İslam
dünyasının dört temel sorunu bulunuyor:
1 - Kadın ve erkek ilişkileri
2 - Dünya ve ahiret dengesi
3 - Toplum ve birey uyumu
4 - Akıl ve kalb bağdaşımı
Bu temel sorunlar başka ikincil ve türev zorluklar ve sıkıntılarda bulunabilir.
Ancak toplumun birimi ve insanın bilimi olan AİLE ”mizan”ı konulmazsa..
toplumun “nizam”ı olamaz. İktisadi alanda emek ve sermeye.. siyasi alanda
iktidar ve muhalefet.. sosyal alanda gelenek ve yenilik.. ilimde patent ve
standart.. hep kadın ve erkek ilişkilerinin mizanına ve ölçüsüne bakar.
Bunlarında dördünün de MAHİYETİ kavi ve zayıf arasında ilişkidir. Her çağ ve
toplum.. kuvvetin ve hakkın uyumlu dengesini sağlamada başarılı olduğu kadar
iler gider.. ancak hakkı ve kuvveti uzun sure denge de tutmak zordur. Kadın ya
da erkek zayıf iken hakkımı isterim diyor.. ancak kuvvetli olunca hakkı
unutuyor.
Bir de medya DAİMA işin tersini yansıtır.. kadın kuvvetli ise onu zayıf
gösterir.. ya da erkek zayıf ise onu kuvvetli gösterir.. Medyanın hedefi
AİLE'dir.
Uygarlık “ilerledikçe” boşanmalar bozuluyorsa.. kültür “geliştikçe” toplumda
aileler maya tutmuyorsa.. bunun sonucunda TEKNOLOJİ insana giderek doğaya
yabancılaştırıyorsa.. İDEOLOJİ insanı insandan giderek uzaklaştırıyorsa.. sorun
sadece ülkemizde değil dünyada söz konusudur.
Bu durumda kültürün gelişmesini sorgulamak.. uygarlığın ilerlemesini mercek
altına tutmak gerekir.
İsterseniz daha temel bir konuya gelelim.. kültürün.. uygarlığın.. toplumun..
ekonominin.. siyasetin.. dilin ve dinin ve ideolojinin temel bileşeni nedir ?
İNSAN
Peki insanı nereden elde ediyorsunuz.. tarladan mı.. fabrikadan mı.. medyadan
mı.. yoksa "aile"den mi ?
İşte bu sorunun yanıtını bulmak insan ve aile arasındaki bağlantıyı görmek..
önce insanı tanımlamak ve sonra aileyi tanımayı gerektirir.
İnsanı tanımlamak için bir tüyo vereyim.. baldır ve bacak meydanda bir kadına
sorun.. sergileyip duruyorsun ama bunlarin hepsi senin mi ?
Kendinden ve insandan haberi yoksa elbette hepsi benim diyecek.. oysa ERKEK
olmadan kadın ayırt edilip değeri bilinebilir mi ?
Erkek için "kadın"..
kadın için "erkek"
bir DEĞER ifade ediyorsa..
bu değer de bir önem ifade ediyorsa "kadın" mallarını ulu orta
herkese sergilemek özgürlüğü bulunmaz.
Çünkü mallarının en az yarısı "erkek" ya da "erkekler"in
olduğundan.. kadın güzelliğini kendi erkeğini ve diğer erkekleri rahatsız
edecek derecede kullanamaz. Erkek te gücünü.. kadınını ve diğer kadınları
rahatsız edecek derecede kullanamaz.. aslında bu sadece dini ya da ahlaki ve
sosyal değil doğal bir reflekstir.
Fakat moda.. alışkanlık.. sorumsuzluk, duyarsızlık, herkesle bir olmak.. diğer
kadınlar ya da erkeklerle rekabet etmek.. gibi çeşitli nedenlerle bu doğal
duyarlık ve utanma kalmıyor. Medya da bunu körüklüyor.
Ben burada sadece kadını ve erkeği suçlayarak sorunu çözmüş görünmek istemem.
İşin içine pek çok nedenler ve etmenler karışır.
Bir defa insanların güzellikleri ve güçlerini ve yetkinliklerini görmek ve
göstermek istemek gibi çok güç eğilimi, dürtüsü ve güdüsü bulunur. Bu üçünün
baskısına karşı gelerek ve malının arz ve teşhirinin yasal ve güzel olanını
seçerek karşı koymak çok zordur.
Testosteronun tazyikine ve östrojenin teşhirine karşı koyarak gözünü ve götünü
kapatmak çok ama çok güçlü bir utanma ve oldukça derin ve alışılmış sorumluluk
duygusu gerektirir. Moda gibi güçlü bir güdünün emrine uymamak büyük bir çabayı
gerektirir. Örneğin şu erkeklerin papaz saçı kesimi ya da kadın erkek
dövmelerle bedeni süslemek kaç yıl önce çıktı.. beş yıl öncesinde nerede ise
hiç yoktu..
Demek ki sorunun ekonomik ve politik nedenlerinden psikolojik ve etik
etmenlerine kadar pek çok bağlantıların etkisi bulunur ve bunlar içinde en
önemlisi de her türlü medya (sosyal medya, televizyon, sokak) bulunan örnekler
ve misallerin yaygınlığıdır.
Bu saydığımız ve sayamadğımız nedenlerden ve etkenlerden dolayı erkekler
kadınların.. kadınlar erkeklerin değerini bilmiyor ve boşanmalar giderek
artıyor.
Sonuçta aile bozuluyor; kadın, erkek, çocuk ve yaşla aile olmadan KORUNAKSIZ
kalıyor ve böylece özellikler çocuklarımız ve kızlarımız küresel seks
pazarlarına malzeme.. yaşlılarımız ve ana-babalarımız küresel din pazarının
hedefi oluyorlar. İşte bu yüzden KADINA çok büyük görev düşüyor.
Aile de kadın erkek ilişkileri yani "EŞ" bozulunca "İŞ" de
bozuluyor.. içki, kumar, suiistimal.. artıyor.
Yukarı da söz konusu ettiğim dört sorunun dünya ve ahiret dengesi, toplum ve
birey uyumu, akıl ve kalb bağdaşımı kurmakta zorlanıyoruz. Böyle yoğun bir
şekilde bireyi geren sorun karşısında kişilerin gücü kalmıyor.. ailecek bir
soruna düşersek işin içinden çıkmaya umudumuz ve mecalimiz olmuyor.
Çare; evlilikleri korumak.. hazır kadın ve hazır erkek olmadığını bilmek..
eşimizi, karımızı ve kocamızı kendimizin hazırladığının farkında olmak.. bunun
içinde içinde bulunduğumuz yanlışlardan dönmek için sonuna kadar çaba
harcamaktır.. bir kişi kurtulursa aslında toplumun kurtulduğunun.. bir kişi
batarsa aslında toplumun battığının farkında olmak.. ve toplumun en yükseğinin
kendi yuvamız yani AİLE olduğunun bilincine vararak onu elimizden geldiğinde
sağlam ve sağlıklı tutmaya çalışmak ve bunun için hiçbir fedakarlıktan
kaçınmamaktır..
Saygılarımla, sağlıcakla kalınız.
[ofzo] 20.08.2022 Üçyol-İZMİR
|