ANLAM VE KAVRAM
Bazen face'deki türlü konulardaki çeşitli yazılarımı böyle toplu olarak webimde paylaşıyorum.. türlü tenevvü demek.. çeşitli ise şetta.. peki türlü ve çeşitli arasında ne fark var ? Türün zıttı birey.. çeşitin zıttı eşit.. eşit musavi demek ve birey de ferd anlamına gelir.
Anlam, demek, tür, birey, çeşit, eşit...
zıdd (başka) ve nidd (benzer) anlam...
Tüm buradaki anlatımım oldukça soyut ve kuru ve ağır.. ancak türlü yazıları okumaya başladığınızda biraz daha somutlaşacak.. ancak benim "kişisel" yaklaşımım ve "bireysel" anlatım genel olarak bildiğiniz gibi hep SOYUT.. "somut" değil.. zaten çoğu kimse bu ikisinin yani müşahhas ve mücerredin ne anlamada geldiğini de bilmez.. hatta bir terimin ve kavramın bir dilden başka bir dile çevrilmesinde ilk başta bir "anlam" aktarır.. örneğin "müşahhas"a, haa.. "somut"muş dersiniz kendi dilinizde ancak SOMUT'un ne anlama geldiğini pek kavrayamazsınız.. ancak bu kavramdan anladığınız, anladığınız kavram kadar kalır.. peki anlamak ve kavramak nedir..
Gördünüz gibi DİL bir çamur ve bataklık.. altında da İLİM sıvısı ve suyu var.. gördüğünüz gibi burada bir teşbih benzetmesinin metoforunu yaptım.. dil ve ilim gibi iki soyut terimi ve kavramı
çamur ve bataklı ile sıvı ve su somutlarıyla anlatmaya çalıştım. işte burada dil ve ilim SOYUT.. bataklık ve su.. SOMUT.. DEMEK ki biz soyut gerçekleri böyle somut örnekler ile kavranılır ve anlaşılır hale getiriyoruz.
İşte bu yüzden çoğu zaman "Hakikati hikaye etmek kolay olmadığı gibi hikayenin hakikatına erişmekte zordur.."
Umarım biraz keyifsiz okuma sonunda keyifli bir zihne yazma elde etmişsinizdir.. bilgi ve sevgi ile sağlıcakla kalını.
KÜLTÜRÜN ŞİFRESİ
Kulturun Şifresi.. Daniel COYLE.. bir kitabı. Burada başarının.. sunumun.. serimin.. başatlıgın.. dirayetin.. riyasetin.. riyanın.. imametin.. başkanligin damarlarinda olan bir yeti.. güce tapmanın.. güçten korkmanin.. çıkara banmanin.. çanak yalamanin sinirlerinde bulunan bir yetki.. örülmeye ve görulmeye ve gösterilmeye çalışılmış. PAN filmini seyrettim.. sanırim uyku ve uyaniklik arasında bir dunya inşa ediyor çağdaş filimler.. bir tur öygü ve rüya bina ve inşa ediyor yapımci ve yönetmen ile kurgucular ve oyuncular çağdaş teknolojiyi kullanarak.. kurgularda çoğu zaman bir tutulmuş romana ya da tuttrulmak istenen mesaja.. misyona.. vizyona.. reklama ve propagandaya.. bunlarin hepsinin bayatlamış masal oldugunu söyleyip masal ve miti küçük düşurmek istemem. Çunku öykü.. kurgu.. tasarim.. biçimleme.. misil.. mesel.. temsil ve timsal ile tüm misaller muhteremdir. Biz imgeleme ve tahayyulun.. irdeleme ve tevehhümun otesine geçmek istiyoruz ve elimizde bulunan yegane malzeme de teşbih ve temsildir.
SIFIR SAYISI
Malum "0" sayısı ve simgesi ve kavramı aslı hind kültürü.. islamdan batıya geçmiş.. bu bir işarettir ki ÇAĞDAŞ kültür bir dilin, bir dinin ve bir uygarlığın değil bütün bir İNSANLIĞIN ortak malıdır. Fakat bir kültür kendini çağımızdaki gibi geçmişini unutup hegomon bir konum almaya çalışırsa geçmiş kültürlerde böyle paylarını göstermeye çalışıyorlar. Özellikle tek başına bir KÜLTÜR olan insan BİREYİ kendini unutup tüm kültür yerine koyduğunda farkında olmadan ve bilincine varmadan kendi olanağını SIFIRLIYOR ve bu da tanrı tanımazlık şeklinde beliriyor.. diye düşünüyorum.
GÜNLER
Barış ÖZCAN ım hem defter hem kitabini böyle degerlen-diri-yorum.. haftanin birinci gunune HIDROJEN.. ikinci gunune HELYUM ucuncu gunune LITYUM dorduncu gunune BERILYUM beşinci gunune BOR diyorum...
İLK İNSAN
Ilk insandan itibaren insan.. ILKE (mebde) ve ÜLKÜ ( umde) ile VERI (muta) ve BULGU (ucbe) ile zihni (beyin..şuur.. akıl terimleri de kullanilabilir) makulat ve lisanı menkulat ile bedeni mahsusat ve kalbi mekşufattan ibaret bir dunya kurar.. bu arada kuarklar da boyalarıyla işe yarar.
Tüm bu bileşenlerin işlem ve işletimiyle kurulan kurgu.. kuram ve MEKSUBAT'ın SÖZ'lerinin birikim ve eklemlenim ve gelişim ve kazanıminin üstunde ve uzerinde KUR'AN ayet ve tümceleri bulunur.
Ancak bunu imanı kamil olanlar kavrar ve ameli salihi bulunanlar anlar.
KIBLE
Kabiliyet.. kabli.. istikbal.. ikbal.. kabul.. kabbalist.. gizmeli ve bilinmez bu KIBLE kökü ile sırat-ı müstakımın yönü belirtilir lakin bu DOĞRU yolun ne kadar "doğru" olduğunu herkes bilmez.. sadece doğruyu değil GERÇEK içinde aynı durum geçerlidir. YBA "SAĞLAM Bilgi hem doğru hem gerçek olmalıdır." derken aynı zamanda SAĞLIKLI buyruk hem iyi hem güzel bulunmalıdır" da der.
Ve bunun arama ve bulmanın yöntemi olarak kendi hızlı anlam sürücüsünü ve anlatım aygıtının reklamını yapar. Bu aralar RAR dosyalarımızı webimize yükleyemiyoruz. İnşaallah kısa zamanda sorun çözülür. Yoksa bu dosya ile 130 tablo içeren bir RAR dosyası yükleyecektik.
Yukarıda KBL köküyle yazılan yedi sözcüğün her biri ayrı anlamdadır.. ancak hepsi ÖNCELİK anlamını içerir.. ancak öncelik anlamını içeren başka sözcüklerde var.. evvel, kadim, sebeb, gaye ve tüm bunları birlikte anlamaya ve anlatmaya "günlük dilin düz yazısı"nın (GDDY) nefesi yetmez.. o sade günlük dilin ihtiyaç ve tagaddisini sağlar.. ancak bilimsel dil, felsefi dil ve dini dil için SAĞLAM değildir.. halka yapılan retorik ve aydına edilen diyalektik ile dil kötü ve kötüye kullanılmaya musait bir yapısı var.
Dinnur YAŞAR ismimde TEFEKKÜR'e ilişkin tablolar ve resimler paylaştım.. merak eden onu inceleyerek YBA çok yönle ve yanlı konular, alanlar ve katmanlar için ne kadar yararlı ve verimli olduğunu görecektir.. çünkü örgüler açık ve seçik olarak imgelenmiş ve irdelenmiştir. OZO
GENEL çizgi'yi aşmamak.. TÜMEL yoldan taşmamak gerekir.. daha Kur'anın ilk sayfasında "onlara NAS'ın inandığı gibi inanınız denildiğinde biz aptalların (sefihlerin) inandığı gibi mi inanalım derler, oysa aptallar kendileridir fakat bilmezler" denir.. bu ayet beni gerçekten düşündürüyor.. YBA.. acaba bu genel çizgiyi aşıyor ve tümel yoldan taşıyor mu ?
Geçmişteki orman kanunu devrini bilseydik.. bu gün azda yürürlü ve geçerli olan olsa kural ve yaptırımdan oluşan hukuk düzeninin önemini ve değerini anlardık.. ancak her pozitif hukukun bir de doğal cennetinin ya da ideal dünyasının bulunduğunu unutumamalı..
DOĞAL ve NORMAL
Doğal (tabiatsal) ve dönel (tarihsel) olan ne.. normal (olağan) ve yasal(meşru) olan ne.. hatta yapı (strüktür) ve işlev (fonksiyon) ne.. madde (kütleçekim) ve kuvvet (radyasyon) ne.. medeniyetin müessesatı ve devletin teşkilatı ne.. hatta proletarya (fukara), entelijensiya (ulema), bürokrasi (umera) ve burjuvazi (agniya) ve aristokrasi (eşraf) bileşenlerinden oluşan toplumsal yapılar olan sosyal sınıflar bilindiğinde beşeriyetin binasından çıkan medeniyetin babı açılacak ve burada inşa edilen İNSANİYET BABI ortaya çıkacaktır.
İşte zaman anlayacağız ki "ettahiyyatü, elmüberakatü, esselavatü ve ettayyibatü LİLLAH" ne anlama geliyor görülecektir. Yani çoğalma (cinsellik), beslenme, seslenme ve sevinme yasa ve yasakları ortaya çıkacaktır. Yani demek istiyorum ki uzaktan bakarsan bulutların SÜREKLİLİĞİNİN ifadesini görürsün. fakat içine girdiğimizde onlar sadece damladan ufak su taneciklerinden SÜREKSİZLİĞİNDEN ibarettir.. ibare ile ifade farkını anladığımızda DİLden ve DİNden oluşan KÜLTÜRÜN.. nasıl DENEYİMLE evrildiğini ve DAYATIMLA devrildiğini bundan bilim dürülüşü ve hukuk dirilişi ile ortaya çıkan ticaret yaratılışı ve siyaset buyuruluşunu da kavrarız.
işte böyle.. bu ve buna benzer kavrayış ve anlayışlar bizi bu günkü giderek doğaya yabancılaşan teknolojiyi ve insanı insandan uzaklaştıran yeşil, mavi ve kırmızı idelojilere.. müslümanlara.. masonlara ve marksistlere getirdi.. ve bunlara ilişkin ÜLKÜLER.. halka yapılan retorik ve aydına edilen diyalektik ile.. yani dili kötü ve kötüye kullanarak dünyanın RENKLERİNİ belirleme ve dinin BOYALARINI tanımlama ile sürüyor.
Eğer bende bu anlatımda sunulan kavramları, GÜNLÜK DİLİN DÜZ YAZISIYLA, sav ve kanıtlarıyla ussallaştırarak, HAZIR bir kitap halinde daha açık ve seçik hale getirmeye çalışsa idim.. aynı yolda olurdum.. ünlü bir yazar ya da hoca.. bulunurdum. Hem zaten YBA reklamı ve propagandası amaciyle web sayfamda iki bin yazı ve yirmi bin tablo ile de yeteri kadarda yaptım ve üstelik FACE de on yıldır da bu pislikten kurtulamıyorum.. daha yirmi yıl sizinle böyle konuşsak.. bu mikroptan sıyrılamayız.
Dün akşam bir filim seyrettim kablo nette.. tatlı evim tatlı.. bir kasaba ortak bir çıkar için YALAN söylüyor.. özetle mevcut olan YALAN söylemektir.. istisnai olan.. zor olan.. iyi ve güzel olan.. olması gereken DOĞRU söylemektir ve zaten insanlar doğru söyleyebilecekler mi diye SINAV içindeler ve üstelik savaşlara arası BARIŞ için YARIŞTALAR.. tüm savaşlar barış için yapılır.. tüm karalar beyaz içindir.
ve bende günde sekiz tane YALAN söylüyorum.. demek ki bu gün 283 gün itibariyle 283 x 8 = 2264 tane yalan söylemişim.. demek ki doğru söyleyen sadece HESAP MAKİNELERİ'dir ki onun söylediği de görüsüz BOŞ KAVRAMLAR'dan ibarettir.. buna rağmen biz kavramsız KÖR GÖRÜLER ile bazı gerçekleri ifade etmeye çalışırız. Eğer doğrularımız boş ve gerçeklerimiz kör ise biz hangi iyi ve güzel olan maslahatlı ve menfeatli HAKKI arıyoruz ? Söyleyebilir misiniz ?
Öyle ise bize düşen sağlam ve sağlıklı bilgi ve buyruğu taşıyan SÖZLERİ inşa etmektir ki bunun yolunu da size gönderdiğim ete ve kemiğe bürünmüş YBA ile anlatmaya çalıştım. Lütfen buradaki gibi felsefi edebiyat ve dini vaaz ile vaktimizi israf etmeyelim ve YBA öğrenmek.. kullanmak ve yararlanmak yolunda çaba ve gayret sarf edelim.. diye düşünüyorum.. yine de siz bilirsiniz.. emek ve vaktinizi face de harcamayı sürdürebilirsiniz.. zaten kurtuluşta fazla görünmüyor.. hepimizi SANAL bir dünyaya nerede ise tamamen hapsettiler… bilgi, sevgi, saygı ve sağlıcakla kalınız.
|