Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
İnsan Bilim
 YöntemBilim Forumu | İnsan Bilim | İnsan Bilim
Mesaj icon Konu: aralık Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3438

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: aralık
    Gönderim Zamanı: 15-Ağustos-2015 Saat 07:51
Allah ile kulu arasında "Ara"mı varki aracı olsun?
Rabbimiz insana şah damarından daha yakın değil mi?
Mustafa İslamoğlu

aralık olmasa aramazdık.. aramasaydık bulamazdık.. onun ile aramızda gözlenen evren var.. onun ile aramızda gizlenen insan var.. onun ile aramızda indirilen kur'an var.. onun ile aramızda gönderilen nebi var..
artık edebiyat ile felsefe ve vaaz ile din yapılamaz.. lafla peynir gemisi yürümez.. arayacaksın...



Zihnimizin ördüğünü ve bununla gördüğünü fark etmek için düşünmek gerekiyor.. öyle olmasaydı.. 2 bin değil 20 bin yıl geçse.. dünyanın döndüğünü anlayamazdık. Acaba yer küremizin görmediğimiz halde döndüğünün nasıl biliyoruz.. neden kuşku duymuyoruz.. niçin inanıyoruz ? Uzaydan çekilen fotoğraflarla mı ? Bu fotoğraflar olmadan bilim adamalar nasıl anladılar ? Bilim tarihini incelendiği zaman anlaşılacak ki yer merkezli evren (Aristo) tasavvurundan güneş merkezli kainat (Newton) tasvirine ve merkezsiz izafi zaman-uzay süreklisine (Einstein) kadar "gerçek"leri örerek.. değiştirerek.. düzelterek.. geliştirerek görüyoruz.. KAİNAT böyle ise.. insan.. kuran ve nebi hakkındaki bilgilerimizi de örerek düzelteceğiz.. değiştirerek geliştireceğiz.. bu bizim gözümüz ile özümüz arasındaki ÖRme ve gÖRmeye bağlı olacaktır.



biri ŞBH'den şüphe çıkarır biri teşbih çıkarır.. biri müteşabih tarafa gider.. biri muhkem tarafa gider.. kuşkulu yüklemler ile sorular ile benzer yargılar ile yanıtlar.. her zaman karşı karşıya gelecek ve insanlara bir SEÇİM imkanı bırakacaktır. Benim yukarıdaki soruma yanıtım ise şudur: İnsanlar soruların nasıllarını buldukça neden ve niçine olan gereksinimlerini kaldırırlar.. yani geçmişe olan minnetleri ve geleceğe olan müdareleri kalmaz.. bu yüzden Tanrıya sevgi ve Tanrıdan korku perdelerin.. (perdelenir) yasini şerifte geçmiş ve gelecek seddi yani.. yani nasılın bilgisi arttıkça ve gereksinimleri karşılandıkça nedenin ve niçinin arayışı azalar (azalır) ve inancı azalar (zayıflar) ve daha hür ve serbest hareket etmek üzere sarsılır.. ya da bunun tam tersine sorumluğu artar ve inancı ve yakini yükselir ve arar. (artar) BİR EDİTÖR bulsam iyi bir yazar olabilirim hani)



zubab ve bauda.. bu insekta'lar yani kuşçuklar.. böcekler, sinekler ve kelebekler.. yüksek yapılı hayvanlar ile mikro organizmalar (bakteri ve virüsler) arasında bir canlı katmanıdırlar.. hatta mikro organizmalar sonra bir de mayk dedikleri gözümüzle göremediğimiz bit ve pireden küçük canlılar var.. sinek ve sivrisinekin içinde bulunduğu canlı katmanı en çok canlı türünün bulunduğu katmanmış.., diğer bitki ve hayvan türlerini de sayarsak ve BEŞER'i de buna eklersek.. 6 canlı katmanı oldu.. bunların içinde SİNEK'lerin KİTAB da misal verilmesi.. ayrıca karınca ve balarısı da sayarsak.. burada özel bir anlam var ve biz daha bunu bilmiyoruz diye düşünüyorum. Sanırım uygarlık hücreden sonra bir sinek yapmayı deneyecekler.. ayet bun işaret ediyor.. taptıklarınız bir araya gelse bir SİNEK yaratamazsınız.. sinekte sizden bir nesne kaparsa onu kurtaramazsınız.. diyor ayet.. ve gelecekte biolojik ve ekolojik çevreyi bozan insanlık musibetlerle karşılaşacak.. nitekim karşı karşıya kaldık bile.. dengeyi bozacak genetik müdaheleler başladı bile.. organik tarım elden gidiyor..



RENK levn color     ya da    BOYA sıbga paint gizemini her zaman korumuş bir ayırımdır.. insanlar önceleri görmeyi gözden çıkan ışınları bağlamışlar.. hatta çok kısa bir zaman öncesine kadar (Newton'un prizmayı ile güneşin sarı ışığının yedi rengin karışımı olduğunu gösterene değin) renkleri, ışığın değil nesnelerin bir özelliği sanmışlar. Sonuçta ana renkler   ve ara renkler bulunmuştur. Ancak BOYA hala gizemli olarak kalan bir OYA'dır. Sıbga yani boya, görünen ışığın   elektromanyetik spektrumunun bir skalası değil.. zihnin bir tasarımı ve gören özün bir örgüsüdür.. diye düşünüyorum. Renk maddi görmeye ilişkin ise boya manevi örmeye dairdir. Öğrenmeye ilişkindir. somut çizgiler (hatt'lar) değil soyut çiftgilerdir (hadd'lerdir). Örneğin nedensellik.. özdeşlik.. özgürlük.. amaçsallık.. gibi anlamları ördüğümüz TEMEL BAĞLAMLAR zihnimizin boyasından ibarettir. Bunlara makule ya da kategori adı verilir. Felsefe de bunlar "metafizik" olarak tanımlanmış ve occam usturasıyla temizlenmeye çalışılmıştır. Bu arada BEN, TANRI ve EVREN ve SONSUZLUK düşünceleri bunların hışmından kurtulamamıştır. Ama yinede halkın zihninde açık ve seçik görünmesine rağmen hikmet sahipleri bu boyaların farkındadırlar. Bundan sonra TANRI TANIMAZLIK artmıştır.. sanırım bu musibet.. SANRI'larımızın çoğalmasına ve bilgiyle gururlanmamıza karşılık Yaratan ve Tapılan Tanrı olan ALLAH tarafından uygarlığımıza verilen bir cezadır.



Şems.. yevm.. güneş ve gün.. dillerin "ad"landırması ve "ses"lendirmesi.. anlaM ve anlaTIM'dan ayrı bir olaydır.. eger ANLArsın.
Leyl ve nehar yani yevm.. gece ve gündüz yani gün.. aslında ne sadece güneşe ne de sadece yer yuvarlağına ilişkin bir olay.. Kur'an bunu "ilc" olarak adlandırır. Çıkarır diye çevirmişler.. geceden gündüzü gündüzden geceyi çıkarır.. YARatan.. yerin yuvar ve döner oluşu ile ortaya çıkar gün.. güneş ve ay varlığını söz konusu ettiği tümcede gece ve gündüz olayını varlık olarak adlandırdığında yer yuvarının da güneş ve ay ile birlikte bir gök cismi olduğuna işaret eder.. kitabın indiği çağda insanlar dünyayı akdeniz havzasından ibaret biliyorlardı.. evren hakkında ve insana ilişkin bilgilerimizin sürekli değiştiği.. düzeltildiği.. geliştiği.. CANLI bir etkileşim ve bilişim evreni olan uygarlığa ve insanlığa DİRİ bir konuşma ve okuma olan kitabımızın HAKK'ın verebilmek için bizim yeni bir DİL'e gereksinimiz var.. iki yüz yıldır donan islam bilimi ve duran islam hukukunun acısına yananlar ve günlük dilin büyüsüne ve bilimsel dilin esrikliğine kapılmayanlar için kapılarımızı ardına kadar açtık.. biz insanlara öğretmeyi değil öğrenmeyi öğrenmeye çağırıyoruz.. bilinenlere ve bildiğime öğrenci olmaya değil bilinmeyenler öğrenici olmaya bekliyoruz.. yazdıklarımıza okur değil okuyacaklarına yazar olmaya başlatıyoruz..
Şems.. şms.. şns.. şans bu gün kime gülecek kime ağlayacak ? Kiminin doğum guneşi olacak kiminin düğün günü.. kiminin de DÜĞÜM güneşi...
Güneş ile atmosfer birbirinde o kadar uzak (yaklaşık 8 ışık dakikası yani 150 milyon kilometre) oldukları halde onları bize yakın gösteren beden ve arzın yapı ve işlevidir.. tenin ve yer yuvarının bulunduğu yaşam katmanın ile güneşin bulunduğu yaşam katmanının ortak yapısına NAR adı verilir ve enerji denir.. ısı.. sıcaklık ve soğukluk NAR'ın bize görünür yüzüdür.. görünmeyen yüzünün bir ucunda zerre ve hücre dediğimiz enerji paketleri.. bir ucunda ise Big-bang yani büyük infilak bulunur.. Rabb-i Felak, halak ve halktan önce yaşam'ı pat'latmış.. tap'latmak.. için.. biz bu ikisi arasındaki KURU halinde yararlanıyoruz.. lütfen döviz kurları kadar bu kur'larla da ilgilenin.. belki elde edeceğiniz SEVGİLİ vardır.
Cevv-i sema yani atmo-sfer
atmo-sfer nedir ? Molla google'a ve Hazreti Vikipedi'ye sorabilirsin.. yeteri kadar bilgi alabilirsin.. ancak burada arapça cevvi sema ve bilimde atmo-sfer denilen gaz ve buhardan oluşan HAVA kürenin türkçe bir ismi yok.. ben ona SIS adını verdim.. buharı artarsa sis olur.. . Atmo-sfer sözcüğünde SFER ise katman / tabaka anlamındadır. Atmos-sfer homojen yapıda bir karışımdır.. bileşim değildir kimyevi olarak. Bu homojen yapı 30 kilometreye kadarmış.. yan şehrin üstünde şehrin boyu kadar bir katmanda meteorlojik olaylar gerçekleşiyor demektir.. hava kürede başka SFER'ler var.. yer kürede taş küre ve su küre olduğu gibi.. demek sfer / katman sözcüğü türkçe KÜRE olarak yine ARAPÇA olarak karşılanmış YUVAR sözcüğü kullanılmamış.. hasılı bizler yüzler duvar olan yuvarlar tarafından kuşatılmış.. koşullanmış.. kurallanmış.. bir var oluş'uz ve yok ölüş'üz.. zerrelerden hücrelere.. enelerden zümrelere.. Âlemlerden bir âlem'iz.




teizm (Kitaplı küfür) ve ateizm (kitapsız küfür) ile septik (kuşkuculuk) ve skolastik (kesincilik) yaklaşım.. dini değil insani bir yaklaşımdır.
Beğen · Yanıtla · 8 saat · Düzenlendi

Cuma Özusan anlamadım, teizm nasıl kitaplı küfür oluyor...
Beğen · Yanıtla · 5 saat

Osmanziya Osmanziyaoğlu Cuma Özusan museviler ilk kitap bizim.. muhammediler son kitab bizim.. iseviler ne ilk kitabı ne de son kitabı kabul etmediklerine göre hepsi birbirine göre KAFİR olmuyorlar mı ? Bu durumda akıllıca çözüm DEİST olup kitaplarını birleştirinceye kadar herhangi bir dinden görünmemektir ki sanırım Y.N.Ö bunu yaptı.. sanırım bir süre sonra bende öyle yapacağım.. 5000 yıl geçmiş hala kuduste cennetin krallığını kurmaya çalışıyorlar...
Beğen · Yanıtla · Az önce
Osmanziya Osmanziyaoğlu

Yanıt yaz...



Mustafa Buğuçam Semavi kitaba sahip olan dinler birlerini inkar ettiklerine göre.. birbirlerine göre kafirdirler.. sonuçta her birinin teolojisi din olmaz.
Beğen · Yanıtla · 8 saat · Düzenlendi

Mustafa Buğuçam Bu kitaplara göre belirlenen dini tanımamak ta ateizm olmaz..
Beğen · Yanıtla · 8 saat

Mustafa Buğuçam Tanrı tanımak ve tanrı tanımamak.. kitaba göre değil İNSANA göre olunca pek çok ateistin dindar.. pek çok teistin de dinsiz olduğu anlaşılacaktır.
Beğen · Yanıtla · 8 saat

Mustafa Buğuçam Öyle ise sorun "insan"ın ne olup ne olmadığı ile iligili olduğu anlaşılacaktır.
Beğen · Yanıtla · 8 saat

Osmanziya Osmanziyaoğlu insanın gerçeği gördüğü tezine göre bu tartışmaların anlamı vardır.. ancak insanın ördüğünü gördüğünü ki aydınlanmacıların ayağını yere değdiren ve bilgi kuramı otoritesi olan KANT'ın eleştirisi unutulunca felsefeyi edebiyat ve dini vaaz sayanların arasında kalan zihinler böyle bir tartışmaya girebiliyorlar. Kendi örgüsünü çözemeyen zihnindeki örtüyü insanın karanlık gölgede hakkında söyledikleri körü körüne inançcılar ile boşu boşuna inanmayan bilgiciler arasında söz savaşlarında başka bir şey değildir.




Düzenleyen osmanziya - 15-Ağustos-2015 Saat 08:15
IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk