Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Dünya
 YöntemBilim Forumu | Genel | Dünya  
Mesaj icon Konu: dunya dil din Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3503

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: dunya dil din
    Gönderim Zamanı: Bugün Saat 01:54
Kurtubi ve Beyhaki kaynaklarında Hz. Peygamber demiş ki: "Yedi göğün KURSİYE olan nisbeti ancak bir çölde bırakılmış HALKA gibidir. ARŞIN kürsiye olan büyüklüğüyse bu çölün halkaya olan büyüklüğü gibidir." Hazreti peygamber ancak 1950 den sonra yani yirminci yüzyılın ikinci yarısından sonra ortaya çıkan bu büyüklüğü nereden biliyor ? Temel Asronomi Bilgileri isimli DVD çalışmamda konuyu anlattım. Dileyene osmanziya@hotmail emalime adresini bildirenlere gönderebilirim. Bu günün bilgiseyle evrenin 14.7 milyar yıl önce yaratıldı ve çapı ise 100 milyar ışık yılı.. yukarıdaki Peygamberimizin sözünün anlamı EVREN büyük bir BOŞLUKTAN ibaret.. Evreni oluşturan atomlarında BOŞLUKTAN ibaret olduğunu biliyorsunuz. Bu boşlukları şöyle tecessüm ettirebiliyor bilginler. bir hidrojen ATOM'u bir Ankara'nın merkezinde bulunan bir metre çaplı KÜRE proton çekirdeği bulunan ve polatlı uzaklığında ise ELEKTRON'u etrafında dönen bir "nesne"dir. Fakat bu nesne'nin "ne" olduğunu da bilmiyoruz. Avrupa semasında bulunan üç SİNEK ise bize galaksimizin yıldızlar arası uzayın boşluğunu anlatır. işte biz bu iki boşluk yani atom ve uzay arasında bir DOLULUK olarak görünüyoruz. İşte bunun için PROTOGORAS demiş ki: İnsan her şeyin ÖLÇÜSÜDÜR. Kendini "hiç" görenlere bir duyuru, sen bir ÖLÇÜ'sün DÜZEN'i gösterirsin. Saygılarımla sağlıcakla kalınız... osmanziya

dedim.. Hüseyin EK Kardeşimiz dedi:

Tevrat’ın Hezekiel bölümünde metal bir cisim içerisinde insana benzeyen Rabb’in inişi ve insanla konuşması tasvir edilir. Bütün Sami dinlerin birbirileriyle ilintili olduğunu düşünürsek, Sami kahinlere (peygamberlere) bir takım insansı dış uzay varlıklarının bilgi aktarmadığı ne malum?

Hüseyin EK

Dedim ki:
Değerli Kardeşim.. fikriniz için teşekkür ederim. Elbette olabilir dediğiniz.. belki bizim CEBRAİL dediğimiz sizin dediğiniz uzaylı pek ala olabilir. Ancak savların kanıtlanması.. tezlerin test edilmesi.. gerekir. Bu konuda imkanı zati ile imkanı zihni arasında bir ayırım yapılması gerektiğini söyler İmamı Nursî.. şu örneği verir.. zatında VAN gölünün ağustosta buz tutması düşünülebilir zatında.. fakat öyle olduğuna dair bir gözlemin ve belgenin yani bir imkanın zihne getirilmesi gerekir.. hatta Van gölünün bala dönüşmesi de düşünülebilir.. hatta Nasrettin Hoca'nın Van gölüne yoğurt mayası çalması da.. Bu durumda İmamın Nursî tüm muhal ya da makul olasılıklar.. "var"lığının "ol"duğunun "kanıt"lanması.. yani mevcud-u kevnin için şu kuralın uygulanmasını gerektirdiğini söyler: Lâ ibrete lilihtimali gayri naşin a delil. Kısacası her fikir için bir zikrin söylenmesi yetmez.. ilmin fiili.. emelin ameli.. imkanın ihdası.. zatın zihni gerekir. Zatı alinizi tenzih ederim.. çok zihninden habersiz zatlar.. fikirlerini zikredip dururlar. Saygılarımla. Osmanziya

Hüseyin Ek kardeşim dedi ki:
İslam Yahudilerin kral ve kabinlerini peygamber olarak görüyor. Bu demek oluyor ki, Sami geleneğini devam ettiriyor. Tevrat’ın da Tanrı sözü olduğunu kabul edersek içindekiler bize Sami Tanrısı hakkında önemli bilgiler veriyor. Kuran her ne kadar Tevrat kadar belirgin bir insansı Tanrı tasvir etmese de, Arşa istiva etmesi (yani tahtına kurulması), Kürsisinin olması gibi detaylarla karşımızda gökte oturan bir Tanrı resmi ortaya çıkıyor. Tevrat’taki bilgilerle de birleştirdiğimizde (Hezekiel bölümündeki gibi bir çok yerde Rabbin insansı görünüşleri var), Sami Tanrısının dış uzaydan gelen bir varlık olduğu şüphesi oluşuyor.

Hüseyin EK

dedim ki:
Boyutlara YÜKLENEN dünya ve dünyaya BİNDİRİLEN dil ve dile İNDİRİLEN dinin tümüne birden "Kur'an" denildiğini düşünürsek (Rahman suresinin başında "Errahman allemelKur'an" ayeti) daha kainat ve insan yaratılmadan ve insana beyan öğretilmeden Kur'an-ı Mu'ciz-ül-Beyan SÖZ "konusu" olması bizi yukarıda işaret ettiğim gibi "cisim ve zihin ile fikir ve zikir" konusunda YBA yapılmasını gerektiriyor.. burada GDDY sını kullanarak lafzın mecazi ve hakiki kullanımı.. ma'nanın harfi ve ismi kullanımı konusunda ayrıntıya girmek istemiyorum. Ancak yukarıda söz konusu ettiğim zati imkan ile zihni imkan orasında yer alan PRATİK olan ekonomik imkan.. teknik imkan.. fiziki imkan.. TEORİK olan epistemik imkan.. aksiyomatik ontolojik imkan.. türlerini zikretmekle yetineceğim. Bu da hukuk suresi Bakara ile bilim suresi Aliimran suresinin tam ortası yani Bakara suresinin son sayfası ile Aliimran suresinin ilk sayfasında söz konusu edilen tümcelerin ve onlardaki ayetlerin ve ayetlerdeki bilgilerin ve bilgilerdeki doğru ve gerçek ile güzel ve iyi tartışmasının yapılmasını gerektirir ki buna da benim nefesim yetmez.. Çözüm.. "tevrat ve incil ve zebur ve kur'an" dörtlüsünün TEK KİTAB halinde nasın eline verilmesi hahamların ve papazların ve hocaların devre dışı bırakılmasıdır. Bunun ardından insanın teknokratlardan ve bürokratlardan ve ideologlardan kurtulması gelecektir.. diye düşünüyorum. Saygılarımla 09.12.2024 01:50 osmanziya


IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk