ÂLEM
ALEM dizini içindeki dosyalar
insanı bilmek, bir nesne gibi yapı ve işlevini bilmek..
bir varlık gibi kuruluş ve işleyişini öğrenmek..
bir kitap gibi sahifelerini okumak..
demek değildir elbette..
ancak "insanı okuya-öğrene-bilmek" yeterli gelmezse bunları gerekli kalır. Eylem içinde olan insan ile düşünme içinde olan insan
ayrı bir fazda yer alır..
eğer meramımız insan ve muradımız bilmek ise onu öğrenmek yolunda insan kümesinde öğeleri.. insan dizinindeki dosyaları ve insan kitabındaki sahifelere bir göz atmak durumandayız..
buyrun sizi insan üzerine "düşünmece"ce çağırıyorum...
Dünya bizim şuur aynamızda yansıyan umumi bir âlemdir.
Öyle ise her birimizin yaşamı da hususi bir âlem olur.
Eğer böyle düşünüyorsak bu özel âlemimiz ve dünyamız dışarıda tasarruf ettiğimiz ayad (göz, kulak ve eller) ile içeride tasaddur yaptığmız fuad (uz ve us) ibarettir.
Ellerimizin kullanımı ile gönlümünüz çıkarımı, kuvvelerin işletimi ve latifelerimizi işlemi gibi karmaşık işleri görürler.. lakin bunların bize yansıyan görünümünü şu dört kelime ile özetlemek istiyorum:
Mesai ve maişet ile meşiet ve meşai..
Bunlar Arapça kelimeler yüce dinimin temeli olan Kur’an’ın sözcükleri de aynı zamanda.. bilim nasıl kaynak olarak batıyı kullanırsa benim ilmimin kaynağı da Kur’an-I Müciz-ül-Beyan olduğu için onun verdiği adlara baş vururum. Ancak bir dil olarak Arapça’nın Farsça’dan.. İngilizce’nin Almanca’dan farkı yoktur benim için.. doğu dillerininde farkı yoktur batı dillerinden.. dil dildir. Her kültür ve millete göre dinini ibare ve dünyasını ifade eder. Her bir insan TEK BAŞINA bir alem ve BAŞLIBAŞINA bir dünya olduğuna göre onun da bir MÜSTAKIL VE MUAYYEN bir DİL’I vardır. Benim dilimde böyle dörtlemelerle din ve dünya ifade edilmektetir.
Yukarıdaki terimlerin kökeni:
Say’ ve çalışma, maaş ve yiyim, şia ve seçim, meşai ve yönelim..
Çalışmayı emek, yiyimi aş, seçimi karar ve yönelimi yürüyüş belirler.
O zaman yukarıdaki dörtlüğü:
çalışma VE yiyim İLE seçim VE yönelim
olarak sabitleyebiliriz.
İki saptama var:
Ellerin kullanımı ile gönülün çıkarımı birrrr
Çalışma ve emek ile seçim ve yönelim ikiii
Şimdi biz sekiz malzeme ile yemek yapacağız.
Ancak bunu düz yazı ile yaptığımız zaman.. sahada bir yerine sekiz top olduğundan hangisini koşturacağız ya da bir merkep yerine sekiz merkep varsa hangisine bineceğiz kabilinden bir zorluk çıkar.. Merkep dediğim de nam-I diğer hayvan “eşşek” değil elbette otomobil.. zaten çağdaş beylerin muhabbeti futbolla arabadan ibaret değil mi..
İşte bu zorluğu nazara alarak bir “meydan” yaptık ki ve bu meydanı o kadar daralttık ki hepsini bir SAHİFE içine sığdırdık.. Örneğin yukardaki “ellerin kullanımı ile gönülün çıkarımı”nı şöylece levhamıza dikine yerleştiriyoruz:
kullanım
eller
---------------------ÂLEM-------------------
gönül
çıkarım
Ayadın (ellerin) tasarrufu ile fuadın (gönül) tasadduru derken dışarıdaki işletimler ve içerideki işlemleri murad ediyoruz ancak bunlara bir “yer” tayin ederek birini ”ÂLEM”in üstüne diğerin altına yerleştiriyoruz.. çünkü alemin yatay çizgisi bir ufuk teşkil eder ve bu ufuk çizgisinin altında görünmeyen işlem ve üstünde görünen işletimler yer alır.
Şimdi dört kelimeyi yerleştirdikten sonra geriye dört kelime daha kaldı.. şimdi onları dahi yerleştirelim bakalım ne çıkacak..
ÇALIŞMA
kullanım
eller
YİYİM
---------------------ÂLEM-------------------
YÖNELİM
gönül
çıkarım
SEÇİM
Şimdi sahifenin tam ortasına bir LİSTE yaptık.. yani yukarıdan aşağıda kelimeleri dizdik.. buna (levha/diyagram) diyoruz. Bu levhanın ayrı bir tek sahifede görülmesi ve gösterilmesi lazım.. fakat açıklama yapmak gerektiği için diyagramı böyle yazı içine alıyorum ve bu düz yazının sahifeleri ile karışıyor. Isterseni bunu bir de bu iletinin dizini içinde versiyon sıralı “tablo” larda bakın. Belki daha rahat göre-izleye-bilirsiniz.
Bu tablolara bakarsanız.. kutular ve yumurtalar görecekseniz. Böylece tablo bir bulmayaca döşünecektir.. Listedeki her bir kelimenin iki yanındaki boşlukları bir BULMACA gibi doldurmanız gerekecektir. Şimdi bunun içinde maalesef kağıdı ve kalemi elinize almanız gerekecektir.. üstelik bir de boş beyaz sahife aramazın lazımdır.. eğer bilgisayarınızdan çıktı alabileceksiniz size hazır bulmaca kağıdı vermek için çıktısını alabileceğiniz boş bir tablo yerleştirdim dizinin içine.. çıkartın ve yazın.. bir bulmaca gibi çözmeye çalışın..
İnsanın terbiye ve idaresinden.. (eğitim ve idaresinden) .. marifet ve muhabbetinden.. kuvvelerinden.. iştah ve iştiyakından.. latifelerin aşk ve merakından.. istihsal ve istihlakınden (üretim ve tüketiminden) mesailerin tanziminden ve emniyetin tesisinden.. ve yardımlaşma düstürünun teshilinden istidat ve san’at ile kabiliyet ve meharete kadar bir çok sözcük / ad/ terim / kavram bu kutuların ve yumurtaların içine konulacak.
Akıl kutusunun içindeki sözcükler ve zihin sepetinin içindeki yumartalarla bu kadar meşgul olsam ya septik ya da profesör olurdum diyenimiz çıkabilir.. onu bilmem.. bana düşen iştahını tahrik, iştiyakınınız teşvik, merakını tesvik ve aşkınınızı terhib etmektir.. kiminin iştihası çoktur da iştiyakı yok değilse bile çok azdır.. kiminin merakı varsa da aşkı yoktur.. kiminin aşkı varsa da merakı bulunmaz.. bazılarının merakı aşk derecesinde.. bazılarının aşkı merak derecesindendir.. bunlardan bazıları orta ve vasattır.. bazıları aşırı ve ifrattır.. bu yüzden bazıları yararlı bazıları zararlıdır. Hangimizde hangisi bulunursa bulunsun bir “insanı tanıma” ve orta yolu arama ve bulma yürüyüşündeyiz.. Bu yürüyüşte de istikameti aramak ve bulmak durumundayız bunun için sadece mideyi doldurmaktan başka zihni doldurmak, kalbi doldurmak ve elleri de doldurmak gerekiyor.
Allah akibemizi GÜZEL veahiretimizi İYİ etsin AMİN.
Sağlıcakla kalın.
Osmanziya
NOT:
İnsanın alemi bilmesi kendini bilmesidir.. olabilir.. insan alemi okurken kendini mi bilir.. olmayabilir.. şu âlem yazarken "a" harfinin üzerine takke giydirmek lazım.. giydirmezsek âlem "alem" okunur ki bu tek bir alem, demektir oysa âlem çok alemleri barındıran bir âlemdir.. alem gibi âsâr da var.. âyât da var.. âyân da var.. âmâl var.. bunlar "ÂLEM" deki "alem"lerin çoğuludur.. biz bunlar üzerine sünger çekerek sadece âyâd ve fuâd'dan söz ettik.. iyi mi ettik kötümü ettik fakat insandan bahsetmek bizde biz "tik" olarak kaldı ve belki de kalbimizin tik-tak'ları sürdüğü sürece dik-kat'imizi buraya vereceğiz.. taki yöntembilimsel analiz bir tâlib buluncaya kadar.. Yoksa biliyoruz aşkı bulduktan sonra ilim bir kıl-ü-kal'den ibarettir. Kıl ü kale devam edildiğinde âyân’ın ayn’lardan, âmâl’in emellerden, âyât’ın ayetlerden ve “âsâr’ın eserlerden ibaret olduğu bunların insanın akıl, kalb ve ruh’una hitap eden alametlerden bulunduğu kabul edilmiş olacaktır.
DUYURU
Sentaks / sözdizimsel / BEYANÎ eksikliklerim VE
semantik / anlambilimsel / MAANÎ yetersizliklerim
için düz yazıdan özür dilerim.
UYARI
Düz yazı bahane.. şemalar şahane.. yazının dizinindeki tabloları izlediğinizde imgelemiş ve irdelemişte olacaksınız isterseniz.. böylece emellerine nail olacak ilmi AÇIKCA görmüş ve hatırınıza sail olacak iradeyi SEÇİKCE örmüş bulunacaksınız.
www.yontembilim.com
www.osmanziya.com
www.insan-bilim.com
http://groups.yahoo.com/group/BAKARA/
http://groups.yahoo.com/group/oku-ikra/
http://groups.yahoo.com/group/yontem-bilim/
http://groups.yahoo.com/group/insanbilim/
http://sites.google.com/site/yontembilim/
http://sites.google.com/site/insanilim
|