DEVEYE DİKEN İNSANA SİKEN YARAR.. derler fakat ben bu sözü İNSAN'a layık görmüyorum.. insan görünene yarar diyelim..
Aslında ne sert olmak lazım ne de yumuşak.. kültürel, ekonomik ve politik gücünü bütün sertliğinle kullandın mı insanlar sus pus olur baş eğer görünürler.. arkandan kuyunu kazmaya çalışırlar.. ya da yumuşak olursan arkana koymaya kalkarlar.. bu ORMAN KANUNUN yasalarıdır.. Arkanı sağlam tutmak istiyorsan ne sert ol ne de yumuşak.. yakınlarında dahil olmak üzere herkese gereği ve yeteri kadar DEĞER verirsen.. DEĞERİN olur.. üç kuruşluk adama beş kuruş verirsen o iki kuruşla satılman ORMAN kanununun gereğidir.
Yaratan bu kanunu kuvvet yasasını ve orman kanunu HAYVANLAR için vaz’ etmiştir.. ancak insanlar için.. hukuk yasası.. ahlak yasası.. ve hakk yasası olarak daha ince ve nazik ve yetkin kanunlar ve kaideler koymuştur.. bu yüzden mecbur kalmadıkça orman yasasına baş vurma.. düşmanlarınla sulhkarane ve BARIŞÇIL ol.. dostlarınla mürüvvetkarene ve BAĞIŞÇIL geçin.. kimsenin yapıp ettiği yanına kalmaz.. mahşerde önüne düşer ve mizanda kefesine konur.
baba.. dede.. hoca.. hacı.. genelde yaşlı bir insanı İFADE eder.. yaşlılar hürmet görür.. ya parasından.. ya bilgisinden.. rahmetli babam derdi var mı paran pulun cümle alem kulun.. yok mu paran bulun.. tımarhanedir yolun.. ancak bazı yaşlılar var ki işte bu KAMİL İNSANLAR etraflarında insanları manevi güçleriyle topluyorlar.. işte bu zat böyle birisi.. rahmetli KAYHAN dede, kültür bakanlığı yapmış Namık Kemal Zeybek ve Agah Oktay Güner gibi isimleri etkilemiş birisi sanırım.. daha başkaları da vardır.. bu vesile ile haziran ve kasım 1991 de Fikri Sağlardan önce altı ay bakanlık yapmış Gökhan MARAŞ bizim sınıf arkadaşlarımızdan idi.. hatta sınıf arkadaşım Lutfullah KAYALAR mesut yılmaz çelme atma idi başbakan olacaktı.. Fikri Sağlar tarafından 4.yayın kongresine de bildiri sunma önerisi geldi ve sundum.. ertesi gün Cumhuriyet Gazetesi adımdan ve bildirimden söz etti.. ve tam 20 senedir ilim ile uğraşıyorum.. adam ile uğraşmadım.. makam için uğraşmadım.. para için uğraşmadım.. insanlara önem vermedim.. fakat insanlara insan olması için muamele ettim.. insan gördüm.. amaç gördüm araç muamelesi etmedim.. şimdi arkadaşım bakan ya da başbakan oldu.. bende olurdum demeye getirmiyorum.. insan her şey olur.. ota da konar boka da konar bir sinektir.. ancak öyle de olsa böyle de olsa İNSAN olduğu unutmamalı ve insanı kamil olmanın yoluna bakılmalıdır.
haklısiniz.. amma ben o cubbeyi (savcilik) giydim.. kuyunun dibinde oldugum halde kendimi kubbenin üstunde sandim.. evet.. kendimizin kişisel degeri olmayabilir.. lakin MAKAM ın bir izzet ve hikmeti.. TANIGIN gerçeğı.. SANIGIN gerekçesi.. SAVCININ onuru.. YARGICIN korkusu vardir.. bunu her KÖYLÜ bilir
MAKAM ve Konum etkilidir.. yetkilidir.. tepkilidir.. hadi dortleyelim.. mutekellimi.. maksadi ve muhatabı MÜTEKABIL olur. MULKun vekaleti ruhani ve meleklere ve emanetide cinlere ve biz keleklere yüklenmiştir.. toplumsal sözleşme hikaye.. toplumsal ve kamusal ve resmî olan RİSALET yetkini oyunla pusula edip adama MAKAM verdikten sonra ona kasabali diyerek şehirli şımarık zengin zübbeyi zübde goremezsin.. diye düşünüyorum.
Proleterya halk yetıstiriyor entelijensiyayı ve ülemayı.. besliyor.. burjuvazi ve agniyayı.. büyutuyor.. bürokrasi ve ümerayı.. başına geçiriyor ancak bu seçkin çocuklar olan havassı nas.. avamı nas üzerinde öncü ve önder olarak etkili belirleyici ve yetkili biçimleyicidirler.
Bir insanın işini bilime ve hukuku göre yapması asıl olandır.. bunun dışında kibir ve vesair niyet ve duygular başkalarını ilgilendirmez.. ihlas ve kibir ve riya ve şirk konuları kul ve tanrı arasında kalan bir ilişkidir başkaları da zaten bunu bilmez.. üstelik karışmaz.. aksi halde insanlar tanrının yerine geçmiş olurlar ve karşısındaki insanı rahatsız ederler ve böylece kendileri kibre düşerler ve farkında olamazlar..
UFUK
irak ve uzak olanlar
yakin ve karib bulunanlar
Ufukta görünen vizyon mu dur yoksa illüzyon mudur bilinmez.. ancak strateji ve taktiklerde vizyonu göre belirlenir.. strat.. ben SIRAT olarak görüyorum artık.. sırat belli olursa artın onun istikameti de.. istikrarı da ve inhirafı da belli oluyor Azizim.. böylece aktörleri ve faktörleri bu vektör ve SIRAT üzerinden değerlendirmemiz kolay oluyor.
Burada Erzurumlu İbrahim Hakkının şu sözü ışık olabilir:
Anlarsam uzağım yakınımdır, anlamazsam yakınım uzağımdır.
Öyle ise anlaşılmaya bekleme.. anlamaya çalış.
Diğer taraftan vizyonunun misyonunu sürdürebilmek için
Beyazıd Bistamiye ait olduğu söylenen şu sözü rehber aldım:
Aramakla bulunmaz. Bulanlar ancak arayanlardır.
Hayrun umuraha evsatuha.. işlerin hayırlı ortasıdır.. anlamında bir söz.. hadis mi bilmiyorum.. ancak dinin ruhu olan ortaya yolu yansıtıyor.. ne sadece dünya ne sadece ahiret.. ikisinin ortasıdır.. resim sadece ahireti hatırlatıyor.. bu resim bu resmi yapanın dünyayı düşünmüyor anlamına gelmez.. ancak günlük dilin düz yazısı ve resimle gerçek ancak bir yanı ya da yönünü gösterebiliriz.. YBA bu yönden biraz daha şanslı.. çünkü daha çok yan ve yönü gösterebiliyoruz.. ancak şunu da unutmamak lazım.. insanın başkasıyla iletişime geçebilmesi.. iletişimin çekirdeği olan "anlamayı" becerebilmesi asıl sınav.. anlam zordur.. anlatım kolay değildir.. lakin ANLAMA bu ikisinin ortasında girişebileceğimiz nisbeten kolay bir iş.. gereksinimin ne.. arayışın kim.. bunu saptadık mı gerisi kolay olacaktır.. çünkü ortak gereksinimleri ve ortak arayışları bulanlarla bir araya gelinebilir.. diye düşünüyorum..bu BİZ olmayı gerçekleştirir.. Esselamü aleyna ve a'la ibadillahissalihin.. duasının bundan sonrası olan salih olmak ve halas bulmak kendi başına çaresine bakabileceğimiz bir iş kalıyor.
osmanziya 03.10.2019 üçyol İZMİR
|