Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Yöntembilim
 YöntemBilim Forumu | Yöntem Bilim | Yöntembilim  
Mesaj icon Konu: logos ve mitos Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2975

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: logos ve mitos
    Gönderim Zamanı: Bugün Saat 01:18

LOGOS ve MİTOS

Düşünce ve felsefe alanında logos LAFIZ olarak ve mitos efsane ve destan yani HİKAYE olarak karşılanabilecek iki kavramı gösteren iki kelimedir.

Bu konu ile ilgili olarak Şahin DOĞAN, Mücahit BİLİCİ'nin bir yazısını yayımladı.. Hamdi TAYFUR'da bu yazıya sataştı.. bende ona bir soru sordum.. bana da sataştı.. bu sefer daha ciddi yazı yazdım.. ona cevap vermeyince bende üçüncü bir yazı yazdım.. buna da yanıt vermedi mi veremedi bilmiyorum. Bu Hamdi TAYFUR gibi entel çevre TARİHSELCİ MEKTEP adıyla face gurubunda kendilerini TAAKKÜL DÜZEYİ yüksek kişiler olarak görürler.. orada da yazılarımın hiç birini yanıt veremediler.. hatta yanıt vermeleri için HAKARET derecesinde TAHRİK ettim.. yine harekete geçemediler.. bu de bunun bir örneği olarak bu yazıyı paylaşıyorum. Ta ki gelecekte bunu arayacaklar kolay bulsun..









Şahin Doğan

Nurcular içinden çıkmış tek entelektüel olan Mucahit Bilici hocadan çok anlamlı bir yazı.
Mitos’tan Logos’a Bir Mevsim Değişikliği
Her fikrin bir zamanı var. Zamanı gelmiş bir fikrin karşısında durulamayacağı söylenir. Muhtemelen doğrudur. Çünkü fikirler hayatla uç verir, serpilirler. Zamanı gelmemiş fikirler de vardır. Onların da anlaşılması zordur. Tasavvuru bile zor gelebilir. Yazın kışı, kışın yazı düşünmek gibi. Ama asıl zor olan mevsim hakikatini düşünmektir. Çoğu insan yaz ile mevsim arasındaki farkı bilmez. Yazı sıcaklık, kışı soğukluk üzerinden bilir. Peki ya mevsim nasıl bilinir, mevsimi hissetmek nasıl birşeydir?
Bir mevsimin içinde yaşar gibi bir fikrin içinde yaşar çoğu insan. Bir de fikir veya mevsim hakikatini anlayıp da fikrin dışında yaşamak var. Fikrin içinde yaşayanlar fikirlerini değiştirdiklerinde bir mevsimden diğerine geçerler. Aynı militanlıklarını yeni fikirlerinde sürdürürler (yazın sıcaktan, kışın soğuktan şikayet ederler). Kendisini kutsadıkları veya uğruna aksini lanetledikleri o fikrin kendisini bu kez başka bir fikir adına lanetlerler. Bunlar bir fikirden çıkıp bir başka fikre giren müminlerdir. Şüphecilik dinini savunduklarında bile birer mutassıp softa olmaya devam ederler. Modernliği bir bedevinin taassubu ile savunurlar. Yeni tanrıları eski tanrılarından daha az kutsal değildir. Eskimiş bir putu bir balta ile kırarlar ve onun yerine o baltayı put olarak koyarlar. Sanki dinleri değişmemiş, sadece dinlerinin rengi veya şekli değişmiştir. Ata’ya tapanlar şimdi balta’ya tapmaya başlamıştır.
Türkiye’de bir süredir büyük bir din değiştirme dalgası yaşanıyor. Bu mevsim değişikliği, çoğunlukla sıcaklardan kaçış (dinden çıkış) gibi algılansa da aslında bir mevsimden diğerine geçişin yoğun trafiği. Rivayet o ki mitos’tan çıkıp logos’a giriliyor. Tanrı’nın, eski din anlayışının ofsayta düştüğü bir yeni durum, bir bilgi heyelanı yaşanıyor. Mitos’un artık gülünç gelmeye başlaması gerçeğine logos’un büyüleyici heyecanı eşlik ediyor. Hakikati bulma heyecanı. Bir muhtedinin yeni dine dair hüsnuzannına benzer bir dindarane heyecan bu. Yani din içinde bir heyecan bu. Bilime, felsefeye, aydınlanmaya, karanlıktan kurtuluşa dair bir heyecan. Aklı kullanma ile akla tanrılsallıklar yükleme arasındaki mesafeyi görmeyen bir heyecandan bahsediyoruz. Neticede ortaya bir yerli Kemalizm çıkıyor: Anadolu Kemalizmi. Dindar sekülerleşmesi. Yerli malı bir aydınlanma. Yukarıdan değil alttan geldiği için daha az çekingen. Gerçekten organik.
Bu değişimi yaşayanların ortak özelliği mitos’tan çıkıp logos’ta saplanmaları. Bu insanlar henüz şunu bilmiyor: Mitos bedeviliğin logos’udur. Logos da medeniyetin mitos’u. Onlara bunu söylediğinizde ama logos ile mitos aynı şey değil ki diyorlar. Tıpkı milliyetçilerin kendi milliyetçiliklerini başkalarınkinden tenzih etmeleri gibi (onlarınki nasyonalizm bizimki milliyetçilik). Onlar bedevi dinleri olan “mitos”tan çıkıp, “logos”a girerken bir misyoner edasıyla etrafa mutlak sandıkları hakikatlerini anlatırlar. Kendileri gibi bir erken karikatür olan Kemalistler gibi “karanlıktan aydınlığa”, “ilkellikten ileriliğe” çıkış yaptıklarını zannedip bir üstünlük gururu geliştirirler. Bilgiye, bilime dayandığı için şahsi değilmiş, apaçık gerçekler adınaymış gibi yapan bir kibir. Mitos’ta yaşayanlara, yani kendi ana-babalarına, kendi şehirlerine, kendi dinlerine, kendi kültürlerine, kendi medeniyetlerine, özetle kendi mitos’larına o kibirle bakarlar.
Halbuki mitos’a olan adavetleri logos’un künhüne vakıf olamamalarından kaynaklanan bir tenzih çabasıdır. Yani mitos’a olan bu gereksiz tahammülsüzlükleri logos’taki sathiliklerini yansıtıyor. Logos’ta yeterince derinleştiklerinde “ah biz ne yaptık?” deyip pişmanlık duyacaklar. Logos’a bu denli hayranlık tam da onu henüz hakkıyla anlamamış olmakla açıklanabilir.
Bugün bilimin bir mürşid, bir yol gösterici, bir aydınlatıcı olduğunu düşünen insanlar bu kategorideki insanlardır. İyi niyetleri bu gerçeği değiştirmiyor. Onlar modern zamanın cahilleridir. Bilimli bir cehalet. Bilgiye dayalı bir cehalet. Onların yakıtı bilimin kendisi bile değil, bilime dair heyecanlarıdır. Yani imanları. Bilimi hakkıyla bilmeme ama bilime duyulan hayranlık onlarda bilime dair bir iman üretiyor. Bu ümit onlara hayat veriyor. Yoksa o çok sevdikleri bilime hakkıyla ulaşsalar, ya karamsarlıktan ölecekler ya da ağlayarak geri kaçacaklar. “Gerçeğin çölü”ne henüz ulaşamadıkları için şanslılar. Logos’un hapishanesi, mitos’unkilerden daha fenadır. Henüz duvarına toslamadıkları için bir başka hapishaneye geçtiklerini bilmiyorlar.
Ayrıca aklı putlaştıran bu yanlış heyecana itirazları akla itiraz olarak duymaya meyillidir genelde bu insanlar. Ucuz bir savunmaları var: Muhataplarını dinci, mitoscu vesaire olmakla itham edince yırttık sanıyorlar. Çünkü itirazın mitos adına olmasına ayarlı zihinleri. Koskoca logos’a kim itiraz edebilir? İlkel-gerici mitosculuk adınadır her logos eleştirisi. Onun için put gibi yapıştıkları logos’un put olma ihtimalini düşünemezler. Halbuki mesele tam da budur: Logos’un içine bir mitos’un içine düşer gibi düşmek. Logos üzerine düşünememek. Bunların en iyisi felsefede en fazla Kant’a kadar gelebiliyor. Felsefenin veya Batıdaki paha biçilmez düşünce serüveninin bıçkın genç öğrencileri gibiler. Heyecanları mazur görülse de özgüvenlerini gördükçe insan tebessüm ediyor.

Şahin DOĞAN’ın paylaştğı Mücahid BİLİCİ’nin yazısı



İcinden cikamadığı mitosu logos yaparak, logosu da mitosla özdeşlestirerek kendini tatmin etmeye çalışıyor. Laf kalabalığı. Postmodern sacmaliklar.

Hamdi TAYFUR

Logostan ne anlıyorsunuz ki mitosla özdeşleştirdiğini söylüyorsunuz ? Mitostan ne anlıyorsunuz ki logosla "ayni"leştirdiğini ileri sürüyorsunuz.. identity ya entite denilen "mahiyet" hakkında ne düşünüyorsunuz.. diye üç kavrama SORU haline getirip yanıtları bulunmadıkça yapılan iş eski tabirle havanda su dövmek oluyor, diye düşünüyorum. Yanıt vermeyenlere yanıt vermeme kuralımı Şahin Hocama uygulamadığım için.. onun yüzü suyu hurmetine kalabalık saçmalığını yanıtladım Üstad.

OSMANZİYA

Hamdi TAYFUR

insnlar böyle agdalı, çok biliyormuş da söylemiyormuş, her seyin sırrını çözmüş edalarında lafları ne çok seviyorlar. Hepsini toplasan bir dirhem agırlığı olmayan, anlamsız kelimelerle edebiyat yaparak güya bir şey söylemiş oluyorlar. Gına geldi bu tiplerden.

Hamdi TAYFUR’a dedim ki:

Üstad.. epos ve logos ve mitos ayırımı Aristo'nun ancak buradaki yer gösterimi YBA ile yapılan çözümleme bana ait. Tablonun sağına NOMOS ve soluna SOPHOS gösterimi ile üst tarafta KOSMOS-kaos, alt tarafta HOMOS-patos gösterimi Osmanziya Osmanziyaoğlu na aittir. Sorularımda olan her kavramın tanımı "tablo" göstergelendi.. bu arada Aristo'nun metafizik dört sebeb kuramı da yerleştirildi.. ancak biz onu epistemolojik olarak kullanıyoruz. Doğrusunu isterseniz bizde sizin gibi tiplerden sıkıldık.. lakin insan özgürlüğü esastır.. birbirimize katlanacağız. Aksi halde özgürlük sözde olurdu. Rahmetli Zeki Coşkunsu nun sevdiği bir Üstadsınız.. bu bakımdan size fazla LAFZ etmiyoruz. Her şeyin sırrı çözmek ayrı.. iman ayrı.. imanı olan kendinden emin konuşur bunun bilgiyle her şeyi bilmekle alakalı olmaz. Hakaret, edileni değil edeni küçültür ki biz de buna girişmedik. Herkesin kaç miskal ağırlığı olduğu da yarın MAHŞER'de tartıldığında ortaya çıkacaktır. Bunları söylemeden de geçemedim.. siz sadece verdiğim soruları ciddiyeti alıp.. milleti uyuttuğunuz Günlük Dilin Düz Yazısı (GDDY) ile yanıtlayın.. gerisi kolay. Belki bu sayede bilmediklerimizi de sizden öğreniriz. Dinnur Yaşar

Selçuk BOSTANCI
Hamdi TAYFUR sizden de bekleriz.

Selçuk BOSTANCI sayın Tayfur’u yanıt vermeye çağırdı lakin cevap gelmedi.. bende dedimki:


Yazının konusu mitos ve logos ve idendity hakkında bilgi istedim.. ne muhatabım Hamdi Tayfur dan ne Mucahit Bilici 'nin yazısını paylaşan Şahin Sahin Dogan dan ne de yazarın kendisinden.. yanıt gelmedi.. elbette vermek zorunda değillerdi.. ve üstelik benim talebime bir de TABLO da eşlik etti.

Günlük Dilin Düz Yazısı (GDD) ile HAZIR açık ve seçik SEHİL yani anlaşılır bir ANLATIM yapabilirsiniz.. ancak bu anlatım ile "hakikati hikaye etmek kolay olmadığı gibi hikayenin hakikatine erişmek zordur."

Eğer anlatımı öykü ve benzeti (mecaz) yaparsanız herkes anlar ancak HAKİKAT uzaklaşır.. çünkü bilinmeyen gerçeklere bilinen öykülerle ilerleriz.

Eğer anlatımı bir örgü (kuram) ve kurgu (varsayım-öngörü) ve çizgi (hatt-grafik) ve çizge (resim) yani hakikat ederseniz.. bu sefer de anlatımdan hikaye (öykü) ve benzetim (analoji) ve benzetme (metafor) uzaklaşır.. çoğu kimse anlamaz.. hatta ilgilenmez bile.

Belki yukarıdaki bu ANLATIM’ı soyut doğru ve somut gerçek ile içkin güzel ve aşkın iyi   dörtlüsüyle deseydim.. yine çoğu kimse anlamayacaktı. Öyle ise anlam.. anlama ve anlatım dünyanın en zor üç işidir.


Bir şey anlaşılıyorsa ona BİLGİ denir.. bu LOGOS’un işidir. Bir şey anlaşılmıyorsa o İNANÇTIR.. bu da MİTOS’un işidir. Logosa akıl, mitos kalb diyerek bu YAKIŞTIRMAYLA kurtulamayız. Yaklaştırma ve yapıştırma ile uyum ve denge gerekir. Ancak GDDY da işe yarıyor.


BİLGİ (ilim, marifet, fark) (loji.. nomi.. grafya) kesin değildir.. ama kuşku kabul eder.. etmiyorsa inanca dönüşmüştür. İNANÇ (kıymet, muhabbet, kadr) ise kesin değildir ancak keskindir.. kuşku kabul etmez. Bu ontolojinin epistemik ve aksiyomatik (emik ya da etik) iki yanının ifadesidir. Bu sistematize etmede, parapisik olursa mitos, metafizik olursa epos, olur. Şimdi biz bunları resmi olarak nomos ile filoloji ve teoloji yapıyor ve sivil olarak sophos ile filozofi ve teozofi ediyoruz. Sonuçta LAFIZ ve LOGOS ile ördüğümüz bir dünya bulunuyor ve bunun adına da “geniş anlamda” GERÇEK diyoruz. Elbette bunun bir de “dar” ve “orta” anlamı bulunur. SALT anlama da aklı başında olan girmez.

Bununla beraber insanın HEM kuşku ve soru kabul eden bilim ve felsefeye de gereksinimi bulunur.. HEM kesin ve keskin yanıt veren dine ve ideolojiye lüzum olur.

Aristo'yu üstadı evvel yapan Sokrat ve Platon'dan öne getiren yaptığı TASNİF.. zaten mantığın tedvin edilmesi onuru ona aiddir. Mantık deyip geçmeyin.. dilin vezninin temeli ve matematiğin tavanı, akıl ve usul ve mizandır.

Bir tesbih var "Sübhanallahi milelmizen ve müntehelilm" melin ve dilin ölçüsü ile ilmin düzeni ve sınırı.. önemli bir DİKEY'dir.

Kısaca bana yanıt vermek zordur.. çünkü GDDY esas almam. Birinci cümlem ile ikinci cümlem arasında ÇOĞU ZAMAN en az on tane mukayese bulunur. Haklı olarak kimse merdivenin birinci basamağından onuncu basamağını atlayamaz. Ancak YBA kullandığım için fikirler arası uçuş yapabiliyorum. Bunun için de reklamım bile reklam olamıyor haddi zatında yıllardır. Bu yüzden on dakikada yazdığımı bir saat düzeltmek zorunda kalıyorum. Ancak TABLOLARa dikkatle bakanlara GDDY dan daha çok yararlı olacaktır gelecekte.

Noktayı çizgi açar.. harf çizgiyi aşar.
Kelime kelimeyi.. yürütür.. cümle cümleyi.. sürdürür..
mukayese mukayeseyi yapar ya da yıkar.
MİSAL nutku DİL yapar.
Çünkü dünya, DİL ve din ÇİFT yaratılmıştır.

Anladıklarınızı ELEŞTİRMEYE cür’et etmezseniz...
Anlamadıklarınızı SORMAYA cesaret edemezseniz...
ne benim size.. ne de sizin bana bir faydanız dokunur.

Saygılarımla

osmanziya yontembilim.com












Daha sonra yukarıdaki iki tablonun genişletilmişi .. ARİSTO metafizik dört sebeb kuramını gösteren bu tabloyu ortaya çıkardım.




IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2975

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: Bugün Saat 02:39
Buraya kadar olan FİKRİYAT tartışması bir reklam idi ve asıl sizi bu iki tablonun hazırlandığı 60 yakın dosya yani tablo ile tanıştırmaktı..






Bu tablolar.. dine karşı yazan ve M.Ö.95-55 yıllarında yaşamış Titus Lucretius'in şiirleri gibi açık ve seçik değildir.. ondan etkilenen Çağdaş 1956 doğumlu Fizikçi Carlo ROVELLİ'nın çok açık ve seçik yazılmış FİZİK ÜZERİNE YEDİ DERS kitabı gibi de değildir.. aradan 2044 yıl geçtiği ve biz üç dört kez kainat tasvirimizi ve fiziğimizi değiştirdiğimiz halde fizik konusunda LUCRETİUS, ROVELLI'yi etkiliyebiliyorsa.. bunun bir nedeni olmalı.. belki bunu sonra düşünür ve yanıtlıyabiliriz.. ama şimdilik şunu söyleyeyim.. ben insanları HAZIR açık ve seçik SEHİL yani ANLAŞILIR yazan yazarlar gibi DÜŞÜNMEYENLERE yazılan metinler ortaya çıkarmıyorum.. ARAYANLARA tablolar hazırlıyorum.. bunun içinde DÜŞÜNENLERE yazıyorum.. Düşünenleri arıyorum çünkü arayanları düşünüyorum..

Peki aradığım DÜŞÜNENLERİ buldum mu ?

24 yıldır bulamadım..

Yoksa insanları DÜŞÜNMNEYE 'mi hazırlamalıyım ?    


IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk