Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
İnsan Bilim
 YöntemBilim Forumu | İnsan Bilim | İnsan Bilim  
Mesaj icon Konu: pencere Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2699

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: pencere
    Gönderim Zamanı: Dün Saat 15:17





FARK ve KADR etmek

Varlığ fark ederiz.
Yokluğu kadr ederiz. Osmanziya


Bir şey elde ise degeri bilinmez.. ne zaman ki elden çikar o zaman kıymeti bilinmez.

Bu YBA ile yapılan tablolar.. düşunmeyi ve anlamayi kolaylaştirmak içindir. Ancak çoğumuz düşunme ve anlama noktasinda HAZIR açik ve seçik SEHIL yani ANLAŞILIR kilinmaya çalışilan GDDY yuzunden dogan alişkanliklar bilenenlerdeki bilinmeyen yani SORU.. bilinmeyenlerdeki bilinen yani YANIT.. çıkarimi yapmak yani D Ü Ş Ü N M E K noktasinda sıkinti yaşiyoruz.
Varliklarin ve olaylarin benzerligi ve başkaligi bizim onları fark etmemizi.. ayirt etmemizi.. tanımamizi ve bilmemizi sağlar eger düşunebiliyorsak.
Yokluk.. yoksunluk.. yasaklilik.. yoksulluk bize nesnelerin ve kimselerin kiymetini ve degerini duyumsatir.. ogretir.. bildidir.. anlatir.. eger anlayabiliyorsak.

GERÇEK NEDİR
Gerçek nedir ?
Kopyala yapıştır mı ?
Baba bebeği ile GEÇMEŞİNE bakar.. oğul babası ile GELECEĞİNİ bakar.. doğumun öncesini aratır ve ölümün sonrasını hatırlatır.. çağımızın oyuncakları bizi GERÇEĞİN geçmiş ve geleceğine baktırmıyor. Keza torun dedeye.. dede toruna bir aynıdır.
Torun dededen ders.. dedi torundan ibret.. almazsa.. geçmiş ve gelecek kimseye ders ve ibret veremez.
FARK eden torun ve KADR eden dede birbirini tamamlarsa.. torun dedenin bilgisinden.. dede torunun gücünden ders alarak ileriyi gider ve geleceği daha iyi hale getirebilirler.

Bu durum yaşlı iktidar ile genç muhalefet.. parti içi demokrasilerini daha iyi götürebilirlerse ülke içi demokrasi de daha ileriye ve iyiye gidecektir.

Osmanziya

SOL VE SAG

2 Nisan 1948'de...Sabahattin Ali’nin bir faili mechul olarak öldürülüşü dillendirildi.. bu günde 6-8 ekim kalkışmasında başı taşla ezilen gencin durumu dillendirildi.. otelde yakılan solculardan.. bağlarbaşında öldürülen sağcılardan da söz edilebilir.. 1960 türkiyede solcuların sağcıların ezdiği Endonozyadan sağcıların solcuları temizlediği söylenir.. Bunun benzere başka ülkelerde da çağdaş cadıların avlandığından bahsedilir…

Soldan ve sağdan nice gizlice öldürülenler.. nice resmen asılanlar.. bize.. insanların ortak değerleri olan; dilin ve edinin partilere PARAVANA ve emeğin ve özgürlüğün ideolojilere PARATONER edildiğini gösteriyor.. diyorum yıllardır. Ancak ORTAK DEĞER denildiğinde müşterek olan kıymetlerin ne olduğunu saptamak için de İNSAN'ın tanımlanması gerekiyor. Başka bir ifade temel hak ve hürriyetler konusunda yapılan çalışmaların değerlendirilmesi gerekiyor. Bu noktadan da belki hepsinden önce SOL'un ve SAĞ'ın ne olduğunu anlamak icab ediyor.
Bunu gerçekleştirdikten sonra için bilimsel bir üslübla sosyo kültürel yararların.. ekonomik ve politik çıkarların.. dini ve askeri rövanşların konuşulması ve tartışılması ve değerlendirilmesi gerekiyor. Aksi halde bu değerlerin her biri üzerine güzelleme yapılmasının sorunun çözümüne bir katkısı olmayacağını düşünüyorum.

Bu yapılmadan KAN DAVALARI sürdürülürcesine biz bu ağıtları yaktıkça.. solcular öldürüldükçe sağcılar.. sağcılar öldürüldükçe solcular.. TİMSAH GÖZ YAŞLARI dökmeyi sürdürecekler "gibi"me geliyor. Yontembilim.com

Osmanziya
18.05.2024







20240518_151649_PENCERE.rar


buradak 30 dosyanın sonuncusu







IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2699

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: Dün Saat 15:31
Paylaşım için teşekkür ederim.. Will Rogers demiş ki; İyi kararlar TECRÜBE sayesinde alınır.. TECRÜBE ise kötü kararlar sayesinde kazanılır." Bu deneme deneme ve yanılma surecinin ayrıntısı.. geçmişten ders ve bugünden ibret gelecek daha güzel getirilebilir. Fakat nedense bundan ders alamıyoruz. Burada neden alınamadığını anlatmaya çalışıyorum. Sağlıcakla kalınız. Osmanziya
IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 2699

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: Dün Saat 15:41
Oktay Yagcı paylaşımı

ELEKTRONLAR, SANİYEDE MİLYONLARCA KEZ VAROLUŞUN İÇİNE GİRİP ÇIKAN TİTREŞİMLERDİR;
BEN KİMİM?
Bu beden miyim?
Bu düşünceler miyim yoksa bu duygular mıyım?
Atomik düzeyde tüm nesneler 99,999 oranında boşluktur.
Elektronlar, saniyede milyonlarca kez varoluşun içine girip çıkan titreşimlerdir. Dolayısıyla tüm evren saniyede milyonlarca kez varoluşun içine göz kırparcasına gelip giden bir kuantum ilüzyondur.
Kuantumun yanıp sönmelerini hızından dolayı kaydedemeyiz.
Böylece beyinlerimiz, zaman ve mekan içinde, devamlı bulunan katı nesneleri görerek bize oyun oynar.
Işık fotonları 3 boyutlu formlarımızı, her düşüncemizi, duygumuzu ve katıldığımız her etkinliği ışınlar. Basitçe söylemek gerekirse, her nanosaniyede tekrar tekrar yaratılıyoruz.
Sandalyeden kalkıp odanın karşı tarafına doğru yürüdüğünüzde vücudunuz hareket ediyormuş gibi görünür. Kuantum düzeyinde bunların hiçbiri aslında gerçekleşmez.
Bunun yerine, sanal, hayali parçacıklar serisi, hareket yanılsaması yaratmak için titreşir, yanıp sönerler.
TV den örnek vererek yaradılış bilmecesine daha yakınlaşabiliriz.
TV ekranında hiçbir şey aslında bir yerden bir yere doğru hareket etmiyor. Yer alan tek etkinlik, ekranın yüzeyinde; kırmızı, mavi, yeşil fosforların titreşmesi.
Meydana gelen tek olay, ekranın yüzeyindeki kırmızı, mavi ve yeşil fosforların titreşmesidir.
Buna verilebilecek en yakın örnek sinyal olmadığında eski televizyon ekranlarının; ''karlı”, “statik”, siyah beyaz noktalar göstermesi olabilir. Buna benzer, çocukluğumdan beri ışık fotonlarının sıfır noktası alanına nanosaniyeler içinde girip çıktığını görüyorum. Hiçbir şey göründüğü gibi değildir (görsel yorumlarda).
Atomlar kendi başlarına hiçbir şey değildir.
Onlar sadece plazmayı (su-enerjiyi) tutan kaplardır.
Veya Yaratıcı Zekanın (İlahi Bilinç) TV ekranı örneğinde olduğu gibi kuantum alemindeki pikselleri (atomları) canlandırması (enerji vermesi) olarak da düşünebiliriz.
Aynı şekilde havaya bir taş atıldığında taş havada hareket etmez. Yalnızca yaratılışın tezahür alanının farklı yerlerine son derece hızlı bir şekilde yansır. Parçacık A, boşlukta yok olur ve yeni bir yaratım olan parçacık B, hedefe bir minik fraksiyon yakın olarak döner. Taş, ilerliyormuş gibi gözüktüğü istikamette, yolda bir noktadan (parçacık A) bir sonraki noktaya (parçacık B) yansılanılyor.
Ancak burada gizem önemli ölçüde derinleşiyor. Taş neden bir anlığına kaybolmak yerine, biraz sağa veya sola kayarak yeniden ortaya çıkmak yerine parçalanıp kaybolmuyor?
Sonuçta bir süreliğine tamamen kaybolan şey; neden geri dönmemek şartıyla ortadan kaybolmadığını kolayca açıklamak mümkün değil; şeklinin, renginin ve boyutunun neden kayıplara karışmamış olmasının açıklaması yoktur. Hatta kuantum fiziği, bir golf topunun, topun deliğe girmeyeceğini bile hesaplayabiliyor olabilmesine rağmen.
Kim; saniyenin bir küçücük diliminde kâinatı alıp, tekrar yerine koyabilir?
Deneyimlediğimiz görsel maddi gerçekliğin tamamı; zaman ve boşluğun dışından, görünmeyen alandan doğar. Kökümüzün, kaynağımızın bu dünyada olmadığını fark etmek çok zordur. İşte sen bütün niteliklerinle buradasın, insanlar seni görüyor, duyuyor ve varlığına inanıyor.
Ancak sizin realitenizin kuantum aleminde kıldan çok daha ince bir çizgisi vardır; hiçbir ses, boyut, doku, koku, renk ya da tanınabilir herhangi başka bir şey yoktur.
Bilinç, bu simüle edilmiş gerçeklikte sanal benliğiniz ile fiziksel benliğiniz arasındaki bağlantıdır. Bu yaratıcı zeka, seni bir bütün olarak tutar. Olağanüstü bir ustalıkla bu bedenin her bir atomu saf alandan oluşur ve bu alan saniyenin birkaç milyonda birini aşmayan bir sürede enerji çakmalarıyla titreşir.
3 boyutlu yaratılış, yüce mühendis tarafından oluşturulmakta ve yönetilmektedir ve varlığımızın olduğu yeri, göz açıp kapayıncaya kadar doldurur.
Yaratıcı Zeka ile uyum içinde titreşelim.
İlahi Işık ile rezonansa girelim.
Yüksek benliğinizle aynı hizaya gelin.
Işıkla
Namaste
Harika Camalan
Tübitak- Bilim Genç sayfasında konuya ilişkin bir bilgide şöyle deniliyor: “ Heisenberg Belirsizlik İlkesi bir parçacığın konumunun ve momentumunun aynı anda belirli bir kesinlikle bilinemeyeceğini söyler. Üstelik kuantum mekaniğinin en çok kabul gören yorumu olan Kopenhag yorumuna göre parçacıkların konumları ve momentumlarındaki belirsizlik bilgi eksikliğinden kaynaklanmaz. Sistem üzerinde ölçüm yaparak sistemin çeşitli özelliklerini belirlemek mümkündür. Örneğin ölçüm yaparak bir parçacığın konumu ya da momentumu belirlenebilir. Ancak ölçümden önce parçacığın belirli bir konumu ya da momentumu yoktur. Bu durum atomlardaki elektronlar için de geçerlidir. Elektronları bir çekirdeğin etrafında dönen, belirli bir konumu ve momentumu olan noktasal parçacıklar gibi düşünmemek gerekir. BU YÜZDEN MODERN ATOM KURAMINDA ÇEKİRDEĞİN ETRAFINDA DÖNEN ELEKTRONLARDAN DEĞİL ÇEKİRDEĞİN ETRAFINDAKİ ***ELEKTRON BULUTUNDAN*** BAHSEDİLİR.”

IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk