http://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=1613&PID=2517#2517 Mantık konusu nutka gelen insan ve nutka getirilen dil bakımında önemli bir yere sahibtir. İnsan mantıktan ibaret değildir.. ancak temeli mantıktır. Çünkü insanda mantıktan başka mizanlarda vardır.. kalbin vicdanı ile vicdanın insafı olmasa iktisad ADALET'siz ve ilim HUKUK'suz yarım olurdu.. halife-i arz olan İNSAN'ın yer yüzündeki bu insafsızlık ve adaletsizlik ve ıktisadsızlık ve usulsüzlük ile mücadele ettiğini herkes biliyor.. bu iyi olmaktan iyi bir iştir. İyilik kişisel fakat adalet toplumsaldır.. adaletin bireysel boyutuna ibadet adı verilir. Sonuçta tüm hak ve hakikat ve hürriyet ve hikmet sorunları için bize MANTIK gerekmektedir.. bi de hanımları yaptığı MANTI'lar.. tabi bu arada MANTRA'ları ve ZİKİR'leri unutmamak gerekiyor.
21.01.2021 PERŞEMBE
MİZAN
Mizanı kim bulmuş bilinmez amma RAHMAN SURESİNİN ilk sayfasında DÖRT KEZ mizan adı geçer.. ancak biz “mizan ve nizam ile namaz ve zaman” dörtlüsü ile yıllardır analitik düzlemi MİZAN olarak kullanıp yirmi binden ziyade tablo ve iki binden fazla düz yazı ile mizanı anlattık durduK..
aslında antik Yunanda PROTOGORAS.. her şeyin ölçüsü insandır, demekle asıl mizanın İNSAN olduğunu hatırlatmıştı.. Tarikatın ünlü “nefsini bilen rabbini bilir, rabbini bilen kendini bilir”, deyişi aynı hakikatın bir başka tekrarı idi..
mizan tüme varım (DEDUKSİYON) ve tümden gelim (İNDÜKSİYON) prosedürlerinin temeli olan ANALOJİ (Temsil) bilimde, METAFOR (teşbih) ise edebiyatta kullanılan bir mizandır. usul bilimde uslüb hukukta kullanılan bir mizandır bunların atası da MANTIK’dir.. hepsinin kökeni de AKIL’dır.
Demek ki en zor ve en dikkatli kullanılması gereken AKIL olduğunda onun KALB olması olağanüstü önemdidir.. lisanın nakl olmasıda öyle.. öyle ise akıl ve nakil ile kalb ve lisan öyle çok yönlü ve yanlı bir kül ki onun 60 bin yıllık SESLİ.. 6 bin yıllık YAZILI dil ve din ile oluşan KÜLTÜR tarafından açılması hâlâ tamamlanmıştır.. devam etmektedir. Bu gün geldik YAPAY ZEKA’ya.
dizin
uploads/20210121_221809_MIZAN.rar - 20210121_221809_MIZAN.rar
21 nci yılın BİRİNCİ AYI’nın 21 nci günü vesilesiyle hazırladığım bu yazı çok yoğun.. ancak siz buraya yüklediğim MIZAN dizini açar ve içindeki dosyaları versiyon sırasıyla yalından karmaşığa doğru izler, imgeler, irdeler ve incelerseniz.. MÜMKÜN ile MAKUL arasını ayırt etmekte zorlanacaksınız…
fakat en önemli MİZAN şudur
-------------------MAKAM-------------------
MUHATAB --- MİZAN--- MÜTEKELLİM
------------------MAKSAD-------------------
İşte bu mizanı anladığınızda DİL çözülecek.. dil çözülünce ardından DÜNYA çözülecek.. dil ve dünya çözülünce ardında DİN çözülecek.. böylece soya soya sevgilinize doyacaksınız.. belki de doya doya soyulacaksınız.. Malum KARADUL eşini sevdikten sonra öldürür. Çünkü çocuklarının onu yemeğe ihtiyacı vardır.
Fakat bu işin bir yanı.. belki görünür yanı.. görünmeyen yanı ise görünenden öyle muhteşemdir ki MAKAM fenomenin ve şuhudunun altında MAKSAD nomune ve gaybı bulunur.. sanırım bu yeterde artar bile düşünenler ve arayanlar için.. düşünmeyenlere ve aramayanlara ise yaşam amaç olarak yeter.. herkesin taptığı başkadır çünkü.. senin taptığın benimkine benzemez.
Allah azze ve celle bizim ve sizin akıbetinizi ve ahiretimizi iyi ve güzel etsin. Amin.
EPİSTEMOLOJİ
Bu epistemolojik konular islam dünyasında da tartışılmış.. batı dünyasında da tartışılmıştır. Tercümeler devrinden sonra 1111 İmam Gazali'ye kadar islam dünyası dediğiniz ilim=iman mentalitesi ile gelmiş.. GaZali'nin Yunan Kültürü ve Aristo ile tanışmasına kadar sürmüştür. Aristo felsefesi ve özellikle Organon (Mantık) ile tanışan İmam Kuşkuya düşmüş ve bu günün deyimiyle Nizamiye Üniversitesi rektörlüğünü bırakarak inzivaya çekilmiştir. Bu karşılaşmadan Elmünkizudalal ve Tühafetülfelasife çıkmış ve böyle Gazali aklın idraki ve Mantıkı ile kalbin meşietini ve iradesini ayırmıştır. Bu akıl ve kalb gözü ayırımı Pascal vasıtasıyla Kant'a geçerek Teorik Akıl ve Pratik Akıl olmuştur.
Değerli Kardeşim, Bu epistemolojik konular islam dünyasında da tartışılmış.. batı dünyasında da tartışılmıştır. Tercümeler devrinden sonra 1111 İmam Gazali'ye kadar islam dünyası dediğiniz ilim=iman mentalitesi ile gelmiş.. GaZali'nin Yunan Kültürü ve Aristo ile tanışmasına kadar sürmüştür. Aristo felsefesi ve özellikle Organon (Mantık) ile tanışan İmam Kuşkuya düşmüş ve bu günün deyimiyle Nizamiye Üniversitesi rektörlüğünü bırakarak inzivaya çekilmiştir. Bu karşılaşmadan Elmünkizudalal ve Tühafetülfelasife çıkmış ve böyle Gazali aklın idraki ve Mantıkı ile kalbin meşietini ve iradesini ayırmıştır. Bu akıl ve kalb gözü ayırımı Pascal vasıtasıyla Kant'a geçerek Teorik Akıl ve Pratik Akıl olmuştur. Ve böylece Aristo ve Descartes’den sonra BİLGİ KURAMI biraz daha belirginleşmiştır.
İslam dünyasında ilk dört yüz yılda dediğiniz gibi ilim-iman ayırımı yapılmadan tüm bilgi ele alındığı için evren ile ilişkilerimizde çare getiren BİLİM, toplum ile ilişkilerimize çözüm getiren HUKUK iyi çalışmış.. bunların kökeninde bulunan iman ve ahlak daha sağlam ve taze olduğu için bir sorun çıkmamış.. ancak ilk dört yüz yıl ve Gazali’den sonra ve özellikle 1611 yılında Kartezyen (Descartes’in analitik düzlemi keşfinden sonra) Koordinatlarla sentetik geometriden analitik geometriye geçildiği ve Aristo Saltanatının yıkılmasından MANTIK ve buna bağlı olarak hesab (aritmetik) ve hendese (geometri) bileşeni olan MATEMATİK artık çok farklı ufuklar açmıştır. Bu gün bilim dili haline gelin matematiğin 500 yıllık evriminde ve gelişiminde ortaya çıkan kuramlaşmış ve kurumsallaşmış BİLİM ile uygarlık dili nihayet noktasına çıkarmıştır. O zamana kadar daha önce din Hukuk (Fıkıh) halinde son noktasına varmıştır.
Her ne kadar bu günkü hukuka nisbeten o zamanın FIKHI hem ahlakı alacak derinlikte hem ahirete varacak genişlikte bir alanı kapsıyor olmasına rağmen bugünkü HUKUK tarihteki ekonomik ve politik olayların ve sosyal koşulların etkisiyle DARALMIŞTIR. Bunu şuradan da anlarsınız İmamı A’zamın Fıkh-ı Ekberi bir kelam kitabıyken bunun fıkıh ve hukuk özdeşleştirilmiştir. Bu durum çeşitli yönlerden analiz edilebilir. Düşüncem Kur’anın Peygamberler Tarihi ile Hadisin İslam Tarihi arasında farktan ileri geliyor. Kur’an’da DEVLET KURMUŞ bir peygamber tanıyor musunuz ? Kur’an’da HALİFE-İ ARZ olan insan vardır. Arzdaki ısraf ve zulum ve haksızlık arızalarına karşı çıkacak insan.. geçmiş peygamlerinde TEHVİD davalarının ardında ibadet ve ADALET bu manada idi.. zamanla insanların yaptıkları hukuk insanın yaşadıklarına dar geldi.. çünkü zamanın değişmesiyle ve gelişimesiyle eskiden getirilmiş çözümlerde eskir ve hatta en birinci SORUN, gelenek haline getirilmiş eski çözümler olur.
Şu açık bir vakıadır ki konuya, ekonomik ve politik bir çıkar ve İDEOLOJİ haline getiren GÜÇ SAHİPLERİ.. tahakküm ve taassubla tahayyül ve tevehhüme amborgo konulmasıya tefekkür ve DÜŞÜNCE (Tefekkür) (felsefe ve hikmet) DURDURULMUŞ ve son üç yüz yılda içtihat kapasının kapanmasıyla da bilim fikir ve DÜŞÜNCE ( bilim ve hukuk DONDURULMUŞTUR. Ve özelelik RESİM ve suret yasağı ile hendese ve geometri olanağı bile kalmamıştır. Osmanlıda ilk açılan okulların askeri HENDESE’ler olmasını hatırlarsanız konunun önemi anlarsınız.
FİKRİN iki kanadı vardır fehim ve fıkıh.. anlam ve kavram aranmasına FEHİM derim.. anlatım ve amaç aranmasına fıkıh adını veririm. ilkiyle evreni (kosmos) ikincisiyle insanı (homos) incelersiniz. Buna anladığınızda MATEMATİK temelli evren ilimlerini (FKB) ve MANTIK temelli insan ilimlerini ( PSL Psikoloji, Sosyoloji, Linguistik) de anlarsanız. Bunları YBA webimde de kırk yıldır tüm ayrıntılarıyla inşa ettim. Başka yerlerde bulamazsınız. Bu konular felsefenin köşe başısı bulunan Epistemoloji (bilgi kuramı) nın köşe başıları olan Aristo, Dekart ve Gazali-Kant tarafından EVRİMSEL olarak çözümlenmiştir. Kant’ın dayandığı NEWTON fiziği 20.yy de sarsıldığından yeni bir KURAM gerekmektedir ki bu arayış devam etmektir. Mikro alemde (zerrelerin alem-i süfliyesinde) en genel yasalar olan İSTATİSTİKSEL kuantum ile makro alemdi (yıldızların ale-i ulviyesinde) DETERMİNEU izafiyet arasında bir bağdaşma kurulmaya çalışılmıştır. Her ne kadar İslam dünyası bunu ehadiyet ve vahidiyet tecellisi ile çözmüşse de bu kalbi çözümü mantıksal ve matematiksel çözümü şu anda yoktur. Ehadiyet TEKİLLİK olarak alsalar da sonuçta bu EDEBİ çözümdür.. bilimsel değil.
Aziz Kardeşim, dünya ve ahiret arasında DENGE nasıl bir kolay bir iş değilse.. akıl ve kalbi bağdaştırmakta öylesine zordur. Karşı tarafı terk edip lâ diyerek kendini de talk eden illâ desende bu TANRI için SALT olarak geçerlidir.. bilim ve mantık ve matematik olarak değil. Kolay olsaydı batı elindeki kuvvet biz de elimizde Hakk ile çözerdik.. çözüm halk ve hakkın.. kuvvet ve hakkın.. hakikat ve hakkın bir araya getirilmesidir ki ne yazık ki biz ellerimizde bulanan BATIL ile HAKKI bir araya getirmeye çalışıyor ve başarılı olamıyoruz. Anlamıyorsunuz.. değil mi.. anladığınız yeter. Çünkü anlamak zor ise anlatmak daha zordur.. bu yüzden İmamı Nursî fehim, ifhamda da zordur demiş. Zaten İmamı Nursî Gazaliden Kant’a giden hakikati Mana-yı İsmi ve Mana-yı Harfi olarak iman hakikatların altında bir USUL hakikati olarak anlatmışsa da bunu anlayıp BİLİM yapan bir nur talebesi çıkmamıştır. İmamı Gazali gibi İmamı Nursi’de anlaşılmazsa islamiyeti yitirdiğimiz gibi insaniyeti de yitireceğe benziyoruz.
Biliyorum ki burada YBA reklam ve propagandası için kelimeleri oynatarak diyalektik bir cambazlık yaptım.. Hakikatı hikaye etmek kolay olmadığı gibi hikayenin hakikatine erişmek zordur. Ancak en küçük bir hakikatın en büyük hayal ve hurafeden büyük olduğunu anlamışsanız, dediklerime de hak verir, hakikati öğrenmek için umudunuzu kesmezsiniz. Bilgi, sevgi, saygı ve sağlıcakla kalınız.
EFENDİM
Saygı bizden Efendim, sözlerimin "anlaşılır" olmadığını söyleyen o kadar çok kimse ile karşılaşıyorum ve beş dakika yazdığımı en az on beş dakika düzeltme ile uğraşacak kadar kötü yazdığımı da yakinen bildiğim için "çok güzel ifade ettiniz." sözünüze karşılık söyledim yukarıdaki sözlerimi... Bundan 17 yıl önce bir felsefe sitesinde Ferda isimli bir arkadaşım bana bu "muhteşem" Türkçe diye iltifat edince.. ben o hızla ve gazla kötü bir edebiyatcı hatta "hiç" bir edebiyatkâr olarak o gün bu günde hala yazıyorum.. yine başka bir edebiyatçı ve yazıların "bir" yerine "bi" yazan bir Bayan Yazar, "Kardeşim kalem seni bırakmış, bari sende kalemi bırakta kurtulsun" dediği halde, bende elime aldığım kalemi bırakmadım. Şimdi acaba yeniden mi başladı diyorum.. "çok güzel ifade ettiniz" sözünü duyunca.. acaba bende sözünüzden utanır Güzel Türkçe'mizi güzel düz yazılarla hizmet edebilir miyim ? Sanmıyorum.. çünkü hocalar ve yazarlara.. HAZIR açık ve seçik ANLAŞILIR yazılar yazarak okuyucuları ve talebeleri düşündürmeyerek DÜŞÜNMEKTEN uzaklaştırıyorlar diye düşünüyorum.. bu görüş yanlış olabilir, ancak gerçek payı yok denemez.. Peki.. siz hiç doğru ile gerçek arasındaki farkı merak ettiniz mi ?
TEK YOL
Dünyada hiç bir nesne tek değildir.. Kur'an varsa hadis var.. Zaten Kur'an en büyük hadisdir.. Kalb varsa akılda var.. zaten Kalb en büyük akıldır. Tek yol varsa çift yolda var; Sadece AHİRET dava edenlere Kur'an "Rabbena atina fidünya haseneten ve fil ahireti haseneten ve kına azabennar." Teşbih varsa şüphe de var Kur'an sizi hattı vasat olan istikametten ayırıp ifrat ve tefritle Muhkemat-ı Kur'an'dan uzaklaştıranlara ve MÜTEŞABİH'lere götürenlere karşı uyanık olun diyor. Fakat Kur'andan işine gelen ayetleri alıp kendilerine bir yol açanlar, bari başka yolları de tekfir ve tadlil etmeseler de ümmette bölünmeye yol açmasalar. Tek yol artık ne devrim ne de islam ne hadis ne de Kur'an... tek yol, eğer varsa, İNSAN olmak ekseninde bunların hepsini birleştirmektir..
Bilgi, sevgi, saygı ve sağılcakla kalınız.
Osmanaziya
21.01.2021 22.10 Üçyol-İZMİR
Yolculuğumuz ve yolculuğunuz kolay gelsin.. Amin.
|