uploads/20130118_223402_s=sema.doc - uploads/20130118_223402_s=sema.doc
yukarıda bindirilen dosyayı indiriniz.
BARIŞ / SULH
Sukunet /
denginlik
Suhulet
/kolaylık
Güven /
emniyet
Saygı / hürmet
Muavenet /
Yardımlaşma
Şefkat /
şe”v”kat değil
Saadet /
mutluluk
Huzur /
dinginlik
Hayır / İyilik
İyilik / hayır
Selamet /
Esenlik
Adalet /
adalet
Kuvvet /
kuvvet
Emniyet /
Güvenlik
İstikrar /
kararlılık
Hoşgörü /
Müsamaha
Empati /
empati
Samimiyet /
içtenlik
Merhamet /
Acımak
Önce tabloda kullanılan kelimeleri bir
liste halinde dizdim.
Yöntembilimsel analiz ilkelerine göre bir
sözcük, ne terim ne de kavram olarak,
iki kez geçmez. Çünkü edebi düz
yazıda olduğu gibi burada bir kavram ve
terim başka bir anlam ve ad olarak ikinci kez kullanılmaz. Burada ise
iyilik/hayır terimi, hem Türkçesi hem Arapçası kullanılmak suretiyle iki kere
geçtiği görülüyor. Bu iş edebi bir yazıda tekerrürden kaçınmak için
yapılabilir.
Diğer taraftan “şefkat” terimi yanlış
olarak “şevkat” olarak kullanılmış. Çok kez uyardığım halde değerli abim bu
yanlışı hep yapıyor. Çünkü alışkanlık irade ile oluşur ama boynuz kulağı geçer
itiyad ve alışkanlık kudret-i iradeyi yener ve farkında olunmadan ve unutularak
yanlış yapılır.
Merhamet terimi genel “acıma” kavramını
ifade ederken şefkat’in acımasının nasıl karşılanacağını bilmiyorum ve bu
yüzden aynen yazdım ve sadece sözcüğün terim eleştirisiyle yetindim.
Kuvvet güç olarak karşılanabilirken “kudret” terimini de güç olarak
çevirdiğimizde bir terim iki ayrı kavramı göstermiş olacak ve bu da
yöntembilimsel analiz ilkelerine ters olacağından çevirmeden aynen bıraktım. Fizik
bilimi açısından kudret ve kuvvet ayrı
ayrı tanımlanmış ve farklı ölçü birimleri ile belirlenmiş iken günlük dilde
karıştırılır. Fizikte nar’a ENERJİ deniliyor.. e-Nar-ji ölçü birimi ayrıdır,
kudret / power ölçü birimi ayrıdır.. çeşitli kudretler var.. kuvvet ayrıdır ve
çeşitli kuvvetler vardır.. Biz fizikçi olmadığımız için uzmanı olmadığımız
konuda analiz, düşünme, anlama ve tanımlama yapamayız. Burada sadece kudret, nar, ziya, sühunet
(bürudet ve hararet) ve kuvvet (potansiyel ve kinetik) kavramlarını ayırmakla
yetinelim. Fizikçi arkadaşlar yöntembilimsel analize göre çözümleme ve
tanımlama yapsalar, ki nitekim yapıyorlardır, ama matematik olarak yapıyorlar,
mantıksal ve metodik olarak yapsalar daha başarılı olabilirler.
Şimdi SULH, tablonun başlığı ve buna en
yakın kelime olan SELAMET tablonun ortasına konulmuş ve sulh ve barışı
sağlayacak hoşgörü ve saygı, ortanın sağına ve soluna
yerleştirilmiş ve bu kavramları yol açan empati
ve güven bunlara eklenmiş.
Buradaki, SAĞDAN BAŞLAYAN yatay düz çizgi
diyor ki;
Önce bir empati yapılacak bundan da bir
hoş görü doğacak bu dahi esenliğe yol açacak ve bu selamet ve esenlik dahi sevgi ve saygıyı besleyecek ve yeşertecek
ve bu da kişilerarasında güvenlik ve
güvenilirliği artıracak.. doğru mu ?
Bence doğru.. katılıyorum ve isabetle
dizildiğini kendi adıma onaylıyorum.
Şimdi bu işte eğer yanlış anlamıyorsam barış ve sulh EMPATİ
ile başlıyor. Yani karşındaki kendin yerine koyma ya da kendini karşındaki
yerine koyma.. empati acaba hangisi ? Kanımca empati , hem sempati hem antipati
olmayan bir durum ki bu durumun adı DİĞERKAM’lıktır. Diğerkam olmak suretiyle
sempatik ve antipatik olmamak.. antipatik ve ve sempatik olmaktan daha öte ve
daha önemli bir tavırdır. Diğerkam ve empatik olan insan gerçekçi bir insan
olarak kendini diğeri yerine koyarak fedakarlık eden ve ona göre ona davranan
kişidir. Bencil bir tavırla karşısındakinin kendisi gibi olmasını beklemiyor.
Örneğin kendisi genç olduğu halde karşısındaki yaşlınedeniyle kendisi de yaşlı
imiş gibi davranan kişi fedakarlık yapmıştır.. Ya da tersine yaşlı bir
öğretmenin çocuklara veya gençlere kendisi degenç ya da çocukmuş gibi davranması
ki, kendisinden beklenen yaşlılık ve olgunluk tavırlarını yeri geldiğinde
unutmamak suretiyle eğitim ve yönetimde barışı sağlayarak başarılı olan bir
kişidir.
Türk kendini kürt yerine kürt kendini türk
yerine koyacak… böylece de Müslümanların
beraberliği kurulacak ve hatta giderek ümmet-i davet olan Hristiyan ve Yahudilerin
ve ümmet-i icabat olan Müslümanların birlikteliği sağlanacak.
Böylece yan da eşit ve denk hale gelir
uyuşmazlık çıkmaz ve çatışma olmaz.
Böylece ekonomik ya da sosyal bireysel ya
da toplumsal her türlü ilerle ve gelişmenin temelinde SULH yani barış-uzlaşma
ile eşitlik-denge olduğu açıkça belli olmuyor mu ?
Öyle ise yatay çizgi tamam.
Gelelim diğer dikey çizgiye:
Ortada SELAMET / esenlik var
Üstünde yani zahirde huzur ve saadet
Altında yani batında adalet ve kuvvet
Bence bu yerleştirme tersine olmazı
lazım.. çünkü adalet ve kuvvet hiç
olmazsa eserleriyle görülür oysa huzur
ve saadet içte görünmeyen dinginlik ve mutluluktur. Elbette onunda dışa
çıkan belirtileri olabilir ve adalet kuvvetin dış hassalarımızdaki tesirlerine
ve icraatına nazaran batını ve hissidir.
Hayır yukarıda yazılmış güzel fakat altına
bunun tercümesi olan iyilik yerine HAK yazılsa idi ya da yukarıda HÜRRİYET aşağı HAKK yazılsa idi daha
isabetli olurdu. Keza şefkat ve merhamet yerine HAYIR ve HASENAT yazılsa idi daha isabetli olurdu diye düşünüyorum.
Şefkat ve merhamet sulh ve barış yerleştikten sonra yeşerecek çiçek ve
meyvelerdir. Yukarıda sükûnet ve emniyet
yerine SELAMET ve EMNİYET
yazılsa idi daha isabetli olacaktı diye düşünürüm. Böyle ortaya SULH’u koyalım
başlıkta BARIŞ olsun. Suhulet ve muavenet önce ve sağda olması samimiyet ve
istikrar sonra ve solda olmalı.
Yani kolaylık
/ SUHULET ve yardımlaşma / MUAVENET’İn ÖNCEDEN içten ve kararlı olmasına
gerek yok SONRADAN bu kolaylık kararlı /
İSTİKRARLI ve yardımlaşma içten / SAMİMİ
hale gelebilir. Yani tablonun iç
karenin sağı ve solu yer değiştirmeli.
Şimdi değerli Ağabeyim Kutlu Bey, tablo
yaptı.. bende eleştirdim ve zati alisinin dediği gibi ne kadar çok şema
yaparsak elimiz daha çabuk alışacak.. böyle okumakla kalmayacak ve tablo yapar
hale geleceğiz.. kendi adıma ve kendisinden özür dileyerek Kutlu bey adına
diyorum ki haydi arkadaşlar benim ve onun birlikte attığımız iki adımına
karşılık sizde ÜÇÜNCÜ bir adım atın ve eleştirimi ve önerdiğim terimleri doğru
varsayarak buna göre yeni bir tablo yapınız! Boş bir tabloyu bu yazıya
bindireceğim. İndiriniz ve doldurunuz. Eliniz kaleme değmiş ve gözünüz iş
birliği yapmış ve oradan da zihninize yardım etmiş olur. Ve böylece
yöntembilimsel analizle barış başlamış olacaktır.
Sağlıcakla kalın.
Osmanziya