Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Yöntembilim
 YöntemBilim Forumu | Yöntem Bilim | Yöntembilim
Mesaj icon Konu: akil Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2632

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: akil
    Gönderim Zamanı: 10-Ocak-2016 Saat 09:28
AKIL


Akıl deyince teorik akıl ve pratik akıl olmak üzere iki ana damar düşünülür.. ilim.. idrak.. mantık tarafımıza ait AKLI NAZARİ ile irfan, irade ve meşiet yanımıza ait AKLI AMELİ genel bir kabuldür. Ancak ayrıntıya inilince aklın öyle yalın bir yetenek ve sade bir san’at olmadığı ortaya çıkar. Çok karmaşık konular bir İSİM vererek kapatabiliriz. Sonra bunun yanlarından bir tarafa geçip öteki taraftakiler ile tartışır ve icabında çatışırız. Eğer kendimizi haklı çıkarmak için "hakikat"ın bulunduğumuz tarafını ve çıkarımıza uyan yanını abartıyorsak yandı gülüm keten helva.. artık durum seslenmelerden havlamalara dönüşür.. sesimiz yükselir.. hırlamaya başlarız.


Acaba gerçek / hakikat / realite nedir ?


Artık günlük dil ve bilimsel bilgi ne ise de.. çünkü orada mantık ve matematik iyi ya da kötü bir sonuca ulaştırır.. fakat bu iki alt katman üstündeki hikmet, felsefe, insan ve din alanlarında mevcut bilgilerimizin değil dillerimizin yeterli gelmediğini .. ticarette reklam.. siyasette propaganda.. felsefe edebiyat ve dinde vaaz ile sözün büyüsünü kullanarak halkı bir tarafa çekebildiğimizi görmek gerekiyor.


Bende düz yazının ve günlük konuşma dilini kullanarak dört beş yıldır yöntembilimin reklamını yapmaktan fazla bir iş yapamadığımı biliyorum. Bu aralar AKIL tartışması yapılıyor gördüğümden.. ben konuya yöntembilimsel analiz ile katılarak aklın ne kadar kıl bişi olduğunu göstereyim dedim..


Yaratan aklı yaratmış.. sağa git demiş.. gitmiş.. sola git demiş.. gitmiş.. yukarı çık demiş.. çıkmış.. aşağı in demiş.. inmiş.. çok sevmiş.. ne güzel bir nesne imişsin demiş.. e biz de öyle yapmıyor muyuz.. kıyamdan secdeyi inip yükseliyoruz.. sağdan sola selam vererek namazdan çıkıyoruz. Bende yöntembilimsel analizle böyle çalışıyorum.


Aklımı seveyim. Aklınızı sevin. Ona saygı gösterin. KÖTÜ VE KÖTÜYE Kullanmaya kalkmayın.. aksi halde o da sizi kullanır ve şayet varsa özgürlüğünüzü yitirirsiniz.


Sağlıcakla kalın.


OSMANZİYA


Sentaks / sözdizimsel / BEYANÎ eksikliklerim VE
semantik / anlambilimsel / MAANÎ yetersizliklerim
için düz yazıdan özür dilerim




Akıl makul ve muhal olan hal ve kalleri bilen yetimizdir.. hal-i kavl ve kal-i havl iki uçtur.. imkanın iki yanında durur.. öylesi makul ve mümkün olan nerede ise birdir.. bu yüzden makul yerine mümkün.. mümkün yerine makul terimini kullanabiliriz.. KAVL'e yani KAL'e AYN harfi "akıl" çıkmış.. ancak bunun hal ve muhal tarafı da var.. muhal tarafı öyle bir hale gelir ki bize onu düşünmekten men' eder MÜMTENİ olur. Biz de onu terk edip SELB ederiz. Makul tarafı ise, bu suubet ve meşakketin tersine öyle suhulet ve asan peyda eder ki biz onu icab ederek VACİB haline getiririz. Sonuçta şuur, mümkünler dünyasının ötesine, aklını kullanarak, İMAN ile VUCUB tarafına çıkar.


Bu yüzden İmamı Nursi imkan dairesi ile vucub dairesini.. esbab dairesi ile itikad dairesini.. ayırmış ki tablo da bu halk ve hakk olarak gösterilmiş. Ayrıca frısat ve helak.. havf ve reca.. emel ve ye's.. zenb ve tevb kablolarından oluşan bu tabloda yöntembilimsel analiz ile aklı gösterirken kader ve kazaya ilişkin pratik yaklaşımlar da gösterilmiş..

Mustafa BUĞUÇAM


Osmanziya paylaşımında akıl dizininde 11 . versiyonda elde edilen bu tablo sunulamamış.. tüm dizin yüklenememiş.. ben burada yükledim.. işbu tabloyu gösterirken SOL taraf muhaldir.. hatta mümtenidir.. hatta halktır.. gibi anlamlar çıkmış ki bu doğru değil.


SOL GÖRÜ'nun nün tek başına kaldığında sağ taraftaki makul.. vacib ve hak olanı inkar ettiği.. nefy ettiği.. redd ettiği.. küfrettiği.. tekzib ettiği bir vakıa.. ancak aynı şekilde SAĞ DUYU'nin sol taraf için aynı işi yaptığı da başka bir olgu.. bunlar sol’un sol görünün sürekli kullanıldığında sol görüş haline geldiği ve sonra bu işin culuğun çıkararak solculuk yaptığı bilsek bile bunun aşırı ve abartıdan başka bir iş olmadığı ortadadır.. Sağ ve Sağ görüde buna mümasil.. işini çılık eder sağcılığı doğurur.


Ancak çağımız.. böyle yarı aydınlık solu ve sağı aştı.. yaşamda inkar kadar irfanda vardır, nefiy kadar ısbatta vardır.. redd kadar kabulde vardır.. küfür kadar imanda vardır.. tekzib kadar tasdik dahi bulunur. İman sadece vahdet kadar kesrete de vardı.. kimi vahdet için kesrete gözünü kapatır.. kimi kesret için vahdete gözünü örter.. Ancak nerede ne zaman ne yapacağını bilmek için AKIL gerekiyor ki işbu yazı ona dikkat çekiyor.

Dinnur YAŞAR

NOT: Bu tür yazıları kendimi göstermek için sunmuyorum düşünen insanları arıyorum ve onlara yöntembilimsel analizin sergilemesini yapıyorum.. şayet arıyorlarsa hakikatı tartışsınlar ve eleştirsinler diye.


IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk