Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Dünya
 YöntemBilim Forumu | Genel | Dünya  
Mesaj icon Konu: fareli koyun kavalcisi Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3448

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: fareli koyun kavalcisi
    Gönderim Zamanı: Bugün Saat 02:28
İnsanı bilmesen.. kültürü bilmesen.. uygarlığı bilmesen.. dili bilmesen.. dini bilimesen.. bu saçmalıkları inanacaksın.. aklı gözüne inmiş bazıları kültürün ve uygarlığın evrimini alır tabiatı yansıtır.. fakat YARATILIŞI sıfırlar Burada sorun bir kimsenin en başat bilme cihazımız ve fakat en fazla yanıltan BENZETME yolunun sınırlı olduğunu bilmemesidir. Bu benzetme ve teşbih ile ya insanı TANRI'ya ya da Tanrı'yı insana benzetir. Veya teşbih sesinin kökü (ŞBH)   şübhe ile evrim ve yaratılış savının sahipleri birbirine şüphe ve kuşku ile bakar. Teşbih ya da kuşkudan birini keskinleştiren diğerini görmez.. doğal ve normal olarak.. dilin bu oyunu ile kesinci benzetme ve kuşkucu başkalaştırma ile ya Tanrı Tanır ya da kuşkucu Tanrı tanımaz olur. İnsanlar ayni aygıtı.. temsil ve teşbihi yani BENZETİM (analoji) ve BENZETME (metafor) 'yi kullanarak dinci ve bilimci olurlar lakin asla dinde ve bilimde ortaya bir yeni bir inanç ve yeni bir bilgi çıkaramazlar. Tarih boyunca pek çok uygarlık gelmiş ve bu anlatılana "BENZER" süreç geçirerek gitmişler. Bilimde ve hukukta indirgeme genelleme.. tüme varım.. tümden gelim.. aynalama.. yansıtma.. döngü.. özyineleme.. yineleme.. ve daha pek çok "benzer"likle yapılan işlemler bulunur.   Güzel Türkçem.. bunları B.ENzer ve B.AŞka.. ile ifade etmiş.. en başta B ile takılmış kalmış. Dilimiz benzerlikle yapılan bu saçmalamaları.. da şöyle ifade edivermiş.. "her sakallıyı baban sanma". Benzerlikler ve başkalıklar (benzemezlikler) arasında sıkışıp kalkmış zihin böyle masturabasyonları yaparak ve yaptığını da unutarak rahatlamaya çalışır.. insan güneşini hayvan mumuna benzetir.. bununla da dini mit saydığı gibi dili de mit sayar.. bununla kültürü mitleştirmeye çalışır. Fiziği.. biolojiyi.. psikolojiyi.. sosyolojiyi birbirine benzeterek yana birbirine indirgeyerek ANLAMSIZ ve AMAÇSIZ yaşamını başı boş sürdürerek içinde yaşadığı "önce başlat sonra bitir" cehennemi böyle dışına taşır. Ne diiim.. Ateşleri bol olsun. Osmanziya yontembilim.com

neden bunları yazdım..
Amerikalı bilim insanı John Calhoun tarafından gerçekleştirilen “Universe 25” deneyi, bilim tarihindeki en çarpıcı ve kaygı uyandırıcı çalışmalar arasında yer alır. Bu deney, bir fare kolonisi üzerinden insan toplumlarının davranışlarını anlamayı amaçlamıştır.
Calhoun, yüzlerce farenin yaşayabileceği, “Fareler Cenneti” adıyla anılan ideal bir ortam tasarladı. Bu ortamda bol miktarda yiyecek, su ve geniş yaşam alanı mevcuttu. Deneyin başında, dört çift fare bu alana yerleştirildi. Fareler hızla çoğalarak nüfusun kısa sürede artmasına neden oldu.
Ancak 315 gün sonra üreme oranları keskin bir şekilde düştü. Nüfus 600’e ulaştığında bir hiyerarşi oluştu ve kolonide “sefil” olarak adlandırılan bireyler belirmeye başladı. Büyük ve güçlü fareler diğerlerine saldırmaya başladı, bu da erkek fareler arasında ciddi psikolojik sorunlara yol açtı. Dişi fareler ise yavrularına karşı saldırgan davranışlar sergilemeye ve onları koruyamamaya başladı.
Zamanla dişiler, artan saldırganlık, yalnızlaşma ve üreme güdüsünün kaybıyla dikkat çeker hale geldi. Bu durum düşük doğum oranlarına ve genç fareler arasında yüksek ölüm oranlarına neden oldu. Aynı dönemde “kibar fareler” adı verilen yeni bir erkek sınıfı ortaya çıktı. Bu fareler çiftleşmeyi veya alanlarını savunmayı reddederek sadece yemek ve uykuya odaklandılar. Koloni giderek “kibar erkekler” ve “izole dişiler”den oluşan bir yapıya dönüştü.
Calhoun, bu süreçte koloninin ölüm evresini iki aşamada tanımladı: birinci aşama, sadece var olmanın ötesinde bir amaç kaybını ifade eden “ilk ölüm”, ikinci aşama ise tamamen fiziksel çöküşün yaşandığı “ikinci ölüm” olarak adlandırıldı. Zamanla yavru ölümleri %100’e ulaştı ve üreme tamamen sona erdi. Kolonideki bireyler arasında yamyamlık ve eşcinsellik davranışları arttı. Tüm bu gelişmeler, yiyecek bol miktarda mevcut olmasına rağmen yaşandı.
Deneyin başladığı tarihten iki yıl sonra son yavru fare doğdu ve 1973’te 25. Evrendeki son fare de öldü. Calhoun bu deneyi 25 kez tekrarladı ve her defasında aynı sonuçlara ulaştı.
Bu çalışma, toplumsal çöküşün dinamiklerini modellemek için kullanılan önemli bir referans haline geldi ve kent sosyolojisi alanında büyük yankı uyandırdı.@herkes

kara sibel
IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk