Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Din
 YöntemBilim Forumu | Diğer | Din  
Mesaj icon Konu: mulk suresi Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3419

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: mulk suresi
    Gönderim Zamanı: Bugün Saat 22:27
MÜLK ülke anlamına gelir.. ülke ise ulus ister.. ülke ve ulus ile tarihi bir seyir ile ortaya bir kültür.. bir millet.. bir devlet ve bir medeniyet ortaya çıkarır.








ilettiler:

[07:14, 18.11.2024] Mustafa Buğucam: Efendimizin, ümmetinin ezbere bilmesini arzu ettiği Mülk Suresi’nin Faziletleri

(1) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Tebareke (yani Mülk) Suresi kabir azabına engeldir.”

Albani Sahihu’l-Cami’ 3643

(2) Cabir bin Abdullah (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:

“Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Secde ve Mülk Surelerini okumadan uyumazdı!”

Tirmizi 3627

(3) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Kuşkusuz ki, Kur’an’da otuz ayet olan bir sure vardır! Bu sure, bir kişi için şefaatçi oldu ve onun günahları affedildi. Bu sure, Mülk Suresi’dir!”

Tirmizi 3052

(4) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Kuşkusuz ki, Kur’an’da otuz ayet olan bir sure vardır! Bu sure, kendisini okuyan kişiye mağfiret edilinceye kadar, şefaat eder! (Bu sure) Mülk Suresi’dir!”

İbni Mace 3786, Ebu Davud 1400, Nesei, İbni Hibban, Hakim, Tergib ve Terhib 3/315

(5) Enes bin Malik (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Kur’an’da bir sure vardır ki, bu sure yalnızca otuz ayettir. Bu sure (kıyamet günü) sahibini cennete girdirinceye kadar savunacaktır. O sure, Tebâreke (Mülk) Suresi’dir.”

Taberâni

(6) Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:

Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in ashabından biri, çadırını bir kabrin üzerine kurdu. O sahabe oranın bir kabir olduğunu bilmiyordu! Birden Mülk Suresi’ni okuyan bir adamın kabri çıktı! Hatta kabirden çıkan adam, Mülk Suresi’ni sonuna kadar okudu! Bunun üzerine o sahabe, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e gelerek:

‘Ya Rasulallah! Çadırımı kurdum ama oranın bir kabir olduğunu bilmiyordum! Birden Mülk Suresi’ni okuyan bir adamın kabri çıktı! Hatta kabirden çıkan adam, Mülk Suresi’ni sonuna kadar okudu!’ Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Mülk Suresi, (kişiye azap edilmesine) manidir!”

Tirmizi 3051, Tergib ve Terhib 3/316

(7) Abdullah ibni Mes’ud (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

“Kişi kabre/mezara konunca azap melekleri o kişinin ayaklarına gelir. Kişinin ayakları:

Benim cihetimden/tarafımdan azap etmek için size bir yol yoktur! Çünkü bu adam, Mülk Suresi’ni okurdu, der. Sonra adama göğsü veya karnı istikametinden gelirler. Kişinin göğsü:

Benim cihetimden/tarafımdan da azap etmek için size bir yol yoktur! Çünkü bu adam, Mülk Suresi’ni okurdu, der. Daha sonra da adama başı istikametinden gelinir. Kişinin başı:

Benim cihetimden de azap etmek için size bir yol yoktur! Çünkü bu adam, Mülk Suresi’ni okurdu. Mülk Suresi, menedicidir, kabir azabını men eder. O, Tevrat’ta da Mülk Suresi’dir. Herkim onu bir gecede okursa çok sevap kazanmış ve iyi şey yapmış olur.”

Hakim, Tergib ve Terhib 3/317

DEDİMKİ:

[07:14, 18.11.2024] Mustafa Buğucam: Kabirden çıkma efsane.. lakin MÜLK süresi MUHTEŞEM bir anlam örgüsü.. Yasin.. Rahman.. Nebe.. Fetih.. süreleri gibi.. Hepsi Mahşerin Beş Atlısı..

SONRA EKLEDİM:


Eşyanın MALIK ve eşyasın MELİKİ olan EL-LAH.. mülk ve melekutunda.. şuhud ve gaybında.. halk ve emrinde.. cereburunda ve ceberutunda.. evriminde ve yaratılışında.. dürülüşunde ve dirilişinde..lahutunda ve nasufunda.. ilk ve son ile dış ve iç yön ve yan ile yol ve yüzünde RUBUBIYETINI ve ULUHIYETINI tezahür ve tecelli ettirirken ESMA'sını ins'de HÜSNA' sını da KEVN de göstermiş.. biz bunu basar- ı İŞARET ve nazar-ı DELALET olan dil ve düşümüz ile ibare ve ifade ediyoruz.

Rabbülâlemîn olan MALIK ve MELIK Yevmiddin.. Inse bindirdigi DILİ dünyayı belirleyici ve dini tanımlayıcı yaparken.. dile indirdiği DINE de evvelin sorumluluğunu ve ahırın yükümlülüğü etmiştir.

Şimdi biz bu batıni din ve zahiri dünya ile evveli mes"uliyet ve ahırı mükellefiyet arasında çıkar ve yarar kararlar ve tadar ve tutar tasarlariyle diri bir âlemde kılabiliriz.. alişkinlik ve alişkanliklarimizin adetiyle ölü bir dünyada kurabiliriz.

Buna engel nedir ?

Bir ömür okuyucu olmak..
Bir ömür yazıcı olmak..
Bir ömür bir adamı okumak..
Bir ömür bir kadını yazmak..
Ben bunlara sümsük ve sünepe müslüman diyorum..
bunların bir işe yaramadığı 400 gunu aşan KATLIAM..




Dinnur YAŞAR 18.11.2024 PURSAKLAR 21:26



Düzenleyen osmanziya - Bugün Saat 22:43
IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3419

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: Bugün Saat 22:38
Değerli bir Kardeşim (Emre UMUT Ugur) dedi ki:


"Hayatta en çok teessüf olunan şey, onun bize vermediği ve asla vermeyecek olduğu şeydir. Sakin olalım."
Hayatta Hiçbir Şey Tesadüf Değildir.
Hayatta her şey tesadüf diyen ne kadar doğru söylüyorsa hayatta hiç bir şeyin tesadüf olmadığını söyleyen kişi de o kadar doğru söylüyordur.
Kim bilir belki de hep güzel baktığımız için insanların gerçek yüzünü göremiyoruz.
Paul Valery



dedim:

Determine Uzaya ilişkin izafiyet kuramı ile atomaltı dünyaya ilişkin istatistik kuantum kuramı bize birbirinin aksi fikirler verir.. Bu makro ve mikro dünya arasındaki bizim MİDİ dünyamızda da Einstein ve Planck'ın enerji denklemleri de işlemez.. bu belirli ve belirsiz iki ayır fizik veren KURAMSAL çözümler SİCİM kuramıyla birleştirilmeye çalışılmışsa da henüz TEK bir FİZİK gerçekleştirilememiştir.. bu fiziklerin uygulamalı sonuçları ve felsefi yaklaşımları kafamızı ve aklımızı ve fikrimizi meşgul etse sonuçta Tanrı'ın birlik ve teklik tecellilerinden fazla bir GERÇEKLİK veremezler.. demek istediğim YAZGININ geçmişten geleceğe İLLİYET belirliliği.. YARGININ gelecekten geçmişe AKİBET belirsizliği ile akan ZAMAN.. arasında kalırız. Yani geçmişten bakarsak iradi tecrübemizi çalıştırırız.. hukuk yaparız.. gelecekten bakarsak kaderi inancımızı işletiriz.. din ederiz.. AHLAK her ikisini de işletir.

Saygılarımla

osmanziya 18.11.2024 pursaklar 21:37


Görmek.. işitmek.. okumak.. düşünmek.. anlamak.. bağlanmak.. güvenmek.. inanmak.. uzun bir yoldur.. belki bir ömür süren deneyim, birikim ve gelişimdir.

Bu süreç içindeki sürede.. imkanı ve ihtimali kavradığında kader ve kaza ile ata ve cezayı anladığında.. fehim ve fıkıh ile FİKRİ de anlamış olursun.. gerisi lafzı ma'naya bağlamak.. ma'nayı lafızdan ayırmak olur.. metni ve mânâyı birbirinden ayırabildiğinde TAAKKUL DÜZEYİNE erişmiş bir entelektuel olursan. Artık görmen örmeye dönüşmüş olur. Osmanziya


Düzenleyen osmanziya - Bugün Saat 22:49
IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3419

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: Bugün Saat 22:59
Uyumak ve uyanmak HAKIKI kullanıldığında gece ve gündüze bağlı biolojik saatimizin sirkadeyn döngüsüdür.. sonra bu sanayimizin döngüsü olmuş. Nevm ve yakaza MECAZI kullanıldığında çeşitli farkındalıklar.. açılma ve keşf.. tenevvur ve aydınlanma

Din birdir yol çeşitlidir.. yol birdir yönler türlüdür.. yön birdir yanlar farklıdır.. biz bu farkındalıklarla ayrı ayrı ısimleri cilvelendiririz. Böylece itikad ve ibadette çeşitlilikler doğar.. ahkam ve ahlakta türlülükler çıkar. Allah katında din islamdir. Islâm önce TEVRAT ile davet olunmuş sonra Zebur ile çağrılmıştır.. sonra INCIL in mesajı inmiş.. sonra KUR'AN'n farkı ve Furkanı belirmiştir.

Sonuçta SIRAT mezheblere mesleklere ve meşreblere.. SEBIL hiziblere fırkalara (partilere) ve cemaatlere.. SEVIYY teşkilatlara örgütlere ve teşkilatlara.. ayrilirlar. Bu farklar ve fırkalardan oluşan ZÜMRELER de cennet ya da cehenneme yol tutan ÇİZGILER meydana getirirler. Kimin farkının FIRKAYI NACIYE oldugu bilinmez.

Halkın anladığı manada dinlerin ceriri ve meriri kalmadığını.. yani geçerli ve yürürlü olmadığını söyleyerek İNSANİYETE gelmek gerekiyor.. özelikle yirminci yüzyılı inceleyince.. Serdar Kayıhan'ın yazdığı tarihi değiştiren savaşlar ve antlaşmalar KİTABINI okuyunca bu kanıya uluşmamak mümkün değil.. ilk kitap bende siz hristiyanlar ve müslümanlar kafirsiniz.. son kitap bende siz hristiyanlar ve yahudiler kafirsiniz.. sözlerinin bir anlamının kalmadığını anlamak için kişinin enelektüel düzeyinin biraz yüksek olması lazım geliyor.. düşünenlerin inanmadığını .. inanların düşünmediğini fark etmek gerekiyor. En azında AYDIN olarak düşünmeye cür'et inanmaya cesaret icab ediyor. Osmanziya


osmanziya

Düzenleyen osmanziya - Bugün Saat 23:08
IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk