Anasayfa | Işımalar | Osman Ziya | İfade -i Meram | Yöntem Bilim | İnsan Bilim | Din-Fen | BTÖ | Yazılar | E-Posta |

  Aktif KullanıcılarAktif Kullanıcılar  Aktif KonularAktif Konular  Forum Üyelerini GösterÜye Listesi  TakvimTakvim  Forumu AraArama  YardımYardım  SkinsSkins
  Kayıt OlKayıt Ol  GirişGiriş
Din
 YöntemBilim Forumu | Diğer | Din  
Mesaj icon Konu: TANRI hakkında Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3216

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Konu: TANRI hakkında
    Gönderim Zamanı: Bugün Saat 07:44
Tanrı vardır ya da yoktur demek
dil ile ikrar kalb ile tasdık etmek anlamına mı geliyor ?
Bunun için daha önceden uzun uzun tefekkür ve tezekkür etmek gerekmiyor mu ?
(Tanrı) değişkenin değeri nedir..
"tanrı" terimiminin kavramı nedir..
< TANRI > adının anlamı nedir ?
(ne dir ya da kim dir.. sorularının kendisi üzerinde hiç durmuyor ve onları unutmadan göz ardı ediyorum)

Sorularını yanıtladıktan sonra VAR'dır hükmünün veya YOK'tur yargısının sağlamlığı konusunda tartışma başlatılabilir ki işte bu nokta da VAR'ın ne olduğu ve YOK'un ne olmadığı konusunda bir karara var'abilelim ki işte bu çizgide ben VAR'ı bilemeyiz diyorum.

Bizler.. KİMSE'nin çoğunu biliriz azını biliriz ve bu ikisinin arasını biliriz.. bir NESNE'nin küçüğünü biliriz.. büyüğünü biliriz.. ortasını biliriz.. fakat nesnelerin ve kimselerin varlığını ve yokluğunu bilemeyiz.

Ancak tanıdığımız veya tanımladığımız bir nesneyi veya kimseyi var sayabilir ya da yok sanabiliriz. İşte biz bu muhal ve mümkün ve makul durumlara VAR OLUŞ adını veriyoruz.

Bir kısmı da oluşların ÖZ'leri dedikleri ar'lar ve ad'lar ile aksiyomatik ve metodik sistematik ve senkretik ANLATIMLAR yapıyorlar ki AR'lar ile yapılana FELSEFE.. AD'lar ile yapılana DİN adını veriyoruz.. pardon tam tersi oldu.. şimdi siz bana diyeceksiniz ki arkadaş bu ar ve ad dediklerini ne ki ?

Bende size diyeceğim ki şu var ve yok dediğiniz ne ki ? Siz benim sorumu yanıtlayın ki ben de sizin sorunuza cevap vereyim.

"Soru ile sual arasında terim bakımından bir fark olduğu halde kavram bakımında hiç bir fark BULUNMUYOR."
Şimdi ben bu cümleyi
"Soru ile sual arasında terim bakımından bir fark olduğu halde kavram bakımında hiç bir fark YOKTUR."
şeklinde yazsa idim..
YALAN söylemiş olurdum..
çünkü YOK'un ne olduğunu bilmiyorum.. BULUNMUYOR'un ne olduğumu betimleyebilir ya da indirgeyebilir ya da açıklayabilir ya da yorumlayabilirdim amma ve lâkin YOK'un içine giremediğim gibi içine girdiğim var saysam da çıkamazdım. "Yok" yoktur da diyemem "yok" vardır da diyemem.

Sadece sual ve soru.. cevab ve yanıt gibi "anlamdaş" sözcükler bulunduğunu ya da olduğunu var sayabilirim bir başkası da bunu yok sanabilir. Fakat ne o ne ben "var" ya da "yok" diyemeyiz.

Bununla beraber gerek günlük dilde.. gerek bilimsel ve felsefi dilde.. bulunmak ya da olmak anlamında.. sık sık vardır, yoktur sözcükleri kullanıldığından.. sadece dilde bulunan ancak olguda ve gerçeklikte bulunmayan.. yani elle tutulmayan ve usla ellenmeyen DİL NESNELERİNİ dünya ya da din nesneleri haline getirerek vehim ve hayal tabanımızda hatır ve hazır ederek konuşabiliyor ve bu uğurda birbirimizi telef edebiliyoruz.


Simgeleri düşünün.. başta TANRI ve diğerleri bayrak.. para.. oy.. diploma.. atama.. SÖZCÜKLERİNİN.. değişkenlerinin.. terimlerinin.. adlarının KARŞILIKLARI değerleri.. kavramları.. anlamları.. KONUSUNDA uzun bir tartışmaya girmeden.. bu TANRI.. VAR.. YOK.. tartışması ve eleştirisi yapmanın havanda su dövmek olduğunu SEPTİKLER ve AGNOSTİKLER çok iyi bilirler.. ancak sonuçta bunlarda bir görüş ve yoldan netice bir düşünce ve yaşayıştan fazla bir şey değildir.. biz nasıl DOĞMATİK ve SKOLASTİK ise onlarda öyledir.. Biz nasıl TEİST ve DEİST isek onlarda öyle ATEİST ve ADEİST olurlar.. bu nedenle ben şahsen bu DİN ve FELSEFE konularına girmem.. Tanrı vardır ya da yoktur tartışmalarına karışmam.

Şunu size ve herkese deklare etmiş olayın ki şunu bilirim:

Bizim nasıl küçük orta büyük ayırma becerimiz varsa.. bizim nasıl var sayma ve yok sanma yeteneğimiz varsa.. bunlarla gözlem ve kuram yapabiliyorsak.. aynı zamanda HİÇ yok ve HEP var.. deme YETKİMİZ de var.. şimdi dilim alışmış "var" demişiiiim.. siz onları "bulunuyor" sayınız.

İşte müslümanlıkta "lâ ilahe illa Allah" derken ya da felsefede Parmanides gibi "Yokluk yoktur varlık vardır." derken.. bu hiç yok yani HİÇLEME.. hep var yani HEPLEME selahiyetini yani İNSAN yetkisini kullanıyoruz.

"Yokluk vardır varlık yoktur" da diyebilirdik.. bu ikisi arasında diğer seçenekleri de kullanabilirdik. Fakat bunlarını hep KURU cümleler ve içeriği bulunmayan anlamlar ve anlatımlar bulunmaktan ve olmaktan kurtulamazdı.

Sizler var ve yok gibi "imkan" ya da "olanak" sözcüklerini çok kullanmanıza rağmen büyük bir olasılıkla bunların "anlam"ını bilmiyorsunuz.. nereden biliyorum.. bende anlamını biliyor sanarak elli yıl kullandığım halde ellinci yıldı İmamı Nursi'nin "İmkanata tarafeyni mütasaviyendir."sözüyle anladım. Dediğimi anlamak için imkan sözcüğünü anlamak için mantıktan matematiğe geçildiğini ve bunun da yetmeyip İSTİSATİK biliminin kurulduğunu hatırlatmak isterim. Hatta onun bile mahiyeti bilinmediği halde muhtevasının kullanıldığını söyleyebilirim.

Bence size bu imkanın ne olduğunu aramanızı ve bulmanızı öneririm.. Tanrı'yı arayacağınıza...

İşte o zaman Tanrı'ya inanıyorsanız daha sağlam inanırsınız.. inanmıyorsanız daha sağlıklı inanmazsınız…

Şu da var ki Tanrı'yı inanmamak o kadar çok korkunçtur ki varlığı inkar etmek ya da yokluğa iman etmek.. onun yanında solda sıfır kalır. Varlıkta cennet ya da yokluktaki cehennem.. "kuru" KURAMSAL bir görüştür ve "boş"KURGUSAL bir düşünüştür sonuçta.. ancak TANRI böyle değil.. bu sadece "bizim" inandığımız SANRI değil başkalarının da kabul ettiği SAYRI içinde geçerlidir. Bunun için kendi sayrımız gibi başkalarının sanrılarına "saygı" göstermek gerekiyor ve sayrı ve saygı arasında ne fark var ise bilgi ve sevgi arasında o fark olabilir ve şimdi aklıma geldi bilgi ve sevgi arasında ne fark var.. yani düşünecek o kadar çok şey varken.. yanıtlanacak pek çok soru.. çözülecek pek çok sorun bulunuyorken ya da oluyorken daha doğrusu neden bu Tanrı vardır ya da yoktur konusunu anlamadan Tanrı Tanırlık ve Tanrı Tanımazlık üzerinde konuşuyoruz.

Saygılarımla. Osmanziya 16.09.2024 üçyol izmir




Düzenleyen osmanziya - Bugün Saat 09:02
IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3216

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: Bugün Saat 08:45


Bu tablo UCKATMAN dizininin 13.dosyanın resim halinde buraya yüklenmişi.. burada otuza yakın dosya bulunuyor

20240916_083150_UCKATMAN.zip

Bu dizini bilgisayarınız indirip içindeki dosyaları açtığınız versiyon sırasıyla yalından karmaşığa doğru incelediğinizde.. dosyaları izlemekten hasıl olan imgeleme ve tahayyülleriniz.. irdeleme ve tevehhümleriniz.. bir süre sonra bu tabloların bütününden hasıl olan HABLO bir fikir ve kanaat oluşturacaktır.

Aslında her bir tabloyu yalından karmaşığına kadar teker teker açıklamam ya da anlatmam gerektiğini düşünebilirsiniz.. ancak o zaman benin HAZIR açık ve seçik SEHİL yani ANLAŞILIR yazarak okuyucuların düşünmeyi unutturan yazar ha da hocalardan olurum.. YBA tanıtma ve beğendirme misyonumu gerçekleştiremem.

Bu çalışmada insan ÜÇ KATMAN olarak göstergelenmiştir.. birinci katman İLGİ ve TUTKU katmanı.. en altta.. bu YER KÜRESİNİN demir çekirdeği gibidir. Bu altta ilk birinci katmandan sonra üstteki ALT MANTO bulunur ki bu da AŞK (iştah ve iştiyak) ve IŞK (merak ve meram) ile oluşur.



Alt mantonun üstündeki ÜST MANTO'yu gelince bu da YAKAZA-NEVM'den yani uyku ve uyanıklıktan oluşan tabakadır.

Burada lafz ve ma'na ile fikir ve zikirden oluşur.
Burada söylediklerim tablodaki kutular ve yumurtalarda tanımlanmış ve açıklanmıştır.

Çekirdeğin çekirdeğini açmak isterdim.. lakin GDDY (Günlük dilin düz yazısı) nı kullanmaktan kaçına kaçına ondan soğumuşum.. BEYNE VE ZİHNE VE ŞUURA ZORLA SOKAN hocalık ve ZİHNE BEĞENDİRMEK İÇİN UĞRAŞAN yazarlık yapmak istemiyorum.

Bu paylaşımın başlığı TANRI.. ben burada insanı tanıtmaya çalıştım.. kendini tanımadan TANRI'yı nasıl tanıyabilirsin ki ?

Ben burada le MEAN'a bir İNSAN "mektubu" yazdım.. aslında.. ancak le MEAN on beş yıldır yazdığım mektubları okumuyor.. ne yaparsınız ki insan böyledir. İNSANIN insandan haberi olmaz..

Her ne ise aslında biz kendimize insanız.. bizi bize hatırlatanı seviyoruz.

Saygılarımla osmanziya 16.09.2024 08:44

Düzenleyen osmanziya - Bugün Saat 09:05
IP
osmanziya
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye


Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2010
Gönderilenler: 3216

Hak Puan : 5
Kidem : 6
OrtalamaHak : % 50
Irtibar :2

Alıntı osmanziya Cevaplabullet Gönderim Zamanı: Bugün Saat 09:21
ihlas suresini okurken:

Lem yelid.. lem yuled
doğurmamıştır.. doğmamıştır..
kadın değildir.. erkek değildir..
evren değildir.. insan değildir..

De ki: "O, Allah'tır, bir tektir." ﴾1﴿ "Allah Samed'dir. (Her şey O'na muhtaçtır, o, hiçbir şeye muhtaç değildir.)" ﴾2﴿ Ondan çocuk olmamıştır (Kimsenin babası değildir). Kendisi de doğmamıştır (kimsenin çocuğu değildir)." ﴾3﴿ "Hiçbir şey O'na denk ve benzer değildir." ﴾4﴿

Deriz.

Fakat ayetel kürsiye okuruken de:

Allah ki, O’ndan başka ilah yoktur. O hayydır, kayyûmdur.
Kendisine ne uyku gelir ne de uyuklama.
Göklerde ve yerdekilerin hepsi O’nundur.
O’nun izni olmadan katında kim şefaat edebilir?
O, kullarının yaptıklarını ve yapacaklarını bilir. (Hiçbir şey O’na gizli kalmaz.)
O’nun bildirdiklerinin dışında insanlar,
O’nun ilminden hiçbir şeyi tam olarak bilemezler.
O’nun kürsüsü gökleri ve yeri içine alır, onları koruyup gözetmek kendisine zor gelmez.
O, yücedir, büyüktür.

deriz.

Birincisi FİLOZOFLARIN Tanrı'sıdır.
İkincisi MİSTİKLERİN Tanrı'sıdır.
Bir de HAŞİR suresinin sonunda TANIMLANAN Tanrı söz konusudur.
İşte burada ESMA söz konusu.. insan ESMA kainat ise HÜSNA.. bu ikisi ile birlikte bir önce kendimizi tanıyoruz.. sonra TANRI'yı.

Ancak bu yazıya konuya başka bir açıdan baktım.

Saygılarımla.. mustafa buğuçam

Tanrı'yı tanırken kendini İNSAN'ı tanıtırken buldum.. Dinnur YAŞAR

Eskiden nebiler ve veliler gelmiş insanları TANRI'ya çağırmışlar.. artık zamanımızda insanların çoğu.. ellerinden bulunan yeteneklere ve olanaklar güvenerek.. ölüm unutmuş bir halde.. sanrı ve sayrıları ile TANRI arasındaki farkı bilmez olduklarından.. kendilerini bir TANRI gibi görüyorlar ki artık bunları Tanrı'ya çağırmak değil.. insan olduklarını hatırlatmak gerekiyor. Bu onlara kabak gibi salak salak sen kendimi Tanrı'ı mı sanıyorsun değil.. insanın yapı ve işlevi hakkında bilgileri söz konusu ederek kendimizi tanımaya ağırlık vermek gerekiyor. Bende YBA ile bunu yapıyorum.

Saygılarımla osmanziya 16.09.2024 üçyol izmir





Düzenleyen osmanziya - Bugün Saat 09:27
IP
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide
Türkçe Çeviri : Nuri Cengiz
Tasarım & Düzenleme : BeyazSeytan
WebWizTurk