DÜNYA NEDİR ?

DUNYA dizini içindeki dosyalar


20150310_115447_DUNYA.rar


Yöntembilimsel analizde hiçbir sözcük tek başına kullanılmaz.. anlam çerçevesinde onunla ilgili terimler ve ona benzer kavramlar.. her benzerin ya özdeşi ya karşıtı vardır.. ya ortağı ya da ayrığı vardır.. bunu DÜNYA dizini içindmeki HEP dizini içindeki tablolarda göreceksiniz.

Göreceksiniz derken elbette öreceksiniz de demek istiyorum.. çünkü ben görçeklerden değil gerçeklerden bahs ediyorum ve onlarda görsel ve işitsel duyulabilir dünyanın elemanları değildir.. cismimizde değil zihnimizle görebiliriz onları ve ancak onları görmeye terbiye edilmiş bir mentalite ve mantık ile.. yöntembilimsel analiz dilini öğrenip, kullanıp ve yararlanıp bir iletişim ortamı kuruncaya kadar aşağıdaki gibi meraklı ve gizemli düz yazılarla oyalanmayı sürdüreceğiz anlaşılan.

Cuma beyin bir iletisiyle başladı aşağıda konuşmalar:
Şeytan kimisini kötülüklerle, kimisini iyiliklerle aldatır. Kimisini dünyanın yalancı güzellikleri ile aldatır, kimisini de ilmiyle ameliyle aldatır. Ona der ki: sen dünyanın en bilgili, en akıllı, en çok ibadet eden adamısın. Herkes sana hürmet etmeli, sözünü dinlemeli. c.ö.

Cuma ÖZÜSAN gerçekten değer verdiğim..   hakîm ve ârif bir insan. Allah razi olsun. Ömrüne bereket versin değerli bir ağabeyimiz.

Rahmetli Haluk Nurbaki "vesvasilhannas"ın nefis ve şeytan evliliğinden çıkan bir veled-i zina olduğunu söylerdi.. Kitabın son iki suresindeki dört faktörden en önemlisi "Heves".. bu aslında heva, hırs ve hased gibi bir "faktör" değil de bir "aktör" olduğu düşünülebilir bu tanımla.. üstelik bu bir tek faktör ya da tek bir aktöre karşı rububiyet.. melikiyet.. uluhiyet .. katmanlarından sığınma ve istaze istenilmesi öneriliyor. HEVES, gurur, riya ve kibirden müteşekkil ve insan GRK eden bir karanlık.. Bunun DİL olduğunu da düşünüyorum. Şeytan gibi açık ve seçik kötülük değil de beşeri arzu ve talepler dahi ve hatta meşru hizmetler ve ücretlerde içerdiğinden şeytandan da tehlikeli hem insi hem cinni bir felaket.. Allah korusun. Amin. Oz


Nurbaki Hocanın kitapları da var.. rahmetelinin körfez savaşı yıllarında Ankara Numune camiinde verdiği vaazları da var.. veledizina kaynağını tam hatırlamıyorum.. aslında meşru olmayan birleşme ürünleri için kullanılır bu sözcük.. aslında şeytan ve nefis tam birbirine uyan ve zaten bu iş için birbirine biçilmiş kaftanlar.. şeytan küçülünce nefis olur.. nefis büyüyünce şeytan olur.. demek bunların orta bir yerleri ve durumları ve konumları var ki şeytan şeytanlığın nefis nefisliğini yapamadığı bir gayrımeşru durum ortaya çıkıyor.. her şey kaynakta aranmaz.. sıhhat ve sağlamlık için kaynak aramak gereklidir.. amma hep rivayet ile işler yürümez.. DİRAYET dahi gerekir ki bu durumda duyumsamanızı.. ayırt menizi ve değerlendirmenizi çalıştıracaksınız.. atacaksınız fakat desteksiz değil.. tutturmak istiyorsanız kriter ve ölçülere de riayet edeceksiniz.. fakat malum çocuk yürürken önce elden tutulur.. sonra önüne bir araba verilir.. bir de bakmışsınız ki tıpış tıpış yürüyor.. cocuk düşünce veledi de öyledir.. önce taklid eder.. sonra rivayet eder ve kaynak arar sonra dirayetle düşünmeye ve konuşmaya başlar.. böylece önüne açılan yaşam sınavında mevmum rububiyet ile hakiki ubudiyetini işletir bu kendi dirayeti ve başkasından rivayetlerle.. oz


Dünya.. tagut.. nefis.. şeytan.. bu dörtlüyü dikkat.. ve bütün bunların merkezine ene/ ben / ego / denilen özeği koy.. bu ENE nefisle birlikte bir odak teşkil eder.. bir odak iki kenar demektir.. dik dörtgen ya da parabol ya da hiperbol.. dörtgen olursa.. uzun kenarlarına DÜNYA kısa kenarlarına ŞEYTAN de.. dünyanın ardına TAGUT’u ve şeytanın önüne NEFİS koy.. muhteşem bir KURGULAMA olur.. ancak bu kurgunun muazzam haline DİL diyebiliriz.. Öyle ki orada bunların hiç birini göremezsin.. bir de nefis akılla.. şeytan kalble.. dünyanın tağut ferdin ruhu ile işbirliğine başlamışsa.. bu halde senin misyonun sırrını kurtarmak ve mesajında kendini bil olur.. işte size örten dörtlü "örtçü".. sonuçta bize ciddi bir yöntembilim.. samimi bir insanbilim.. safi bir islambilim gerekir.. Allah yar ve yardımcımız olsun.. Amin.



Şimdi bu yazı içindeki tablolarda “dünya” denilen tabiat ve tarih yanı olan EVREN, akıl ve kalb yanı olan İNSAN ile birlikte bir VAR OLUŞ.. aynı zamanda dünya, “dyl” ile belirlenen ve “dyn” ile biçimlenen bir var oluş ve aynı zamanda dili ve dini karşı etkisiyle değiştiren bir öge… bazıları yalın dünyayı bu kadar karmaşıklaştırmama kızıyorlardır.. kızsınlar.. zaten kızgınlıkta kuşku, keşke, küskü ve kıskı ile ortaya çıkan başka bir dünya karanlığı.. ve bunların hepsini bir SEPET gibi kafamızı geçiririz.. fazla ürkmeyin diye sepet diyorum aslında o kafamıza geçirdiğimiz bir corap ya da daha insanflı bir deyimle sırtımızda taşıdımız bir kabuk.. salyangoz gibi.. tosba gibi.. işte dünya YÜKÜNÜ tanımlamak suretiyle insan kendinde bir hafiflik hisseder.. ya nedir bu üzerimizdeki bilgi ve buyruk yükü.. söz ağırlı.. değer hamallığı.. LA YÜKELLİFULLAHİ NEFSEN İLLA VÜSAHA … Allah vüsatımız kadar yani taşıyabileceğimiz kadar yük yükler diyor her yatsıda okuduğumuz bakara sonu olan aşir.. fakat biz haşre öyle bir yükle gideriz ki keşke bunu yüklenmeseydik diyeceğiz.. ulan dünyayı kurtarmak sana mı kaldı.. sen kendini kurtaraydın be sersem.. bu dosyaları dünyayı kurtarmaya kalkan DELİ bir arkadaş için hazırlardım.. o kendini bilir..

Sağlıclakla kalın..

Osmanziya

işte size bir dünya resmi.. enlemleri ve boylamları olan bir küre değil dik dörtgen.. başlangıç boylamı: salah.. sıhhat.. galabe.. feyz.. ekvator enlemi: vucub.. yusr.. makul.. muhal.. usr.. imtina..