KELAM , ilimden isime geçmek için bir köprü.. kelamın altında emel ve üstünde amel var.. emelin altında iman.. amelin üstünde ihlas var..işte bu (+) perpektifinde insan oturtuluyor.. KELAM ilmi yapılıyor yani.. tabloları versiyon sırasıyla ve terimlerin sözlük anlamlarını bilerek okursanız.. ufkunuza açacak büyük resme de ulaşabilirsiniz.. desem dediğimize ukelalık saymayınız.. çünkü bu tabyoyu yapabilmek için 66 yılımı verdim.. siz 33 dosyada bunu şakkadanak hemen alamayacağınızı bilin istedim. Fakat dikkatlı ve meraklı ve ısrarlı ve sabırlı olursanız niçin olmasın ?
uploads/20190806_215245_ILMI_KELAM.rar - 20190806_215245_ILMI_KELAM.rar
iLM-İ KELAM islam inançları akaide dair bir ilmidir.
Eskiden bu ilmin adı FIKIH imiş.. örneğin İmamı Azamın FIKH-I EKBER yapıtı böyle bir kitap imiş.. zamanla FIKIH sözcüğünde anlam kayması olmuş HUKUK için kullanılır hale gelmiş.
Fıkıh ise fikrin bir türüdür.. fikrin diğer türü fehimdir.. genelde fehimden fünunu (bilimi) ve fıkıhdan hukuku çıkartırım. Böylece TEFEKKÜR ile ortaya iki tür anlama tipi çıkar birisi fünun-u fehim.. diğeri hukuk-i fıkıh.. böyle ikisi de ilim olmasını rağmen fünunun fehim esasları ile hukukun fıkıh esasları birbirinden ayrılır.
Bu konuda BİLİM özdeşlik ve nedensellik ilkelerini.. HUKUK ise özgürlük ve amaçsallık ilkelerine bağlayarak Aristonun METAFİZİK dört sebeb kuramından EPİSTEMİK bir nazariye çıkardım.
Düşünce dünyasında tanınmış bir isim olmadığımdan bu nazariye benimle münhasır kaldı. Fakat gelecekte ortaya çıkacağı gibi budüşüncemin çeşitli yazılarda belirttiğim gibi TARİHSEL KÖKLERİ var.. en son olarak İmamı Nursi bu ikili ayrımı mana-yı harfi ve mana-yı ismi olarak kullanır ve açıklamalar yapar ve buna bağlı olarak imkan ve vucub.. itikad dairesi ve esbab dairesi.. daire-i rububiyet ve daire-i ubudiyet olarak ayırımlar yapar.
ve bu konuda görüşünü ve bakışını ünlü metodolojik sözünde belirtmiştir ki bu Ali imranın ilk sayfasındaki muhkem ve müteşabih ayırımına da uyar. "Hayatımızın bekası imanın ve sıdkın ve tesanüdün devamiyledir. Aklın nuru fününü medeniyedir.. kalbin ziyası ulum-u diniyedir.. hakikat ikisinin imtizaycıyle tezahür eder.. iftirak ettikleri vakit birinde hile ve şüphe diğerinden taassub tevellüd eder. Talebenin himmeti bu iki kanat ile pervaz eder"
Sözüyle geleceğin yüzyılların öncü yoluyla ve geçmiş yüzyılların aristo (madde ve tanrı), descartes (uzam ve düşünce) ve kant (teorik ve pratik akıl) gibi öncülerin dediklerini bağlar..
Şimdi bu konular anlaşılmıyor.. çünkü islam dünyası Kur'an kitabından başka bir kitap okumuyor.. evren kitabını okumuyor.. insan kitabını okumuyor.. TAASSUB VE TAKLİD VE EZBİR ile Kur'an okuyorlar.. mentalite ve zihniyet ve doğmalarında düşünceleri boğuyorlar.. benzere bilim de de var.. sanki tanrı tanırlık dini tanrı tanımazlar bilim PARSELLEMİŞ insanları ve inananları bilimden ve dinden soğutuyorlar.
Şimdi bu dizine ekli dosyaları incelerseniz bu anlattığım konuyla doğrudan ilgisi bulunumuyor. anca öyle bir AKSİYOMATİK ortaya koyuyor ki eğer insicamı görürseniz benim gibi "Eleysallahü bi ahkemilhakimin" diyeceksiniz din-i mübin-i islam için.. her ne ise.. bu ILMIKELAM içindeki dosyaları versiyon sırasıyla incelerseniz.. anlayacaksınız ki insan olmak zordur ve islam olmak hiç kolay değildir.
Ancak biz yinede ülkü ve ideal olarak insaniyeti ve islamiyet hedefleriz.. yapamaz isek te yolunda oluruz.
Bilgi, sevgi, saygı ve sağlıcakla kalınız.
Osmanziya 06.08.2019 üçyol
|