|   |     ANALİTİK 
  DÜŞÜNCE VE YÖNTEMBİLİM   Analitik
  düşünce ve yöntem bilim çerçevesinde Milliyetçilik Kavramının açıklanması…Önce Analitik düşüncenin nasıl disipline bir düşünce olduğunu açıklamaya
  çalışalım analitik düşünce: Olayların, nesnelerin, tümel kavramların enine
  boyuna a...naliz edilerek tanımlanmalarını-çözümlenmelerini sağlayan
  sistematik bir düşünme eylemidir. Bir diğer ifade ile hangi düşünce,
  sistematiki ve tertip-düzen içindedir. O düşünce analitik düşüncedir. Bu
  şekilde düşünme ile en anlaşılır biçimde açıklamalar yapılmakta, isabetli
  çözümler ortaya konulmaktadır. Analitik düşünce ile parçaların temel
  özelliklerinden hareketle bütüncül açıklamalar yapılmakta, doğru çözümler
  ortaya konulmaktadır. Harflerle, kelimelerle, tikel ve tümel kavramlarla,
  çizgi, şekil, sembol ve sayılarla analitik düşünce çerçevesinde
  tanımlamalar/açıklamalar/çözümlemeler yapılabilmektedir.
 Düşünce yani tefekkür denilen
  akıl yürütmeler iki şekilde yapılır. Birincisi tahlil / analiz / çözümleme
  diğeri terkib / sentez / bireşim.. bu iki şekil Lisede okuduğumuz Mantık
  dersinden hatırlayacağımız üzeri tümden-gelim (endüksiyon/istintaç) ve tüme-varım
  (dedüksiyon/istikra) düşünme yollarından yararlanmakla yapıldığını
  düşünüyorum. Düşünme düşünceleri birbirine BENZETEREK bağlamayı pek sever.
  Belki tahlil ile  istintaç arasındaki yol
  bu kadar kolay değildir amma biz çözümlemeyi tümdengelime benzetebiliriz.
  Keza terkibi de istikranın müşabihi sayabiliriz. Deduksiyon ve endüksiyon
  tohumlarından analiz ve sentez ağacının çıktığını “düşünebiliriz.” Bunda ne
  kadar haklıyız bilemiyorum ama konumuz olan ANALİZ  ile düşünme, Çözümleme ile tefekkür,  bütün ve parçaları arasında olgusal değil
  amma kurgusal, kavramsal ve düşünsel bağ ve ilişkiler kurmaktır. Olgu ile
  kurgu arasında suret ile şekil mabeyninde nasıl bir ilişki var tam bilemiyoruz
  ama bu şekilde analitik düşünce işe yarıyor ve ÖLÇEREK binaları yükseltiyor
  ve HESAPLIYARAK uydumuz olan  aya adam
  gönderiyoruz. Olgu nedensellik yasasına ve
  kurgu özdeşlik ilkesine tabi.. ama bu ikisinden;  birincisi değişim yasası ve ikincisi
  değişmezlik kuralı  ile gerçek ve doğru
  bilgi kuruyoruz. Beni felsefe ateşine atan şaşırtıcılık burda başladı.. iki
  ayrı nelik bir tek “gerçeklik” nasıl verebiliyor ? Siz buna insan ve kainatın
  uyumu, dengesi, ilimi, bağdaşımım ne derseniz deyiniz bana çok ilginç ve
  alışılmadık geliyor ? Sonuçta mantıkı kıyasların ve matematik hesaplamaların
  TEMELİ olan analitik düşünce Descartes’in analitik düzlemi bir HESAPLAMA
  aracı olarak kullanmasından sonra artık SAHİFELER insanların elinde basit bir
  defterden fazla bir şey ifade etmeye başladı: GRAFİKLER.. yani iki nicelik ki
  bu iki varlık ya da olay olur işte bu iki NESNE arasındaki ilişkiyi analitik
  düzlemde ÇİZGİ olarak görüp gösterebilirsin. Eğer sayılar varlıkları ve  olayları, nesneleri ve  kimseleri, ilgileri ve ilişkileri DOĞRU
  olarak gösteriyorsa bu doğrudan gerçek yararlar çıkarabilir, GERÇEK olarak
  gösteriyorsa doğru kararlar elde edebilirsin. Sonuçta bu analitik düşünceyi
  beşer çok sevdi ve bununla kesrete boğulan  medeniyetinde işin ağırlığını  evren ilimleri tesis etmeye yükleyip  bu düşünceyi kullanarak evrenden yararlanma
  yolunu seçti. Amma insan ilimlerini, sentetik düşünceyi ve sonuçta vahdeti
  unuttu ki ne tuhaftır ki Hilmi Ziya ÜLKEN bu düşünceye İSTİNTAÇ adını vermiş.
  Sonuçlandırma.. baştan da saysan on, sondan da saysan on.. iki elin
  parmakları tam on tane oluyor sonuçta.. yani bütün parçaların toplamından
  ibaret.. işte bunun böyle olmadığını YAPISALCILIK ortaya koydu.. yapı,
  parçaların bütününün toplamından fazla bir nesnedir. Her ne ise epistemak
  kaygıdan ontik tasaya geçmeden bir analitik düşüncenin bir tür düşün olup her
  tür düşünce olmadığını saptayarak fıkrayı bitirelim.     
 Bir noktadan, enine (apsis), boyuna (ordinat) bir birine dik geçen iki eksenin,
  düşünme-tasavvur temeline oturtulmasıyla analitik düşünce oluşmaktadır. Bir
  diğer ifade ile analitik düşüncenin arka planında nokta (.) , çizgi (-) , bir
  noktadan enine boyuna birbirine dik geçen/kesişen iki çizgi/eksen (+ veya X)
  yani bir analitik düzlem tasavvuru vardır. Kareli defterde yada harita ve
  metot defterindeki enine boyuna çizgiler; bir bakıma bu arka planı somut
  olarak gösterir. Esasen bu arka plan yani analitik düzlem soyut olarak bizim
  zihnimizde de aşağı-yukarı, sağ-sol, evvel-ahir, zahir-batın v.b yönlerde
  dizin tasavvur edilme şeklinde oluşmaktadır. Burada soyut veya somut şekilde
  olsa da, önemli olan analitik düzlemin nasıl ve ne şekilde kullanıldığıdır.
 Çocukluğumdan bu yana camilerdeki
  vaazlarda ve kitaplardaki edebiyatta kültürümüzde sürekli yinelenerek
  vurgulanan bir konu var.. Batı ilmi bizden aldı! Hani bu bir zaman zengin
  olan adamın yoksul düşünce benim şöyle apartmanların böyle halayıklarım vardı
  türünden bir övünme ve kendini teselli edinme.. bizde atalarımız böyle bilim
  yapmış şöyle bina dikmiş bu günkü batı uygarlığı bir zaman bizim
  talebemizmiş.. büyük bir oranda bu söz doğrudur amma bu doğruluk şimdi
  işimize yaramıyor.. işte analitik düzlem de böyle.. batı bizden almış.. Analitik
  düzlemin yani en+boy+yükseklik+süre olmak üzere dört boyutlu “gerçek” zaman-mekan
  süreklisinin iki boyutlu iz düşümü olan “sahife”,  Kur’an-ı Kerim’imizin HADİD süresinin üçüncü
  ayetinde ESMA suretinde TANIMLANIYOR. Evvel ve ahir ile zahir ve batın. İşte bu
  kartezyon koordinatların temelidir. Descartes bunu MATEMATİK olarak
  kullanmayı öğretti bizde.. uygarlığımızda bunu kurgusal, olgusal ve matematik
  olarak kullandı.. bizde şimdi “metodik” olarak kullanılabileceğini
  düşünüyoruz.  Eğer metodik olarak
  kullanılabilirse KARTEZYEN koordinat çizgileri yani  enine olan apsis ve boyuna olan ordinat
  çizgisi yeni bir dilin HARFLERİ haline gelebilir.      Bilim adamları; bir noktadan geçen enine boyuna eksen temelinde (analitik
  düzlemde) lunguistik ve mantıki, metodik ve matamatiki olmak üzere dört
  şekilde analitik düşünce tarzının olabileceğini, bir diğer ifade ile analitik
  düzlemin dört değişik şekilde kullanılabileceğini belirtmektedirler. Şöyle
  ki;
 Analitik düzlemin linguistik kullanımı: Tüm yazı ve hat çalışmaları bu esasa
  dayanır. Bilindiği üzere bizim harf / ar / letter dediğimiz gösterge ve
  simgeler, YATAY ve DİKEY çizgilerden ibaret olup, yazı dizini de yatay veya
  dikey istikamette yazılır. Bazı kültürlerde yazılar dikey, bazı kültürlerde
  ise yazılar yatay istikamette yazılır. Yatay ve dikey eksenlerin oluşturduğu
  YÜZEY, analitik düzlemden başkası değildir. Yani bir kağıt veya bir pano, bir
  ekran analitik düzlemdir.
 Analitik düzlemin Mantıki kullanımı: Doğruluğu bilinen kavramlara, terimlere,
  hipotezlere, aksiyomlara, prensiplere/kurallara (ayniyet prensibi, zıtlık
  prensibi ve tümden gelim, tüme varım kuralı) dayanılarak, analitik düzlemde
  açıklamaların/ çözümlemelerin yapılmasıdır. Mantık bilimi, analitik düzlem
  temeline oturtulduktan sonra bir hayli gelişme kaydetmiştir.
 Analitik düzlemin Matamatiki kullanımı: Mantıki düşünmede bazen oluşan
  karmaşıklıktan azade olarak sayılardan, sembollerden, çizgi ve şekillerden
  oluşan kavramsal-terimsel yapıtaşlarına dayanılarak, analitik düzlemde
  net-doğru çözümlemelerin yapılmasıdır.
 Mantıki düşünmede yapı taşları olarak kullanılan kavramlara-terimlere
  karşılık, matamatiki düşünmede şekiller ve sayılar kullanılır. Ne varki her
  iki düşünce siteminde de aksiyomlardan, hipotezlerden hareket edilmektedir.
  Her iki düşünmede en temel kural, kavramların-terimlerin manasının doğru
  bilinmesi ve yerli yerinde kullanılmasıdır
 Bilindiği üzere aritmetik denklemler, analitik düzlemde geometrik eğriye
  dönüştürülmektedir, ki bu durum analitik düzlemin matamatiki kullanımını
  gösterir. Bu kullanım şekli lisede ANALİTİK GEOMETRİ dersi olarak
  okutulmaktadır.
   Daha önceki yazımda
  belirttiğim gibi her hangi bir bilim kitabında “lunguistik ve mantıki, metodik ve
  matamatiki olmak üzere dört şekilde analitik düşünce tarzının”
  topluca anlatıldığının, tanımlandığının bulunduğunu sanmıyorum.  Ali bey 
  zaten Kitab ismi vermiyor bilim adamları diyerek bilim dünyasına
  işaret ediyor. Linguistik kullanım bizim düz yazıda kullandığımız yazılar,
  harfler ve rakamlardır. Matematik kullanıma gelince bu yukarıda açıkladığım Kartezyen
  koordinatların kullanılarak “süreksiz” sayı olan DENKLEM ile “sürekli”
  nicelik ifadesi olan ÇİZGİ’nin yani ARİTMETİK ile GEOMETRİ’nin matematik bir
  arayüz olan analitik düzlemle ile birbirine DÖNÜŞTÜRÜLMESİ’inden ibarettir.  Geçmiş yazı ve çalışmalarımızda
  böyle “iki alan arasındaki bulunan bir ara yüz” tarzında bu MATEMATİK  yapılanmaya BENZER  üç tane daha mahiyetin bulunduğunu gösterdik
  ve gelecekteki ve  ilerideki çalışmalarımızda
  bunu daha ayrıntılı olarak öreceğiz ve göreceğiz. Bunlardan METODİK dediğimiz
  kısmına ilişkin düşüncelerimizde arkadaşlarla birlikte bir DİL haline
  geldiğinden bilim dünyasına bir TÜRK başarısı olanak sunacağız. Böylece geçmişle
  övünme yerine geleceği biçimlemede katkı payımızı gerçekleştireceğiz, İnşa-allah.
  Batı nasıl Edison’un ampülü ile kıvanç duyuyorsa bizde Kitabımzından alınan
  bu ışığı daha ileriye götüreceğiz.     Analitik düzlemin METODİK kullanımı: Bu kullanım şekline Kant transandantal
  analitik diyerek bir tanımlama yapmışsa da bu şekil kullanımın kuralları
  ortaya konulmadığından bu kullanım şekli bir disiplin haline
  getirilememiştir.
 Analitik düzlemin METODİK kullanımı ile ilgili Sn. Osman Ziyaoğlu’nun dışında
  akademik seviyede bu güne kadar henüz ciddi bir çalışma ortaya konulmamıştır.
 Kısacası nasıl ki, analitik zeminde matamatiki bir düşünce ifade edilirken;
  sayılar toplanıp, çıkarılıp bölünüp ortaya bir değerler bütünü
  çıkarılmaktaysa, aynı şekilde yöntem bilimsel düşünme sisteminde de; tümel
  kavramların-terimlerin ihtiva ettikleri alt kavramlar-terimler teker teker
  belirli adreslere-yerlere konularak, ortaya bir değerler bütünü
  çıkarılmaktadır.
 Sn Ziyaoğlu analitik
  düzlem/diyagram üzerinde yani koordinat eksenleri üzerinde belirlediği
  yerlere-adreslere temel mantık kuralları/prensipleri çerçevesinde ilgili terimler/kavramlar
  yerleştirmek suretiyle hedeflediği tümel bir terimi/kavramı kolayca
  açıklamaktadır. Ki Sn.Ziyaoğlu arka planda olması gereken analitik düzlemi ve
  koordinat eksenlerini ve eksenler arası alanları gösteren yukarıdaki
  şemayı-diagramı-kalıbı hazırlamıştır.  Patentini almadığı yöntem bilim
  göstergesi olarak tanımladığı bu kalıbı-şemayı-diagramı kim kullanırsa
  kullansın en ufak bir hayıflanma içerisine girmeden her kesin istifadesine
  sunmuştur. Ne yazık ki bu disiplin benim gibi birkaç araştırmacı yazar
  dışında kullanan pek fazla meraklı da yok…   Değerli Abim, patenti alınmasada ve resmi araştırmacılar yüz
  vermesede sizin kültür dükkanınızda doğan bu ışık.. yine sizin son iki yıldır
  çabanızla bu hale geldi.. gayretinizle beni biraz daha dik ve biraz daha
  yürekli tuttunuz. Ve  mart 2013 toplantımıza
  katılım ve katkı verdiniz. Suludere’nin de beslemesiyle sanırım bir yere
  geleceğiz.. ancak beş kişilik ÖĞRENİCİ çekirdeği  oluştuğu zaman bu çalışma hız kazanacak onbir
   kişilik PARTİ  oluşumu gerçekleştiğinde ÖĞRETİCİ’lerin ekip
  çalışmasıyla yöntembilimsel analizin formları ve normları ile konseptleri ve
  modelleri yerli yerine oluşacak, İnşaallah. Son toplantığı yaptığımız
  çalışmaları yayımladığımda yürüyüş biraz daha netleşecek. Böylece  şemaları ortak bir mutfak haline
  getireceğiz. Biz şimdilik iptadi tohumları atıyor ve bu tohumlar ilkelde olsa
  onların büyük bir binanın projesi bilerek ve bunları kendimizi ÖRGÜLEME de
  kullanarak var oluşturduğumuz "insanbilim"in işlevi ve fonksiyonu haline getiriyoruz. İnanıyoruz
  ki bu çabalama ve debelemeden yedi sülalemize yetecek manevi kazanç
  alacağımızı bekliyor ve onur bulacağımızı umuyoruz      Sağlıcakla kalınız   Osmanizya       |   |