Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Dünya
 YöntemBilim Forumu | Genel | Dünya
Mesaj icon Konu: islamiyet ve teslimiyet Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2604

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: islamiyet ve teslimiyet
    Gönderim Zamanı: 17-Nisan-2015 Saat 02:24
İSLAMİYET VE TESLİMİYET.. SELAM VE SELAMET.. kökü SLM.. dört ayrı sözcük.. bu kök ve pınar şu iki denizi besler.. ibadet ve istiane.. Allaha tapmak ve kulluk yapmak.. ibadet öylesine çeşitli ve istiane öylesine türlü ki.. biz esma adedin selam ve hüsna sayısınca selamet veriyor.. Namazın sonunda "Allahümme entesselamı ve min keslelam tebarekte ya zelcelalı ve velikram" diye bitiyoruz. namazdan zamana geçtiğimizde ise için müminlerin selamünaleyküm deyip selamlaşmaları..

Peki SLM'in emanetten ya da yemin, yümin ve imandan ne farkı var ?

vicdan.. cud ve zengin olan.. ciddi ve engin olan.. ceddinden kopup gelen bir v.cuddur. bu vucud içerde vicdan dışarıda beden olarak görünür.. ve tebarekesmük ve teala ceddük derken.. yatay isimleri dikey sıfatlarla tamamlarsın.. esmada sıfata geçersin.. cdd.. isimlerin sıfat haddleridir.. iki had vardır biri kalbindeki insaf ve adalet.. diğeri aklında iktisad ve musavat.. hiç bir nebi gelmese de.. hiç bir kitab inmesede.. bu kök ve temel kalbine ve kafana yerleştirilmiştir.. Kant bunu AHLAK yasası olarak formüle etmiştir.. nasıl göğe baktığında yüreğinde bir ürperti duymuşsa.. o yüreği ahlak yasası içinde aynı şekilde ürpertmiştir.. hasılı bizim sorunluluğumuz dışımızı ve sorumluluğumuz ise içimizi kuşatmıştır.. bunun farkında olup olmamak ise bir beşeriyet düzeyi ve insanlık yüzeyidir...

tevhid.. düşünmesi rahat ve söylemesi kolay bir davadır.. fakat uyulması ve uygulanması oldukça zor bir iştir.. bu yüzden islamın teorisi kolay ve fakat pratiği zordur.. oysa küfür tersine inanılması zor ve fakat yaşanması kolay bir davadır.. teori ve pratikteki bu zorluk ve kolaylık insana özgürse seçme imkanı veren ve dayatmayan bir sunumdur.. fakat Allah bazılarımıza bekanın ve kalıcığın ışığını gönlümüze yansıtarak.. zorluklara katlanma gücü vererek.. karanlıklardan aydınlığa çıkarıyor (bakara 257) bize de işlediğimiz günahlar karşısında koru ve umut arasında durarak O'na yönelme düşüyor..


kontrol.. ve koordine.. kontr.. ol.. ontolojik bir gerçek.. varlıklar ve oluşlar yaratılış ve buyruluş ekseninde dönerken dayatım ve deneyim yörüngesinde yönelirken çoğalma.. beslenme.. seslenme ve sevinme yasalarının etkisinde alemlerini zaman ve namaz ile nizam ve mizan evirip çevirirler.. böylece göstergeleri ve görüngüleri okuyarak görüntü ve gösterileriyle DÜNYAYI doldururlar.. desem gördüğümü değil ördüğümü söylerim.. ancak gördüklerim ile ördüklerimi birbirinden ayıracak yetenekte olmadığını hemen belirtirim.. ve üstelik bunu söyleyecek ve söyleyebilecek bir babayiğitte tanımıyorum.. öyle ise bize düşen.. düşündüklerimizi tartışıp eleştirebilecek bir DÜŞÜNME platformu aramak, bulmak ve kurmaktır.. böylece daha isabetli ve ihtiyatlı örmüş ve görmüş oluruz.


Elbette şuur fark etmek ve kadr etmekten ibaret değil.. hayatım tahassüs ve duyumsamalarından başka.. taharri.. teveccüh ve takarrübleri de bulunuyor.. itaat ve tatbike başlamadan önce tasavvur.. takdir ve tasdikleri dahi bulunuyor. Ancak bütün bunların sağlam ve sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilmesi insanı birey ve toplum olarak "kullanmak" üzere geliştirilen ve yetiştirilen güdümlü psikoloj ve amaçlı sosyoloji ile değil belki her bir insanın kendine sahip çıkarak kendini tanıması.. haddini bilmesi ve değişimi kavraması yoluyla insanbilimi yapabilmesine bağlıdır. Biz böyle bir bilim yapmaya aday yöntembilimsel analizi inşa etme uğruna zerrelerimizi ve hücrelerimizi tabiata zerr ve tarihe cerr ettik.. desem şirk koşmuş olur ve şükürden uzaklaşırım.. Bize sadece dinlerin tarihi birikiminden ve milletlerin uygarlık kazanımından yararlanarak sağlam ve sağlıklı bilgi ve buyruğun olanağını araştırma ömrü ve fırsatı verildi o kadar.

insanın kendini kontrolu ve denetlemesi.. imanın yakiniyeti ile amelinin sekineti kadardır.. imanı ise bilgisi ve ameli ise emeli kadardır.. bilgi ve emeli ise samimiyeti ve ciddiyeti kadardır.. samimiyeti ve ciddiyeti ise gayreti ve himmeti kadardır.. gayreti ve himmeti sebatı ve davamı kadardır.. sebat ve devamı ise hakkaniyeti ve sabrı kadardır.. ve özellikle namazlarında Kur'andan feyzi ve nasibi kadardır.. bunun dışında çoğu zaman zuhurat rüzgarına tabi bir yaprak gibidir.. buna konjonktür adı verilir.. konjonktür.. rüzgarın bulutları ve tozları yönettiği gibi genel istatistik yasalara göre toplumların yönlendirilmesi ve yönetilmesi anlamına gelir. Bu konuda dünyanın kölelerinin ve krallarının bir farkı yoktur. Hepsinin medyası farklıdır ve fakat müslüman Kur'anın medyasına açık olduğunda evlad-ı rasülün etrafında kümelenecek bulutlar halinde rahmet yağmurlarına vesile olmalıdır. Bu ubudiyetten halisiyete.. rububiyetten safiyete.. rivayetten dirayete.. halktan hakikata.. menfeattan maslahata.. kuvvetten hakka geçtiği kadar olacaktır. Öyle ise seksin ve siyasetin ağdasından kurtularak seks gibi siyasetimizi de kutsallaştırmayarak.. siyasetimizi seks gibi doğallaştırarak ki dünyamızı düzene sokabiliriz. Çünkü bu ikisi dünyanın odağıdır.. iki merkezidir.. insanın görmek aşkı ve göstermek merakıdır.. (not: seks diyence gayrı meşru cinsellik akla gelebilir.. hayır.. cinsellik ve seks.. türselliğimiz bir işlevidir.. en evrensel işlevdir.. unutulacak ve göz ardı edilecek hayvani zevk değildir.. onu yemek ve içmek ihtiyacımız gibi meşru ve makbul bir şekilde istimal ve istihdam etmedikçe tatmin edilmeyen ekonomimiz gibi.. tahkim edilmeyen ahlakımızı bizi bozabilir. Müslüman erkek ve kadın.. gerek içeriden yanlış ahlak ve terbiye telakkileriyle ve gerekse dışarıdan tek eşlilik ve cinsel eşitlik perdesi altında edilgin.. sümsük ve sünepe hale getirilerek ekonomik ve politik gücünden yoksun bırakılmıştır.)


IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2604

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: 17-Nisan-2015 Saat 11:54
Siborglar.. bionikten kayaklanan gelceğin robotların öncülük edecekler.. bunları yapan kim ? Kimler onlar ? Sanki başkaları gibi konuşuyorsun.. makineler yapan makinenin kim olduğunu bilmiyor musun ? ben.. sen.. o.. onlar.. anlar biz'iz. ey aziz. Bilgilerin birikmesine.. araçların gelişmesine.. birikim ve gelişim kazanımın artmasına.. yani meksubata ve keşfiyata dayanan uygarlığımızın yaptığı olağan üstü işler.. hep birimiz için olağan istidat ve san'atların toplu ve toptan görünümüdür. Parça parça süreksiz minik su damlacıkların kocaman süreksiz bulut görünmesi gibi bize muazzam görünen bu UYGARLIKLAR.. kültürler.. diller.. dinler.. birleşerek ortak bir DÜNYA meydana getirir.. aynen dünyada olduğu gibi başka dünyalardaki dünyalarda böyle telahuk.. teraküm.. tekessür ve tekemmül ettiklerinde ortaya çıkan sonuçlara bakıp bu MEDENİYETLERİN altındaki AMİNİYETLERİNİ unutmamak gerekiyor. Hasılı bizler birer hücresiyiz uygarlığımızın.. hologramik bir yapıda her bir birim bütünü taşır.. öyle ise içimizdeki bütünü görmek gerekiyor şaşırmamak için…
Bizi kullanacak makineler mi yapıyoruz ? The Matrix’in mesajı bu.. daha doğrusu uyarısı.. insanların giderek hayvanlaştığı.. makinaların giderek insanlaştığı gelecekte.. en yakın tehlike kendi ellerimizde yaptığımız yapay zeka.. hepimiz.. pro-tasar ve pro-karar üreten bilgi bankaları ve robotları geliştirmek için.. parça parça.. yeti, yetenek ve yetkilerimizi birleştiriyoruz.. deli gibi.. ilk kuşak makineler kas gücümüzün yerini aldı.. ikinci kuşak makineler hafıza ve zekamızın yerine alıyorlar.. üçüncü kuşak makinelerde her halde bizleri "kullanacak"lar.. eğer "dil" ve "din"i böyle tepe tepe kullanırsak.. "dünya" olacağı bu.
insan uyanıyor.. uyandığını da hikaye ediyor.. bunun adına BAŞKASINA anlatılırsa ögüt ya da KENDİ anlarsa öğrenme diyoruz.. ama güzeli öğrendiği bilgiyi uygulamak ve buyruğa uymak.. böylece ögütten örneklemeye ve örneklenmeye geçmek.. bu ise uykulamalı değil uygulamalı yapılan bir şeydir fizik dünyada.. sanal ve uykulamalı dünyada uygulamalı değil uykulamalı işler yapılır.. siber uzay eğer yerinde kullanılırsa sadece bize HIZ sağlar.. başka bir şey değil.. aksi halde vakti geçiren ve ömrü tüketen bir ortamdan başka bir şey değil.

"devletler ve milletler muharebesi tabakat-ı nevi beşer muharebesine terk-i mevki ediyor.. beşer esir olmayı istemediği gibi ecir olmayı da istemeyecektir." diyor İmamı Said Nursi bu gün kuvveti ve insanı yitiren islam.. yine geçmişteki gibi güçsüz ve yalnız kaldı.. yine de güçlüleri korkutuyor.. dünyanın efendileri kendi elleriyle terörist ettikleri islam dünyasının alem-i islam haline gelmemesi için ellerinden geleni yapmaktalar.. ancak korkularının ecele bir faydası yoktur...
beşeriyet.. hayvan değil çizmişim.. insanda değil.. Kitabımızda ademoğlu.. beşer.. insan.. nas.. mümin.. diye hitap edilmiştir.. Nas hem cinni hem insi yani insaniyetin külliyetini kapsar.. hem madde hem enerji fazını içerin bir yapılanmanın adıdır.. cann yerine adem seçilmiştir.. ademin başına takke koyarsan âdem olur.. işte biz buyuz.. ademden âdeme geldik.. ve kalu beladan beri de hepimiz müslümanız.. ancak müşrik.. kafir.. fasık.. facir.. gayy.. mübtela.. meftun.. muarız.. murib.. münafık.. oluruz yanlış ve yalanlarımızla.. yaşam yalanın alanından kurtulma mücadelesinden başka bir şey değildir.. bu noktada yapabileceğimiz ilk iş dilimizi kontrol etmektir.. bu başardık mı artık dinin koordinesi kolay olacaktır.
kuvvet yasanın kurala ve yaptırımı aynıdır... yani kuvvetli olan haklıdır.. haklı olan kuvvetlidir.. hak kurala ile kuvvet yaptırımı birbirinden ayırt edilmeye başladığında HUKUK yasası ortaya çıkar.. artık herkes kendi hakkını kendi alamaz.. ihkak-ı hak yanlıştır.. eliyle.. diliyle.. gönlüyle.. hukuku.. hakkı.. adaleti.. uygulamak gerekir.. eliyle adaleti uygulamanın ve gönlüyle hukuku uykulamanın ve diliyle hakkı söylemenin kuralı ve-el-asr'da verilmiştir.. islah edersen kendini salih kıl başkasını ıslah edemezsin sadece tavsiye edebilirsin.. kuvvet ve hukuk yasasından sonra ahlak yasası gelir.. bu yasanın kuralı ve yaptırımı.. ürün ve onurdur.. insanın ürünü kadar onuru vardır.. şükür ve sabır başladığında ise din yasası ortaya çıkar.. hasılı dünyada kuvvetli olan haklıdır.. ahirette ise haklı olan kuvvetlidir.. akıllı olan her ikisini de birden seçebilmenin yollarını arar.
Dincilik noktasında deistlerin.. ateistlerin.. teistlerin.. birbirinden hiç bir farkları yok.. çünkü bunların hepsi gnostik.. ancak agnostik olarak dincilikten kurtulunur.. yani bilirci değil bilinmezci.. olacaksın.. kuşkucu olmanın ötesinde susmaktır.. bence.. agnostik.. olmak tüm epistemik.. etik ve ontik çözümler reddedip.. yani gnostik anlatımları bırakıp tüm beşeriyete teğet ve değen bir noktadan bakmaya başladığında dinden kurtulur insan.. elbette orada da tanrıya tapmak ve kulluk yapmak vardır ve fakat sahtesi değil.. bu noktaya gelmekte her babayiğidin harcı değil.. hasılı siyaseti seks ile aynı düzeye getirmek bir çözüm.. siyaseti kutsallaştırmak bir çözüm (namus).. seksi kutsallaştırmak bir çözüm (nikah).. siyaseti ve seksi doğallaştırmak ta başka bir çözümdür.. herkesi yapacağı işte, başkasının malına, canına, onuruna ve namusuna saldırmamak koşuluyla, serbest bırakmakta başka bir çözüm..

IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk