Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta | |
Aktif Kullanıcılar Aktif Konular Üye Listesi Takvim Arama Yardım Skins Kayıt Ol Giriş |
Dünya | |
YöntemBilim Forumu | Genel | Dünya |
Konu: söz | |
Yazar | Mesaj |
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3487 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Konu: söz Gönderim Zamanı: Bugün Saat 08:34 |
DOKUZ YIL ÖNCE
06 ARALAK 2015 GÜNÜ FACE DE PAYLAŞILAN BİR YAZI.. Bu yazıya sağ olsunlar.. Yahya GÜVEN VE Cuma ÖZÜSAN ve Halil DALMAN ve DadaFikret ESBERK Arkadaşlarım katılmışlar Bende hiç bir değişiklik yapmadan.. okumadan.. düzeltmeden olduğu gibi yani KOPYALA YAPIŞTIR yolu ile WEB SAYFAMDA paylaştım. Şimdi başka bir KONU'ya yoğunlaştım.. belki bir gün okurum.. şimdi ben okumasam bu ismini verdiğim arkadaşlar haydi haydi okumayacaklardır.. sonuçta her şey gibi bu yazıda ne bilgi ne sevgi sadece İLGİ'ye bakıyor ve ALAKA'yı bekliyor.. sanırım bu yazı da ALAKA'dan yaratılan ve bu yüzden maddi EMBRİYO gibi bir de manevi EMBRİYO'su ve ÇEKİRDEK'i bekliyor.. Dünyanın durumu dini etkiler.. dinin yorumu da dünyayı etkiler.. bilimin yüksek düzeyi dini yükseltir.. dinin yüksekliği bilimi yüceltir.. ancak bütün bunlar bizim dilimizin.. dünyayı belirleyen ve dini tanımlayan dilimiz etkisi ve yüksekliğine bağlıdır. Dünya deyince ya da din deyince çoğumuzun gördüğü, bildiği, anladığı ve inandığı bir nesne vardır ve fakat , ne kadar gariptir ki, dil söz konusu olduğunda bu zenginliği göremiyoruz. Üstelik kendi dilinden başka dil bilmeyenler dili fark etmez ki onun görsün, bilsin, anlasın ve inansın. DİL BİLME denildiğinde bunun da dereceleri vardır.. hatta farklı dereceleri olan mahiyetler vardır.. dil.. söz.. bilgi.. buyruk.. ögüt.. örnek.. ögrenme.. daha pek çok başlıkları olan bir konu.. eğer dil olmasaydı zerreler.. hücreler.. eneler.. zümreler.. alemler iletişim ve etkileşim yapamazdı.. en yüksek noktada olduğuna inandığımız İNSAN'ın okuma yazma ile kompleks hale gelmiş dilinin bu gün yeni bir aşamaya ve arayışa geldiğini anlıyoruz. Artık insanlar bilgi bombardımanı altında yaşamaktan randıman almıyorlar.. bilgili insanların ukela ukale konuşmasından hazz etmiyorlar.. bilmekten usanmış ve anlamaktan bıkmış bazı insanlar gönlünün yüksekliğinden dolayı "dil"i anlaşılmayanları dinlemeye çalışıyorlar.. din’lenmeye değil.. Akşam bunu gördüm.. Huuuu... Eğer siz arıyorsanız.. arı'nızı yoracaksınız.. çicekten çiçeğe koşacaksınız.. bal yapmak için polen ve nektar toplayacaksınız... ar'ınız sizin harfinizdir ve içinde bir isim ve ad barındırır.. yeter ki ar'sızlığınızı artırıp umudumuzu azaltmayalım. Böbürlenmeyelim ve öbürlemeyelim. Dilimizi bilip kendimizi tanıma yolunda ilerlediğimizde dünyamız daha güzel ve dinimiz daha iyi olacak. 06 ARALIK 2015 Musatfa Buğuçam Hocam yüreğinize sağlık kaleminiz daim olsun Ayrıca günaydın gününüz aydın olsun iyi pazarlar. YAHYA GÜVEN Eyvallah Üstad, hep birlikte.. teşekkür ederim. MUSTAFA BUĞUÇAM Mustafa BUĞUÇAM yazmış, Yahya Güven kardeşime Mustafa Buğuçam yanıt vermiş.. İyi ki şaşırıp ben yanıt vermemişim 🙂 Tanıyanlar bilir ki Dinnur Yaşar da sayarsan üç yüzüm artık bizi iki yüzlülük yetmiyor bir kaç tane gerekiyor var.. birini evde, birini işte birine arabada! kullanıyorum 😉 fakat benim asıl yüzüm "Deli feymenin sümüklü mustafası".. yazıyı okurken dikkatimi çekti.. mütekellim (ben) konuşurken muhatabı (başkasını) nazara almış bol bol nasihat veriyor.. en sevmediğim ve sevmediğin ve sevemediğimiz iş.. konuşurken ya da yazarken en dikkatli olunması gereken kendime söylenecekleri başkasına demem, başkasına denilelecekleri kendime demem.. ancak konularımın çoğu hem beni hem başkasını ilgilendirdiğinden "bizi ve sizi" birlikte içeren bir uslüb kullanırım. İnsan yaşlanınca babalık tarzı Hocalık tavrı birleşince çekilmez bir hal alıyor. Belki doğal olarak birikimlerini gençlere satıyor ve geleceğe gönderiyorsundur ancak bununda bir ölçüsü olmalı.. bu siz üçünüz de bunu bilmelisiniz ki artık öğrenmeye ve ürütmeye ve türütmeye vakit ayırmıyorsunuz.. ayıramıyorsunuz ki bu face'de vakit geçiriyorsunuz.. ey üç yüzüm.. yüzler dükkanı olan face'in kitabını işgal etmeyin.. gevezeliğin ve gevelemenin yararı yok.. yazarlara verip veriştirirken azar azar yazarlığa soyunmak çelişkiden yalancılığa kadar bir çok tutarsızlık ve ayarsızlık içerir.. yani zararı var.. öyle ise hemen azarlığı bırak ararlığa bak ki deli feymenin sümüklü mustafası doğrultunu düzeltesin.. İnşaallah. osmanziya osmanziyaoğlu DOĞRUSU BUNU SEVDİM. "deli feymenin sümüklü mustafası". KÖYÜN DELİSİ OLMASA EKSİK OLUR. Cuma ÖZÜSAN Mustafa Bey, şu yöntemi basitleştirip hap haline getirip bize bir türlü anlatamadınız? Ya bizim aklımız kıt ya sizin aklınız çok. Bizim akıl sizin aklın asgarisini bile akıl edemiyor. Uzun uzun anlatıyorsunuz, bakıyorum müstearlarınızdan başka ilgilenen yok. Çünkü anlamıyorlar. İnanın sizin gibi değerli bir dostun bu meyvesiz çabasına üzülüyorum. Ya hu hiç mi bir şey anlamadın dersen. Evet anlamadım. Öğretmiyorsun ki anlayalım. İşin alfabesinden başlamıyorsun. Ben kabaca ve kafadan atmaca şunu hissettim. Öğrenmedim de hissettim. Bir kelime alıyorsun ondan kelimeler üretip bir sonuç çıkarmaya çalışıyorsun. Bu kelime derdini anlatan bir kelime olacak, bana göre! Diyelim ki benim derdim her gördüğüm kadına takılmak. Böyle Freud'luk bir derdim var. Bismillah diyorum ve beyaz bir kağıda TAKIL yazıyorum. Sonra aklıma sokulmak geliyor. SOKUL yazıyorum. Karşılıklı veya değil bir macera tahayyül ediyorum ve bu halin eninde sonunda beni bir yıkıma uğratacağına kanaat getiriyorum ve YIKIL yazıyorum ve hatta bu bela beni öldürür ve çakıllı bir toprağa gömdürür diyerek mezarın ve ölümün simgesi olarak ÇAKIL diyorum. Bu aynı zamanda yıkılıp yere çakılmak demektir. Peki bu derdin dermanı ne. Düşünüyorum, oğlum aklını başına al diyorum ve evrake evrake buldum buldum diye bağırıyorum ve AKIL diyorum. Akıllı ol bacasil kullan reklamında olduğu gibi, oğlum akıllı ol, otur oturduğun yerde kimseye TAKIL'ma diyorum. Biraz espri kattım ama gerçekten öğrenmekte ciddiyim. Bu bu mudur yani. Benim anlattığım gibi mi? Yoksa alakası mı yok! Anlaşılır şeyler söyleseniz başka alıcılar çıkacağından da eminim. Ben anlamaz bir öğrenci olarak anlatmakta inatçı bir öğretmenin öğretisini izah etme gibi bir garabete giriştim. Bilmem faydalı oldum mu veya faydalı bir kapı açılmasına vesile olabilecek miyim. Haddimi aştıysam özür dilerim. Selam ve saygılarımla. HALİL DALMAN Sevgili Halil Dalman Kardeşim, yine üşenmemiş uzun uzun yazmışsın teşekkür ederim. Ne bizim aklımız çok ne sizin aklınız az.. hepsi eşit.. öyle IQ ölçümüne de kulak asma.. işte ben bu eşit olan aklımızı YÖNTEMBİLİMSEL ANALİZLE söz konusu ediyorum. Ancak ilgimiz, deneyimimiz ve birikimimiz farklı.. fakat bu birikim öylesine farklı ve çeşitli ki başlı başına bir aleme olan insanın sanki tek başına bir dili var. İşte İçimizden birisi benim dilim hepimizin dili olsun deyince çıngar oradan kopuyor.. e tabi bu sıkıntılı ve takıntılı bir durum.. takıntı ise şarlatan olarak kalıyor sıkıntı ise sonunda zaferi kazanıp kahraman ilan ediliyor. Tabi bu noktada benim kaderim size ve söze bağlı.. sözümü anlatabilirsem sorun yok.. anlatamaz isem sorum ve morum var.. şimdi örnek olarak verdiğin hepimizin ortak sorunu olan MORUM konusunda bir forum ve yorum yapıp bunu da yöntembilimsel analizle dillendirelim. Şimdi şair olan zatı alinizin ortaya çıkardığı kafiyeleri bir liste halinde yazalım: Kafiyeli olsun diye MORUM’a makıl.. yani aklı alan MAKIL diyelim: AKIL MAKIL TAKIL SOKUL YIKIL ÇAKIL Uzun olmayan araştırmalardan sonra ama ardında derin bir birikim olan maraştırmalarımla anladım ki aklın kökü KAVL.. kavlin kökü ise KUL yani DE sözcüğü yani KILLI bir durum akıl… Akıl, kendi zihin boğazına giden kılçıklara engel olur ya da tersine başkasının zihnine kılçık atmaya yarar. Durmadan kıl.. kıl.. kul.. kıl.. kıl. Demen bundan Bu edebiyat ve söz gösterisinden sonra gelelim bilime: Bilim yapılabilen bir nesne şu çerçeveye oturmalıdır: -----------ZAHIR---------- EVVEL…… ilim …… AHIR ------------BATIN-------------- Yukarıda liste halinde olan sözcükleri şöyle yerleştirdim: -----------ÇAKIL---------- TAKIL…… makıl …… SOKUL ------------YIKIL-------------- Şimdi parası olduğu ve başka bir hanım özellikle dul olan bir hatun daha geçindirebileceği halde evindeki bir hanımın boyunduğurunda (her ne kadar beyler baş ise hanımlar onun boynudur ve tek hanım olunca ister istemez boyunduruk olacaktır ve bunda hanımın suçu yoktur) bir ömrü bir tek hanımla geçiren sümsük ve sünepe Müslümanlar.. çağdaş ve aydın beylerin evinde ve işinde ve dişinde üç ayrı hanımı gayrı meşruda olsa gül gibi idare ederken.. kendilerine bakıp hayıflanabilirler. Bu da şuur altında bayağı bir aysberg eder kendileri fark etmese de.. bu adamın aklında takıldı mı akılı MAKIL haline getirir. Durumu zati aliniz uzun uzun anlattınız. Oyasa burada kısaca evvele takıl ahire sokul batına yıkıl ve zahire çakıl yazarak bu tablo için size sundum. Satırlarım arasında da size kitabın erkeklere verilmiş yetkisini kullanmayı önerdim. Yani düz yazıyla hiçbir açıklama yapmadım. Sizin açıklamalarınıza havale etmiş oldum. Bu aysber dişini çektir kardeşim başka türlü ağrın geçmez. NoT: Nasıl bir lisan bilen bir kişi.. iki lisan bilen iki kişi ise bir hanım olan bir kişi iki hanım olan iki kişidir.. çünkü hatunların her biri ayrı bir dildir Değil mi saygıdeğer YAZERİM, bu kadar basit. OSMANZİYA OSMANZİYAOĞLU Ilk harfinden son harfine kadar anlamak istiyene anlasilir bir dilde yazilmis bir yazi ayni fikirde olmamak ise farkli bir konudur diye dusunuyorum . Hatam varsa af ola . Tercumesini yapabilecek arkadaslar niyetleri varsa lutfen katkida bulunsunlar zira turkcesini bulamadim . Bu corbaya birazda yabanci dilde bir yazi ekleyeyim . Orders Of Ignorance From Communications of the ACM - October 2000, Volume 43, Issue 10: 0th Order Ignorance: Lack of Ignorance. I have 0OI when I (probably) know something. 1st Order Ignorance: Lack of Knowledge. I have 1OI when I don't know something. With 1OI we have the question in a well-factored form. 2nd Order Ignorance: Lack of Awareness. I have 2OI when I don't know that I don't know something. 3rd Order Ignorance: Lack of Process. I have 3OI when I don't know a suitably efficient way to find out I don't know that I don't know something. 4th Order Ignorance: Meta-ignorance. I have 4OI when I don't know about the Five Orders of Ignorance. Source: http://www-plan.cs.colorado.edu/diwan/3308-07/p17-armour.pdf ...and their opposite, the FourLevelsOfCompetence The various orders of ignorance can be seen as increasing levels of Risk. Various techniques of knowledge acquisition can be categorized as targeted toward reducing Nth order ignorance to N-1 for some fixed number N. For example, some might regardUnitTests as a way of reducing 1st order ignorance to 0th order ignorance. A successful test shows you something that you didn't know about either the code you wrote, or what that code was supposed to do (or where). (I would be inclined to regard UnitTests as a way of reducing 1st order ignorance to knowledge. Or is 0th order supposed to be 'you know something'?) TomDeMarco says something like (paraphrasing): it isn't what you don't know that causes trouble, it is what you are absolutely sure is true (but isn't) that you have to worry about. I think this is a variation on the 4th order. I'll bet WillRogers? didn't know that TomDeMarco had said that. Is Ignorance really this orderly? 😉 Let's separate being ignorant from our attitudes about ignorance. Attitudes fall into a continuum with: At one end, "I am not ignorant!" (I can't accept being ignorant). And at the other, "I understand ignorance is part of the human condition" (I accept that no one person can know everything-even about a single topic!). Perhaps the "orders" are more like a process. You want to solve a problem but are unaware that there is knowledge that would help.You have a sense that there must be something that will help, but you are unaware of where to find it.You know where it is, but you do not have access to it.You have access to it, but do not understand how to make it work.You get it to work, but find out that it is not what you thought.-- JimBrosnan One positive aspect of ignorance is expressed in the quote: Ignorance is fixable, stupidity is forever This all reminds me of the CapabilityMaturityModel somehow..."Ignorance is bliss." - Anonymous "Ignorance is not bliss; ignorance is dangerous." - WillPerkins?-- BrucePennington "If knowledge is the contrary of ignorance... and knowledge is power... then ignorance is lack of power?" Simplified yes. But knowledge 'is' not power (i.e. a synonym or identity). But more like knowledge 'leads-to' power. And 'not' or 'contrary' doesn't distribute over 'leads-to' I guess. CategoryMind View edit of March 25, 2008 or FindPage with title or text search DadaFikret ESBERK Düzenleyen osmanziya - Bugün Saat 08:35 |
|
Forum Atla |
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |