esSelamü Aleyüm, Dün, 14 mart 2013 perşembe günü üç kişilik toplantı yapıldı.. dört kişi çağrılacaktı.. biri yanıt vermedi.. biri geri dönmedi beş kişilik davetten üç kişilik toplantı çıkardık.. toplantıda bildiğim bir şeyi öğrettim toplantıdan sonra, onun bereketiyle, bilmediğim üç şeyi daha öğrendim.. arkadaşlara dediğim gibi hepimiz ÖĞRENİCİ'yiz. Yukarıda bahsedilen öğrettim-öğrendim sözcükleri mecazen kullanılmıştır aslen değil.. çünkü aslında o toplantıda hepimiz öğren-i-c-i idik.. amma ileride birileri ÖĞRETİCİ olacaktır. Bu ben olabilirimde olmayabilirim de çünkü herkes her şeyi yapamaz.. kimi temelleri kurar, kimi tabanı döşer, kimi duvar ya da duvarları inşa eder, kimi tavanı kapatır ve kimi çatıyı yapar.. çünkü tek kişinin yaptığı bina ancak kulube olur. Ben yöntembilim analiz kulubesinde yaşıyorum.. benim kulubeme tenezzül edip gelen orada gökdelenin temellerinin atıldığını görür mü göremez mi bilmem ancak kuşkusuz inanıyorum ki günlük dilin mantığı ve bilimsel bilginin matematiğini ek olacak ya da tamamlayacak hikmet, felsefe ve din katmanlarında yeni ve ortak bir dil binasının kurulması gerekmekte ve yöntembilimsel analiz de buna aday ve müteahhid olmaktadır. Arkadaşlara toplantıda, toplantı sponsoru olarak, önce MOR bir defter ve kalem verdim.. dedim ki az önce kırtasiyeciye uğradığımda kimsenin almadığı mor defterler kalmış.. bu yüzden bunları seçmek zorunda kaldım.. sonra anladım ki bizler.. suret ve renklerin belirli anlam ve anlatımlara bağlanmadığı engin (bahir) ve gür (hür) dünyaya açılıyoruz.. dedim. Artık orada mor renk homoseksülelleri göstermeyecek.. siyon yıldızı denilen mührü süleyman yahudileri göstermeyecek.. koordinatik düzlemin artısı hristiyan haçını göstermeyecek.. nokta sülüsü masonik sembol olmayacak... çünkü bu dünyada yatay ve dikey iki çizgiden başka hiç bir harfi (ar) yok.. bu dilin hiç bir ister kök ister ek olsun adı va arı yok.. yani düz yazıya ve günlük bilgiye veda ediyoruz.. çünkü suretler (biçimler) dünyasından şekiller (tasarımlar) dünyasına giriyoruz.. Güzellikler dünyasından özellikler dünyasına, nitelikler dünyasından nicelikler dünyasına, arlar dünyasından adlar dünyasına ve nesneler ve kimseler dünyasından özler dünyasına geçiyoruz.. evren ilimlerinin ve insan ilimlerinin güzelliklerini ve iyiliklerini bir başka açıdan göreceğiz.Bu sanki THE MATRIX filminde Neo'nun eşyanın hakikatını görmesi gibidir. İşte bu yeni dünyanın preniplerini, işte bu yeni dilin temellerini ve bu yeni oyunun protokollerini atmaya çalışacağız.. biz hazır bir dili öğreten öğretmenlere ve öğrenen öğrenciler değiliz.. hazır olmayan bir dili kurmaya azimli öğreniciler ve öğreticileriz. işte bu yüzden işimiz zor.. işte bu yüzden bu işin başından olanların fedakarlığı çok... Bunun için üç kalıp dördüncü güne uzattığım dört günlük içinde mesleki birliğim olan NOTERLER BİRLİĞİNİ'nin terminaldeki yeni yapılmış muhteşem binasına bile gidemedim.. yirmi yılımı yiyen ve geri kalan önceki kırk yıl da onun hazırılığı olan bir davanın sahibi olarak elbette bu toplantıya kendim gitmek zorundaydım.. yirmi iki yıl önce bu davanın çekirdeğinin atıldığı BİLTAV dergisinin sahibi olarak Ali ağabeyde gelmek durumundaydı.. Tamer DÖVÜCÜ başarısıyla yöntembilimsel analizin değerini bilen Suad Beyde bir değerşinas olarak geldi. Bu vesile ile bu iki değerli bilim casusu ve ilim aşıkı arkadaşa teşekkürlerimi sunarım. Müsait olan bir zamanda bu toplantıda yapılan çalışmaları burada ayrıntılı olarak sunacağım ve bu hepimizin işine yarayacak yazılı bir kaynak olacak. Bu toplantıda konuşulan bu ortak yerde yani http://www.yontembilimi.com - www.yontembilimi.com sayfasında "konularımız yazıları ve yazılarımızın resimleri" yayımlanırsa en az 30+30+30 doksan meraklı yöntembilimsel analizle yazılmış tablo-metin iletilerini izleyecek-okuyacak.. bir süre sonra ana dillerini iki senede öğrenen insanlar bizim dilimi öğrenmeye, kullanmaya, anlamaya başlayacaklar ve yararlanacak. Beş kişilik bir çekirdek düşünmüştüm.. şimdilik iki kişi.. Kutlu Aytug'dan önce Fatma Çıkar ve Elektrosufi analitik düzleme dayanan tablolamayı kullanabiliyorlardı fakat kendilerince önemli olan gerekçelerden dolayı bu işi sürdüremediler.. onlarda olsaydı beş kişi olacaktık.. fakat her iş DİNİNİN kısmetine göre olur ve DÜNYASININ nasibine göre gerçekleşir.. "dilin dünyası"na girmek için özel bir eliminasyonun süzgecinden geçmek gerekmektidir.. tecüssüsün görünenden öteye.. merakın gözlenenden beriye.. görünmeyen ve gizlenen şekillere cerir ve murur olması lazım.. bilmekten usanmayanlar ve anlamaktan bıkmayanlar buraya giremez.. hassasiyetten öte hissiyatın mahsus bir alanda tahassüs yapması.. duyum-alımdan aşkın ve duygu-lanım üstünde bir tahassüs ve duyumsama yapması lazım ki işte ARAYIŞ bu biçimi aldığında ona TASARIMLAR dünyası açılır.. kavramsal tasarımla başlar transandantal bir çözümleme yapmaya geçer.. aşkın bir tahlil.. biçimin içeriği üstünde içeriğin biçiminin ilmini kurmaya girişir. İşte bu DİLİN DÜNYASIDIR. İşte buraya geldiklerinde bende morpheus gibi ama farklı bir tarda DİLİN ÇÖLÜNE HOŞGELDİN'iz diyeceğim izlerimle.. is.. terseniz. imgelemeniz ve irdelemeniz'i ince elerseniz.. amma siz hiç tablolarımı izlemiyorsunuz ki! Hep izlemeseniz de hiç olmazsa okurken iz..le..sen.. iz... Ben'i bulursunuz. Çünkü ben, sen'im yani biz-iz. Şimdilik ona OZ diyorum. Osmanziya
------------- BEYAN dogru olmali ve MAAN hakikati bulmalidir
|