Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta | |
Aktif Kullanıcılar Aktif Konular Üye Listesi Takvim Arama Yardım Skins Kayıt Ol Giriş |
İnsan Bilim | |
YöntemBilim Forumu | İnsan Bilim | İnsan Bilim |
Konu: konak | |
Yazar | Mesaj |
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3438 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Konu: konak Gönderim Zamanı: 15-Ekim-2022 Saat 02:20 |
Bu gün büroda 35 yakın dosyada insanı anlamaya ve anlatmaya çalıştık.. sonra 12 dosya da onu eleştirdik.. Dosyaları versiyon sırasıyla incelemeye ve izlemeye başladığınızda ve onları yalından karmaşığa doğru imgelemeye ve irdelemeye başladığınızda bir şey anlamaya başlayacaksınız.. anladıklarınızı eleştirebilir ve anlamadıklarınız hususunda her zaman gerek bu webimde gerek face de her zaman sorabilirsiniz.. sonra aşağıdaki tabloları gözden geçirebilirsiniz: bu dosyada biraz ilerledikten sonra bu ikincisini bakabilirsiniz. Bu da aynı dosyadır.. farklarının ne olduğunu bakın siz söyleyin.. Bu dosya ile artık göreceksiniz ki BİLİMDE ticareti.. HİKMET de cesaseti HUKUKTA siyaseti AHLAKTA cesareti elde edememişsek pek başarılı olamıyoruz. Örneğin.. Ahlakta CESARET'im olmadığından diğerlerinde de bir ses çıkaramıyorum.. belki yeterince ve gereğince CESUR olamadığımdan kendim söylüyor, kendim dinliyorum. Kimbilir ? Saygılarımla.. Sağlıcakla kalınız Osmanziya 15.10.2022 Üçyol-İZMİR Burada izleyeceğiniz ve inceleyeceğiniz elliye yakın tablo bulunuyor: 20221015_022021_KONAK38.rar |
|
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3438 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Gönderim Zamanı: 15-Ekim-2022 Saat 03:01 |
https://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=1922
Bu gün bir iş için büromun bulunduğu işhanından çağırdılar.. hemen hazırlanıp üçyoldaki evimden konaktaki büroma gidebilmem.. metro ulaşım vasıtası ile.. 38 dakikayı buldu.. maluk bir HEDEFE kilitlenip yani hazırlanıp giderken bizim "kaç ya da saldır" makenizmamız çalışır sempatik ve parasempatik sistemizde.. bu yüzden HEYACAN doğruğa çıkar.. eğek SÜKUNET'iniz bulunmuyorsa.. eğer hatta bozukluk varsa heyecandan birden yere yığılıp düştüğünüzde olur.. bu deneyimimi BAZ alarak insanı tanımaya çalıştım.. Osmanziya Yontem Bilimsel Analiz.. YBA.. Dediğim çalışma soyut ve içeriksiz bir TEKNİKTİR.. zaten bütün teknikler böyle olur. Eğer bir alana ilişkin teknik bir kaç alanda da kullanılıyorsa bu sefer bu mücerret ve muhtevası bulunmayan tekniğe USUL adını verirler. Malum usul ya da yöntem ya da metod adı verilen gelişmiş teknik.. başlı başına bir mantık (anlam sürücü) ya da nutuk (anlatım aygığıtı) haline gelmişse işte size nur topu gibi semantiği ve sentaksı oluşmuş bir DİL ortaya çıkmıştır. İşte kırk senedir yavaş yavaş oluşan ve asla yavşak olmayan bu hizlı anlam sürücü ve kolay anlatım aygıtı barından YBA dili.. sadece benim düşüncem ve projem ve davam.. çünkü gerçek bir dil.. en azından iki kişi arasında bir iletişime yol açan işaretler (göstergeler) sistemi olmalıdır. YBA işte çok yönlü ve yanlı konuları ve alanları olan Felsefe ve Din katmanında ortak bir dil olmaya aday çalışmadır. işbu mücerret (soyut) ve muhtevasız (içeriksiz) yani SAYDAM bir nesneyi başkasına gösteremezsiniz.. onu ancak bir alandaki içerikleri kullanan uygulamalar haline getirdiğiniz zaman ortaya çıkar.. bu yüzden siyasi ve seksi yazılarla.. meraklı ve gizemli konularda YBA dilini insanbilim ve islambilim sayfalarımda ve çalışmalarında ortaya koymaya çalışıyorum. İşte bu çalışma.. bu amaçla hazırlanmış ve paylaşılmış bir yazıdır. Saygılarımla, sağlıcakla kaliniz. Mustafa BUĞUÇAM 15.10.2022 03:15 YBA Yöntem Bilimsel Analiz YBA öğrenmek için yüksek zekalı ve geniş hafızalı ve çok birikimli bir kimse olmak gerektiğini düşünüyorlar ya da benim kişisel yeteneğim ve özel becerim ve bireysel başarım sanıyorlar.. ikisi de yanlış.. Çünkü YBA içerikli bir anlatım ve yapıt değil.. soyut bir dil.. doğuştan ana dilinizi ya da her hangi bir yabancı dili ÖĞRENMEK için nasıl İKİ SENE üzerinde durarak çalışmak gerekiyorsa.. buna da öyle bir zaman ve emek harcamanız gerekiyor. Fakat bunun içinde emek harcamaya değer yararının ve zaman tüketmeye layık bir çıkarının da bulunması isteniyor. Çünkü Bertrand RUSSELL'in dediği KOZMİK TEMBELLİK YASASI'nın bir gereği olarak bir şey almadan bir şey vermezsiniz.. bu neden YBA in bir yararı olmadan kimse onu öğrenmeye çalışmaz. Öğrenmeye çalışmadığından yani öğrenmediğinden dolayı da onu kullanamaz. Öğrenmediğinden ve kullanmadığından da onun yararlı olup olmadığını bilemez, kavrayamaz ve anlayamaz. Peki sizin, bilmek, anlamak, kavramak hakkında bir bilginiz bulunuyor mu ? Şaşırdınız değil mi ? Böyle saçma bir sorumu olur diye.. hiç bir şey yapmazsanız açar sözlüğe bilmek.. anlamak.. kavramak MADDELERİNİ okursunuz ve ÖĞRENİRSİNİZ... İşte zaten SORUN'da burada.. ÖĞRENME'de.. Peki siz şimdiye kadar ne öğrendiniz. Okula gitmeyi.. bir meslek sahibi olmayı.. onunla para kazanmayı.. onunla aş, eş ve ev almayı.. sonunda emekli olmayı.. sonunda... Bu arada kendinizi hiç aramadınız değil mi.. insanı hiç bulmadınız değil mi ? Elbette kendini arayan ve benini bulan bir sürü insan.. müslüman.. mason ve marksist KENDİLERİNE ÖĞRETİLEN insanları buldular ve birbirlerinin mümine ve kafire ve münafığı oldular. Benim meramım olan öğrenme bu.. evin ve okulun ve çevrenin ve kültürün öğrettiği değil.. mantık tabanlı Psikoloji ve Sosyoloji ve Linguistik (PSL) insan ilimlerinin bildirdiği.. hatta matematik tabanlı Fizik, Kimya ve Bioloji (FKB) evren ilimlerinin bellettiği.. hatta fünün ve hukuk ile hikmet ve san'at etkinliklerinin öğrettiği.. insan değil.. kendinizin kendinize öğrettiği.. insan.. işte böyle bir öğrenmeyi belki çağdaşlarımdan çoğu kimse başlamayacak.. girişmeyecek.. beceremeyecek ve başaramayacak.. çünkü gerçekten bilimsel paradigmaları ve dinsen doğmaları yıkmak zor.. kültürel kalıpları ve uygarlık kısıtlarından kurtulmak kolay değildir. Buna rağmen yine de CESARET ve CESASET gösterip.. iştah ve iştiyak ayaklarıyla yerlerde çıkarını eşeleyen tavukların.. bilgi ve merak kanatlarıyla bilgi ve sevgi zirvelerine uçan kartallar olabileceklerinden umutluyum.. böyelce TİCARET ve SİYASET yeni bir boyut kazanıp teknolojiyi ve ideolojiyi hizaya çekebilir. Saygılarımla.. sağlıcakla kalınız. Dinnur YAŞAR 15.10.2022 üçyol izmir 03:44 BILL GATES Daha önce söylediğim gibi Sayın Gates'in hayranıydım.. 1980 lerde idi.. Ankara'da idim.. Savcılık yapamamış Ankara'ya dönmüştüm.. basit bir memuriyete geçmiştim.. Reklam panolarında Mikrsoflaştırdıklarımızdan mısınız ? yazıyordu.. bilgisayar yeni çıkmış.. Dilaver Bey'in kırmızı BİLGİSAYAR kitabı var.. kapağı ? soru işareti.. altında BİLGİSAYAR yazıyor.. onu hatmettik tabi.. memurum bilgisayar alamıyorum.. bilgisayar alabilmek için sabahları dualar ediyor ve zikirler çekiyorum.. bilgisayarı anlamaya çalışıyorum.. sonra anladım ki biz elektoronik saat ile elektronik hesap makinesini evlendirdik ortaya BELGESAYAR denilen (toplama ve çarpma artı.. çıkarma ve bölme eksi.. yönden bir katlamadır) katlama yapabilen ve ayrıntılı programlarla iş görebilen.. bir çocuk çıktı ortaya.. diyorum.. uzmanları kabul etmiyor ve özetin bu olduğunu biliyorum.. onu anlamak için.. saydım.. on bin kağıt harcıyorum.. İzmir Büroma gelirseniz gösterir kanıtlarım.. BİLGİSAYAR İMPARATORLUĞU diye bir kitab çıktı.. Gates'in yaşam ve başarı öyküsünü anlatıyor.. yukarıda söyledim.. onun bu kadar işi arasında yazdığı ÖNÜMÜZDEKİ YOL'u da okudum.. maalesef uzmanlar belki ileri gelenler için DÜŞÜNCE HIZINDA çalışmak kitabını okuyamadım.. bu adam bize göre olumsuz.. bir şeyler yapmaya çalışıyor.. İNGİLİZCE bilmiyorum.. maalesef payllaşımınızı anlayamamayacağım.. belki yaptıkları hoşumuza gitmiyor olabilir.. zaten insanlar birbirinin hoşlarını gitmez.. marksistleri masonları yana kapitalistleri sevmez.. masonlar müslümanları sevmez.. müslümanlar insanları sevmez.. insanlar ise müslümanları ve masonları ve marksisttleri sevmez.. çünkü birbirlerinin mümini ve kafiri ve münafıdır. Ancak ortada ve sonuçta UYGARLIK denilen bir SÜREÇ bulunuyor ki bu da beşeriyetin yapısından (kültür) ortaya çıkan MEDENİYET.. yani ŞEHİR yer küresi çapında büyüdü.. belki bazıları bunu siyasi ve coğrafi bir HARİTA olarak görebilir lakin ben koca bir şehir ve muazzam bir kent olarak görürüm ve içinde çeşitli dil ve din ve kültürlerde insanlar yaşar.. bunlar giderek TEKNOLOJİ tarafından doğaya yabancılaştırılmakta ve İDEOLOJİ tarafından birbirlerinden uzaklaştırılmaktadır. Benim şamar oğlanım bu ikisi.. ama asıl ardında duranı dili kötü ve kötüye kullanan İNSAN.. dünyayı belirleyen ve dini tanımlayan DİL olduğu için.. din bozulunca din ve dünya da bozuluyor ve sonuçta insan bozuluyor.. işte bu yüzden kötü ve kötüye kullandğımız DİL, bizi bizden çok ama çok daha kötü kullanarak ki bunan adına HANNAS adını verdim.. Kitabın son cümlesindeki uyarıya bakara.. her türlü şeytanı, kendim dahil, çıkaran bu.. zaten insan kendini ya tanrı görür ya da şeytan.. birbirlerine göre bunlar ya tanrı denilen sanrı.. ya da şeytan denilen sanrı.. ya da başka bir ifade ile bu tarafta ise melek karşı tarafta ise, ağzı ile kuş tutsa.. şeytan.. peki insan illa bir TARAF'ı tutmak ve o tarafa yaslanmak ve karşı tarafa ver yansın etmek zorunda mı ? Kim bilir ? Mecbur.. belki bu güne kadar öyle sanıyor olabilir.. ancak bu saatten sonra değil.. eğer insan yeterince ve gereğince gelişmişse.. tamamiyle ve kemaliyle insan ya da insan olamamışsa bile.. başkasına saygı duyabilir.. nitekim duyarda.. lakin bu konuda samimi ve ciddi değil.. insanlığımızda samimi ve ciddi olamadığımız gibi islamlığımızda da safi ve halis değiliz.. fakat olmaktan başka bir çare var mı ? Düzenleyen osmanziya - 15-Ekim-2022 Saat 03:50 |
|
Forum Atla |
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |