İnsanın değişimini ve dönüşümünü sağlaması.. kolay bir iş değildir.. kişisel gelişiminden toplumsal uyanışa kadar çeşitlenen ve türlenen bu süreçler için tek bir MODEL ve biricik bir AÇIKLAMA getirmesi.. bilimin dine ve dinin bilimine dönüşmesine neden olduğunu düşünüyorum. Bu soyut konuda somut örnekler vererek açıklık getirmek gerektiğini de biliyorum. Ancak benim çalışma tarzım bu değil.. klasik yazarlar ve hocalar gibi anlaşılır yazmaya taraftar değilim.. bu yüzden gerçeğini satmaya çalışan değil de gerçeği arayanları muhatab kabul ediyorum. Bu her ne kadar işimizi güçleştirse de sonunda kazananların bizim gibi olanlar olacağını umuyorum.
osmanziy
Gelenekler ve yenilikler.. süreklilikler ve değişimler arasında ilginç bir ilişki bulunur. Bir kere bulunulan çağ değişip geliştikçe eski çözümler sorunları çözemez hale gelirler.. hatta en birinci sorun olurlar. Bu bakımdan köklü çözüm geleneğin yenilikle değiştirilmesidir.
Ancak her iş de bu kuralla çözülmez.. gelen ekle kalan kökü birbirinden ayırmakta gerekiyor.. gelen eki ve giden eki ayırmak lazım geliyor. Kök kalıcı olan.. ek geçici ve gidici bulunandır.
Bu ikisini birbirinden ayırt etmek için "dil"imiz bir örnek buluruz.
İmamı Nursî bunu ma'na-yı harfî ve ma'na-yı ismî diye işaretlemeştir.
Göstegeler ve işaretlerin en ünlüsü olan SES'lar ikiye ayrılır.. ma'ana-yı ismi olan AD'lar ve ma'na-yı harfi olan AR'lar.
İşte bu adlar KÖK-SES'lerdir.. arlar ise EK-SES'lerdir.
Adların tek başlarını anlamları bulunur.. arların ise tek başlarını anlamı bulunmaz ancak adlar cümle içinde kullanılırken onlara ANLAM verirler.
Buradan harekete gelenekler ve yenilikler ile kökler ve ekler arasında sağlam bağlantılar bulabilir ve sağlıklı ilişikiler kurabiliriz.
Osmanziya 01.05.2025 15:20
A ve B den X ve Y ye
SIRAT
Bilinenler den Bilinmeyenler e
tercume den işaret e tevil den delalet e
SIRA
haberden mubtedaya.. mahmulden mevzuya..
manzaradan basara.. mubsiradan nazar..
SUR'AT
Açık dan Kapalı ya AK
Aydınlık tan Karanlik a AK
Nar dan Nur a
Seyr den Sır a
SIR AT
Osmanziya 01.05.2025 ucyol izmir 06:28
Kur'an ve Hadis
Malum.. Kur'an bize yeter deyip hadisten yuz ceviren SEMANTIGIN konseptualistleri bir yanda.. nakledilen her metin dindendir ve Kur'anda en buyuk nakil.. en buyuk hadistir.. diyen SENTAKSIN literaller.. bulunuyor.
Bu konuda bir tartişma yapildi da ona karşi bu açiklamalari yaptim:
Sadece mantıksal çıkarımlar ve yalnızca kurgusal yorumlarla konuyu aydınlatmak ya da sorunu çözmek mumkun degildir.
Bu yolda yapılan iknalar külliyata yeterli ve isbatlar cüz'iyat kesin kılmaz. kesri kalil ve kebiri sagir sırrı cuz'iyati baz' etmez ve külliyati cem' etmez.
Insan dili ile duşucesi.. dunyasi ve dini arasinda sıkışip kalir.
Bu konuda elbette seviyeli tartışmalar yapılabilir ancak daha sonra ortaya çıkan tarihsel bilgiler ve araçların gelişmesiyle ve birikim ve eklemlenme ile artan bilimsel veriler "doğru" bildiklerimizin yanlış.. "gerçek" dediklerimizin sanal ve yapay.. görecel ve yaklaşık olduğunu ortaya çıkarabilir.
Hatta biz doğrunun ne kadar doğru.. gerçeğin ne kadar gerçek olduğundan bile emin değiliz.. kuşkucluğuna karşı da diyecek açık ve seçik yanıtımız bulunmuyor.
Aslında sorun.. bu tartışma değil.. dilin ve dinin bilime ve hukuka intikal ettiğinin anlaşılmamışıdır.
Bilimin esası iktisad ve hukukun temeli adalet salahatının halas etmesi için bilimin hikmete ve hukukun ahlaka inkilab etmesi gerektiğinin farkında bulunmayışımızdır.
Samimiyetimizin safi ve ciddiyetimizin halis bulunmadigidir.. yani nasın âlime.. âlimen âmile.. âmilin hâlise.. hâlisin dâime.. dâimin sâbite yürümesi gerektiğini unutmamızdır.
Bilim kendisinden beklenen iktisadı.. hukuk istenilen adaleti sağlamayınca.. ticari çözüm olarak sunulan şirketlerin.. siyasi bir çare olarak düşünülen partilerin artık tamamiyle ve kemaliyle işe yaramadığıdır.
Bu yüzden teknolojinin insanı doğaya yabancılaştırdığının ve ideolojilerin insanı insandan uzaklaştırdığının ortaya cikardigi sorunlarin önüne geçemiyoruz. Sanki denizin ortasinda susuz kalmiş.. tuzlu suya mahkum olmuşuz.. sanki deniz suyunu pinar suyuna çevirecek TEKNOLOJIYI bekliyoruz.. karaya.. sahili selamete ulaşma umudunu yitiriyoruz.
Belki gelecekte iki yüz ulusal parti ve iki yüz uluslararası şirket yerine yüz tane ŞİR-PAR işimizi görecek ve mevcut şirketler ve partiler yavaş yavaş silinecektir.
Bu dediğim bir ütopya.. bir hayal.. bir umut.. bir beklenti.. olabilir. Anca uhrevi ve dini utopyalar.. bilimsel paradigmalar.. dini dogmalar olmadan yaşayamaz gorunuyoruz.
Hem bilimimiz olmayan özdeşlige ve hukukumuz bulunmayan özgurluge dayanmiyor mu ?
Hassasiyetimizde aktuel olan vital ve hissiyatımızda virtuel bulunan mental ne varsa hepsi bir örtü ve örgu degil mi ?
Öyle ise bize düşen kafamizin ustundeki dil sepetinin.. başımizi kaplayan düş çorabinin PERDESINDEN kurtulmaya calişmak...
Nasıl mı ?
Semantik hızlı anlam sürücü ve Sentaktik kolay anlatım aygıtırı barındıran YBA (Yöntem Bilimsel Anasalis) ogrenme ve kullanma ve yararlanma yolunda bana yardim ederek…
Saygilarimla
Saglicakla kaliniz.
01.05.2025 uçyol izmir 15:05
osmanziya
yontembilim.com
|