Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat

DAVRANIŞ

Nereden Yazdırıldığı: YöntemBilim Forumu
Kategori: İnsan Bilim
Forum Adı: İnsan Bilim
Forum Tanımlaması: İnsan Bilim Üzerine Paylaşımlarınız
URL: http://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2287
Tarih: 06-Kasım-2024 Saat 03:40
Program Versiyonu: Web Wiz Forums 8.03 - http://www.webwizforums.com


Konu: DAVRANIŞ
Mesajı Yazan: osmanziya
Konu: DAVRANIŞ
Mesaj Tarihi: 20-Nisan-2024 Saat 07:30

Bu çalışmayı "bu bir denemedir" diye başlatmış ve sonra bunu face sayfalarımda duyurmamıştık.. acaba duyuların yazıların ve duyurulumayan yazıların reyting yani TIKLAMA SAYILIRI değişiyor mu diye.. sonuçlar:
Dün 21.04.2024 15:00 yayımladığım Dünya başlığındaki "bilmek ya da bilmemek" başlıklı yazı 123 tıklama almış.. bu yazı ise 41 tıklama almış.. yaklaşık face yayımlandığında üç kat fazla tıklama alıyor demekki.. "Bu bir denemedir" başlıkla yazıyı şimdi facede bu DAVRANIŞ başlığı ile duyuracağım. Bakalım tıklamalar bir günde ne kadar olacak ve artacak.

MOTİVASYON yani istihdaf etme ve hedeflenme.. bir ereğe ve hedefe doğru KAYNAKLARIN yönelmesi veya yönlendirilmesi olarak tanımlanabiliyor. Ancak olay sadece ruhun bir hedef ve gayeye doğru gitmesi değil.. aynı zaman da aklın içeriden güdülenmesi ve dışarıdan bir dürtünün onu çekmesi bulunan SENSİLİBİLTE ve hatta bir eğiliminde onu çelmesi olan EMASYON da bulunması gerekir.. ruhun yönelimine aklın ve nefsin ve kalbin de dahil olması gerekmektedir. Ancak işe bir taraftan bakılarak bir kuram da yapılabilir bir kitap da yazılabilir. Biz bu işlere girmedik YBA reklamı ve propagandası ile yetindik. Mustafa Buğuçam saygılarımla.





Bu on üçüncü tablodur.


Face de Değerli bir Arkadaşım dedi: "Bilmediğimizi bilmiyoruz, bildiğimizi sandığımız şeyleri de iyi bilmiyoruz. Alaca karanlıkta yaşıyoruz." diyorsunuz fakat bilmek veya bilmemek.. bildiğini ya da bilmediğini bilmek ya da bilmemek.. gerekli. Ancak sevmeyince ve istemeyince yeterli gelmiyor yapmak için. Bu üçü olmayınca makinanın (robotun şimdi yapay zeka diyorlar) bilmesiyle benim bilmem arasına ne fark kalıyor ?





Bu da 25 nci tablodur.


Bu da 25 tablonun her birinin yer aldığı sıkıştırılmış ZİP dosyası:



uploads/20240420_070914_FENA.zip - 20240420_070914_FENA.zip

Bu çalışma 27 dosyadan ibarettir ve dosyalırı zip sıkıştırılmış dizin halinde buradaki linke yerleştirdim.. şimdi bunlarla ilgilenen.. ilgilenmesiyle bilgisayarı bulunupta onları bilgisayarına indiren.. indirmesiyle birlikte incelemeye ve izlemeye değer bulan.. değerli bulmakla birlikte tabloları versiyon sırasıyla imgeleyip tahayyül eden.. tahayyül etmekle birlikte yalından karmaşığa doğru bu tabloları irdeleyerek tevehhüm eden.. bu hayal ve vehim ile elde ettiği FEHİM'leri tefekkür eden.. bu fehimlerin mefhum ve kavramlarını birleştirerek ortaya çıkan FIKHI.. yani "anlam" eleştirmeye cür'et eden.. Fikrin fehim (kavram) ve fıkh (anlam) işlemlerinin farkında olmadığı halde.. büyük bir olasılıkla öyle olacaktır.. bunun ne olduğunu öğremek için benimle konuşmaya cesaret eden.. kaç kişi çıkabilir bilmiyorum ? Fakat her hangi konuda günlük dilin düz yazısıyla ya da günlük konuşmayla çatır çatır ahkam kesebilecek yüzlerce kimse biliyorum.. bunlar "öğrenmek" isteyen değil bilgi yarıştıran ya da bildiğini ya da ideolojisini sergilemeye çalışandır. Şunu artık kesinlikle bilmeliyiz ki artık devir bilmek devri değil.. BİLMEYİ bilmek.. öğrenmek değil.. ÖĞRENMEYİ öğrenmek.. hatta öğrenme ve bilme arasında farkı düşünmek.. anlamak.. anladıysa eleştirmek.. anlamadıysa sormak.. benim ARADAĞIM bunlar.. bu aradıklarımda süper zekalı ve okyanus gibi bilgisi olan hatta profesör etiketi olan hatta ünlü olan kimseler değil.. sadece öğrenmek isteyen meraklılar ve meramlılar.. bu meraklı ve meramlı insanlarla bir arada YBA öğrenme, kullanma ve yararlanma yolunda MEŞK etmeyi.. yüzlerce kadınla keşk edip aşk yapmaya tercih ederim. Ancak bizim böyle bir MEŞK'a IŞK'ınız bulunmuyor ve bu yüzen bilme ışığı ve öğrenme aydınlığı içten ve etkili olamıyor.. çünkü öğrenmeyi öğrenmeyi hiç MERAK etmiyorsunuz: https://www.yontembilim.com/ogrenme.asp

osmanziya 20.04.2024 07:29



Cevaplar:
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 22-Nisan-2024 Saat 02:33


DAVRANIŞ.. Prof. Robert M. SAPOL.SKY başlikli en iyi ve en kotu haliyle insan biolojisi ALT BAŞLIKLI 700 sayfalik kitabin 137 inci sahifesindeyim.. 20.03.2024 tarihinde okumaya başladim.. içinde katiyyen Tanri konusu gecmedigi için her gun genellikle gunduz 12 gece 24 de onbes dakika tuvalette okurum.

Tuvalette fazla oturmak sunnete aykiri gorunur.. ancak bu suunet meselesi degil metabolizma ve ortam koşullari ve çağ gereksinimleri konusu ve insanin temizlik sorunudur. Onemli olan bulabildigim boş vaktine degerlendirmedir. Metroda alti durak otedeki anneme giderken ve gelirken buldugum iki onbes dakikayi degerlendirerem başka bir kitab okuyorum.
Mackolm GLAD.WELL in OUTLIETS (Cizginin Dışındakiler) Kitabini.. Ayica siz yatarken 15 dakkalik başka bir kitabi.. sabah kalkinca uyanik zihinle başka bir kitabi seçebilirsiniz.




Burada.. ÜÇ KAT beyin gorunuyor:

ALT beyin.. ilk atilan sinir düğumüdur yani ripitual kompleks yani surungen dimagı..   

ORTA beyin sinir dugumun ustune damar dügumunun sarilmasi yani limbik sistem dedikleri yani şehvet ve şiddete dönuk kedi köpek beyni..

UST beyin evrimcilerin baliklar ve surungenler ile kuşlar ve memelilerim ANTIK beyin yapisi ustune bağlanmiş KABUK olarak düsundukleri NEO KORTEKS.. bu beynin 20 yasindan sonra 40 yasina kadar şekillendiği duşunuluyor. Bu bakimdan gençlerin kedi köpek gibi açiktan seviştiklerini hor gormeyin.. tamam hoş gormeyin amma boşda gormeyim. Ben zamaninda yapamadim.. acisini simdi cekiyorum.. insanlarla ilgilenmedim kelimelerle ilgilendim.. şimdi YBA ilgilenecek kimse bulamiyorum.   Üst beynimin insanlarla ilgilenme deneyimi olmadigindan burada kendim konuşup kendim söylüyor ve dinliyorum.


Aslında BEYİN iki sinir düğümü arasında atılmış damar düğümü demektir.. damarlardan alış-kan'lıklar.. sinirlerden alış-kın'lar gelir ve ortaya çıkan yaşantı (ameliye) ve davranışla (muamele) meydana gelen ameller (işlerle) diğer yapıp etmelerimiz.. kurup kılmalarımız.. kendimizle yaptığımız eylemlerimiz.. başkalarıyla yaptığımız etkinliklerimiz.. makineyle yaptığımız işlemlerimiz.. insanlarla yaptığımız işletimlerimiz ve ortaya çıkardığımız ürünlerimizde hepimizin bir BAŞARI'sı oluyor.. ve bunu dünya zenginleri artık değer olarak üstünü oturuyorlar.. diye düşünebiliriz.
Osmanziya
22.04.2024 üçyol izmir 02.28



Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 22-Nisan-2024 Saat 03:35
İnsanbilim yazan Mustafa BUĞUÇAM'ın 2984 arkadaşım bulunuyor ve face bana bunlardan sadece Cuma Özusan ve Hasan Boynukara ve Kozmik Evren ve Fatih Mehmet Turhan ve Salih Can Yılmaz ve Ömer Özköylü ve Ethem Derman ve Mehmet Ali Taş ve Harun Sönmez.. olmak üzere 9 tane arkadaşımın resmini veriyor. Face'in algoritmasının yakalamadığı 10.cu kişiyi Matt Ali Bugucam dan da haber vermeliyim. 22.04.2024 tarihi itibariyle.. Bu değerli zevattan sadece üç tanesine şahsen tanırım. Bu değerli kimselerden Astronomi Profesörü Ethem Derman Hocam.. hem kadim Hocam Dostum hem ülkemizin tanıdığı Değerli bir bilim ve astronomi insanıdır. Sayfasına yazdığım yazılarıma iltifat eder beni sevindirir. Ancak kendisi dahil diğer bütün zevat taakkul düzeyi yüksek entelektüel kimseler olmasına rağmen bu güne kadar yazılarıma bir KATILIM alamıyorum. Anlaşıldığında eleştiri ve anlaşılmadığında soru şeklinde bir KATILIM olmamasının gerekçesi çoğu zaman çoğu kişinin dediği ANLATIMIMIN ANLAŞILIR OLMAMASI.. gerekçesi gösterilir. Kötü yazma alışkanlığına eklenlenmiş edebi bozukluğumu da unutmuş değilim ancak güzel bir editörüm olsayda bende iyi bir yazar olurdum. Ancak bu ANLAŞILIR OLAMAMA görünen gerekçedir.. gerçeği ise kimsenin yazılarım katılmak gibi zorunluluğunun bulunmamasıdır. Ancak bu GERÇEK.. her birinin benim gibi özgür bir birey olarak istencinin seçimine karışmanın nezaket ve incelik olmamasıdır. Ancak özgür bir birey olmaktan öte AYDIN bir kimse olma ve sayfamda ARKADAŞ olarak kalma SORUMLULUĞU nazara alındığında durum değişecektir. Var sayıyorum ki üç bine yakın arkadaşımda bu dokuz kimseyi face algoritması bana GÖSTERİYORSA bilimselliği ve özgünlüğüyle Değerli Arkadaşlarımı DİKKATİNİ çeken zaman verip emek harcadığım yazılarım BEĞENME'nin dışında bana bir getirisi olmuyor. Çoğu zaman bu zevatın beğenmeleri de bulunmuyor.. nadiren Hasan Boynukara hocamın olur.. diğerlerinin hiç olmaz. Eleştiri ve soru ile KATILIM'larının bulunmaması beni cidden üzüyor. Kendimi ya DEĞER VERİLMEMİŞ salak konumunda ya da YAZILARINDAN YARARLANILAN aptal durumunda buluyorum. Bunlar sadece benimle bu zevat arasında KİŞİSEL sonuçlar. Ancak TOPLUMSAL sonuçları çok daha farklıdır. YÖNTEM BİLİMSEL ANALİZ dediğim çağrının BİÇİMİYLE ilgilenilmemesinin asıl nedeni, hepimizi İÇERİĞİN zebunu ve kendini içerikle özdeşleştiren ÖZNE'nin yitirilmesidir. Çok şükür kendim yitirmiyorum.. yüz tane uzman ve ihtisas sahibi PROFESÖR olsa.. senin bu YBA beş para etmez dese.. onun değerini bende düşürmez.. tam tersine çok önemli ve değerli bir çalışma deseler.. yine onun değerini bende artırmaz. Bununla beraber   BEN'i İÇERİKLE bulanmış.. YARARLA sararmış ve ÇIKARLA kararmıştır halinden arındırıp durulandırarak SAYDAM hale getirmek çok ama çok zordur. Belki de benim BEN'imde YBA öylesine bulanmış, sararmış ve kararmış bir halde dir ki bu değerli arkadaşlarımı YBA BİÇİMİNE çelemiyor ve çekemiyorum. Yöntem Bilimsel ANALİZ reklam ve propaganda içerikleriyle Osmanziya YBA e perde oluyor. Baksana.. YBA katkıyı.. Osmanziya'ya katılım olarak anlıyor. Yakınılarım için özür dilerim. Saygılarımla.. sağlıcakla kalınız.   (Yaşın yetmiş.. işin bitmiş.. ölüp gideceksin be adam.. ahiretini düşünsene.. diyenlere de ne diyeceğimi bilmiyorum.. Hayat yolda karşılaştığın fırtınalarla ilgilenmez gemiyi limana ulaştırmana bakar diyeceklere de Eyvallah diyorum. Evladım sen yapacağını yapmış siber uzaya yüz bin tablo ve onbin yazı yazarak geleceğe göndermişsin..ye iç keyfine bak diyen Kadere yüzüm kızarıyor.. içten gelen bu basınca ve dıştan gelen bu baskıya karşı aradakalan'ın hiç umursamaz DAVRANIMASINA da şaşıyorum.. umarım okuduğum DAVRANIŞ kitabı beni uyarır ve uyandırır.)   


Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 22-Nisan-2024 Saat 06:33

Teşekkür ederim Hocam.. bu geç vakitte yanıt vermişsiniz.. gece boyu uykusuz olduğum için yorgunum.. İnşaallah en kısa zamanda ayrıntılı ve açıklayıcı yanıt verebilirim.

Şimdilik kısaca şunu belirteyim Yöntem bilim denilince işaret ettiğiniz gibi şu iki uç akla gelir:
YÖNTEM tek tek bilimlerin usulü mü yoksa tüm bilimler için bir "method" mu ?

Çok şükür bu kavramın üç tane terimi, yöntem, usul, metod sözcükleri bulunuyor ki ilk nazarda anlamlı görünen bir cümle kurabildim. Oysa YBA de bir tabloda bir kelimeyi bir kere kullanabilirsiniz.. ikinci kez ona başka bir ad vererek kullanamazsınız. Örneğin gerçeğin tanımını başka.. hakikatın tanımını başka.. realitenin tanımını başka yapamazsınız.

YBA Yöntem Bilimsel Analiz dediğimde benim muradım tüm bilimler için bir "METHOD"dur. Malumu aliniz ANALİZ (tahlil, çözümleme) mantıkta bir metoddur. Bunun tersi SENTEZ (terkib, bireşim) de bir metoddur. Hatta bu tahlil ve terkibin anası olan istintaç (dedüksiyon ,tümden gelim) ve istikranın (tümevarım indüksiyon) ortak atası olan ANALOJİ (benzetim, temsil) dahi bir metoddur.

YBA dediğimde her ne kadar adına ANALİZ desem de orada analiz (tahlil) sentez dahi kullanılor. YBA kısaltmasındaki ANALİZ sözü tümevarım, tümdengelim ve benzetmeyi kapsamına alan bir USUL'ü anlatır.

İşte akıl deyince mantık ve mantık deyince usul ve usul deyince de bu akıl yürütme yolları anlaşılır ki bu konuları ilk defa ARİSTO yapmış.. özellikler sofistlerin retorik ve platoncu idealistlerin diyalektiği çatışmasına bir çözüm getirmek için.. dilin kurallarını ORGANON isimli kitabında düşünmenin ve yargılamaların özü olan GEÇERLİ karşılaştırmaları (kıyasları) açık ve seçik anlatmış.

Bu ŞEKLİ MANTIK öylesine değerli bir çalışma ki Gazali zamanına kadar küfür sayılan felsefe.. onun felsefenin bir parçası olan MANTIK islam alimleri tarafında ortaya çıkarılmış tefsir ve fıkıh gibi a'la (amaç) ilimler yanında alet (araç) ilimler olarak dil bilimiyle birlikte baş sıraya yerleşmiş. Ancak bu şekli ve temel mantık.. orta çağ boyunca da Aristo'nun zihinler üzerinde saltanat kurmasına neden olmuş.. ta Descartes'in YENİ METOD'u ortaya koymasına kadar.

Dekart ile çağdaş felsefe ve çağdaş bilim başlamış. Özellikle onun geometriden aritmetiğe geçen yöntemi.. Fermat'ın aritmetikten matematiğe geçen yöntemi ile dönüşümün iki yanı açılmış.. Euler bu ikisini kullanarak bu günkü kullandığımız ANALİTİK DÜZLEMİN matematik kullanımı ortaya çıkmış.

Analitik düzlemin MATEMATİK kullanımıyla denklemleri çizgiye.. çizgileri denkleme çevirerek yani aritmetiği ve geometriyi kullanarak BİLGİSAYARDA çizgileri ve ışıklı kullanarak SİMİLASYON örneğin canlı bir akvaryum yapabiliyorsunuz.

İşte YBA ışıkları ve çizgileri değil.. terimleri ve kavramları matematik değil METODİK olarak kullanarak fikir ÇİZGİLERİNDEN mana RESİMLERİ yapabiliyorsunuz. Başka bir anlatımla hafıza ve zekanızla gerçeği örüyorsunuz. Oysa şimdiye kadar insanlar gerçeği gördüklerini düşünüyorlardı.. gördüğü GERÇEK uğruna birbirlerini öldürüyorlardı. Şimdi GÖRME paradigmasını değiştiriyoruz ve ÖRME aşamasına geçiyoruz ki bunun matematik ve metre ile yapılmasını onun KESİNLİĞİNİ sağlamaz.

Bilimin yöntemi olan hipatetik dedüksiyon ile kat’i ve kuşkusuz bir sonuç ortaya çıkarttığınızda o iş de BİLİM olmaktan çıkar. Keza dinin inancını da KUŞKUSUZ hale getirdiğinizde o da din olmaktan çıkar. Kısaca bilim kesin ve din kuşkusuz hale getirilemez. Dötümüzden pok kaldırılamadığı gibi gölümüzden de kuşku kaldırılamaz. Bunu KOCA bir tablo ile kanıtladım.


Aslında 2020 yılında Bandırma Üniversitesinin düzenlediği II FİLOLOJİ kongresine sunduğum ve kongrenin tam metin kitabında KURAMSAL olarak YBA anlattım. 56 aydına gönderdiğim halde SOYUT olduğundan kimse anlamadı.. email adresinizi verirseniz yirmi sayfada yirmi tablo ile anlattığım YBA çalışmasını size de gönderebilirim.

Fakat benim derdim bu kuramsal çalışma değil.. teker teker aydınların konuya merak edenlerle zoomda masaüstü çalışması yaparak örneklendirerek tablo kullanmanın tanıtımını yapmak.

Analitik düzlemin bilimin kullandığı matematik kullanımından başka olan metodik kullanımının bir benzerini Tony Buzan 1960 da başlatmış ZİHİN HARİTALARI adıyla tanıtmıştır.

Zihin haritaları ile 2009 yılında tanıştım ve aynısını yazmayayım diye iki kez inceledim. YBA anlamakta zorlananları ona havale ediyorum. Burada analitik düzlem beyin sinapslarının olaganüstü gücü kullanarak DOĞAÇLAMA yapılıyor. Oysa 1990 da başlattığım çalışma onu başkalarının da kullanabileceği bir TEKNİK.. yöntem ve DİL haline getiriyor. Bunu merak eden ve meram eden IŞK sahibi meraklılara anlatabilir ve açıklayabilirim. Lakin malum insanlar kolay ve hızlı YARARLI şeyler olmadan ve ÇIKARI bulunmadan bir şeyi öğrenmeyi bırakın merak bile etmezler.

Saygılarımla. Sağlıcakla kalınız. Osmanziya

(not: Rahman suresinde dört tane MİZAN’dan bahsediliyr ve ondan öncede Rahman’ın BEYAN’ı öğretmesi haber veriliyor. Böylece dilin ve dinin kökenine erişme fırsatı veriliyor. Talim-i Esma ile şifreler veriliyor. Ancak biz insanlara şirket ve parti kurmanın yollarını anlatmıyor. Ahirette onları kurtaracak dua ve zikirlerden söz etmiyoruz. Yani onlara hazır mal ve hizmet değil üretmeleri gereken mal ve hizmetlere çağırıyoruz.)



Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03 - http://www.webwizforums.com
Copyright ©2001-2006 Web Wiz Guide - http://www.webwizguide.info