Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta | |
![]() |
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
Din | |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Yazar | Mesaj |
osmanziya
Kıdemli Üye ![]() Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 4408 ![]() Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
![]() ![]() ![]() Gönderim Zamanı: 27-Temmuz-2025 Saat 17:38 |
![]() HAMD orta ve dogru ve kısa YOL.. Hamd sadece ni'metlar içinde oldugunda ŞÜKÜR ve teşekkur etmek degil bir musibete düçar oldugumuzda SABIR etmeyi de içerir. Hamd DAVA edildiğinde MUHABBET ve HURMETI dahi kapsamina alir. Peki kapsamina almak ve icermek nedir ? Bu yazida ve tabloda bir sürü KELIME kullandim. Hamdı seven bu kelimeleri ogrenmenin sıkıntisina da katlanir. haOZO ![]() YOL.. ara ve bul ve ol'dan ibarettir.. bazilarimiz onu internet ve baglantidan ibaret biliyor. oysa bizin daha yakin poz ve pozisyonlarimiz ve bağlantilarimizda bulunuyor.. eşimiz.. çocuklarimiz.. ana babamiz.. kardeşlerimiz.. akra-bağ'larımiz.. dostlarimiz.. arkadaşlarimiz. tedarikçilerimiz.. calisanlarimiz.. musterilerimiz.. yoldaşlarimiz.. yandaşlarimiz.. ögrecilerimiz.. okurlarimiz.. işçilerimiz. Bunlar.. bağlantidan başka bir baginti ve dozaj ve doz oluşturur. İşte bizim asil KOZ"umuz bu poz ve şu dozdur. osmanziya 03;44 27.07.2025 Ciddi bir YAŞANTI ve sureti ameliye Hasbi bir DAVRAMIŞ ve şekli muamele Samimi bir GÖRÜŞ ve tarzi nazar Safi bir TUTUM ve tavri niyet ortaya koyabilmek salih bir mufakkakiyet ve başarı halis bir galibiyet ve gaye ve hamddir. osmamziya 27.07.2025 üçyol izmir Düzenleyen osmanziya - Dün Saat 02:23 |
|
![]() |
|
osmanziya
Kıdemli Üye ![]() Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 4408 ![]() Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
![]() ![]() ![]() |
![]() dilin KIŞRK düsün LÜBBÜ SADRIN Zatı SARFIN Sıfati ![]() Bu dokuzuncu dosyadan sonraki diğer tablolar bu dizinin içinde yer alıyor ve 20250727_180034_RUYA-ortak.zip bu da son tablo: ![]() |
|
![]() |
|
osmanziya
Kıdemli Üye ![]() Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010 Gönderilenler: 4408 ![]() Hak Puan : 5 Kidem : 6 OrtalamaHak : % 50 Irtibar :2 |
![]() ![]() ![]() |
KUVVET bilim DİL hukuk İLE ahlak DİN hikmet HAKK denklemini açmaya çalışıyorum. Peki HAKİKAT bunun neredesin de ? Lâ nerede illâ nerede.. Zayıf-ı Havl ile kavl-i Hakk Şuhudun UZMASI ve Gaybın ULYASI ile nasıl gösterilir.. tüm bunlar günlük dilin düz yazısı ile değil YBA in analitik düzlemi ile anlatılır. Saygılarımla. ![]() Fahri DALGIÇ hanım paylaştı: Özdeşleşmek Eski bir hikaye vardır… Memleketinden gitmiş olan bir adam geri gelir ve evinin yandığını görür. Bu şehirdeki en güzel evlerden biriydi ve adam evi çok seviyordu. Pek çok insan eve iki kat fiyat vermeye hazırdı; fakat adam hiçbir fiyatı kabul etmemişti ve şimdi ev gözlerinin önünde yanıyordu. Binlerce kişi toplanmıştı; ama hiçbir şey yapılamıyordu. Yangın o kadar ilerlemişti ki söndürülse bile hiçbir şey kurtarılamazdı. Oğlu koşarak geldi ve kulağına bir şey fısıldadı,”Kaygılanma. Evi dün sattım ve çok iyi bir fiyata, üç katına. Teklif o kadar iyiydi ki seni bekleyemedim. Affet beni.” Fakat babası şöyle dedi: “Eğer onu fiyatının üç katına sattıysan iyi”. O zaman baba da diğer insanlar gibi izleyici oldu. Bir dakika önce izleyici değildir, özdeşleşmiştir. Ev aynı ev, yangın aynı yangındır; fakat şimdi adam ilgilenmiyor. Tıpkı başkalarının eğlendiği gibi o da eğleniyor. Sonra koşarak öteki oğlu gelir ve babasına şöyle der: “Ne yapıyorsun? Gülümsüyorsun ve ev yanıyor” Babası “bilmiyor musun” der, “kardeşin onu satmış.” Oğul der ki: “Satmaktan bahsetti; fakat daha hiçbir şey yapılmadı ve adam artık evi almayacak.” Ve yine her şey değişir. Gözyaşları yeniden adamın gözlerine dolar, artık gülümsemez, kalbi hızla atar. İzleyici gitmiş, yeniden özdeşleşmiştir. Ve sonra üçüncü oğul gelir ve şöyle der: “Bu adam sözünün eridir. Şimdi ondan geliyorum”. “Evin yanıp yanmaması önemli değil. O benim ve anlaşmış olduğumuz fiyatı ödeyeceğim. Ne siz ne de ben evin yanacağını bilmiyorduk” dedi. Adam yine bir gözlemci olmuştu. Artık özdeşleşmiş değildi. Gerçekte hiçbir şey değişmez, sadece “Evin sahibi benim, ben evle bir şekilde özdeşim” düşüncesidir tüm farkı yaratan. Hemen ardından şöyle hisseder,”Ben özdeşleşmiyorum: Başka biri aldı evi, ebenim onunla bir ilgim yok. Ev yanarsa yansın.” Zihni gözlemenin basit yöntemi budur: İşte onunla bir ilginiz yoktur… Zihninizin düşüncelerinin çoğu sizin değil, ebeveynlerinizin, öğretmenlerinizin, arkadaşlarınızın, kitapların, sinemaların, televizyonun, gazetelerin düşünceleridir. Sadece ne kadar düşüncenin kendinizin olduğunu sayın ve tek bir düşüncenin bile sizin olmadığını görünce şaşıracaksınız. Hepsi de başka kaynaklardan gelir, hepsi de ödünç alınmıştır. Ya başkaları, sizin üstünüze atmıştır bunları ya da aptal gibi siz bunu kendi üzerinize almışsınızdır. Fakat hiçbiri sizin değildir. Osho dedim ki: Paylaşım için teşekkür ederim.. güzel bir örnekleme.. bunu benzer başka bir öykü vardır.. bizde Mezheb imamımız Ebu Hanife'ye atfederler.. Bir gün mescidde ibadet ederken birisi haber getirir.. efendim malınızı getiren gemi batmış.. o da Elhamdülillah der.. daha sonra yine adam gelir.. derki.. efendim batan gemi sizin malları getiren değil başka bir gemi imiş.. da yine ELHAMDÜLİLLAH der. Bu sefer adam sorar mallar gitti dedim Elhamdülillah dediniz.. mallar battı dedim yine Elhamdülillah dediniz.. o da der ki ilk söylediğinde kalbime baktım.. malların batmasına üzülmemişti.. ikinci söylediğinizde baktım.. yine kurtulmasına sevinmemişti.. demek ki kalbin dünya ve mali ile değil Rabbimle alakalı.. buna sevindin ve şükrettim.. demiş. Ancak anlatımda geçen ÖZDEŞLEŞME yani identity (ayniyet) kavramı öykünün konusu olan SAHİB OLMA.. sürecinden farklıdır. Ayniyet ve illiyet ile bilim yaparız.. hürriyet ve failiyet hukuk ederiz. Bu bir var oluş konusu değil sahib oluş ve aid oluş konusudur. İnsanlar nesnelere ve kimselere sahip olurlar.. emval ve emlak ve evladı olur. Bu ilişkilerde baba oğluna sahib olur.. oğulda babaya aid olur. Bir yönden koca karıya sahib olur.. karı kocaya aid olur.. başka bir yönden karı kocaya sahib olur.. koca kariya aid olur. Yani insanlar arasında karı ve kocalık ya da evlatllık ve anababalık hizmetleri dönüşümlüdür. Karı ve koca yaşlanınca ana baba olan evladlarının yavruları gibi olurlar. Burada nesneler insanlar sahibdir fakat bir süre sonra nesneler insanlarara sahib olurlar. Adam kendisi adi yağları yer ve fakat otomobiline en kalite yağları kullanır. Sonuçta dünyada aileden başlayarak cemaat ve parti ve şirkete kadar bu kölelerine bağımlı krallık ve krallarına bağlı kölelik düzeninin "aşkın" SAHİB-AİD olma süreci "içkin" ÖZDEŞLEME değildir.. diye düşünüyorum. Saygılarımla. osmanziya yöntembilim.com ![]() Düzenleyen osmanziya - Dün Saat 02:24 |
|
![]() |
|
![]() ![]() |
||
Forum Atla |
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |