Şimdi KUDUS.. bu şehrin ve medinenin bulunduğu yerde tarihsel olarak üç DİN çakışmış.. birbiri üstüne binmiş.. demek ki bu yerel KÜRESEL bir önem ve değer taşıyor.

Üç kültürün çakıştığı bu YER'de sorun dinden çıkıyorsa ya yeri bırakacağız ya dini bırakacağız.. dini bırakmayacağımızı geriye yeri bırakmak gerekiyor ki israil buradaki evler yerle bir etmesinin ardındaki asıl gerekçe bu olmak zorunda oluyor.

DİN hakimiyettir.. oradaki üç kültür dini hakimiyetlerini sağlamak için asla birbirlerini tanımayacaklar.. ve sorunu da asla çözemeyeceklerdir. Ölüm çemberinde Gazze kitabın yazanlar da bunu söylüyorlar.. yahudiler.. hristiyanlar.. müslümanlar eğemenliklerinden vaz geçmedikleri ve her birisi bu yerde HAK perdesi altında hakimiyetlerini talep ettiklerinden dindarlığın en başat sorunu bu KUDUS yerinin tarihidir.. tarihte sorunu KUVVET ile çözer.. çünkü tabiat ona böyle buyurur.. en temel yasa ORMAN yasasıdır.. güçlü olan haklıdır.. insanlar bu orman yasasının üstüne DEVLET yasasını koymuşlar.. hukuk kuralını koymuşlar.. ORMANIN ASLANI bunu tanımaz. Çağımızın arslanı olan BİRLEŞMİŞ MİLLETLER.. hukuka.. kurala.. yaptırama.. karara.. sahip ise de YÜRÜTME GÜCÜNE sahip değildir.

Biz aileye hukuk getirebiliriz.. toplumu bilgi toplumu ve devleti hukuk devleti yapabiliriz.. fakat henüz KÜRESEL bir HUKUK tesis edemedik. Kim bilir bu savaş badiresini atlatırsak çıkarabiliriz. Nükleer silahları olan İsrail kendini otobanda sanarak sokak yoluna girdi.. yayaları eze eze ilerliyor.

İsrail gücünü kullanabilir.. ancak biz de gürümüzü ortaya koyabiliriz. Nasıl mı ?
Yahudiden bahseden ve hukuku suresi olan BAKARA ile Hristiyandan bahseden ve bilim suresi olan ALİİMRAN arasında yani Aliimran suresinin ilk sayfasında DİNDARLAR için bilim ve hukuk metodolojisi yerleştirilmiştir. Bu ilk sayfada şöyle denilmiştir:



(Aliimran 1-9)

Rahmân ve Rahîm olan Allah´ın adıyla
Elif-lâm-mîm. ﴾1﴿ Allah; O’ndan başka asla ilâh yoktur; hayy ve kayyûmdur. ﴾2﴿ O sana kitabı, gerçeğin ta kendisi ve öncekileri doğrulayıcı olarak indirmiştir; daha önce insanlara doğru yolu göstermek üzere Tevrat ve İncil’i indirmişti; furkanı da indirdi. Bilinmeli ki Allah’ın âyetlerini inkâr edenler için şiddetli bir azap vardır. Allah suçlunun hakkından gelen mutlak güç sahibidir. ﴾3-4﴿ Kuşkusuz yerde olsun gökte olsun hiçbir şey Allah’a gizli kalmaz. ﴾5﴿ Sizi rahimlerde dilediği gibi şekillendiren O’dur. Mutlak güç ve hikmet sahibi olan Allah’tan başka ilâh yoktur. ﴾6﴿ Sana kitabı indiren O’dur. Onun (Kur’an) bir kısım âyetleri muhkemdir, ki bunlar kitabın esasıdır, diğerleri ise müteşâbihtir. Kalplerinde sapma meyli bulunanlar, fitne çıkarmak ve onu (kişisel arzularına göre) te’vil etmek için ondaki müteşâbihlerin peşine düşerler. Hâlbuki onun te’vilini ancak Allah bilir; bir de ilimde yüksek pâyeye erişenler. Derler ki: Ona inandık, hepsi rabbimiz katındandır. (Bu inceliği) yalnız aklıselim sahipleri düşünüp anlar. ﴾7﴿ Rabbimiz! Bizi doğru yola eriştirdikten sonra kalplerimizi saptırma, bize tarafından bir rahmet bağışla. Hiç kuşku yok, lütfu bol olan yalnız sensin. ﴾8﴿ Rabbimiz! Muhakkak sen insanları geleceğinde asla şüphe olmayan bir günde toplayacaksın. Şüphesiz Allah sözünden dönmez. ﴾9﴿




Kafirlere azabı azim.. münafıkları azabı elim.. son nebiyi kabul etmeyenlere azab-ı mühin va’d edilmişken burada söz konusu olan AZAB-I şedid.. tüm dindarlara.. tüm münafıklara ve tüm kafirleredir.. çünkü dindarlar ilahi kitapları tek bir kitapta toplayamadıkları.. münafıklar gizli örgütleri ile ekonomi ve politikada temel hak ve özgürlükleri sağlayamadıkları ve bu yüzden SAĞLIKLI İSLAMİYETİ gerçekleştiremedikleri .. kafirler de samimi ve ciddi SAĞLAM İNSANİYETİ sağlayamadıkları için ortaya konulamayan İKTİSAT ve ADALETLE zulum ve ısrafı yer yüzünden kaldıramadıkları bir şükürsüz UYGARLIĞIN sorumlusu oldukları içindir. Sonuçta bilgi toplumu ve hukuk devleti ÜLKÜLERİ bizim keyfimize bağlı gereksinimler değil.. aynı zaman beşeriyetin yapısından çıkan medeniyetin inşa etmek zorunda olduğu İNSANİYET sağlanamazsa.. uygarlık böyle ya kendi eliyle sonunu hazırlayacak ya da ilahi bir ceza gerçekleşecektir. Çünkü Yaratan yapılanları tanıktır.



(Aliimran 19)

Allah, hak ve adaleti ayakta tutarak, kendinden başka tanrı olmadığını bildirdi; melekler ve ilim sahipleri de bunu ikrar ettiler. (Evet) O’ndan başka tanrı yoktur; O mutlak güç ve hikmet sahibidir. ﴾18﴿ Kuşkusuz Allah katında din İslâm’dır. Kitap verilenler, ancak kendilerine ilim geldikten sonradır ki, aralarındaki hak tanımazlık yüzünden ayrılığa düştüler. Allah’ın âyetlerini inkâr edenler bilmelidirler ki Allah’ın hesabı çok çabuktur.






Sonuçta Gazze.. Filistin.. Asya.. Arz.. kimsenin mülkü değildir. Mülkün sahibi mülkünü yahudiden alır hristiyana verir.. hristiyandan alır müslümana verir.. müslümandan alır HALİFE-İ ARZ içinde layık olan birisine verir.

(Aliimran26-27))

De ki: “Ey mülkün gerçek sahibi olan Allahım! Mülkü dilediğine verirsin, dilediğinden çekip alırsın. Dilediğini yüceltirsin, dilediğini de alçaltırsın. Her türlü iyilik senin elindedir. Hiç kuşku yok sen her şeye kādirsin.” ﴾26﴿ “Geceyi gündüze katarsın, gündüzü de geceye katarsın. Ölüden diriyi çıkarırsın, diriden ölüyü çıkarırsın ve dilediğine sayısız rızık verirsin.”


İnsanların evlerini hatta hastanelerini YERLE BİR etti ya da ettiler orantısız güç kullanarak.. bu işin onuncu gününde bir bomba da bana isabet etti anama AMBÜLANS carptı.. Rabbime şükür ki tamamen almadı.. bize yine bağışladı.. ancak buna rağmen orada olanları acısı hissetmek yani DUYARLIK noktasına insanlar ve islamlar çok değişik olacaktır. Nasıl ölüm başkasının ölümü ise bu katliamda başkasının katliamı olarak görünmeyi sürdürecektir büyük bir çoğunluk için.. ancak önemli olanda bu DUYGULANMA değil DÜŞÜNME'dir. Çünkü sorun çözmek ve karar vermek tefekkür ve idrak ve tartışma ile olur. Bende olay başladığında konuyu bu boyutta aldığım duygulanma.. acıma.. incinme.. üzülme boyutunda almadığım için başıma bir bomba düştü dedim.



Şimdi islam "dünya"sı için sorun büyüdü büyüdü buraya geldi.. insanlık "alemi" için konu da ciddi bir hal almaya başladı.. küresel efendileri de bir telaş almıştır. Aşağı tükürseler "sakal" yukarı tükürseler "bıyık" bıyık sarsılan DÜNYA hakimiyetleri.. sakal sallanan "âlem"e bağımlılıkları. Âlem buysa kral benim dedirten düzenin sürdürülmesi bundan sonra artık mümkün değil. Takke düştü kel göründü. Azabı şedid giderek artacak "batı" batacak.. Hamas gibi İslam Dünyası da kıstırıldığının bilincine vardığında büyük kavga o zaman başlayacak.. ancak bunun olmasının kimseye bir YARARI olmayacak.. hatta herkese zararı olacak.. bunun için akıl.. bilim.. düşünce.. sür'atle harekete geçirilmesi gerekmektedir.



Şunu bilelim ki bir taksi.. sokaklar arasında giderken önceliği yayaya değil de arabanın gücünü kendi gücü sanarak yol vermeden sürüp geçerse.. kendi kara yolunda ya da otaban da sanırsa.. İNSAN şoför değil ayı SÜRÜCÜ olduğun göstermez mi ?


Bu İsrailin başında bulunan "adam"ın durumun gösteriyor.. fakat bu adam ayılığını sadece kendinden almıyor.. kendi kültüründen de alıyor. Epigenetik bir yolla sürdürülen bu alışkınlıkla.. kendileri dünyanın HAS adamlardır.. çünkü ilk kitap verilmiştir.. fakat bir de kendilerine son kitap verilen HAS adamlar söz konusu.. bunlardan başka kendilerini SEÇKİN gören adamlar.. bunlardan başka dünyanın en akıllısı kendisileri gerisi geri zekalı adamlar gören adamlar söz konusu.. siz bunların kim olduğunu söylüyorsunuz.. iddia etmediğim ve ileri sürmediğim halde benden başkası hakir ve küçük ve yanılmış ve akılsız gördüğümü DOLAYLI olarak var sayılacak KONUŞAN yani BEN varım. Toplarsak BUDİST.. yahudi.. hristiya.. müslüman.. mason ve marksit ve bir de BEN tam YEDİ tür ADAM çıktı...

Ancak asıl soru şu ; bu adamlar nasıl kendilerini dünyanın en akıllı adamı sayabiliyorlar.. kaşna krişna gibi.. işte bu sorun çözüldüğünde konu kökten halledilmiş olacaktır.. ama nasıl ?


Bunun için önce oturduğumuz EV'e bir bakalım.. bu beyt ya da bina ya da kabe.. sıradan bir konut değil.. hücreden başlıyor evren kadar çıkıyor...      

Osmanziya 27.10.2023 üçkuyular izmir






Düzenleyen osmanziya - 27-Ekim-2023 Saat 22:22