ALET

ALET dizini içindeki dosyalar

ALET, Arapça kökenli bir sözcük. Araç / vasıta.. aracı./vesile anlamında kullanılan kelime olarak dilimize yerleşmiş. Alet ya da cihaz; Türkçe aygıt anlamında bir sözcük. Driver yani sürücü bir alet olduğu gibi divice yani aygıt da bir alettir.. driver donanım için kullanılan YAZILIM aracı olduğu gibi divice dahi yazılım için kullanılan bir YAZILIM aracı ve aygıtıdır.. Bilgisayar bilgim yeterince derin olmadığı için bunu kesin olarak bilemiyorum.. ancak şunu açık ve seçik olarak biliyorum ki BİLGİSAYAR’ın kendisi de yazılım ve donanım ile kullanıcı ve makine dörtlüsüyle İNTERAKTİV yani karşılıklı etkileşim içinde bir çağdaş kalem, çağdaş cihaz ve çağdaş alettir. CİSİM cansız BEDEN canlı bir alettir. LİSAN nakle bir alettir.. akıl ise kalbe bir alettir.. kelam ilme bir alettir. Bunlarla çalışan MEDENİYET ise beşeriyetin bir alettir.. beşeriyet medeniyet aletini kullanıyor.. fakat medeniyeti kullanmasıyla kullanılan BEŞERİYET kimin aleti ?

Yazılım aletleri.. donanım aletleri.. beşeriyet aleti.. medeniyet aleti.. yani maddi ve manevi makinalar kim tarafından programlanıyor ?

Köleler kralların aleti.. Yaratılanlar Tanrı’nın aleti.. Tanrı ise alet olmayan ve fakat aletleri yaratan ve kullanandır.. fakat kullandıklarından yararlanıyorsa o da bir ALET olacaktır… Yaratan SAMED’dir yani herkesin ihtiyacı olan aletleri veren ve fakat kendisi alete muhtaç olmayandır.

Şimdi alet ve araç olan ve fakat amaç olmayan her nesne ve kimse bir alettir.. insan olan kimse, AMAÇ sahibi olmakla anlamı olan ve araç olmayan bir var oluş haline gelir.

Yaratılan.. yapılan.. öğrenilen.. kullanılan.. yararlanılan her nesne ve kimse bir araç olur.

Gözlük göz için bir alettir.. göz beyin için bir alettir.. beyin beşer için bir alettir.. beşer kimin için alettir ?

Bacak güzelliği yaratılan arık için alettir.. kol gücü yaratılan arak için bir alettir.. daha kibar bir deyimle GÜZELLİK sevgi için bir alettir.. İYİLİK saygı için bir alettir.. dişil arık ve eril arak ile ortaya çıkan ÇOĞALMA VE ÇEŞİTLENME ne’yin için ve kimin için bir alettir..

Nesneler kullanılır ve yararlanılır.. kimseler ise sevilir ve sayılır..
çünkü nesneler araç.. kimseler amaçtır.
Ancak insan kendi fıtratını bozarsa
Nesneler amaç ve kimseler araç haline gelir.
En başta kendisi olmak üzere kendini eşya ve emlak uğruna harcar.
Mobilyasını çizen çocuğunun yüzünü tokat ile çizer.

Alet şekilde görüldüğü gibi sağda atalet solda batalet ve yukarıda dalalet olur.
Devam eden dalalet ile de alet nalet haline gelir:

-------------------- DAL ---------------


BAT ---------- ALET ------------- AT


--------------------- N -------------------

Alet Türkçe olarak Araç olarak karşılansa da ben ona İLEÇ demeyi uygun buldum.

Vasıta / Araç

Vesile / Aracı

Vetire / Süreç

Alet /    İLEÇ

Cihaz / Aygıt

Bunların hepsi bir kimse veya nesne ile bir nesne veya kimse arasında duran nesneler ve kimseler..
Bunlar kimse ise vesile nesne ise vasıta diyoruz. Ve hep arada ve ortada bulunanların GENEL ADI’na da alet adı veriliyor. Aletler vasıta edilen nesneler ve vesile edilen kimselerdir.. yani ileçler aracılık eden kimseler ve nesnelerdir. En büyük kimse ileç’ine ELÇİ ve en büyük nesne ileç’ine ÖLÇÜ diyoruz.

Bu aracılık iş ve işlemlerine de vetire / SÜREÇ diyoruz.. sürücülük işini yapan nesne ve kimselere de driver.. şoför.. seyis.. deniliyor.. Türkçe’mizde bunun adı belli SÜRÜCÜ.. bizde ten atımızın ve beden arabamızın sürücüsüyüz. En belli başlı atımız.. diğer atlarımızı kullandığımız atımız bu.. sonuçta en derli toplu aletimiz ve ilecimiz de bu.. onun ile yaptığımız işlemler ve işletimler içinde en belli başlısı beyin ile baş parmak.. David Hume eli en büyük mucize görür Emanuel Kant ise ona dışarı doğru uzanmış beyin adı veriliyor.. Maymun ve diğer primatlarda elin BAŞ PARMAĞI’nın konumu insan gibi manüplasyon yapmaya müsait değil.. suretlerin en güzeli GÖZ aleti   ise en kullanışlısı EL aletidir.

Fakat nedense aklımıza hep alet-i TENASÜL gelir.

Bu ileti dizini içindeki diğer tablo ve dosyalarda burada söylediklerimizden çok daha fazla söylenmiş sözler bulacaksınız ALET hakkında.. gaye ve vasıta.. menba ve hedef.. alet ilimler ve a’la ilimler.. bizim eski dilimizin kazandırdığı ŞEKİLLER…bu şekil ve tasarımlar ile kullandığımız DİL de dünya ve dinimizi inşa.. imar ve tamir etmekte kullandığımız en büyük alettir. Onu iyi tanımalı ve iyi kullanmalıyız.. aksi halde onu kendimize GAYE ve AMAÇ yaparak bizi kullanmasının önüne geçemeyiz.. ve daha kötüsü bunun farkında bile olamayız.. en büyük ideal.. en büyük gaye.. en yükek iş.. en yüce eylem olarak kendi elimizde koyduğumuz AD’ın kölesi ve kendi işimizle yaptığımız SANRI’mızın kulu oluruz..

Örneğin büyük TÜRKİYE.. büyük İNGİLTERE.. büyük YUNANISTAN büyük İSRAİL.. yok birbirimizden farkımız biz OSMANLI BANKA’yız demeye mecbur kalırız. Aksi halde buna benzer bir yanlışla Hz. Ali Soyunu katledildiği gibi Evlad-ı Rasul gadre uğrayacak.. Allah korusun.
kalın.

OSMANZİYA

Sentaks / sözdizimsel / BEYANÎ eksikliklerim VE
semantik / anlambilimsel / MAANÎ yetersizliklerim
için düz yazıdan özür dilerim

.

NOT:
Evet, aslında benim kullandığım sistemde
cümleye, kelimeye hatta harfe de ihtiyaç yok…

http://groups.yahoo.com/group/BAKARA/
http://groups.yahoo.com/group/oku-ikra/
http://groups.yahoo.com/group/yontem-bilim/
http://groups.yahoo.com/group/insanbilim/

www.yontembilim.com
www.insan-bilim.com
www.osmanziya.com
www.mustafabugucam.com.tr



http://sites.google.com/site/yontembilim/
http://sites.google.com/site/insanilim

FATİHA-İ ŞERİFE ANAHTARI



FATIHANAHTARI dizini içindeki dosyalar



Aletten bahsettik.. bazı aletler vardır.. cami bir alet ve toplayıcı bir ileçtir. Besmele gibi.. Anahtar gibi.. sanki bunlar bir ana ihtardır.. kilitlerin miftahları da böyledir.. ev var ise bunun kapısı vardır.. kapı varsa bunun kilidi vardır.. kilit varsa bununda bir anahtarı ve miftahı vardır.. enenin bir anahtarı.. nefsin bir anahtarı.. Kur’an-ı Mu’ciz-ül-Beyan’ın bir miftahı yani feth eden ve açan bir anahtarı olmalı.. yoksa muğlak ve kapalı kalır. İmamı Nursi (R.A) buna esrar-ı şeriat adını veriyor. Rububiyet ve ubuiyet dairesi ile vech-i risalet ve velayet.. Bu gibi konuları geçmişte çok anlattık.. seslendirdik ve fakat bu güne kadar ses getirmedi.. sanırım gözümüzde yanlış bir alet-i gözlük vardı.. görmedik ve gösteremedik.. belki bundan sonra İnşa-Allah görür ve gösteririz.

Bu iletinin dosyalarındaki tabloları versiyon rızasıyla izlerseniz.. size yol gösterecektir.. yol bizi bir yere götürür.. eğer uygun adımları izlersek.. yanlış adım atmazsak.. doğru adım atmanın adına İSTİKAMET diyebilir miyiz ? istikamet KIYAM etmekten gelir.. yer yüzündeki sabit bir adreste sürekli konaklayan bir adam orada oturuyor ve kıyam ediyor yani ikamet ediyor demektir. Amma hareketli bir adres söz konusu ise yani YOLCULUK ediyorsa bu İSTİKAMET’e dönüşür. Nereden gelip nereye gidiyorsun.. hangi memleketten kalktın da hangi gurbete seyahat ediyorsun.. bunu bilmek seyr ü seyahayetin şiarıdır. Yoksa nasıl yolcu olabilirsin ki.. Adem babamız dünyada İKİ kablo ile geldi.. birini cennetten birini de cehennemden getirdi.. onu da yerlerine götürüyor.. amma biz şaşırdık dünyayı cennet edeceğiz diye cehenneme çeviriyoruz.. en azından, asrı saadetler dışında.. bu beş bin senedir leş bir teneşire çevirdik yer yüzünü.. Musevi.. isevi ve muhammedi asrı saadetlerini Yahudilik ve Hristiyanlık paftası ya da sia ve sünni yaftası altında KAN GÖLÜNE çevirdiysek.. hak ve batıl savaşı adı altında hakiki adaleti yapamadıysak ve hakikatın hakkını vermediysek bunun bir sebebi var: Yer yüzü gemisi haşir meydanına olan yolculuğunda.. içinden bitirdikleri ile içine batırdıklarıyla beraber.. çok acib hareket ve pek garib bir faaliyet içinde iken biz bunları göre göre alıştık.. daha kötüsü seker ile gevşedik ve meker ile tavsadık ve yolculuğu unuttuk.. setr ve gışavet-i ayad ve hile ve huda-yı fuadımız ile dünyayı ikametimiz ve aslı vatanımız olarak görüp ahiret istikametine gidişimizin farkında değiliz.. günde kırk kez yaptığımız bu “istikamet” duası ile bunun hatırlanmasını istiyoruz.. amma görsel ve işitsel dünyanın çekici ve çelici talep, emel ve arzularıyla başa çıkamıyoruz.

Vehim ve hayalimizi DİRAYETLİ kullanamıyoruz..

Ayniyet ve hürriyetimizi HAKİKATLI kullanamıyoruz..

İlim ve irademizi İŞARETLİ kullanımıyoruz..

Fikir ve zikrimizi DELALETLİ kullanıyoruz..

Kitabet ve kıraatımızı İNAYETLİ kullanamıyoruz..

Harekat ve ameliyatımızı HİDAYETLİ kullanıyoruz..

Evet, beşeri anlamıyoruz.. insanı bilmiyoruz.. kendimizi tanımıyoruz.

İSTİKAMETİMİZİ bulamıyoruz.. hatta bazen sormuyoruz .. hatta aramayoruz.

Bu yüzden insani FAALİYETİMİZ
İslamiye istikamete dönüşecek bir güzel çıkarım ve iyi bir kullanıma çevrilemiyor ve evrilemiyor…

Mevhum rububiyetimiz ve mecazi malikiyetimizin farkında değiliz.

Bu işler kolay değil.. benim anlatmam ve sizin anlamanız için belki benim yaşamam ve sizin düşünmeniz gerekiyor.. ve çoklarının bu düşünme düzeyinden yaşama seviyesine çıkması için bir fırın ekmek yemesi gerekiyor.. yani anlama ve anlatma üzerine tahsil ve uzmanlık etmesi isteniyor.. yöntembilim.. insanbilim.. islambilim.. milim milim BİLİM gerekiyor.. amma bunun için önce OKUMASI gerekiyor.. öyle olmasa idi Din-i Mübin-i İslam’ın ilk emri OKUMA olmazdı..

Eğer okusa idik.. beyn-el-havf-ve-er-reca dengesini öğrenir İSTİKAMETİ bulma umudumuzu kesmezdik.. Zaten kesmedik.. milletçe ve ümmetçe okuyor ve sorunlarımızla boğuşuyor ve sorumluluklarımızla uğraşıyoruz. Giderek daha iyiyi gideceğiz.. demokrasimiz kaliteli.. laikliğimiz nitelikli olacak.. Öyle bir düzen getireceğiz ki dileyen göğsünü gere gere ben ATEİST’im diyebilecek.. çünkü hakikat-ı iman ve hakk-ı islam.. o kadar çok açık ve seçik olacak ki hürriyet-i şeriyye TAĞUTLARIN cebinde ve meşveret-i meşrua YEZİDLERİN dolabında saklı olmayacak.. çünkü bu makbul yakin-i iman ve meşru amel-i teslim.. yani insaniyet-i kübra olan İslamiyet.. insaniyetin ortaya çıkmasıyla hızla gönüllerden ellere yükselecek… bizde bu insaniyet için çalışıyoruz… gelin siz de yardım edin.. çünkü geçmiş ümmetler ve mazideki Müslümanlar ne zaman imanın ilim ile bağını kopardılar.. islamın insan ile ilişkisini kestiler.. o zaman kuvvet başkalarının eline geçti bu günkü gibi haklarını koruyamaz hale geldiler.. şimdi ki durumda aynen bunu gösteriyor..

ALLAH yar ve yardımcımız olsun.

ALLAH akıbetimizi güzel ve ahiretini iyi etsin.

ALLAH istikametimizi atalet-i hayır ve batalet-i şer ve mukavemet-i teslim ile bozmasın.

Amin ecmain.   


OSMANZİYA

Sentaks / sözdizimsel / BEYANÎ eksikliklerim VE
semantik / anlambilimsel / MAANÎ yetersizliklerim
için düz yazıdan özür dilerim

.

NOT:
Evet, aslında benim kullandığım sistemde
cümleye, kelimeye hatta harfe de ihtiyaç yok…

http://groups.yahoo.com/group/BAKARA/
http://groups.yahoo.com/group/oku-ikra/
http://groups.yahoo.com/group/yontem-bilim/
http://groups.yahoo.com/group/insanbilim/

www.yontembilim.com
www.insan-bilim.com
www.osmanziya.com
www.mustafabugucam.com.tr



http://sites.google.com/site/yontembilim/
http://sites.google.com/site/insanilim



Düzenleyen osmanziya - 23-Ağustos-2014 Saat 09:16