Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Din
 YöntemBilim Forumu | Diğer | Din  
Mesaj icon Konu: SES Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3111

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: SES
    Gönderim Zamanı: Bugün Saat 03:17

Gözün (ayn'ın)   nesnenin görüntüsüne (manzara) karşı HASSASİYETİ'ne basar.. kulağın (ezn'in) nesnenin gürültüsüne (mesmua) karşı HASSASİYETİNE.. Sem' adı verilir.

NEFİS manzaranın basarına.. RUH mesmuanın sem'ine açıktır. Beşerin idraki her ikisini de birleştirir.

Şimdi teknoloji bu video (SÜS) ve audio (SES) formatları mükemmelen birleştirerek ikisini birden bozuyor. Çoğumuz bunun farkında bile olmuyoruz.

Bu yazıda sizi biraz SES'e doğru çevireceğiz.

Osmanziya 30.08.2024 03:32


Neden benim istediğim gibi olmuyor.. diyorsunuz ama kendim dahil milyonlarca ve milyarlarca insanların istediği "gibi" olmuyor. çünkü beğendiğim tümce gerekçesini söylüyor: "istediğine değil emek harcadığına sahip olsun." istemek artı emek eşittir elde etmek. istemek + emek = Elde etmek. Bu şöyle de ifade edilebilir: ÖNCE emek SONRA yemek.. ÖNCE düşünmek SONRA karar vermek.

İnsanların çoğu bilgisiz karar veriyor ve emek vermeden yemek yemek istiyor. Sonuçta insanların istediklerinin yerine gelmelerini istiyorlarsa onun için ne "gibi" bir EMEK vermeleri gerektiğini düşünmeleri İSTENİYOR.
İş için gereken araç ve gereç ve planlama ve ekip hazırlamaları lazım. Tek başına sağlayabileceğin işler ve eylemler bulunur.. başkalarıyla beraber gerçekleştirebileceğin etkinlikler ve işletimler olur. Bunları birbirinden ayırmak lazım gelir. Bu demektir ilk önce İSTEDİKLERİMİZE bir çeki düzen vermeliyiz. Neyi istemeliyiz diye ?

Bu önce insanların kendi küçük ve kısa vadeli ereklerini ve hedeflerini elde etmeyi öğrendikten sonra birlikte elde edebilecekleri orta vade ekonomik ve politik hedeflere yönelirler. Örneğin beş ile 10 senelik süre içinde bir şirket ya da parti kurmayı düşünebilir. Hatta okul, iş, eş, ev, emeklilik gibi hedefler bir ömrü doldurur: okul 20 sene.. iş 5 sene.. eş 5 sene.. ev 5 sene.. emeklilik 20 sene.. toplam 65 yıl.. peki ya sonra ? HİÇ.


İşte bu sırasıyla kaynak ve erek haline gelen bu hedef ve ereklerin sonunda bir HİÇ olduğunu gören KİMSE bu gereksinim ve hedef ve ereklerin ötesinde bir ARAYIŞ'a girer ki işte bu noktada insanın kendisine bir AMAÇ edinmesi icab ettiğini anlayacaktır.

Bu amaç çeşitli olabilir; Sağlığını koruyup kaliteli yaşamak olabilir. Kaliteliği sağlığın üstüne konforlu bir yaşam geçirmek olabilir. Kişisel gelişimini sağlamak için bilgilenmek ve eğitim almak olabilir. Sosyal etkinliklerde bulunup başkalarını yararlı işler yapmak yani İYİ bir insan olmak olabilir. Bilim ve san'at alanlarında bir uzmanlık kazanmak olabilir.


Bu uzun vadeli gayelerden başka ultra gayeler de düşünülebilir.. düşünülmelidir. Çünkü insan bu dunyaya sığışmaz. Bu dünyadan sonraki öte dünyada kaliteli ve konforlu yaşamak ibadet etmek olabilir. Ya da kendini tanımak ve bilmek olabilir.. Ya da görünenlerin ardında bulunan gerçeğin ne olduğunu aramak ve bilmek olabilir. Ya da Tanrı'yı aramak ve bulmak ve tanımak olabilir.
Dikkat ederseniz bu amaçlar ve ultra gayeler kısa ve ortalı hedef ve ereklerden başka uzun vadeli davalar ve projelerdir. Bununla beraber bu gereksinim ve ereklerin ötesindeki yüksek arayış ve amaçlara ulaşmak her kişinin değil "er" kişinin nasibidir.
Rabbimiz bizi ve sizi akibeti güzel ve ahireti iyi insanlardan etsin. Amin.


İnsanların çoğu yüzeyden yalar geçer.. neyi her şeyi.. dünyayı.. hayatı.. dini.. dili.. ne varsa. işte bu yüzden katliam bir yıla yaklaşacak ciddi ve samimi hiç bir şey yapılmıyor.. uluslararası mahkeme oyalıyor insanları.. samimi ve ciddi olamıyoruz yani.. samimi ve ciddi olanlarda bir şeyler elde ediyorlar.. o elde ettiklerini bilgiyi ve gücü ve yetkiyi kötü ve kötüye kullanıyorlar.. böylece kültürel ekonomik ve politik gücümüz zehirleniyor. İşte bu yüzden bilgi ve görüşlerimin peşinde değilim ve onları YBA reklamı için kullanıyorum. Yukarıda metnin ilk cümlesini İNSANBİLİM yaptığım face de Mustafa BUĞUÇAM sayfamda "Neden benim istediğim gibi olmuyor." başlık yaptım ve altına yukarıdaki paylaşımı yaptım. ilmine ve ciddiyetine güvendiğim insanlar ne dediler biliyor musunuz ? Biri " Olmuyor da ondan olmuyor. Hata var,yeniden say." bir başkası: "istemekten vazgeçeceksin." bir başkası "Hiç kimse nin iste diği gibi olmuyor ." bir başkası "İstemek açlıktır." işte bu gibi arkadaşlara "Neden benim istediğim gibi olmuyor ? BAŞLIĞINI OKUMUŞLAR.. yazıyı okumuş gibi olmuşlar.. BAŞLIKLAR sadece yazıyı diğerlerinden ayırt etmek için konulmuş isimlerdir.. sadece beğendiğini söyleyen ve başlığımı anlatım sayıp anlam veren YANIT VEREN arkadaşlarımı KINIyorum" eleştirisi yazdım.. sonuçta bu denemelerle ortaya çıkan yanılma ile öğrendim ki: DÜŞÜNCLERİNDE Samimi ve EYLEMLERİNDE ciddi olmadıkça.. insan olmanın YOLUNU.. çok zor buluruz. Burada yazıların hepsini sonuna kadar okuyup anlayarak katılmanızı elbette beklemem.. ancak katıldıklarınız az da olsa.. ona değerli emeğinizden ve kıymetli zamanınızdan bir parçasını ayırın.. bu katılım bana değil.. kendinize olacaktır.








Zerreler hücrelere tabi oldu.. hücreler enelere tabi oldu.. eneler zümrelere tabi oldu.. vücud vicdana bağlı oldu.. böylece bu cumudi cünüdullah.. vu muhteşem mülk ve melekutu ortaya çıkardı.. yirmi beş yıldır İNSANIN hakikatını anlatırım.. DİNLEYEN olmadı.. bari HİKAYESİNİ anlatayım.. hakikate giden YBA çalışmasına revac olur mu denemek istiyorum.. öykü yazmaya alışık değilim.. çünkü KUR'AN-ı MU7CİZ-ÜL-BEYAN'ın anlattığından BAŞKA hikaye ve edebiyat kitapları okumadım. Şiir kitabı hiç bitirmedim.


Okunan KUR'AN hikaye midir ? Evet.. çünkü insanın nereden gelip nerede gittiğini en makul ve en makbul şekilde MEŞRU eden odur. Hikayeler geçmişe ilişkin RÜYA ve geleceğe için HÜLYA hayallerinden ibarettir. HAYAL Geçmişe ilişkin olur kanıtı bulunursa olaylardan OLGULARA geçilir.. HAYAL geleceğe ilişkin olursa olanaklardan OLASILIKLARA geçilir.. ilkine EVRİM ikincisini KURAM adı verilir. GERÇEK ise bu güne ilişkindir.. bununla ilgi yaptığım önemli bir eskiz çalışmasını İNSANBİLİM yaptığım sayfada paylaşacağım. Bizler olgular için "öyküler" düzerken olasılıklar içinde onları lehimize döndürmek amaciyle "oyunlar" çeviririz.



Bu günün gerçeği bu geçmiş ve gelecek arasında yarı oyun yarı öykü arası.. bir süreksiz nevmin RÜYA'sı ile sürekli YAKAZA'nın rüyet, riya ve re'yinden ibaret İDRAK ve türevleridir yani debr, derb ve dekr. Şimdi siz İNSANBİLİM'ime sahip olmadığınız için dediklerimizi anlamıyor olabilirsiniz..



Bunla beraber ÖYKÜYE yani MASALA başlayınca anlamaya ve uyumaya başlayacaksınız.. Yer kürenin MAĞMA devrinde ya da ikinci kuşak yıldızımızın atası birinci kuşak yıldızın zamanında A proğramı olan CİNLERİN yer yüzünde "halife arz" oldukları zamanda FESAD çıkartıp medeniyetlerini çökerttiklerinde CENNETTE bir BEŞER olan ATA'mız âdem a.s. yaratılmıştı.. o zaman cinlerden olan AZAZİL kemalat ve fazilette bir füze gibi yükselmiş.. melekleri geçmiş.. hatta onlara hoca olan BAŞMELEKLER sırasına geçmişti.. hani YAHUDİ "amelek" diyor ya kendi gibi olmayanlara.. zaten kendi gibi olmayanları da düşman ilan ediyor.. aslında sanrı olan TANRI'lar kendi gibi olmayanlara düşmandır..


işte bu atom tom olmayan.. aton.. ton olmayan.. amon.. mon olmayan.. bölünmeyen.. sen (güneş) olmayan.. ben (ay) olmayan.. ya da bütün bölümenlerin ve güneşlerin ve ayların BAŞI anlamında olduğu gibi.. AMELEK olan MELEK olmayan ancak melekler arasında igreti duran AZAZİL cinlerin medeniyetleri çöktürmesine tahammül edemedi.. bir de onların yerine B proğramı olarak BEŞER geçince.. bütün başmelekler ademe secde ettikleri yani onun buyruğuna uyacaklarını kabul ettikleri halde AZAZİL başmeleği kabul etmedi.. kutsal kitablardan bildiğiniz malum öykü cereyan etti.



Azazil.. beşer türünün insan olma yolunda.. halife-i arz olma istikametinde.. MANEVİ AZRAİL'i oldu.. ve onun önüne ister sağdan ister soldan gitsin.. ister yukarıya çıksın.. ister aşağıya insin.. her durumda İNSANLIK yolundan ÇEVİRECEĞİNE ve onu asla Rabbine ulaştırmayacağına akd ü ahd etti.. insanları birbirine HAYVAN MUAMELESİ yapmasını temin ettiği.. yani cinlerin başına gelen bizim başımıza da gelmek üzere.. yahudiler.. hristiyanlar ve müslümanlar.. birbirlerini HAYVAN yerine koyuyorlar.. kimi bunu yahudiler gibi güçlerine güvenerek açıkca söyler haldeler.. kimi gizlice ve içinden hayvandan daha aşağı geri zekalı.. kafir.. münkir.. deccal.. tagut ve sair YERİNE koyuyorlar.



Oysa her bireyin kendisi geri zekalı.. kafir.. münkir.. deccal.. tağut olabilir ve ne yazık ki bundan HABERİ olmaz.. şuuru bulunmaz ve fark edemez. Bu latefen olmayan biz cin ve beşer SAKELAN'ının sınavı.. yani kültürümüzün dil ve din ile yoğrulması sonucu bir taraftan bu kültürden şu MUHTEŞEM medeniyet çıkarken bir taraftan da İmamı Nursî'nin mimsiz medeniyet dediği DENİYET yani DNY dünya.. alçak dünya ortaya çıkıyor.


Bir taraftan latefanın AMİNİYETİ bulunuyor melekutta.. bir taraftan sakelenanın denyi dünya ve deyni din içeren MEDENİYETİ yer alıyor mülkte.. ve her birimimiz MÜLK'te bir YER'deyiz.. kimi nedenyahu gibi bebeklerinin katili konumunda.. kimi onun bombaları altında şehid olan bebek konumunda.. kimi de gecenin bu saatinde makinanın koltuğunda.. size MASALLAR anlatıyor. Madem evrim MASALLARI anlatıyor.. biz de DEVRİM masalları anlatacağız.. bir tarafta GDDY kullanarak insanları evrim masallarla uyutan GDD gücü.. bir tarafta YBA yirmi beş yıldır bir kişiye anlatamamış ABC oyununu oynayanın GÜÇSÜZLÜĞÜ..     






TABLONUN ORTASINA BAKIN.. orada ne yazıyor.. üstünde KEVN.. altında MEVN yazıla olan SES yani SAVT.. savtı ters çevir TAVS olur. TAVSİYE.. kurtulumanız için, ASRA göre.. iman kamil ve ameli salih olmanız yetmiyor başkalarına HAKKI tavsiye etmeniz.. sabrı TAVSİYE etmeniz gerekiyor. Hiç bir insan tek başına namazı ve niyazı ile hatta ahlakı ile kendini kurtaramaz. Başkalarına hakkı ve sabrı tavsiye etmeyen AHLAK nasıl bir ahlak olabilir ki.. VASİYETİNİZİ göstereceksiniz.. zaten çocuğunuzun velisi oluyorsunuz.. yarin yaşlanınca aciz hale gelince onlar sizin vasiniz olacaklar.. size yol yordam gösterecekler.. onlara uyacaksınız.. uymazsanız salak bir ihtiyardan başkası olamazsınız zaten.. aptal bir yaşlıdan.. veli olurken SES çıkarmadıysan yaşlanınca sana vasi olacak bir çocukta bulamazsınız zaten.. kendinizi huzursuzlar evinde bulursunuz.. maaşınız varsa.. o da bulunmuyorsa sağda ve solda rezil halde kalacaksınız. Haydi bakalım bu SES ne imiş görelim: amma önce tabloyu bir bakın sesin altındaki ve üstündeki AR ve AR seslerine bakın.. onların üstündeki EK ve KÖK.. seslerini görün.. onların üstündeki ANLATIM ve ANLAM ibare ve ifadesini görün.. anlatımın İLAN ettiği anlamın İLAM'ın amelleriniz.. emelleriniz.. elemleriniz ile ZİLLERİ takın oynayın.. çünkü konumuz SES.. saygılarımla, sağlıcakla kalınız. Osmanziya


Düzenleyen osmanziya - Bugün Saat 03:39
IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk