KALEM'e "soz" dedim.. HAVA'ya "sıs" dedim.. kendime hala "sus" diyemedim.. :) bu yüzden artık KİTAB'a "betik" diyeceğim.. demesinde de eğer bu attığım değişkenler tutulmazsa kalem, hava, kitap sesinin seslendirdiği terimler yine kalem kavramını.. hava nesnesini ve kitap gerçeğini yansıtmaya ve ansıtmaya temadi ettirecekler.. aksetmeye ve hadsetmeye devam edecekler.. gösterge'lemeyi ve simgeleme'yi sürdürecekler.. ancak bu soz, sıs, betik seslerini kullanırsanız TÜRK DİLİ'ni zenginleştirmiş olacaksınız.. benim bu hizmetten başka sadece türk diline değil tüm dillere.. belki de ortak dil'e başka bir katkım var; YÖNTEM BİLİMSEL ANALİZ.. bu konuda bir türlü derdimizi anlatamadık.. ancak son günlerde bir arkadaşımız.. ismini vermiyorum.. bu işi yıldırım gibi bir pike yaptı.. bakalım ne kadar yukarı kaldıracak :)
EREK VE AMAÇ
Bir sene önce yazmışım.. katılanlar olmuş tabloya ve düz yazıya.. fakat bu güne kadar YBA öğrenme yolunda bir ilerleme olmamış.. ta ki MP ile geçen nisan ayında yaptığımız çalışmaya kadar.. bu şimdiye kadar ki ALAKALAR içinde bir ilerleme.. elbette bu bir yıl önceki yazımda belirttiğim gibi on beş senedir YBA e İLGİLENENLER oldu.. ancak onların merakları düz yazıda ortaya konulan çıkarımlara dairdi.. yazının içeriğine ilişkindi.. biçimine ilişkin bir yönelim.. YBA öğrenme, kullanma ve yararlanmaya ilişkin bir motive oluşturmuyordu bu.. bilirsiniz hiç kimse kimseyi ilgilenmiyor.. sevmiyor.. saymıyor diye suçlayamaz.. bende ittiham edemem.. çünkü ilgi bir "ilki"dir.. ya içten güdülerle doğar ya da dıştan dürtülürle.. DIŞTAN gelen dürtü ve muharrikleri çekici ve çelici kılan gereksinimlerimizdir diye düşünürüm.. oysa İÇTEN güdüleri çağrıcı ve çığlıkçı kılan arayışımızdır.. dürtü ve gereksinim HEDEF peşinde koşar.. güdü ve arayış ise AMAÇ peşinde.. örneklersem; okul, iş, aş, eş gibi gereksinimleri siz hedefliyerek elde edersiniz.
Okul hedefinize elde etmek ve diplomaya ulaşmak için kaynağınız aklınız, ömrünüz, emeğini, gayretinizi yönlendirmektir. Toplumsal organizasyonun çağımızda ulaştığı düzeye göre bu TAHSİL her zaman geçim için yapılmıştır.. çünkü insan meslek öğrenmezse topluma ve üretime katkıda bulunamaz ve geçimini sağlayamaz. sonra siz okul sonucu aldığınız DİPLOMA.. yani öğretim ve eğitimde YETERLİLİK belgesi size İŞ (hedefinizin) bulmanızın aracı ve kaynağı olacaktır. Keza iş kaynak haline gelecek aş ve eş (hedeflerinizin) bulmanızın vasıtası olacaktır.. derken çocuk ve emeklilik.. ev ve araba.. gibi hedefler yaşamımızı dolduracaktır. Bunlara sahip olamayan EVSİZLER de vardır.. belki aileleri de vardır ama yalnızdırlar.. Fakat bu gereksinimler dışında kendini ifade eden.. Maşodov’un yüksek ihtiyaçlar adını verdiği “kendini ifade etme” ARAYIŞ’lar dahi vardır.. ilim.. hikmet.. san'at.. ahlak.. fünun.. hukuk.. şimdi hepsine birden KİŞİSEL GELİŞİM adı veriliyor..
Bu kişisel gelişim sürece, BAŞARILI olarak bu daha çok PARA daha çok KİŞİ (oy) dan KAZANMAKTAN farklı bir durum.. yukarıda bahsedilen ilim, irfan, muhabbet, hikmet, san'at, ahlak.. fünun ve hukuk bir teslimiyet içinde yapılırsa bunlar İBADET haline gelirler.. artık kime ve neye teslim olmuşsan onun için olur.. meşrusu ve makbulu ALLAH için olanıdır.. bu durumda biz ibadete DİN adını veriyoruz. Bütün bunları ne ile yapıyorsunuz biliyor musunuz ? DİL ile...
İşte bu ilim ve ibadet yönelimleri artık bir hedef değil GAYE haline geliyorlar.. diğer kaynaklar ve hedeflerde vasıta durumuna geçiyorlar. ancak bu ekonomik ve politik hedefler biraz YÜKSEK olup da gaye haline geldiğinde de ARAÇLARIN amaç haline gelmesi ortaya çıkıyor ki işte insanı, bireyi ve toplumu BATIRAN budur...
Artık siz gayeniz uğruna başka gayeleri (kimseleri, kişileri, bireyleri) vasıta (araç) ve nesne (eşya) haline getiriyorsunuz.. diplomanızı, paranızı ve oyunu o amacınız ne ise onun uğruna feda ediyorsunuz.. hatta farkında olmadan kendinizi bile ki en ağırı da budur zaten.. çünkü kullandığınızı sandığınız diğerleri de başta dil.. sizi kullanıyor.. sizden yararlanıyor.. fakat siz daha çok yararlanıyor görünüyorsunuz.. abla diyorlar abi diyorlar hocam diyorlar başkanım diyorlar.. bu yüzden ancak bu kölelerinize bağlı KRALLIĞINIZIN bağlıları olan bu amaçlaşmış araçların ve nesneleşmiş kimselerin.. yani KÖLELERİN size yaşarken yardım etmeleri ve amaclanmış aracınızı gerçekleştirmeleri dışında.. dua'dan başka bir getirisi yoktur.. bunlardan birisi içten Allah RAZI olsun.. demişse.. ve sizde bu işi İBADET kastiyle yapmışsanız.. artık KABİR'den sonrada ışık olacaktır..
İşte ister kaynaklarınızı sizi dürten hedefler (erekler) için çalıştırın.. ister araçlarınızı sizi güdüleyen gayeler (amaçlar) için işletin.. tüm bu coşkunuzu ve tutkunu DİL ile gerçekleştirirseniz.. YBA de analitik düzlemin matematik kullanımını görsel, mantıksal ve metodik düzeyine çıkarmış yeni bir dildir. YBA de amacım.. ürünüm kadar ONUR kazanmaktır.. ürünümün Aristo.. Descartes.. Kant'ın çalışmalarını yani YÖNTEM uğraşlarını geliştiren yeni bir dil, hızlı bir anlam sürücü ve kolay bir anlatım aygıtı olarak gelecekte pek çok aydınlığının AMPÜLÜ olacağını düşünüyorum... eğer akıllı davranıp YBA ortaya çıkarırsam.. İkincisi ahirette yedi sülalame yetecek bir SEVAB kazandıracağını umuyorum. .Eğer İMANLI bir sona erişirsem ve Allah azze ve celleyi RAZI etmişsem. .. İnşaallah. Bu onur ve sevaba YBA in ÖĞRENİLMESİNE.. KULLANILMASINA ve YARARLINILMASINA katkıda bulunduğun oranda başkaları da katılacaktır.
Yukarıda bahsettiğim onur ve sevab kazanma hedefi ve amacı her ikisi de PROJE safhasından sonra PARTNER safhasının gerçekleşmesini bekliyor.. iş ortağı.. eş ortağı.. hedef ortağı.. amaç ortağı.. ancak bu güne kadar hiç birini bulamadım.. Ancak giderek yaşlanmama.. giderek vaktin geçmesine.. rağmen elimin ayağımın tutuğu .. en büyük işim çişimi yaptığım sürece.. umudumu yitirmiş değilim.. umuyorum ki YBA in sergilendiği www.yontembilim.com linkindeki YALNIZLIK SARAYINDA.. yalnızlığını gideren müstesna zihinler ve mutena şuurlardan bir kaçı erişir.. projemizi EKİP düzeyine getiririz.. İnşaallah.
uploads/20190510_164917_BETIK.rar - 20190510_164917_BETIK.rar
|