Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Dünya
 YöntemBilim Forumu | Genel | Dünya
Mesaj icon Konu: fitne Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2674

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: fitne
    Gönderim Zamanı: 09-Şubat-2024 Saat 14:48

FİTNE ne demek... imtihanın bir sorunu mu ?
BELA ne demek... müsabakanın sorusu mu ?



insanların birbirini ötekileştirmesi.. islamların birbirini ötekileştirmesi.. insanların ve islamların birbirlerini;

Tanrı tanır ve tanımaz
Bilimci ve dinci
Solcu ve Sağcı

diye körü körüne inanıp boşu boşuna savaşmasını engelleyecek iki iş var; birisi ortak insani dil ve din ile emek ve özgürlük DEĞERLERİNİ partilerine paravana ve ideolojilerine paratoner etmemek. Diğeri İnsanın ve İslamın ne olduğunu tanımlayacak kültürün olmazsa olmaz iki bileşeni olan dil ve dilin kökenini aramak ve bulmak.

Şu da var ki dil ve din bileşenlerinin o kadar çok ögeleri.. yapıları.. işlevleri.. ilişkileri ve bağlantıları bulunuyor ki bunun günlük dilin düz yazısıyla ve tribünlere dönük hazır açık ve seçik kolay anlatımlarla ve ideolojik söylemlerle yapılması nerede imkansız denecek derecede zordur.

Bunun için yıllardır din ve felsefe arasında ortak bir dil olmaya aday YBA öğrenmeye.. kullanmaya ve yararlanmaya çağrı yapıyorum. Bu çağrıyı burada yineliyorum.

Saygılarımla

osmanziy 09.02.2024 üçyol izmir 14:56




FİTNE
Nurettin YILDIZ “Kendi tarikatından, cemaatinden, cemiyetinden olmadığı için diğer Müslümanı ötekileştirmek varya.. İŞTE BİZİ TÜKETİP BİTİREN fitne bu.. demiş cafcaflı bir resimle..

Biz bunu yıllardır dile getiriyoruz.. çağımız iki sorunu bulunuyor.. birisi teknolojinin insanı giderek doğaya yabancılaştırması.. bunu başkaları da söylüyordu.. bir yüz yıldır.. fakat ikincisi totoliter sistemler ve otoriter rejimler yani yeşil ve mavi.. kırmızı ve kızıl ideolojler ve sonuçta buna dayalı partiler insanı insandan UZAKLAŞTIRIYORLAR.. daha açıkçası dini ideolojileştiren bunun belirtisi partidir.. felsefeyi dinleştiren bunun da belirtisi partidir.. daha da açıkçası ÖRGÜTLÜ müslümanlar ve masonlar ve marksistler.. bu işi ele geçirdikleri devlet eliyle yapıyorlar. Yani biz ötekileştirme işlemini sadece partiye.. sadece cemiyete ve sadece cemaata değil tüm dünyada DİNLER arasında yapıldığı ve bunun İNSANI ortadan kaldığı için karşı çıktık.

Şimdi bunun adına da kalkmış "ötekileştirme" diyorlar. Bir de altına imza atıyorlar.. Nurettin YILDIZ efendi.. tumturaklı ve pumturaklı resimle lafını söylüyorlar.. aslında bunun söylenmesinden ziyade uygulanması.. biz böyle yazarlıkla dil ve din ile emek ve özgürlük gibi ortak insani değerleri alet edip hocalık ve yazarlık yapmadığımız için.. iyi ki yapmamışız.. sözün özü söyledikllerimiz bir bir gelecekte ortaya çıkacak ve YBA dilinin öğrenilmesi ve kullanılması ve yararlanılması ve ediinilmesi ile insanların birilerinin düşüncesinin angajesi olmaktan çıkacak.. âmâde olmaktan kurtulacak.. falan ya da filan kişiye adanmaktan kaçınacak..

işte Rabbimiz nasip ederse.. imanlı kabre girersek.. yedi sülaleme yetecek sevab bu dediğimde.. bu gerçekti.. ki böyle olmakta benim gibi insanların yazgısıdır.. herkesin tersine gider.. herkesin yaptığını yapmaz.. herkesten ayrı bir yol açar.. bu yüzden de DELİ derler.. dediklerini tutturmayı LAM sırrıyla başarırsa dâhi ya veli sayarlar.. başaramazsa.. DEDİKLERİ tarihin kayıtlarında saklanır.. şimdi siber uzay ile bu daha açık ortaya çıktı.. bende üzerime düşen işlevi yapamamaktan ve verilen görevi gerçekleştirememekten ve istenilen ödevi sağlayamamaktan hesab veririm.

Sağlıcakla kalınız. Saygılarımla..
OSMANZİYA

(not: ben ve başkası bulunur.. ben ve öteki olur.. bu gayet doğal ve normaldir. Meslekler ve meşrebler ve mezhebler normaldir. Fırkalar ve zümreler ve cemaatler doğaldır. Biz sizi bir erkek ve kadından yarattık.. bir birinizi tanıyasınız diye şubeler (şeflikler) ve kabileler (milletler, ümmetler, devletler, medeniyetler) yaptık.. Allah indinde en keremliniz O'dan korkanınızdır. Allah âlim ve habîrdir. anlamında HUCURAT suresinin 13. ayetinde başkalaşım doğaldır ve fıtrattır ancak onu.. aşırı milliyetçilik ve mezhebçilik ile.. kötüye kullanmak yasaktır. Bu gibi toptan red ve toptan kabuller salih ve sağlam değildir.. diye düşünüyorum. Keza benlik yasaldır ve meşrudur ve fakat o benlikle başkasını yadsımak gayrımeşrudur ve yasadışıdır. Bu yasadışı yadsıma.. kişisel benlik ya da ulusal (dilsel) ya da dinsel (ideal) benlik olsun fark etmez. )

Yanıtınız için teşekkür ederim.. bu vesile ile konuşmayı sürdüreyim Azize Kardeşim: İmkandan vucuba geçmenin. yani beşinci boyuttan altıncı boyuta atlatılmanın adına İMAN deniyor.. eğer O'nun inayetiyle İMTİNA etmezsen.. bu önce taklidi imanla başlar.. tahkiki imana geçmek için artı çaba ile kesreti selb edip vahdeti icab etmek zor bir suale cevab vermektir.. Vacib-ül-Vucudu tanımaktır.

İşbu hiçleme ve hepleme.. yani kesret hiç yok ve vahdet hep var DEME yetkisini kullanmaya TANRI TANIRLIK adı verilir. Bunun tam tersine.. yani vahdeti selb edip kesreti talk etmeye de TANRI TANIMAZLIK denilir.

Tanrı tanırlık ve tanımazlık bir GİRİŞTİR.. bu imtinadan vaz geçen iman.. kesreti selb eden ve vahdeti icab eden islam.. OLMADAN kaçınılmaz doğumdan ve kurtulunmaz ölümden.. yan imkan ve mekan ve zamandan.. kaçınmak ve kurtulmak mümkün değildir.

Ancak MAKUL bir yola işaret edilir ve meşru bir yürüyüşe delalet edilirse.. TAFTAZANİ’nin tanımıyla kulun cüz’i iradesinin sarfından sonra Rabbın kulun kalbine ilka ettiği bir nur olan İMAN ile.. Tanrı SAYIRLIK sıratı ve Tanrı SANIKLIK istikameti açılır.. TANRI TANIRLIK ile açılan yol.. kendini ve başkasını TANRI sayma ve sanma bin bir isimle oynanan bir oyun ve öyküdür.

Bu oyunun gerçek yaşamla uyumunu sağlayan ve sağlayamayanların geçirdikleri halleri kültürel zeminde ve sosyal hayatta çeşitli şekillerde ve türlü suretlerde izleriz. Bu süreçlerin ilerleyişini resmi ve sivil filoloji ve teoloji ile filozofi ve teozofi olarak özetlerim.. yani Dil (philos)ve Din (teos) resmi LOGOS ve sivil SOPHOS arasında dalgalanır; DİL AÇISINDAN realist.. idealist.. septik.. doğmatik.. DİN AÇISINDAN teist, deist.. panteist.. panenteist.. ana hatlarda çeşitlenir. Bu anlattığım.. kuramsal açıdan şablonlama ve toptan konuşmadır.. pratiğe geçildiğinde ise Tanrı tanırlık ve tanımazlık ile sayırlık ve sanırlık biter.. TANRI TANIKLIK başlar.

işte bu halde her bir insan ve islam bir dünyadır.. dünyanın içinde dili.. dilinin içinde dini bulunur. Böylece ben söylerim siz dinlersiniz.. siz söylersiniz ben dinlerim.. ya da ben size söylerim başkası dinler.. başkası size söyler ben dinlerim.. bunun acıda face diyorlar.. böylece bu konuşmalar sürer gider.

Keşke bu konuşmalar canlı öğrenme ve diri düşünmeye geçse.. hakikatı anlamaya.. hakka inanmaya ve hürriyeti kazanmaya ve korumaya ilerlese.. elbette daha yararlı.. hele YBA dile yapılsa daha verimli hale gelecektir İnşaallah. Sağlıcakla kalınız.

Saygılarımla. Osmanziya 09.02.2024

DÜNYA

Doğumla girdiğimiz DÜNYA'dan ölümle çıkarız.. ancak girdiğimiz gibi çıkmayız bu mektepten ve çarşıdan.. mektebin imtihanlarını ve çarşının müsabakaların yaşayarak çıkarız.. ilki otuz yılımız eğitim ve terbiye ile geçer.. ikinci otuz yılımız da yönetim ve idare ile ile geçer.. sonra emekli oluruz.. çıkış günümüzü bekleriz.. oğlan iken koca olmuşuz.. bir de bakıvermişsin.. baba olmuşsun.. ondan sonra da hoca oluruz... siz ona dede deyin.. doğumun YEŞİL'i ile ölümün KIRMIZISI.. dünyanın renkli yüzüdür.. renksiz yüzü ile siyah ve beyaz değil gridir.. yaşam yeşil doğum.. sarı evlilik.. kırmızı ölüm.. dışında çarpıcı geçmez.. şans ve rizikosuyla dünyanın özet budur.. gereksinimlerimizi karşılar ve etliye ve sütlüye karışmadan mon-o-ton bir yaşam sürdürürüz.. pilimiz bitinceye kadar.. Gurdjief demiş ki.. kendini arayışı olmadan sadece gereksinimi için yaşayanlar sadece bir makinedir.. kendinden haberi yok.. iradesi yok.. bilinci yok.. uyku halinde bir robottur.. bir robot olarak hapishanede bile olduğunun ayırdın da değildir..
08.02.2018



Yaratan kötülük etsin diye ŞEYTAN diye bir varlık yaratmamıştır.. mülkün vekaletini verdiği müekkel melek ve ruhanileri vardır.. mülkün emanetini verdiği mükelllef cin ve beşer vardır.. bu mükellef varlıklardan şerri şer bilip ona koşan.. hayrı hayır bilip ondan kaçanlarına şey-tan adını veriyorlar.. bunun dışında hayrı şer bilip ondan kaçan.. şerri hayır bilip ona koşan normal cin ve beşerden kimseler.. bu şey-tanlarla birliktelikler kurabilirler.. bu bakımdan kendini ya da gerçeği arayan kimselerin bu arayışlarında samimi ve ciddi olmaları gerekir. Diğer taraftan Şeytan’ın etkisinden Allah’ın yardımı olmadan kimse kurtulamaz. Bu yüzden sadece besmele yetmez Euzu Besmele çekmek gerekir.

Bu bakımdan kimselerin arzu ve taleplerinde.. haml ve hükümlerinde.. sağlam ve sağlıklı olmayan bilgi ve buyrukları bırakıp kendini şeytanlıktan kurtarmaları asıl sorundur.. diye düşünüyorum..

bu yapılması oldukça zor bir iş.. amma olanaksız değil.. Allah yar ve yardımcımız olsun.

osmanziya 08.02.2018

altı sene önce yazılmış bir yazı.. DÜNYA' hakkında yapılmış bu tabloyu kısaca anlatmamış.. onu siz anlayacak ve anlamlandıracaksınız.. anladıklarınızı eleştirecek ve anlamlandıramadıklarınızı soracaksınız.. 09.02.2024

UMUTSUZ OLMA
Paul Valery demiş "Yaşamak için unutmak lazımdır.” sizde diyorsunuz ki Kimse unutulmayı istemez, öldükten sonra varsın kimse hatırlamasın ama yaşarken unutulmak çok zor arkadaşlar. ben yaşarken unutuldum aynı şehir de boğuldum.".. ben de diyorum ki; "dış"larında çok işi başarıp ünlü olanların "iç"lerinde istediği bir şey vardır.. unutulmak. Her şey zıddını çeker ya.. insanlar içlerindeki "Ürünün kadar onurun olur." çok çalışıp.. birlikte uğraşıp.. ortaya bir ürün çıkarma" başarısıyla ÜNLÜ olmayı elde ettiklerinde.. eskiden acıyla geçmiş mutlu günlerini düşünüp hep unutulmak isterler.. aslında. Yani Dış VE iç İLE unutulmak VE ünlenmek dörtlüsü garip bir şekilde çalışır. Çünkü bunun gerisinde çoğalmak VE beslenme İLE seslenme VE sevinme yasası bulunur.


Yani Dış ve İç ile İş ve De dörtlüsü AN'ın unut ve ünle tarafı ile AK'ın durum ve devim tarafıyla çalışarak çeşitli OLANAKLAR ortaya çıkarır. İnsan bu olanakları KENDİ'nin sanır.. halbuki bu işleri yaparken kullandığı özdeşlik (nedensellik) ve özgürlük (amaçsallık) ilkeleri kendine bir EMANET'tir.. hatta vehim ve hatır ile hazır ve hayal zeminine bile MALİK değildir. Binlerce koşulların ortaya koyduğu termo-dinamik YASALARIN ve Yüz binlerce kuralların ortaya koydu semio-sibernetik YASAKLARIN kuralların sonucunda verilen KARARLARIN uygulanmasının altından sadece kendisinin kalktığını mı sanıyor insan.. yanıldığı apaçık..

öyle siz kendinize verilen İMKANLARI ve FIRSATLARI ve TEHLİKELERİ bir arada düşünerek şansınız içindeki rizikoyu.. rizikolar içinde şans.. hatırınızdan çıkarmayın.. daha canlı cansız hepimizin ömrümüzün GEÇMİŞİ olan 15 milyar yılda ne yaşadık.. GELECEĞİ olacak 15 yılda ne yaşayacağız.. bunu tanınıçlı (ŞUURLU) ve inançlı (İMANLI) olarak düşünelim.. o zaman canımız sıkılmaz.. zaten ölmüş eşşek kurttan korkar mı ? Sağlıcakla kalın. Osmanziya



osmanziya 09.02.2024 üçyol izmir 14:48

Düzenleyen osmanziya - 09-Şubat-2024 Saat 15:04
IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk