system
Nereden Yazdırıldığı: YöntemBilim Forumu
Kategori: Diğer
Forum Adı: Din
Forum Tanımlaması: Diğer Paylaşımlarınız
URL: http://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2548
Tarih: 24-Kasım-2024 Saat 17:01 Program Versiyonu: Web Wiz Forums 8.03 - http://www.webwizforums.com
Konu: system
Mesajı Yazan: osmanziya
Konu: system
Mesaj Tarihi: 24-Kasım-2024 Saat 07:56
Kendisini başkalarının kurtarmasını bekleyen kişiler yalnızca kölelerdir.
Voltaire"
paylaşımınız dikkatimi çekti.. Başkalarını kurtaranlar.. bu durumda.. krallar mı oluyor ? Sonuçta krallıkta yuvarlak.. kölelikte köşeli olmayan.. bir sözcük oluyor.
Soyutlayıp indirgediğimizde dünya.. kölelerine bağımlı.. krallarına bağlı.. kavi ve zayıf arasında kurulu.. bir sistem.
Bu SYSTEM.. âlem adını verdiğim NMZ ve ZMN ard zamanlı medd ve MZN ve NZM eş zamanlı amed ile çalışır.
ÂLEMİN'in bileşenleri canlılığının sağlamligini ve diriliginin sağlığını yitirdiğinde BELEV durmuş ve SYSTEM donmuş ve bu yüzden DÜNYAYA dönüşmüştür...
Hindu dunya.. budist dünya.. yahudi dünyası.. hristiyan dünyası.. müslümanlar dünyası.. mason dünya.. marksist dünya.. bir zaman diri bir sistem ve canlı bir âlemdi..
Bu dny diyalektikler ve ölü dinler ferdin ömründen fazla yaşarlar.. ornegin diller 1200.. dinler 600.. kültürler 300.. sene sonra geçerliliklerini bitirirler ve yürürlükleri kalmaz. Bu yüzden bir "şeyler" den dolayı bireyler bunun farkında olamazlar.
İşte bunlar KURTULAMAMIŞ kölelerdir.
Kanıt mı ?
400 küsur günden fazla süren katliam.
Bu anlatım da da BEYYİNE suresinin konusun ve anlamını hatırlattı :
1.Kitap ehlinden inkâr edenler ile Allah'a ortak koşanlar, kendilerine apaçık delil gelinceye kadar (küfürden) ayrılacak değillerdi.
2.Bu delil, tertemiz sahifeleri okuyan, Allah tarafından gönderilen bir peygamberdir.
3.O sahifelerde dosdoğru hükümler vardır.
4.Kendilerine kitap verilenler, ancak kendilerine o apaçık delil geldikten sonra ayrılığa düştüler.
5.Halbuki onlara, ancak dini Allah'a has kılarak, hakka yönelen kimseler olarak O'na kulluk etmeleri, namazı kılmaları ve zekâtı vermeleri emredilmişti.
İşte bu dosdoğru dindir.
6.Şüphesiz, inkâr eden kitap ehli ile Allah'a ortak koşanlar, içinde ebedi kalmak üzere cehennem ateşindedirler. İşte onlar yaratıkların en kötüsüdürler. (Şerr-i beriyye)
7.Şüphesiz, iman edip, salih ameller işleyenler var ya; işte onlar yaratıkların en hayırlısıdırlar. (Hayr- beriyye)
8.Rableri katında onların mükafatı, içlerinden ırmaklar akan, içlerinde ebedi kalacakları Adn cennetleridir. Allah onlardan razı olmuştur, onlar da Allah'tan razı olmuşlardır.
İşte bu mükafat Rablerine derin saygı duyanlara mahsustur.
Beyyine suresini meali burada bitti.
Şimdi bu HAYR-I BERİYYE ve ŞERRİ BERİYYE.. bir süreçtir.. gece ve gündüz gibi birbirlerine takip ederler.
Saygılarımla osmanziya 24.11.2024 üçyol izmir 07:39
|
Cevaplar:
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 24-Kasım-2024 Saat 08:01
Dünyada tüm kavramlar değişecek gibi.
Ben nasıl yapıldığını bilmesem de yapay zeka ile şiir yazıp beste yapılıyor. Hatta bu besteyi yapay zeka okuyor. Öyleki avukatın, doktorun, hatta hakimin görevini ilerde yapay zeka yapacak, bazı meslekler tarihe karışacak diyenler var.
Metaverse teknolojisi sayesinde evren ötesi bir hayat yaşanacak, oturduğumuz yerden gerçekmiş gibi istediğimiz yere sanal seyahat edecek, dünya güzeli sevgililerle aşk acısı çekmeden buluşulacak hatta sevişilebilecektir. Bizden sonraki nesil bizi belkide mağara insanı seviyesinde görecektir.
Her şeye rağmen hayatın gerçekliğini yaşayan son nesil biz olacağız gibi. Gerçek resim, gerçek şiir, gerçek beste, gerçek şarkı ve gerçek şarkıcı ile haşır neşir oluyoruz.
Metaverse ile sanal alem neyse ne gerçek alemde de sanatın anarşistleri çıktı. Kurlu düzene karşı gelmeye anarşi deniyor malum. Yetmişli yıllarda hippiler öyleydi mesela. Uzun saç, yırtık pantollarıyla, savaşma seviş mottosuyla gezer tozarlardı.
Artık sanatın da hippileri çıkmış. Biz de ressam Bedri Baykam 2006 yılında peçeteye sildiği spermini sanat diye sergilemişti. Şimdi de yurtdışında boş konserve kutusuna dışkısını yaparak sergileyen sözde sanatçılar çıktı. Bunun son örneği duvara bantladığı muzun sanat eseri olarak 6,2 milyon dolara satılması oldu.
Sanatın yerini, konserve kutusundaki bok, peçetedeki sperm, sevgilinin ve sevişmenin yerini metaversenin sanal dünyasındaki güzel kadınlar, yakışıklı erkeklerin alacağı bir dünyanın son dinazorları biz olacağız galiba…
Halil Dalman
23.11.2024
denildi
dedim:
Insan tanımlamayınca kendini tanımazsan.. Kendini tanimazsan insanı tanımlayamazsın..
BU karşılaştırma eskilerin rabbini bilen kendini bilir.. Kendini bilen rabbini bilir.. türkçesindeki yani tumcesindeki anlatımdan biraz daha açık ve seçik tanıma ve tanımlama içeriyor.
Kelimeleri bir araya getirerek kelam meydana getirmek zor değildir.
Ancak kelamın ve sözün taşıdığı bilgi ve değerim sağlam ve sağlıklı olmasına duyarlı olmak ve sarf edilen tümcenin insan sözümü.. makine anlatımı mi.. Tanrı kelamı mi olduğuna kanaat getirmek zordur.
Bu duyarlık ve şu arayış geçmişteki gibi HAZIR açık ve seçik SEHIL yani ANLAŞILIR anlatımı olan yazarların kullandıkları günlük dilin düz yazısı ile karşılanmaz ve sağlanmaz.
Çünkü halka donuk retorik ve aydina yonelik diyalektikle çok Yönlu konularin ve çok Yanlı kavramların bir ýone ve yana çekilerek açıklanması ve kanıtlanması zor değildir.
Özetlersem teşhisi teşbih.. tarifi temsil ile karıştiran bir özne.. makinenin insan zihni altındaki beyanı ile Tanrı nin insan şuuru üstündeki kelamını birbirinden ayırt edemez
|
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 24-Kasım-2024 Saat 08:12
Fazla Gülmeyi
Terk Edene
Heybet Verilir!.
Fazla Konuşmayı
Terk Edene
Hikmet Verilir!.
Fazla Yemeği
Terk Edene
İbadetin
Lezzeti Verilir!.
Mizahı
Terk Edene
Zerafet Verilir!.
Dünya Sevgisini
Terk Edene
Âhiret Sevgisi Verilir!.
Başkalarının
Kusurlarıyla
Uğraşmayı
Terk Edene?.
Kendi Kusurlarını
Islah Etme
İmkanı Verilir!.
[Hz. Ömer]
Her Halini
Anlatan
Değersizleşir!.
Herkese
Güvenen
Yolda Kalır!.
Her Sırrını
Açığa Vuran
Yanlızlaşır!.
Her Meziyetini
Ortaya Döken
Tükenir!.
Her Bildiğini
Söyleyen
Cahil Kabul Edilir!..
[FARABİ] Deniz İLHAN paylaşımı
|
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 24-Kasım-2024 Saat 08:16
Bilgilerimiz.. değerlerimiz.. inançlarınız.. kültürümüz.. uygarlığımız DEGISIYOR.. GENIŞLIYOR.. GELİŞIYOR.. ILERLIYOR ve EVRILIYOR.. hiç durmuyor.. Yaratılan ve yapilan ve edilen bu dunyayi DILIMIZLE belirliyor ve buna ilişkin dini DILIMIZLE tanımlıyoruz...
Bizim aslında dinimizden değil dilimizden sorunumuz bulunuyor ve çoğu doğru ve gerçeklerden.. iyilik ve güzelliklerden haberimiz olmuyor. Pek azını yeni yeni öğreniyoruz
Dilimizi.. dinimizi ve dünyamızı öğreniyor.. değiştiriyor.. düzeltiyor.. denetliyor.. sağlam ve sağlıklı.. işe yarar hale getiriyoruz.
Buna rağmen çoğumuz kötümseriz.. yakıniciyiz.. yıkımcıyız.. kötüyüz...
En başta dilimizi kötü ve kötüye kullanıyoruz.. bilgi ve değeri bir birinden ayırt edemiyoruz.. kesin konuşuyoruz.. yanılıyoruz ve yanılıyoruz.. aldatıyoruz ve aldaniyoruz.
Zenginimiz hırsın fakirimiz hasedin peşinden koşuyor.. amilimiz acilin ve hevanın.. âlimimiz hevesin ve helvanın peşinde yuruyor. osmanziya 24.11.2024 üçyol izmir
|
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 24-Kasım-2024 Saat 08:18
İnsaniyet nedir ?
BEŞERİYET
Dil
Din
Kültür
MEDENİYET
Bilim
Hukuk
İNSANİYET
Teknoloji
İdeoloji
İSLAMİYET
Az önce bu yazıyı.. ateizmi tercih ettiği anlaşılan ve İSLAM olmayan pek çok birey ve toplum ve ulusun TÜRK bulunduğunu ve islam olmakla türk olmaktan çıkılamayacağını ileri süren bir arkadaşıma yazmıştım.
Verdiğim yanıtı bir çizgi olarak var sayarsak bu hatta İSLAM olmamakla türk olmaktan çıkılmayacağı gibi insan olmaktan da çıkılmaz. Hatta TÜRK olmamakla da insan olmaktan çıkılmaz. Çünkü İNSANLIK belli bir aşamadan ya da duraktan sonra gerçekleşen bir sonuçtur.
Diğer taraftan Türklük beşeriyetin yapısında pek çok dilden sadece birisidir. Keza da islam pek çok dinden sadece birisidir. Hatta insaniyet henüz gerçekleşmemiş ve fakat gerçekleşmek üzere olan bir aşamadır.
Bununla beraber insaniyeti bir tür islamiyet.. islamiyet-i suğra görüyorum. İslamiyeti de bir tür insaniyet-i kübra biliyorum. Belki MÜSLÜMAN olduğumdan bu böyle görünüyor.
Şimdi yukarıda açıkladığım YARGI.. insaniyetin KÜÇÜKLÜĞÜNÜN ve islamiyetin BÜYÜKLÜĞÜNÜN kavranması ve anlaşılması koşuluyla.
Buda bize insanlığın ve islamlığın tanınmasını ve tanımlanması gerektirir. Bu duruma da büyüklüğün çokluk ve küçüklüğün azlıkla ayırt edilmesini gerektirir.
Dikkat ederseniz ortada
kavram.. sal
kuram.. sal
tasarım.. sal
sorunlar bulunmaktadır.
Anlamsal ve inançsal sorunları saymıyorum.. hatta göz ardı ediyorum. Bu çok yönlü ve yanlı sorunların çözümünde temelde duran düşünsel ve yöntemsel sorunlar göz önüne alınmadığı için şirketlerin ve partilerin insanın ortak değerleri olan dil ve din ile emek ve özgürlüğü ideolojilerine alet etmiştir.. diye düşünüyorum.
Geçmişte şirket ve parti yerine geçen SALTANAT ve MEZHEBLER insanlığı on bir yüz yılda savaşlar içinde acı çektirdikleri gibi.. son yirminci yüzyılda ve özellik yüz yılın son yarısı içinde de dünyayı ve özellikle orta doğuyu partiler ve şirketler kan ve göz yaşı içinde bırakmıştır. Bunun sebebi inançsal sorun gibi görünen düşünsel ve kuramsa ve kurgusal gerekçelerdir.
Bizim derdimizin temeli aslında bilimin paradigmaları ve dinin doğmalarıdır. Bunlar aşıldığında sorusal ve sorunsalların ne olduğu anlaşılacak. Soru ve sorusal birbinden ayrılığında.. sorun ve sorunsal birbirini tamamladığında.. sorular ve sorunlar daha kolay ve çabuk çözülecektir.. diye düşünüyorum.
21.11.2024 pursaklar 18:18 osmanziya http://www.yontembilim.com/forum/forum_posts.asp?TID=2547
YöntemBilim Forumu: dogma ve digma
YONTEMBILIM.COM
|
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 24-Kasım-2024 Saat 08:20
BİRLİK VE BERABERLİK
Kul ol.. teslim ol.. insan ol.." diyorsunuz. Bakın tümcelerin arasını iki nokta koymuşsunuz.. bir nokta koyup birbirinden ayırmamışsınız.. neden ? İnsan olmazsa islam olmaz.. insan islam olmazsa kurtulmaz.. diye düşünüyorum. Bu nedenle kul teslim olursa insan olmaz insaniyet-i kübra olan İSLAM olur. Zaten SORUN insanın mecazi rububiyeti ile islamin hakiki ubudiyeti arasında farkı anlayamamaktan doğuyor. İnsanların ve islamların bir arada yaşayabilmelerinin SIKINTISI nebilerin ve veliler ile dâhilerin ve delilerin de aynı kaynaktan geldiğini kavrayamamalarıdır. Bize uyumak yakışmaz. İnanan insanların başkalarını yararı bulunmaz.. kendi için çalışır. Sadece namuslu ve ahlakla olduğu için topluma zararı bulunmaz. Düşünen insanlarında da kendine yararı bulunmaz. Sadece keşif ve telifleri ile toplum ondan yararlanır. Orta yol hem düşünen hem inanan insanların birlikteliğidir. Bu da ÇAĞIMIZDA yeni bir yolu, soruna yeni bir çözümü.. sıkıntıya yeni bir çareyi gerektiriyor. Osmanziya
|
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 24-Kasım-2024 Saat 08:32
Hareket.. ya hararete gider ya da hürriyete.. bu ateşlerden ateş beğen demektir. e-nar-ji gizemli bir enerji paketidir.. zerreler ve hücreler gibi.
Hareketin üstende HAYATİ FAALİYET bulunuyor.. yani vital aktüalite.. hareketin altında ise ŞUURİ ZİHNİYET yer alıyor yani mental virtualite.. bu ikisi GIDA ve GAYE ötesinde bulunan HARARET ve HÜRRİYET hareket ve devinimin iki çeşidi mi oluyor?
Evren termo-dinamik yani ısı ve devinim.. yani hararet ve hareket yasaları halinde tanımlanır. Beş altı tane fizik termo dinamik kanun ile dünyayı betimleyebilir ve açıklayabilirsiniz.. hareket hararete dönüşür.. hararetten de hareket çıkarılır.
Dün İzmir'e gelirken SOMA'dan geçtik.. orada defa bir termo elektrik yani kömürden ve sıcaklıktan ve buhardan ELEKTRİK üreten bir fabrikayı gördüm.. kömürle suyu ısıtıp oradan çıkan buhar çarkları döndürerek bunlardan elektrik narı ve enerjisi elde ediyorlar.
İnsanı da semio-sibernetik yasalarla ya da genetik faktörler ve nörolojik aktörler ile açıklayabilir ve betimleyebilirsiniz...
Fakat insana ve evreni ilişkin bu tasvir ve izahların ötesine geçip insanı tanımlayıp anlayabilir misiniz ?
Kendinizi tanıyabilir misiniz ?
İşte burada hareket'in yukarıda HARARETE dönük yüzü yanında bir de HÜRRİYETE dönük yüzü bulunur.
Gayemiz ÖZGÜRLÜK olabilir mi ?
Gıdamızdaki ATEŞ'i unutmadan.
Hiç kuşkunuz olmasın.. gayemiz özgürlüktür.
Bunun için kendinizi özgür kılınız ve başkasını özgür bırakınız.
Eşinizi.. çocuklarınızı.. işçinizi.. arkadaşlarınızı.. dostlarınız....
Ancak biz birde SONSUZLUK isteriz..
Sahib olmanın özgürlüğü ile aid olmanın sonsuzluğunu nasıl bağdaştırabilirsiniz ?
SORUN da bu SAVAŞ ve barış içinde SINAV VE yarışta..
Saygılarımla osmanziya 24.11.2024üçyol 08:37
|
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 24-Kasım-2024 Saat 08:48
24.11.2014
yani âlem hakkında 10 (on) yıl önce paylaşmışım:
Buradaki sözcükler
çoğu yazılarımda geçen kelimeler. Bazen öz Türkçe bazen Osmanlıca kullandığım
terimlerinde çoğu zaman köklerini yazarım. KVN (kainat), İNS (insan) , KTB
(kitab) , NBİ (nebi) gibi “sözcük, terim, ad, değişken” göstergeleri belli anlamları gösterir hal
geldiklerinde REMİZ / SİMGE haline alırlar.
Görünür göstergede . “sözcük,
terim, ad, değişken, simge” EŞ ANLAMLI göstergelerdir.. ancak anlatım içinde
geçtikleri yere göre farklı anlam yüklenirler. Simgenin imgesi; sözcüğün nesnesi; terimin, kavramı; adın anlamı; değişkenin, değeri; vardır.
Ancak hepsi Hepsi dil dizgesinin birimleridır. Ancak dil içindeki anlatımları
farklıdır.
Kelimelerin sözlük
anlamları işin başıdır.. ancak onunla bitmez.. çünkü anlam sathından çıktıktan sonra sözcükler anlatımla
zenginleşirler. Bu yüzden bu zenginlik ve enginlik.. bu renklilik ve süslülük..
bu türlülük ve çeşitlilik.. eşitliği, saydamlığı ve yalınlığı örter. Çokluk
birliği, çiftlik birliği, gayrlar aynı perdeler. Zihin aks eden suretler ve
hads eden şekiller kutuplarında gidip gelmekten “ayna”sından uzaklaşır ve
kendine ve diline yabancılaşır. Kalktığı yere geri dönemez. Ancak diline döndüğünde ve aynada akseden terimler ve hads
eden kavramlarla hal ve kal arasındaki lisanına dönmeye çalıştığında ve bunu
başardığında gördüğünün ördüğünün ve gerçeğinin imgelenen hayal ve öyküsünün
irdelenen vehim olduğunu kavrar.. ilmin kozasını ve iradenin rozasını anlar.. yokluğa
yakın eksikliğini.. yoksunluğa giden yetersizliğini.. yoksulluğu doğuran
tembelliğini.. boşluğa düşen benliğini gördüğünde dilinin dünyayı oluşturduğunu
ve dinine dönüştüğünü anlar.
Aleminin nizamı hamd,
mizanı hüda, zamanı ila ve namazı rıza olabilmesi için İSTİKAMET ÇİZGİ’nin huda
yalvarışlı hidayetle kurması.. hamd
yakarışlı inayetle koruması.. ibadet destekli istikrarla sürdürmesi.. ve
istiane yardımlı inhirafsız bir bağışla ölüm
noktasından atlatabilmesi onun sınav oyunu ve yarış öyküsü olacaktır. Yapısını
yenmesi ve işlevini başarması ise yaRgısının yüklemi ve yaZgısının gerçeğidir.
Acaba insan; bu zorluğa razı olacak mı ? Ne ise ne mi (ne-o) mı olacak yoksa kimse mi (kim-o) olacak ?
Sanırım bu zorlu yolda
ve şu sözcükleri öğrenme yolunda sözlükler ve lügatler karıştıracaksınızdır..
ama ben çok kullandığın yedi yüz sözcükten 22x3= 70 TANESİNİ kısaca tanımlar halinde sıralayayım.
Belki böylece isteyenler tablolarımda
kullandığım sözcükleri “nukta”lar haline getirerek oradaki resimleri
görebilirler. Türkçe olanları da bulunmasına rağmen burada sunulanlar şu tabloya
bağlı olduklarından ne yazık ki TÜRKÇE
değil.. zaten gerekte yok.. çünkü yöntembilimsel analiz sözcüklerle ve
sözlerle değil noktalar ve çizgilerle
çalışır.. ancak emeli ve elemi olanın bu düzeye erişmesi için bu kelime ve kelam engelini aşması gerekiyor.
NAR, temas-ı kuvvet
SEYR, temaşa-i kavl
NUR, ebed-i hakk
SIRR, edeb-i havl
KEVN, lisan-ı salim
KİTAB, nakl-i sahih
İNS, akl-ı salih
NEBİ, kalb-i selim
SARF, tabiat ve tarih
AYAD, nazar ve niyet
SADR, atalet ve
batalet
FUAD, akıl ve kalb
ALEM, zerre ve hücre
ile ene ve zümre
ZAMAN, halk ve hakikat
NAMAZ, emr ve hakk
NİZAM, suret-i dünya
MİZAN, şekl-i din
ESMA, mahiyet-i insan
HÜSNA, hakikat-ı
kainat
EMR, izn-i ceal ve meal
HALK, inşa-yı say’ ve
sun’
İLİM, amed ve medd
AMD, zahir ve batın
MEDD, evvel ve ahir
Osmanziya sözcüklerle
oynuyor.. oyun "Y" çizgisinin etrafında seslemelerle yapılır.. ey.. ye.. uy-gulama.. öy.. oy..
uy.. uykulama.. yani uyum.. uyarı.. duyuru.. uyaran.. uygun.. aykırı.. sözcüklerinin pınarları.. kişinin hassasiyet ve hissiyat yani duyarlık
kapısından giren biçimler ve uyarlık
kapısından çıkan tasımlar öyle bir şaşılası
oylama ve oyalama ortaya çıkarırlar ki
böylesi de yapılabilir, şöylesi de
edilebilir.. oyun yalındır: Bir girer iki çıkar.. iki girer bir çıkar.. şekli görün
yanlış söyledim surete bakın "Y" deki bir ve ikiyi örersiniz ve görürsünüz.
Bu yüzden.. müslüman iki bakar bir görür (terkib) .. kafir bir bakar iki görür
(tahlil) .. çünkü özü öyle örer... gözünüze kanmayın gönlünüze aldanmayın...
şöyle ya da böyle söylenenleri gerçek diye sanmayın.. “gerçek”te ne ki.. doğru
olmadan verisi sağlam olmayan hayal ve imgeleme.. “doğru” ise gerçek olmadan verisi
sağlıklı olmayan vehim ve irdelemedir.. “bilgi”
oyunu ise bu ikisi ile kurulan bir dile getirmedir. Sözün bir diğer
içeriği olan “buyruk” dillendirmesi ise sol görünün bilgisini
iyilikle canlı ve güzellikle diri tutan
başka bir dil oyunudur. MB
demişim ve eklemişim:
Osmanziya sözcüklerle oynuyor.. oyun "Y" çizgisinin etrafında seslemelerle yapılır.. ey.. ye.. uy-gulama.. öy.. oy.. uy.. uykulama.. yani uyum.. uyarı.. duyuru.. uyaran.. uygun.. aykırı.. sözcüklerinin pınarları.. kişinin hassasiyet ve hissiyat yani duyarlık kapısından giren biçimler ve uyarlık kapısından çıkan tasımlar öyle bir şaşılası oylama ve oyalama ortaya çıkarırlar ki böylesi de yapılabilir bir şöylesi de edilebilir.. oyun yalındır:Bir girer iki çıkar.. iki girer bir çıkar.. şekle bakın yanlış söyledim surete "Y"’ye görürsünüz. Bu yüzden.. müslüman iki bakar bir görür (terkib) .. kafir bir bakar iki görür (tahlil) .. çünkü özü öyle örer... gözünüze kanmayın gönlünüze aldanmayın... şöyle ya da böyle söylenenleri gerçek diye sanmayın.. “gerçek”te ne ki.. doğru olmadan verisi sağlam olmayan imgeleme.. “doğru” ise gerçek olmadan verisi sağlıklı olmayan irdelemedir.. “bilgi” oyunu ise bu ikisi ile kurulan bir dile getirmedir. Sözün bir diğer içeriği olan “buyruk” dillendirmesi ise sol görüsün bilgisini iyilikle canlı ve güzellikle diri tutan başka bir dil oyunudur.
on yıl önce Osmanziya olarak demişim..
|
Mesajı Yazan: osmanziya
Mesaj Tarihi: 24-Kasım-2024 Saat 08:58
elini taşın altına koyacaklar için..
https://www.facebook.com/reel/1612282706056148
çok hoş bir misal..
https://www.facebook.com/reel/527101849694245
şeytan hakkında ilginç yaklaşım
https://www.facebook.com/reel/1059411992207581
tanrı hakkında ilginç bir yaklaşım
https://www.facebook.com/reel/550515020696602
bu da hepsinden ilginç
https://www.facebook.com/reel/890690916492450
nefes hakkında
https://www.facebook.com/reel/1259953232117014
edison hakkında
https://www.facebook.com/reel/2144250309310166
Peygamberimi hakkında
https://www.facebook.com/reel/1171308973931732
sinan canan
https://www.facebook.com/reel/578273658250149
göz ve göz
|
|