Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta | |
Aktif Kullanıcılar Aktif Konular Üye Listesi Takvim Arama Yardım Skins Kayıt Ol Giriş |
Yöntembilim | |
YöntemBilim Forumu | Yöntem Bilim | Yöntembilim |
Konu: pencere ve perde | |
Yazar | Mesaj |
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3191 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Konu: pencere ve perde Gönderim Zamanı: Bugün Saat 14:10 |
Eyül AK kardeşimin şiirini ve resmini paylaşıyorum:
Hisler bildiğini zannetme Olgusuna yakalanınca Ardı arkası kesilmez Yanılmaların. Gönül hücrelerindeki Ahenk bozulur. Konakladığın odalarında Siyah beyaza üstün gelir. Perdeleri temiz Fakat yamalıdır. Kapıları kapandıkça Hüzne soyunur umut. Ve her iç çekişte işitirsin O duymak istemediğin Yüreğini deşen Göçün sayhasını.. Eylül AK Resim ve şiiriniz güzeldi.. tebrik ederim.. PENCERE'nin önündeki kareler desenli PERDE, Gurdiciyef'in kuramını akla getirdi.. insanda binlerce ben olur.. bir tanesi hakim olur.. sonra bunun ardında gözleyici ben olur.. sonra bütün bunların ardında MUTLAK BEN vardır. Aslında bilgimizi şuurun bir başka anlatımı. İmamı Nursi gaye-i hayal olmazsa zihin enelere inkilab eder anlamında bir sözü bulunur. Bu Üstad Tamer DÖVÜCÜ'nin OPTİMUM DENGE MODELİ kitabında sözünü ettiği kimlikler şeklinde de düşünebiliriz. Bunu bu değerli kitabı okuyarak kendiniz görünüz. Ben kimlikleri şöyle düşünürüm.. örneğin kendimi benimi merkeze alırsam; benim anneme oğulluk kimliğim.. kocalık kimliğim.. kızıma babalık kimliğim.. oğluma babalık kimliğim.. falan şirkette ortaklık kimliğin.. filan partideki delegelik kimliğim.. keza dostluk, arkadaşlık, yandaş ve yoldaşlık pek çok yüzler ve kimlikler ortaya çıkar. Fakat işin aslı bence şudur kafamıza bir dil sepeti örtülmüş bu sizin resminizde kareler desenli perde.. sonra başımıza bir düş çorabı geçirilmiş.. bu da perdenin önündeki pencere.. ve bizim metafor ve anolojilerle bilinmeyenlerin karanlığından bilinenlerin aydınlığına ilerleyişimiz.. bunun en iyi örneğinin de Platon tarafından verildiğini söyler Bertrand Russell: MAĞARA İSTİARESİ.. batının bu benzetmesine karşılık doğunun FİL TEŞBİHİNİ verebiliriz. İşte tüm benzetme ve benzetim ve sembolizmi YBA çizgileriyle aşıyoruz.. dünyayı belirleyen ve dini tanımlayan DİL'i tanımaya çalışırken bir de onu kötü ve kötüye kullanmayı bırakarak kendimizi ondan kurtarmaya uğraşıyoruz. osmanziya 13.09.2024 |
|
osmanziya
Kıdemli Üye Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 3191 Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
Gönderim Zamanı: Bugün Saat 14:12 |
Değerli Hocam, YALNIZLIK konusunda bir sorun olduğunu hissediyorum.. bununla beraber insan hem yalnız olmamak ister hem yalnız kalmak ister.. ancak bu uçlardan birine yaslandığında ki bu bazen onun elinde olmaz.. bu durumda ortaya yol kaybolmuştur.. dengeye bulamazsa sibernetik yasalar gereği dışarıdan bir müdahale gerekiyor.
Yirmi yıldan fazla yazarım.. hiç muhatabım bulunmadı.. kendi kendimle konuşarak belki sahte bir çözüm ürettim.. ancak işe yarıyor. Diğer taraftan TANRI inanç gibi güçlü bir desteğimde bulunuyor. Aksi halde çökerdim. Belki de yalnız olması TANRI'nın yansıması olmasından.. yalnız kalamaması TANRI olmamasındandır. Bununla beraber bazılarının TANRI ile arası hoş değildir.. çünkü ona Tanrı'yı tanımak kendini bırakmaktır demişler ve o da ona kanmıştır.. belki özgürlüğün salt anlamına kapılmıştır.. çeşitli nedenlerle BEN'liğini yitirmemek için O'dan uzaklaşmayı tercih ediyor. Bu bir üsteleme ve yeğleme Tanrı dahil kimse.. bu geçici ömrü süresince.. karışamaz. Bununla beraber 25 yıldır kimseye Tanrı'ya çağırmadım.. oysa bundan önce kimi tanısam ilk işi onu O hazineyi anlatmaktı. Tanrı yüksek bir yarardır.. ahiret sonsuz bir çıkardır.. çoğu NESNE'si olan KİMSE olarak bu yararın çekimine ve bu çıkarın çelimine karşı koyamaz. Ancak özne haline geldiğinde ve bireyselliğini kazandığını kendi benini sahte de olsa tek başına götürmek isteyebilir. Bu da onu bildiği ve seçtiği bir iş olur ve bunu evrenselleştiremez. Herkesin kendisi gibi olmasını isteyemez. Insan hep ve hiç arasinda var saydiklari ve yok sandiklari ile bir DUNYA kuruyor.. bunu doğumun anlami ve ölumun amacınin nedenini ve niçini bularak DININI oluşturuyor.. bu nereden geldigine dair başlangiçsiz ve başsız bir geçmiş.. nereye gittigine ilişkin sonsuz ve kalici bir geçmiş oluyor.. işte BU dunyayi belirleyen ve dini tanimlayan DİYALEKTIK.. kafamiza konulan dil sepeti ve başimiza orulen duş çorabidir. Bunun için düşü dil ile sınirlayan göstergelerin ve dili düş ile kuşatan gorungulerin IKINCIL BILGILER oldugunun farkina varmak.. çok önemlidir. Işaretin altindaki BASAR.. delaletin altindaki NAZAR.. yani birincil bilgilerimiz.. insanin kendisini merak etmemesiyle gizli kaliyor. Bu konuya girenlere GDDY yetersiz oluyor. Tribunlere konusan hocalar ve yazarlar gunu kurtarma dışinda yapabilecekleri fazla bir işte olmuyor. Neden YALNIZ kaliyoruz.. Niçin YANLIŞ yapiyoruz.. Belki sonra ögrenebiliriz. Ancak ben bunun NASIL oldugunu ararsak bulabileceğimizi umuyorum. Saygılarımla.. Yanıtım biraz metafizik katarak genişlettim.. bağışlayın. 09.09.2024 |
|
Forum Atla |
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |