatan adına.. devlet adına.. hem de MEŞRU ve YASAL olarak.. ancak hiçbir İNSAN adına olmayacaktır. Peki insan nedir ? Yunan medeniyetinden PROTOGORAS demiş ki “İnsan her şeyin ölçüsüdür” 50 yıl önce lisede okurken felsefe dersinde okuduğum ve fakat asla anlamadığım bir tümce idi bu.. insan nasıl metre ya da saat ya da kilo olabilir ki ? Fakat şimdi anlıyorum bu DERİN sözü.. amma bir de şunu biliyorum; her insan tek başına bir alemdir.. bir dünyadır.. bu itibarla onu bir “tür”ün bireyi olarak göremezsiniz.. Öyle ise insanın birimi ve ölçüsü ve örneği de olamaz.. AKIL bu iki ayrı düşünce arasında kalamaz.. kalırsa hiçbir şey yapamaz.. öyle ise bir şeyler yapmak için ORTAK bir insan.. ortak bir dil.. ortak bir din.. olabileceğini var saydık ve ortak bir İNSAN’ı aradık.. deli bir araştırmacı olarak işte bu belki onlarca kez değiştirilmiş.. yüzlerce kez düzeltilmiş ve binlerce yapılmış bir insan modelinin bu günküsünü bu yazımda INSAN2022 dizininde gösterdim. ona bakabilirsiniz. Ancak şimdi burada ilki tablodan sonra gönderdiğim bir düz yazı ve bir tabloyu da burada paylaşacağım: Değerli Hocam.. YBA tam tersine.. tüm denklemleri ve kodları olabildiğinde azaltmaya çalışıyor.. böylesine basit ve yalın.. ancak şu da var ki yalın işler de kolaylığına alışınca ve öğreninceye kadar zordurlar. Bu vesileyle size bir tablo ve bir yazı gönderiyorum.. belki meramımı size yansıtabilecektir. SORUNLARDAN yakınmak kolay.. ÇÖZÜMLERİ yüklenmek zordur.. maalesef insanın zaafıdar kolaya talib oluyor ve yakınıyor. İşe değil lafa gelince kahramanlar. işe gelince program ve datalarla dolmuş bilgisayar gibi kıdım kıdım ilerliyorlar. Az önce bir yerde yazdım :"İnsanın vahŞiside var.. yahŞiside.. önemli olan bu sırrı anlamak.. kimileri vah vah eder.. kimileri yah yah.." Yakınmak.. bunalmak.. çağırmak.. bağırmak.. sade yeni doğan bebeklerin işi olmalı.. bunu büyükler yapınca çirkin oluyorlar. Elbette insan çaresiz kalınca yardım ister.. insanlara ve tanrıya yakınır.. yakarır.. yalvarır.. bunda bir sakınca bulunmaz.. bu insanlığımız ve kulluğumuzun bir gereğidir. Ancak yanlardan bir yana geçip karşı tarafı tarafı taramak; karalamak, kötülemek aşağılamak, suçlamak, alçaltmak, sövmek.. tanrı tanımaz bilimcilerin ve tanrıtanır dincilerlerin birbirine uyguladıkları retorik tarzı.. adamın ahiretten bir umudu kalmamış tüm sorunları dünyevi görüyor.. adam dünya ile bağlantısını koparmış tüm çözümleri dindarlıkta görüyor.. oysa her iki taraf ağzına kadar KİNDARLIKLA dolmuş haberleri bulunmuyor. Şimdi ben iki tarafı suçlayıp kendimize temize mi çıkarıyorum ? Hayır! Dünyada bunların sayısından kat kat pek çok bilim insanı ve din adamı bulunuyor.. çalışma ve üretme ve başarma dinine göre insanları kaliteli mal ve hizmet sunumunda çalışıyorlar.. erdem ve yetkinliklerini yüksek ahlaklarıyla işlerine yansıtıyorlar ki dünya ayakta duruyor ve her gün işle daha kolay ve ucuz.. daha çabuk ve çok karşılanmaya çalışıyor. Bende bunlarla beraber olmaya çalışıyorum. Şu da var ki bu şemsiyenin sağ ve sol uçlarındaki bu AZ SAYIDAKİ ağzı kokan ve eli silah tutan yakıncılar dünyamızı zindan gösteriyorlar. Elbette eli silahsız ağzı kokmayan PEK ÇOK yakınıcılarda bulunur ki bize “problem”in varlığından haber verirler. Bir de şu var ki şemsiyenin tepesinden bunların azılısı beş on "mikrop" daha bulunuyor ki bu sağ ve soldaki pislikleri kullanarak insanların şemsiye tutan ellerini sallıyor ve sarsıyorlar o kadar.. bizde sanıyoruz ki hava fırtınalı şemsiyemizi kontrol edemiyoruz. O halde bize düşen bu sorana çözüm arayıcıların ellerine kolay ve hızla bir araç vermeliyiz.. ben buna YBA diyorum. Saygılarımla, sağlıcakla kalın. Osmanziya 21.07.2022 Üçyol-İZMİR Değerli Hocam.. YBA tam tersine.. tüm denklemleri ve kodları olabildiğinde azaltmaya çalışıyor.. böylesine basit ve yalın.. ancak şu da var ki yalın işler de kolaylığına alışınca ve öğreninceye kadar zordurlar. Bu vesileyle size bir tablo ve bir yazı gönderiyorum.. belki meramımı size yansıtabilecektir. Bir tarafta salah, tahar, nasr ve ihlas.. karşı tarafta silah, feth, rahat ve halas.. iki tarafta hem kolay hem zor.. yani sağ taraf kolay ve fakat sorunlu.. sol taraf çözümlü ve fakat zor.. peki bu nasıl oluyor ? İşte bu yalından karmaşığa doğru 13 tablo ile açıklanmış ve 13.ncüsü fotorofı buraya bindirilimiş.. sizde bu 13 tabloyu yalından karmaşığa doğru versiyon sırasıyla izleyerek ve inceleyerek.. imgeleyerek ve irdeleyerek anlamları zihninize indereceksiniz.. bunun için gerekirse vakit ve mesai harcayarak.. bilmediğiniz kelimeleri sözlükten öğrenerek bulmacayı çözeceksiniz.. eğer isterseniz.. NOT: tüm işler kopyala ve yapıştır.. kadar kolay.. daha önceki kopyala ve yapıştır.. kopyala ve yapıştır.. kopyala ve yapıştır.. kopyala ve yapıştır.. kopyala ve yapıştırları yapınız. Düzenleyen osmanziya - 21-Temmuz-2022 Saat 20:51 |
|
Forum Atla |
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |